Şiir

Ali Ulvi Elöve'nin "Körebe" şiiri, çocukların eğlenceli bir oyununu ve bu oyun içindeki rolleri anlatıyor. Şiirin bir kısmı şu şekildedir: > Şarkı söyler döneriz Bil bakalım biz kimiz Değneğin var körebe Göster bizi körebe. Buldun buldun beni sen Ebe benim gerçekten Değneğini bana ver Haydi dönün beraber. Hayır hayır ebesin Eğlencesi herkesin Elindeki değnekle Ortamızda dur bekle.

Mehmet Emin Yurdakul'un en önemli eseri olarak "Türkçe Şiirler" (1898) kabul edilir. Yurdakul'un diğer önemli eserleri arasında "Türk Sazı" (1914), "Ey Türk Uyan" (1914), "Tan Sesleri" (1915), "Ordunun Destanı" (1915) ve "Dicle Önünde" (1916) bulunur.

Shakespeare'in 54. sonesi, güzelliğin ve gerçeğin önemini anlatır. Ana temalar: Güzellik: Gül ve yaban gülü (canker blooms) üzerinden güzelliğin dış görünüş ve iç güzellik olarak iki farklı şekilde değerlendirilmesi. Gerçek: Genç adamın (şiirin muhatabı) hem dış hem de iç güzelliği (gerçeği) vurgulanır. Sonede ayrıca şiirin, güzelliği ölümsüzleştiren bir araç olarak görülmesi de işlenir.

"Leylim Ley" türküsü, Sabahattin Ali'ye aittir. Türkünün bestesi ise Zülfü Livaneli'ye aittir. "Leylim Ley", Sabahattin Ali'nin "Ses" adlı hikâye kitabına adını veren "Ses" hikâyesinde yer alır.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Memleket İsterim" şiirinin ana fikri, toplumsal barış, huzur ve mutluluk özlemidir. Şair, bu şiirinde kimsenin sıkıntı çekmediği, herkesin mutlu olduğu bir ülke tasvir etmektedir. Şiirin ana fikirleri şu şekilde özetlenebilir: Bireysel kavgaların sona ermesi, toplumsal huzuru beraberinde getirecektir. Toplumsal eşitlik istenmekte, kimsenin barınma sıkıntısı çekmediği, herkesin eşit şartlarda yaşadığı bir sosyal adalet ortamı hedeflenmektedir. Yaşamak ve sevmek, içtenlikle ve samimiyetle olmalıdır. "Memleket İsterim" şiirinin ana duygusu ise mutluluktur.

Türk Marşı olarak bilinen Rondo Alla Turca adlı eseri ilk söyleyen kişi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, bu eserin bestecisi Wolfgang Amadeus Mozart'tır. Türk Marşı'nın ilk bestecisi ise Ali Rıfat Çağatay'dır. Bu beste, 12 Temmuz 1924'te kabul edilmiştir.

"Günlerce konuşmaz, yazmaz, aramaz, sormaz; sonra gelir bir 'merhaba' der, yine o kazanır" sözü Cemal Süreya'ya aittir. Ancak, bu sözün Cemal Süreya'ya ait olmadığı yönünde iddialar da bulunmaktadır.

Satirik şiirin ilk örnekleri, Antik Yunan edebiyatında görülmüştür. Bu türün ilk temsilcileri arasında Yunan şairi Diogenes bulunmaktadır. Satirik şiir, Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama ve yergi olarak adlandırılmıştır.

Âşık Veysel, "Kara Toprak" şiirini toprağa olan sevgisini ve ona duyduğu saygıyı ifade etmek için yazmıştır. Şiirde, doğanın ve toprağın insan hayatındaki yeri derin bir bilgelikle ele alınır. Ayrıca, "Kara Toprak" şiiri, insanın varoluşsal sorgulamalarını da içerir. Âşık Veysel, hem bir köyde doğmuş hem de hayatının büyük bir kısmını köyde geçirmiştir.

"Yiyin, efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin" dizeleriyle başlayan Han-ı Yağma şiiri, Servet-i Fünûn topluluğunun lideri olan Tevfik Fikret'e aittir. Şiir, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yaşanan yolsuzluklar, haksızlıklar ve toplumun kaynaklarının belirli bir zümre tarafından acımasızca sömürülmesine yönelik bir eleştiridir.

Tuncel Kurtiz'in en güzel şiiri olarak değerlendirilebilecek bir şiir yoktur, çünkü Kurtiz'in seslendirdiği şiirler arasında farklı beğenilere hitap edebilecek eserler bulunmaktadır. Tuncel Kurtiz'in seslendirdiği bazı şiirler şunlardır: "Delikanlım İyi Bak Yıldızlara"; "Etme"; "Saat On İkiyi Beş Geçiyordu"; "Tut Yüreğimden Ustam"; "Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini". Ayrıca, Kurtiz'in Ferhan Şensoy'un "Feran'ağbi" şiirini de seslendirdiği bilinmektedir.

Tekrir (yineleme) sanatına bazı örnekler: "Bu yağmur... Bu yağmur... Bu kıldan ince / Öpüşten yumuşak yağan bu yağmur / Bu yağmur... Bu yağmur... Bir gün dinince / Aynalar yüzümüzü tanımaz olur". "Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; / Kaldırımlar, içinde yaşamış bir insandır. / Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi; / Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır". "Kimsesizim kimsem yoktur herkesin var kimsesi / Kimsesiz kaldım meded kıl kimsesizler kimsesi". "Ne sen vardın, ne ben vardım, ne dünya vardı". "Sensiz geçen günler, günler, günler, / Solgun yaprak gibi düştü gönlümden".

Murat Kayali'nin "Göğe Bakan Adam" şiiri, genel olarak şu temaları işler: Kaçış ve genişleme arzusu. Sevme ve sevilme. Gerçekliğin yansıması. Ayrıca, "Göğe Bakan Adam" ifadesinin, Turgut Uyar'ın "Göğe Bakma Durağı" adlı şiiriyle karıştırılmaması gerekir.

Ağıt, genellikle bir ölüm veya acı, üzücü bir olayın ardından söylenen halk türküsüdür. Ağıt örnekleri: Yedi Kardeşinden Bazılarının Şehit Düşmesiyle Yürüdü Ahmet Çavuş'un Ağıdı: >Yedi gardaşıdık gazada ünlü, Hep gara bıyıklı yüzleri benli, Zeybek şalvarlı da hep çuha donlu, Aliihsan'ın Ağıdı: >Gideceğim anamoğlu senin ardından, Ben ölürüm yiğit edem derdinden, Biriciktin kaldırdılar yurdundan, Anamın oğluda bir tek gardaşım, Ölesiye sana yanar ateşim. Ayvalıktan İndirdiler Ağıdı: >Ayvalıktan indirdiler Kamyonlara bindirdiler Öğlen ikindi arası Hacı beyi öldürdüler Mezarına mezarına Kuşlar kondu mezarına Hacı beyin kır atını Çekin sultan pazarına. Ağıt söylemeye ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denir.

Can Yücel'in "Özledim Seni" şiirinde, ayrılık ve özlem duyguları anlatılmaktadır. Şiirde ayrıca, başkalarına karşı sertken sevilen kişiye karşı gösterilen yumuşaklık ve koruma içgüdüsü, ayrılığın getirdiği zorluklar ve yıllar sonra karşılaşıldığında yabancı gibi bakma isteği gibi temalar da işlenmiştir. Ancak, bu şiir Can Yücel'e ait değildir; Can Dündar'ın bir köşe yazısının şiir formatına sokulmuş halidir.

Ahmet Haşim'in şiirlerinde işlediği bazı temalar: Yalnızlık. Karamsarlık. Gurbet. Aşk ve ateş. Hüzün. Çocukluk anıları. Haşim, şiirlerinde sembolizm ve empresyonizm akımlarından etkilenmiştir.

Ahmet Kutsi Tecer'in en önemli eseri olarak "Koçyiğit Köroğlu" kabul edilir. Tecer, bu eserinde Köroğlu destanını çağdaş bir yorumla ele almış, halk edebiyatının unsurlarını kullanarak Köroğlu karakterini çağın sorunlarına duyarlı, mücadeleci bir figür olarak yeniden yorumlamıştır. Tecer'in diğer önemli eserleri arasında "Yazılan Bozulmaz", "Köşebaşı" ve "Bir Pazar Günü" de bulunmaktadır.

Necip Fazıl Kısakürek'in en çok sevilen şiiri hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, en sevilen şiirlerinden bazıları şunlardır: "Beklenen". "Kaldırımlar". "Dayan Kalbim". Necip Fazıl Kısakürek'in en sevilen şiiri, kişisel tercihlere göre değişiklik gösterebilir.

Safahat'ın en önemli şiiri konusunda kesin bir görüş yoktur, ancak bazı şiirler öne çıkmaktadır: "Çanakkale Şehitlerine". "Âsım". "Fatih Kürsüsünde". Şiirlerin önemi, kişisel zevklere ve akademik görüşlere göre değişebilir.

Yerçekimli Karanfil şiiri, İkinci Yeni akımına aittir. Edip Cansever, bu akımının özelliklerini taşıyan eserler vermiştir.