• Buradasın

    TanzimatDönemi

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Tanzimat döneminde kafiye nasıl yapılır?

    Tanzimat döneminde kafiye iki farklı anlayışla ele alınmıştır: 1. Divan şiirindeki anlayış: "Kafiye göz içindir" anlayışı devam ettirilmiştir. 2. Yeni anlayış: Recaizade Mahmut Ekrem tarafından ortaya atılan "Kafiye kulak içindir" anlayışına göre, kafiye kelimelerin seslerine bağlıdır. Tanzimat döneminde kafiye, genellikle aruz ölçüsüyle yazılmış şiirlerde kullanılmıştır.

    Mif türü hikaye ne zaman ortaya çıktı?

    Mif türü hikaye, yani mit, Antik Yunan medeniyetine kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Mit, eski insanların varlık hakkındaki ilkel tasavvurlarının bütünü olup, kozmosun yaratılışı, insanların, bitkilerin ve hayvanların ortaya çıkışı, doğal olayların sebepleri ve doğası, efsanevi kahramanlar, tanrılar ve ilahlar hakkındaki inançları içerir. Hikaye türü ise modern anlamda 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Hikayenin kökenleri Antik Yunan'a dayanmakla birlikte, modern hikayenin temelleri Amerikalı yazar Edgar Allan Poe, Fransız Guy de Maupassant ve Rus Anton Çehov gibi isimlerin çalışmalarıyla atılmıştır. Türk edebiyatında ise hikaye, Tanzimat döneminde Batı etkisiyle modern anlamda kaleme alınmaya başlanmış, ilk örnekler Ahmet Mithat Efendi'nin "Letaif-i Rivayat" adlı eserinde görülmüştür.

    Batılı tarzda ilk olgun hikaye hangi dönemde verilmiştir?

    Batılı tarzda ilk olgun hikaye, Tanzimat döneminde, 19. yüzyılda verilmiştir. Samipaşazade Sezai'nin 1891 yılında yayımlanan Küçük Şeyler adlı eseri, modern Türk hikayesinin ilk olgun örneği olarak kabul edilir.

    Dalkavuklar hangi padişah döneminde ortaya çıktı?

    Dalkavukluk, Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'tan önceki dönemlerde ortaya çıkmıştır. I. Mahmut döneminde ise dalkavukluk bir esnaf sınıfı olarak kabul görmüş ve dalkavuklar esnaf odalarına dahil edilmiştir.

    İlk Türk roman nesli kimdir?

    İlk Türk roman nesli, Tanzimat Edebiyatı döneminde eser veren yazarlardan oluşur. Bu neslin önemli temsilcileri şunlardır: Şemsettin Sami: "Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat" adlı eseriyle ilk Türk romanı kabul edilir. Ahmet Mithat Efendi: "Yeniçeriler", "Hasan Mellah" ve "Felatun Bey'le Rakım Efendi" gibi eserleriyle tanınır. Namık Kemal: "İntibah" ve "Cezmi" adlı eserleriyle bilinir. Bu yazarlar, Türk edebiyatında romanın gelişimine öncülük etmişlerdir.

    Tanzimat dönemi eyalet sistemi ne zaman kaldırıldı?

    Tanzimat dönemi eyalet sistemi, 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi ile kaldırılmıştır.

    Nağmesi Seher hangi döneme aittir?

    Nağme-i Seher, Osmanlı dönemine aittir. Recaizade Mahmut Ekrem'in yayımlanan ilk şiir kitabı olan Nağme-i Seher, 1871 yılında yayınlanmıştır.

    Yenileşme dönemi hangi isimle anılır?

    Yenileşme dönemi, Tanzimat Dönemi olarak anılır. Bu dönem, 3 Kasım 1839'da Sultan Abdülmecit'in emri ile Koca Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane Parkında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile başlamıştır.

    Sis kimin eseri Tanzimat dönemi?

    Tevfik Fikret'in "Sis" şiiri, Tanzimat döneminde yazılmış bir eserdir. Yahya Kemal'in "Siste Söyleniş" şiiri de bu dönemde, "Sis" şiirine bir karşılık olarak yazılmıştır. Tanzimat döneminde yazılmış başka bir "Sis" eseri bulunamamıştır.

    Tanzimat dönemi hikaye örnekleri nelerdir?

    Tanzimat Dönemi hikaye örneklerinden bazıları şunlardır: Müsameretname. Letaif-i Rivayat. Küçük Şeyler. Sergüzeşt. İntibah. Araba Sevdası. Felatun Bey’le Rakım Efendi. Muhayyelat. Tanzimat Dönemi'nde yazılan hikayelerde genellikle günlük hayattan ve tarihten alınan konular işlenmiştir.

    Noktalama işaretlerinin şiirde kullanımı ne zaman başladı?

    Noktalama işaretlerinin şiirde kullanımı, Türk edebiyatında Tanzimat Dönemi'nde başlamıştır. İlk olarak Şinasi, 1859 yılında yazdığı "Şair Evlenmesi" adlı tiyatro oyununun başında iki noktadan bahsetmiştir.

    Yazar eser eşleştirmesinde en çok hangi dönem sorulur?

    AYT Edebiyat'ta yazar-eser eşleştirmesinde en çok sorulan dönem, Tanzimat Dönemi'dir. Bu dönemde öne çıkan bazı yazarlar ve eserleri şunlardır: Namık Kemal: İntibah, Cezmi, Vatan Yahut Silistre. Ziya Paşa: Harabat, Terkib-i Bent, Terci-i Bent. Şinasi: Şair Evlenmesi, Durub-ı Emsal-i Osmaniye, Tercüme-i Manzume. Ayrıca, Divan Edebiyatı ve Cumhuriyet Dönemi de sıkça sorulan dönemler arasındadır.

    Jön Türklerde kadın hakları nasıldı?

    Jön Türklerde kadın hakları ile ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: Eğitim: Jön Türkler, kadınların eğitim hakkının desteklenmesi gerektiğini savunmuşlardır. Siyasi Aktivizm: Jön Türkler, kadınların siyasi aktivizmine önem vermiş ve onları bu alanda teşvik etmişlerdir. Yasal Haklar: 1917'de kabul edilen Hukuk-ı Âile Sonuç Kararnâmesi ile kadınlar, sosyo-ekonomik ve hukuki alanlarda bazı haklar elde etmişlerdir. Jön Türkler, kadınların mevcut statükoya itirazlar yöneltmesini ve haklarını aramasını desteklemişlerdir.

    Maturasyon Türk eğitim sisteminde ne zaman uygulandı?

    Maturasyon, Türk eğitim sisteminde uygulanmamıştır. Türk eğitim sisteminin tarihsel gelişimi incelendiğinde, maturasyon kavramına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Türk eğitim sisteminde önemli değişiklikler ve reformlar şu dönemlerde gerçekleşmiştir: 1824: Zorunlu eğitim anlayışı getirilmiştir. 1869: İlköğretim zorunluluğu 5 yıl olarak belirlenmiştir. 1924: Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimde birlik sağlanmış ve medreseler kapatılmıştır. 1973: 8 yıllık zorunlu eğitime geçiş kararı alınmıştır. 2012: Zorunlu eğitim süresi 8 yıldan 12 yıla çıkarılmıştır. Maturasyon kavramı, bu dönemlerde yapılan düzenlemelerde yer almamaktadır.

    Türk edebiyatında ilk günlük ne zaman yazılmıştır?

    Türk edebiyatında ilk günlük, Tanzimat döneminde, 1897 yılında Direktör Ali Bey tarafından yazılan "Seyahat Jurnali" adlı eserdir. Divan edebiyatı döneminde tutulan "Ruzname" isimli savaş notları ile Evliya Çelebi'nin "Seyahatname"si ise günlük niteliği taşımakla birlikte, bu eserlerdeki bazı bölümler günlük olarak değerlendirilebilir.

    Türk edebiyatında ilk eleştiri türü nedir?

    Türk edebiyatında ilk eleştiri türü, Tanzimat Dönemi'nde ortaya çıkan Batılı anlamdaki eleştiridir. Bu dönemde eleştiri, daha önce Divan edebiyatında görülen sözlü ve yüzeysel değerlendirmelerin ötesine geçmiştir. Divan edebiyatındaki tezkireler, şairlerin hayatlarına ilişkin bilgilerin yanında eserlerinin niteliklerine dair kısa değerlendirmeler içermekle birlikte, eleştiri türüne tam anlamıyla örnek sayılmazlar.

    Tanzimat döneminde sanat için sanat anlayışı ne zaman başladı?

    Tanzimat döneminde "sanat için sanat" anlayışı, ikinci dönemde başlamıştır. Bu anlayış, özellikle Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan ve Samipaşazade Sezai gibi sanatçıların eserleriyle ön plana çıkmıştır. "Sanat için sanat" anlayışı, Tanzimat'ın ilk döneminde hakim olan "toplum için sanat" anlayışının aksine, bireysel konulara ve estetik kaygılara yönelişi ifade eder.

    Tatsülot konusu nedir?

    "Tatsülot" kelimesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "tasallut" kelimesinin anlamı hakkında bilgi verilebilir. Tasallut, Arapça kökenli bir kelime olup, "musallat olma", "saldırma" ve "sarkıntılık" anlamlarına gelir.

    Tanzimat dönemi şiirinin özellikleri nelerdir?

    Tanzimat dönemi şiirinin bazı özellikleri: Konu Değişikliği: Aşk, hasret gibi kişisel konular bir yana bırakılıp eşitlik, özgürlük, adalet gibi toplumsal konulara önem verilmiştir. Dil: Dilde sadeleşme amaçlanmış, ancak bu konuda başarılı olunamamıştır. Nazım Şekilleri: Divan şiiri nazım şekilleri (gazel, kaside, terkib-i bent vb.) kullanılmıştır. Ölçü: Aruz ölçüsü kullanılmış, hece ölçüsü ise az da olsa denenmiştir. Bütünlük: Konu bütünlüğüne ve şiirin baştan sona belirli bir düşünce etrafında gelişmesine önem verilmiştir. Fransız Etkisi: Özellikle ikinci dönemde Fransız şiirinden etkilenilmiş, yeni nazım şekilleri denenmiştir. Toplumsal Temalar: Şiirlerde kanun, düzen, bayrak, millet gibi kavramlar işlenmiştir. Sanat Anlayışı: İlk dönemde "toplum için sanat", ikinci dönemde ise "sanat için sanat" anlayışı benimsenmiştir.

    Savcılık tarihi ne zaman başladı?

    Savcılık kurumunun tarihi, Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanmaktadır. 1840 ve 1851 tarihli Ceza Kanunları ile savcılık kurumu ilk kez kanunlaştırma hareketleriyle ortaya çıkmıştır. 1870 tarihli Nizamname'de "müdde-i umumi" teriminin kullanılmasıyla savcılık resmen tanınmıştır. 1876 Anayasası'nın 91. maddesi ile savcılık anayasal bir zemin kazanmıştır. 1879 yılında ülke genelinde mahkemelerde savcılıklar kurulmuş ve savcılık kurumu görev ve yetkileriyle düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanıyla birlikte, 1924 yılında kabul edilen Teşkilat-ı Adliye Kanunu ile modern anlamda savcılık teşkilatı oluşturulmuştur.