NecipFazıl

Necip Fazıl Kısakürek, "Sakarya Türküsü" şiirini 1949 yılında, Ankara'ya doğru giden bir tren yolculuğunda Sakarya Nehri'ni görmesinin ardından kaleme aldı. Şiirde, Türk toplumunun o dönemdeki durumunu kendi bakış açısından ifade etti.

Sakarya Türküsü şiiri, Necip Fazıl Kısakürek tarafından 1949 yılında yazılmış olup, Türk milletinin durumunu ve geleceğini anlatır. Şiirde, toplum sorunları ön plandadır ve sosyal bir ülkü dillendirilir. Şiirde ayrıca, tarih felsefesi ve iyi-kötü mücadelesi de işlenir; ilk insandan bu yana gelen bu mücadelenin dünya var oldukça süreceği vurgulanır. Son bölümde ise, Sakarya Nehri sembol olarak kullanılarak, Türk milletinin azmi ve kararlılığı dile getirilir: "Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!".

Necip Fazıl Kısakürek, "Çöle İnen Nur" adlı eseri, Hz. Muhammed'in hayatını daha edebi bir üslupla anlatmak amacıyla yazdı. Ayrıca, Kısakürek bu eseri yazarak peygambere olan sevgisini en içten duygularla dile getirmek istedi.

Necip Fazıl Kısakürek, "Kaldırımlar" şiirini toplumsal sorunlara duyarlılık göstermek ve bireyin yalnızlığını anlatmak amacıyla yazmıştır. Şiir, aynı zamanda modern şiir anlayışının bir yansıması olarak, bireyin psikolojik durumunu ve toplumsal ilişkilerini derinlemesine irdelemektedir.

Tekrir (yineleme) sanatına örnek olarak aşağıdaki ifadeler gösterilebilir: 1. "Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince / Nefesten yumuşak yağan bu yağmur / Bu yağmur, bu yağmur bir gün dinince / Aynalar yüzümü tanımaz olur" (Necip Fazıl). 2. "Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi / Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır / Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi / Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır" (Necip Fazıl). 3. "Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı / Söz ola ağulu aşı / Yağ ile bal ede bir söz" (Yunus).

Necip Fazıl Kısakürek'in en çok sevilen şiirlerinden bazıları şunlardır: 1. "Sakarya Türküsü". 2. "Kaldırımlar". 3. "Çile". 4. "Zindandan Mehmed'e Mektup". 5. "Canım İstanbul".

Necip Fazıl'ın "Çile" kitabı, birkaç önemli nedenden dolayı önemlidir: 1. Sanatçının Kişisel ve Felsefi Dünyasını Yansıtır: "Çile", Necip Fazıl Kısakürek'in tasavvufi görüşlerini, yaşamın zorlukları ve manevi arayışlarını derin bir duygusallıkla ele aldığı şiirlerinden oluşur. 2. Edebi ve Toplumsal Etkisi: Kitap, sonraki birçok şair, yazar ve düşünürü etkilemiştir. 3. Sembolik ve Metaforik Dil Kullanımı: Eserde kullanılan sembolik imgeler ve metaforlar, okuyucunun varoluşun anlamını sorgulamasına olanak tanır.

“Çile” şiiri, Necip Fazıl Kısakürek’in metafizik dönemine aittir.

Necip Fazıl, tezli tiyatro türünü benimsemiştir.

Necip Fazıl'ın "Ne Çıkar" adlı şiirinde, şairin iç dünyası ve yaşadığı trajik çatışmalar anlatılmaktadır. Şiirde, ölüm, yalnızlık, korku ve varoluşsal arayış gibi temalar öne çıkar.

Necip Fazıl Kısakürek'in edebi kişiliği şu özelliklerle tanımlanabilir: 1. Modern Türk Şiirinin Mistik Şairi: Necip Fazıl, modern Türk şiirinde mistik temaları işleyen önemli bir şairdir. 2. Çeşitli Türlerde Eserler: Şiir, roman, oyun, deneme, inceleme ve hatıra gibi farklı türlerde eserler vermiştir. 3. Teknik ve Anlatım: Sağlam bir teknikle, esrarlı iç dünyasını ve felsefi görüşlerini etkileyici bir anlatımla dile getirmiştir. 4. Dil ve Üslup: Halk şiirimizin öz ve biçim yapısından yararlanarak bunlara Batılı, modern bir özellik kazandırmıştır. 5. Dini ve Siyasi Temalar: 1934'ten sonra şiirlerinde dini ve tasavvufi unsurları öne çıkarmış, İslamcı düşüncelerini Büyük Doğu dergisinde ifade etmiştir.

"Necip Fazıl 30 Kitap 30 Konuşmacı" projesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Kültür Yayınları tarafından 2013 yılında yayımlanan bir kitaptır. Bu kitap, Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen "30 Kitap 30 Konuşmacı" etkinliklerine aittir ve Necip Fazıl Kısakürek'in eserlerinin farklı açılardan değerlendirildiği konuşmaları içermektedir.

Necip Fazıl Kısakürek, "Kaldırımlar" şiiri ile meşhurdur ve bu nedenle "Kaldırımlar Şairi" olarak anılmaktadır.

Necip Fazıl Kısakürek ve Sakarya arasındaki ilişki, şairin "Sakarya Türküsü" adlı şiirinde belirginleşir. Bu şiir, 1949 yılında Ankara'dan İstanbul'a tren yolculuğu sırasında Sakarya Nehri'nin manzarasından ilham alınarak yazılmıştır. Şiirde, Sakarya Nehri, Türk milletinin tarihini, hâlini ve geleceğini temsil eder.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Zindandan Mehmed'e Mektup" şiiri, oğluna yazılmıştır.

Necip Fazıl Kısakürek'in siyasi görüşleri hayatı boyunca değişim göstermiştir: Gençliği döneminde Cumhuriyet Halk Partisi taraftarı yazılar yazmış, ancak daha sonra bu partiden uzaklaşmıştır. Demokrat Parti döneminde örtülü ödenekten pay almış ve bu partiye destek vermiştir. 1970 yılında eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın kurduğu Millî Nizam Partisi'nin (MNP) kuruluş beyannamesini kaleme almıştır. 1977 yılından 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar Alparslan Türkeş'in lideri olduğu Milliyetçi Hareket Partisi lehine yazılar yazmış ve parti mitinglerinde konuşmalar yapmıştır. Ayrıca, Kısakürek antikomünizm akımının öncülerinden biri olmuş ve resmi tarihe alternatif olarak tarih yazımına da girişmiştir.

Necip Fazıl'ın "Sabır Taşı" adlı eseri, sabrın ve iyiliğin sembolü olan bir genç kızın başından geçenleri anlatır. Piyeste, masalımsı bir anlatım ve sembolist tiyatro anlayışı hakimdir. Sonuç olarak, "Sabır Taşı" duygusal yoğunluğu yüksek ve evrensel bir mesaj veren bir tiyatro eseri olarak öne çıkar.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Ne Azap, Ne Sitem" şiiri, yalnızlıktan ve hayatın gelip geçiciliğinden bahsetmektedir. Şiirin bir kısmı şu şekildedir: > Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, > Kime ne, aşılmaz duvar bendedir, > Süslenmiş gemiler geçse açıktan, > Sanırım gittiği diyar bendedir.

"Yine merkep yine merkep" sözü, Necip Fazıl Kısakürek'e ait bir sözdür ve şu şekildedir: "İnsanda yok ise edep, neylesin medrese, mektep! Okusa alim olsa yine merkep, yine merkep!". Bu söz, insanın edepten yoksun olması durumunda, eğitim kurumlarının ve bilgi birikiminin hiçbir işe yaramayacağını, okuyup alim olsa bile yine değersiz kalacağını ifade eder.

Necip Fazıl Kısakürek'in ilk polisiye romanı "Meş’um Yakut" adlı eserdir.