Şiir

Nâbî, hikemi şiir (hakimane şiir) akımının öncüsü ve en güçlü temsilcisidir. Nâbî'nin muakkipleri ve hikemi şiir okuluna mensup bazı şairler: Sâbit; Sami; Râşid; Tâlib; Râmî; Nâzim; Seyyid Vehbi; Koca Ragıp Paşa.

Shakespeare'in Sonnet 127'si, şairin "Dark Lady" olarak bilinen esmer bir kadına olan ilişkisini anlatır. Başlıca temalar: Güzellik Algısı: Konuşmacı, eskiden siyah rengin güzel sayılmadığını, ancak şimdi güzelliğin ardıl varisi olduğunu savunur. Kozmetik Kullanımı: Doğal güzelliğin, kozmetiklerle değiştirildiğinde değerini kaybettiğini ve yapaylığa dönüştüğünü eleştirir. İhanet ve Sadakatsizlik: Kadının başkalarıyla ilişkisi olduğunu ve bu durumun şairi üzdüğünü belirtir. Sonnet 127, "Dark Lady" sonelerinin başlangıcını oluşturur ve 127-152 arasındaki soneleri kapsar.

Manzume türünün bazı özellikleri: Öğretici nitelik: Manzumeler genellikle öğretici temalar etrafında şekillenir. Olay örgüsü: Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayları anlatır ve olay örgüsü bulunur. Duygusal derinlik: Duygusal derinlik ve coşku sınırlıdır. Nazım birimleri: Beyit ya da dörtlük gibi nazım birimleri kullanılır. Düzyazıya çevrilebilirlik: Düzyazı biçiminde de ifade edilebilir; düzyazıya çevrildiğinde anlam kaybolmaz. Sözcük kullanımı: Sözcüklerin gerçek anlamları kullanılır, yan ve mecaz anlamlar nadirdir. Toplumsal konular: Toplumu ilgilendiren olaylar ve meseleler işlenir. Ölçü ve uyak: Ölçü ve uyak kullanılır, bu unsurlar önemlidir. Uzunluk: Ortalama bir şiire göre daha uzun metinlerdir.

Şiiri oluşturan beş temel unsur şunlardır: 1. Nazım Birimi: Şiirde anlam bütünlüğü taşıyan en küçük yapı taşıdır. - Mısra (Dize): Şiirin her bir satırı. - Beyit: İki mısradan oluşan bölüm. - Dörtlük (Kıta): Dört mısradan oluşan bölüm. - Bent: İkiden fazla mısradan oluşan bölümler. 2. Vezin (Ölçü): Şiirin hece sayısı veya ses değerleri açısından benzerliği. 3. Kafiye (Uyak): Mısra sonlarındaki ses benzerlikleri. 4. Redif: Kafiye sonrasında tekrar eden aynı yapıdaki kelime veya ekler. 5. Duygu: Şiirin ana duygusal ve düşünsel ögeleri.

"Sadece Bi An" şiiri, Emre Korkmaz 2 tarafından yazılmıştır.

Necip Fazıl Kısakürek'in 7 adet şiir kitabı bulunmaktadır.

"Bu Vatan Kimin?" şiiri, Orhan Şaik Gökyay tarafından yazılmıştır. Şiirin bir kısmı şu şekildedir: > Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir. > Tutuşup kül olan ocaklarından, Şahlanıp köpüren ırmaklarından, Hudutlarda gaza bayraklarından Alnına ışıklar vuranlarındır. > Ardına bakmadan yollara düşen, Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan, Huduttan hududa yol bulup koşan, Cepheden cepheyi soranlarındır. Şiir, Türk milletinin vatanına olan bağlılığını ve bu vatan uğruna fedakarlık yapan kahramanları yücelten bir üslupla yazılmıştır.

Manzum hikaye ve manzume aynı şey değildir, ancak aralarında bazı benzerlikler ve farklar bulunmaktadır. Manzum hikaye, bir olay örgüsü etrafında şekillenen ve şiir formatında yazılan öğretici ve eğitici hikayelerdir. Benzerlikler: Her ikisi de ölçü ve kafiye ile yazılır. Söz dizimi kurallarına dikkat edilmez. Farklar: Manzumelerin sanatsal yönü şiirlere göre daha zayıftır. Manzumelerde olay ve durumlar anlatılırken, şiirlerde duygular ve çağrışımlar ön plandadır. Manzumeler düz yazı ile de ifade edilebilirken, birçok şiir düz yazıya çevrilemez. Manzumelerde konuşmalara yer verilirken, şiirlerde karşılıklı konuşmalar sadece belli şiirlerde kullanılır.

"Bir Güneş Doğuyor" şiiri, farklı yazarlar tarafından kaleme alınmıştır: Yüksel Nimet Apel. Yoguz. Ramazan Gülsen. Ahmed Ebu Musab.

Hayır, sone ve terza-rima aynı değildir. Sone, iki dörtlük ve iki üçlükten oluşan 14 dizelik bir nazım biçimidir. Her iki nazım biçimi de Batı edebiyatından Türk edebiyatına geçmiştir.

Lirik ve pastoral şiir arasındaki temel farklar şunlardır: Konu: Lirik şiir, duygu ve düşüncelerin coşkulu bir dille anlatılmasıdır. Pastoral şiir, doğa güzelliklerini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını ve bu hayata duyulan özlemi ifade eder. Dil ve Anlatım: Lirik şiirde ritim ve ses unsurları kullanılarak duygusal etki artırılır. Pastoral şiirde ise doğa betimlemeleri ve pastoral yaşamın övgüsü yer alır. Örnekler: Lirik şiir örneği: "Nasıl acıkırsa susarsa insan / Öyle sevdim bir memleket kızını". Pastoral şiir örneği: "Gümüş bir dumanla kapandı her yer / Yer ve gök bu akşam yayla dumanı".

Garipçilerin (Birinci Yeni) bazı özellikleri: Kurallara karşı çıkış: Ölçü, kafiye ve dörtlük gibi kalıpları reddetmişlerdir. Yalın dil: Sanatlı ve süslü ifadelerden kaçınarak günlük konuşma dilini kullanmışlardır. Mecaz ve söz sanatlarından uzak durma: Mecaza, süse ve yapaylığa karşı çıkmışlardır. Halk şiirinden yararlanma: Halk şiirinin anlatım ve deneyimlerinden faydalanmışlardır. Sıradan insanlar ve somut temalar: Şiirlerinde sıradan insanları ve somut temaları işlemişlerdir. Yaşama sevinci: Yaşama sevinçlerini şiirlerine yansıtmışlardır. İroni ve mizah: Eserlerinde ironi ve mizaha yer vermişlerdir. Batı etkisi: Şiirde söz ve anlam oyunlarından kaçınmış, kaynağını batı şiirinden almışlardır.

Saf şiir örneklerinden bazıları şunlardır: Yahya Kemal Beyatlı'nın bir şiiri: >Bir erganun ahengi yayılmakta derinden Duyduysam da zevk almadım Slav kederinden. Abdülhak Hamid Tarhan'ın bir dizesi: >Et fikrini lahza lahza tekrar Et beynini pare pare efkar. Ahmet Haşim'in "Bir Günün Sonunda Arzû" şiiri: >Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümâyân, Güller gibi… sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nâlân; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlar Tekrârını ömrün eder i’lân. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Âlemlerimizden sefer eyler? Yahya Kemal Beyatlı'nın "Sessiz Gemi" şiiri: >Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli, Günlerce siyâh ufka bakar gözleri nemli. Bîçâre gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu! Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden. Türk edebiyatında saf şiirin öncüleri kabul edilen diğer şairler ve eserleri arasında Necip Fazıl Kısakürek (Çile), Asaf Halet Çelebi (Naima), Cahit Zarifoğlu (Yaşamak) sayılabilir.

Âşık Veysel Şatıroğlu ile toprak arasında derin bir bağ vardır; bu bağ, hem somut hem de sembolik anlamlar içerir. Somut bağ: Âşık Veysel, köylü bir sanatçıdır ve toprağı iyi tanır. "Kara Toprak" deyişinde, toprağın insan yaşamındaki rolünü ve kendisine olan bağlılığını anlatır. Sembolik bağ: Toprak, Âşık Veysel'in eserlerinde hem bir dost hem de kutsal bir ana olarak kişileştirilir. Ona göre toprak, insanın köklerinin bulunduğu ve ölümden sonra döneceği yerdir; Allah’a olan teslimiyetin ve sadakatin göstergesidir. Toprak, Allah’ın rahmet ve bereketinin bir sonucu olarak tabiatın dengesini kurar, ürün verir, yedirir, içirir. Âşık Veysel'in eserleri, toprağa olan bu derin sevgi ve saygıyı yansıtarak Türk halk müziğine önemli katkılarda bulunmuştur.

Yıldız Kenter'in en ünlü şiiri hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Yıldız Kenter'in bazı bilinen şiirleri şunlardır: "Üşüyorum". "Belki O Zaman Seni Sevmekten Vazgeçerim". "Gözyaşı". "Kırk Mevsim Bekledim". "Temmuz Güneşi". Ayrıca, Yıldız Kenter'in "Zannetme" adlı bir şiiri de bulunmaktadır.

"Ahmet Düşme Ha" şiiri, Ahmet Kölecioğlu'na aittir. Şiirin tam adı "Düşme Ha Gurbete"dir.

"Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor" şiiri, şehit askerler için yazılmıştır. Şiirde geçen "meçhul asker" figürü, aslında tüm kahraman şehitlerin ortak bir temsilcisidir.

Arif Nihat Asya'nın "Bayrak" şiirinde kullanılan bazı edebi sanatlar: Benzetme (Teşbih). İstiare. Ses Tekrarları (Aliterasyon). Kelime Tekrarları. Redif ve Uyak.

Shakespeare'in sonelerinin önemli olmasının birkaç nedeni vardır: Şiirsel Değer: Sonelerin çoğu, benzeri az bulunur güzelliktedir ve İngilizcenin duygu ve düşünce derinliği ile söyleyiş zenginliği açısından ölümsüz bir yere ulaşmasını sağlamıştır. Şairin İç Dünyasını Yansıtması: Soneler, Shakespeare'in iç dünyasının birçok yönüne ışık tutar. Dramatik Sanat ile Lirik Ses Arasındaki Bağ: Soneler, Shakespeare'in dramatik sanatçılığı ile lirik sesi arasında kesin bağlar kurar. Aşk Edebiyatına Katkısı: Soneler, dünya aşk edebiyatının en güzel örnekleri arasında yer alır. Ayrıca, sonelerin bazı bölümlerinin anlatımı açıkken, bazı bölümleri anlaşılması zor ve kapalı bir anlatıma sahiptir.

Tevfik Fikret'in "Sis" şiirinde birçok edebi sanat bulunmaktadır: Teşbih (Benzetme). Teşhis (Kişileştirme). Hüsn-i Talil (Güzel Bir Nedene Bağlama). Tezat (Zıtlık). Nida (Seslenme). Ayrıca, şiirde tekrarlar ve asonans gibi ahenk unsurları da yer almaktadır.