SözcükAnlamı

"Nice try" ifadesi, bir kişinin bir şeyi deneme çabasını takdir etmek için kullanılan gayri resmi bir ifadedir. Samimi bağlam: "Nice try! You were really close. Let’s go over it together" (İyi denemeydi! Çok yaklaştın. Birlikte gözden geçirelim). Hafif ton: "Nice try! That was a good effort, but maybe we should practice a bit more" (İyi denemeydi! Çaban güzeldi, biraz daha pratik yapmalıyız). Alaycı bağlam: "Nice try! We all know traffic wasn’t that bad" (İyi denemeydi! Hepimiz trafiğin o kadar kötü olmadığını biliyoruz). Bu ifade, kişinin başarısız olduğunu belirtse de, girişimin takdir edildiğini gösterir.

Aymazlık ve aymaz arasındaki fark şu şekildedir: - Aymaz: Çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezmeyen (kimse), gözü bağlı, gafil anlamına gelir. - Aymazlık: Aymaz olanın durumu, çevresinde olup bitenlerin farkına varamama durumu, gafillik, dalgı gibi anlamlara gelir. Özetle, "aymaz" bir kişiyi, "aymazlık" ise bu kişinin durumunu ifade eder.

Napim, "ne yapayım?" ifadesinin kısaltmasıdır. Örnek kullanım: Arkadaş: "Kanka, sevgilim beni terk etti." Sen: "Napim?" Arkadaş: "Kanka, borç para lazım." Sen: "Napim." Bu ifade, "bana ne?" gibi mizahi ve rahat bir tavrı yansıtır; olaylara ciddi yaklaşmama veya durumu alaya alma amacı güder.

Pinay, Filipinli bir kadını ifade eden resmi olmayan ancak yaygın bir şekilde kullanılan bir kelimedir. Ayrıca, "Pinay" aramalarının önemli bir kısmı yetişkin içerikli materyallerle ilişkilidir ve bu kullanımda terim, rıza göstermeyen veya sömürücü şekillerde kullanılmaktadır. "Pinay" kelimesi, Urban Dictionary'de şu anlamlara da gelmektedir: Dayanıklı, güzel, saygın ve güçlü bir Pilipina kadını; İyi ahlak ve disipline sahip, gelecekte doktor olacak zeki bir Asyalı. "Pinay" kelimesi, Filipinler'den gelen veya Filipin kökenli insanlar tarafından kullanılır.

Balık etli ifadesi, genellikle dolgun, kıvrımlı ve etli bir vücut tipine sahip kadınları tanımlamak için kullanılır. Bu terim, zayıf veya ince olmayan kadınları ifade eder ve her beden tipinin güzel olduğunu vurgulayan bir bakış açısını yansıtır. Dolayısıyla, "balık etli kuzen" ifadesi, kuzeninizin bu vücut tipine sahip olduğunu belirtmek için kullanılabilir.

Cevap kelimesinin eş anlamlıları şunlardır: Yanıt; Karşılık; Tepki.

Hayır, "lamb" (kuzu) ve "kuzu" aynı değildir. "Lamb" kelimesi, bir yaşından küçük genç koyunları ifade eder. "Kuzu" ise, genel olarak koyun türlerini kapsar. Dolayısıyla, "lamb" daha spesifik bir terim olup, "kuzu" daha genel bir terimdir.

Kalender meşrep, düşünce ve davranışlarında kalender olan kimse anlamına gelir. Kalender, TDK'ya göre dünya malında gözü olmayan, gösterişsiz, alçakgönüllü ve sadeliği seven kimse olarak tanımlanır. Dolayısıyla, "kalender meşrep kadın" ifadesi, bu özelliklere sahip bir kadını tanımlar.

Nüktedan, "nükte yapabilen, esprili, nükte bilen, ince ve zarif, güzel nükteler yapan kişi" anlamlarına gelir. Nüktedan kelimesi, Arapça "nükte" kelimesinden türemiştir ve "şaka, espri" anlamına gelir.

Evet, pespayelik bir davranış olabilir. Pespayelik, bir kişinin davranışını veya karakterini ifade etmek için kullanılan bir kelimedir.

"Pasif itiraf" ifadesi, Türkçe'de doğrudan bir anlam taşımamaktadır. Ancak "pasif" kelimesi genel olarak şu anlamlara gelebilir: Edilgen. İçe kapanık. Eşcinsellik bağlamında. Dolayısıyla, "pasif itiraf" ifadesi, bu bağlamlardan birine uygun olarak yorumlanabilir.

"Old mom" ifadesi, Türkçede "yaşlı anne" anlamına gelir. Ancak, "old mom" aynı zamanda argo bir terim olarak da kullanılabilir ve cinsel cazibesini kaybetmiş, özellikle bekar veya çocuksuz yaşlı kadınları aşağılamak için kullanılır.

Ceberrut kelimesi, Arapça kökenli olup "zorba", "acımasız", "merhametsiz" anlamlarına gelir. Ayrıca, tasavvuf kavramı olarak mülk ile melekût âlemleri arasında veya melekût âleminin üstünde zaruretin hüküm sürdüğü âlem, Allah'ın zâtı, azamet ve celâl sıfatı anlamlarında da kullanılır.

De facto, "gerçekte", "uygulamada", "fiilen", "fiilî" ya da "pratikte" anlamlarına gelen Latince bir ifadedir. Bu terim, hem yasal hem de yasal olmayan bağlamlarda kullanılabilir ve bir durumun kanunen değil, fiilen nasıl gerçekleştiğini ifade eder. Örneğin, "de facto evlilik" kanunen evli olmayan ancak birlikte yaşayan çiftlerin durumunu tanımlarken, "de facto hükümet" bir ülkede otorite kullanan ancak yasal olarak tanınmayan bir yönetimi ifade eder.

Tünaydın, genellikle 12:00 ile 17:00 saatleri arasında kullanılır. Saat 11:00-12:00 arası: Günaydın daha uygundur. Saat 12:00-17:00 arası: Tünaydın tercih edilebilir. Saat 17:00 sonrası: İyi akşamlar kullanılır. Bu ayrım net bir kural değildir; kültürel alışkanlıklara göre değişebilir.

Eyyamcılık yapmak, TDK'ya göre "eyyamcı olma durumu" anlamına gelir. Eyyamcı, gününü dilediğince geçiren, gününü gün eden kimse veya günün koşullarına göre davranan kimse olarak tanımlanır. Ayrıca, eyyamcılık, kişinin içinde bulunduğu anın şartlarına veya konjonktüre göre hareket etmesi, günü kurtarmaya yönelik geçici çözümler üretmesi durumu olarak da açıklanır.

Kardeş kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre dört farklı anlama gelir: 1. Aynı anne babadan doğmuş veya anne babalarından biri aynı olan çocukların birbirine göre adı. 2. Yaşça küçük olan çocuk. 3. Adı bilinmeyen kimselere söylenen bir seslenme sözü. 4. Aralarında değer verilen ortak bir bağ bulunanlardan her biri (din kardeşi, yol kardeşi vb.).

Pejoration ve pejorative arasındaki fark şu şekildedir: - Pejoration, bir kelimenin zamanla olumsuz veya aşağılayıcı bir anlam kazanması sürecidir. - Pejorative ise, aşağılayıcı, küçümseyici veya olumsuz bir anlam taşıyan kelime veya ifadeleri tanımlar. Özetle, pejoration bir kelimenin anlamındaki değişimi, pejorative ise bu tür kelimelerin kendisini ifade eder.

Töhmet etmek, birine yüklenen, işlenildiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç veya suçlama anlamına gelir. TDK'ya göre, töhmet kelimesinin iki anlamı vardır: 1. Masum birine suç yüklemek, kişiyi mesnetsiz bir şekilde suçlamak. 2. İşlenen suç ve hata. Örnek cümle: "Talebeyi dersten başka şeylerle işgal töhmeti ile tevbihe maruz kaldı, istifaya mecbur oldu".

Osmanlı döneminde kaşmer, mizahi öyküler anlatarak etrafındaki kişileri güldüren, soytarı olarak nitelendirilen kişilere denirdi. Ayrıca, kaşmerlerin görevi, sağdan soldan dinledikleri hikayeleri değiştirerek ve mizahi unsurlarla bezeyerek padişaha veya krala anlatmaktı. Kaşmer kelimesi, aynı zamanda "kaşları bitişik olan kimse" anlamında da kullanılır.