Şiir

Han Duvarları şiiri, "Memleket Edebiyatı" akımına aittir. Ayrıca, bu şiir, Faruk Nafiz Çamlıbel'in sanatında bir dönüm noktası oluşturmuş ve onun "Han Duvarları" şairi olarak anılmasına yol açmıştır.

Cemal Süreya, ilk şiir kitabı olan Üvercinka'yı iki nedenle yazmıştır: 1. Şiirin içeriği: Günümüz şiirinin ve kendi şiirinin kelimeyi zorlayan bir şiir olması nedeniyle, bu isimle şiirini özetlemek veya bir parçasını belirtmek istemiştir. 2. Kişisel yaşam: Kitapta yer alan şiirin esin kaynağı, şairin iş yerinde tanışıp bir süre birlikte olduğu ve "Üvercinka" adını verdiği bir kadındır.

"Yaş Otuz Beş" şiiri, Cahit Sıtkı Tarancı'ya aittir.

Evet, Yunus Emre'nin dört kıtalık şiirleri vardır. Yunus Emre'ye atfedilen, her biri dört kıtadan (her kıtası dört mısradan) oluşan iki örnek şiir ve bu şiirlerin kısa özeti şu şekildedir: 1. "Ben Gelmedim Dâvâ İçin": Kıta 1: "Ben gelmedim dâvâ için, benim işim sevi için, dostun evi gönüllerdedir, gönüller yapmaya geldim". Kıta 2: "Yaratılanı severim, yaratandan ötürü, eşyanın tüm güzelliği O’nun nurundan ötürü". Kıta 3: "Nefsine kul etme gönlünü, aşk ile yürü ömür boyunca, kalbini tut dostun sevgiyle, bulursun hakikat saçında". Kıta 4: "Hak dostu arama dışarda, göğsünde bulur yüzünü, canı gönülden verince sen, buluşur hakkanî özünü". 2. "Gönül Ne Helâk Olur": Kıta 1: "Gönül ne helâk olur sakın, hakla gönül ol gönül alır, nefsine kul eden kişiye, âlemden ümit kalır mı?". Kıta 2: "Cânân ister candan gayrı, gerçek sevgiden başka ney var? Hakk’ın nuru dolar kalbe, artık ne korku ne de keder var". Kıta 3: "Hayra yönel ki pişman olma, kötülükten yüz çevir gamın, aşkla dolsun her an yüreğin, gör gül bahçesin bu halin". Kıta 4: "Hak dostu arayan bilir, her yerde imkânsızdır izim, bulur gerçek kendinde sultan, aşk ile dolar her gizem".

Manzum ve manzume arasındaki temel farklar şunlardır: Manzum, belirli bir ölçü ve uyak düzenine sahip şiirsel yapıları ifade ederken; manzume, belirli bir ölçü ve uyak düzenine sahip olmayan, ancak şiirsel bir anlatım biçimine sahip eserleri tanımlar. Manzumelerde, yaşanmış ya da yaşanabilecek olaylar anlatılır ve öğretici bir yön ön plandadır. Manzumeler, düz yazı ile de ifade edilebilirken, birçok şiir düz yazıya çevrildiğinde anlam kaybı yaşar. Manzumelerde, anlatılanlar genellikle bir sonuca bağlanır ve konuşmalara yer verilir. Günümüzde, manzum terimi daha çok modern şiirlerin tanımlandığı bir terim iken, manzume terimi daha çok klasik Türk şiirinde ve divan edebiyatında kullanılan bir kavramdır.

Parnasyenler ve sembolistler arasındaki bazı farklar şunlardır: Parnasizm, "sanat için sanat" anlayışını benimser ve dış gerçekliğe, doğa güzelliğine önem verir. Parnasizm, nesnel ve gerçekçi bir dil kullanır; sembolizm ise soyut ve mistik imgelerle dolu, duygusal ve içsel bir atmosfer yaratır. Parnasizm, genellikle sone gibi belirli nazım biçimlerini tercih eder. Parnasizm, geçmişteki mutlu ve üstün dönemlerin özlenmesini konu alırken, sembolizm daha çok bireye hitap eden hüzünlü ve kötümser konuları işler.

Modern Türk şiiri şu akımlara ayrılır: Tanzimat Dönemi Şiiri (1860-1896). Serveti Fünun Edebiyatı (Edebiyat-ı Cedide) Şiiri (1896-1901). Fecr-i Ati Şiiri (1909-1912). Milli Edebiyat Dönemi Şiiri (1911-1923). Beş Hececiler (1914-1923). Yedi Meşaleciler Şiiri (1928-1935). Saf (Öz) Şiir. Toplumcu Gerçekçiler. Garip Akımı (Birinci Yeni) (1941). İkinci Yeni Akımı (1950). Ayrıca, modern Türk şiirinde Garip (Birinci Yeni) ve İkinci Yeni akımları, krizleri aşma süreçleri ve şiirde yeni mecralar belirlemeleriyle birer kırılma olarak kabul edilir.

Yavuz Sultan Selim, Farsça ve Türkçe şiirler kaleme almıştır. Farsça şiirleri: En bilinen eseri, Farsça yazdığı Divan'ıdır. Türkçe şiirleri: Sehî Beg ve Latîfî, Yavuz Sultan Selim'in Türkçe şiir yazmadığını belirtse de, daha sonraki çalışmalar onun Türkçe şiirler de yazdığını ortaya koymuştur.

Cemal Süreya'nın "Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor" şiiri, zamanın ve yaşamın önemine vurgu yapar. Şiirde geçen "kuşlar" kelimesi zamanı simgeler. Şiirin anlattığı diğer temalar ise şunlardır: Şair, sevdiği kişiye fiziksel olarak yakın olamasa da duygusal olarak ona bağlıdır. Sevginin fiziksel yakınlıktan bağımsız olarak da derin ve anlamlı olabileceğini, saf ve temiz bir şekilde sevmenin önemini vurgular. Sevgisini serserice değil, adam gibi yaşadığını ifade eder. Sevdiği kişinin kalbini kırmadan ve üzmeden onu uzaktan zararsızca sevdiğini belirtir. Ayrıca, bu söz insanlara varoluşun geçiciliği ve anın değerini düşünmeleri için de bir çağrıdır.

Ahmet Burak Okur'un "Bana Bir Balon Al Baba" şiiri, iyiliğin ve özgürlüğün önemini vurgular. Şiirin tam metni şu şekildedir: > Bana bir balon al baba İçinde renk renk sevdiklerim Baba bir balon al bana İçinde iyilikler Özgür bırakalım onu Uçsun özgürce Bırakalım ki iyilik hâkim olsun dünyaya Çocuklar koşabilsin özgürce. Olmasın artık kötü sonlar Dünyaya iyilik hâkim olsun.

Hayat ve ölüm ile ilgili bazı şiirler: Erdem Bayazıt - Ölüm Risalesi. Yunus Emre - Ah Ölüm. Sunay Akın - Ama Ölüm. Behçet Aysan - Bir Eflatun Ölüm. Can Yücel - Baharla Ölüm Konuşmaları. Sezai Karakoç - Ölüm (Leyla İle Mecnun). Ülkü Tamer - Üşür Ölüm Bile. Özdemir Asaf - Ölüm. Cahit Sıtkı Tarancı - Yaş Otuz Beş. Necip Fazıl Kısakürek - Ölüm Güzel Şey. Hayat ve ölüm ile ilgili daha fazla şiiri aşağıdaki sitelerde bulabilirsiniz: antoloji.com; frmtr.com; soylentidergi.com; edebiyatdefteri.com.

Atatürk konulu şiir yarışması düzenlemek için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Konu ve Amaç Belirleme: Yarışmanın konusu "Kahramanım Atatürk" olarak belirlenebilir. 2. Katılım Şartları: Yarışmaya ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri katılabilir. Her öğrenci yarışmaya bir eserle katılabilir. Eserler, A4 kağıdına, 12 punto büyüklüğünde ve iki sayfayı geçmeyecek şekilde yazılmalıdır. 3. Teknik Şartlar: Şiir tekniği serbesttir. Eserler, yardım almaksızın yazılmalıdır. Eserler, kıvrılmadan ve katlanmadan şeffaf dosyalara yerleştirilmelidir. 4. Başvuru Süreci: Eserler, okullarda oluşturulacak komisyonlar tarafından değerlendirilecektir. Okullarda birinci gelen eserler, ilçe milli eğitim müdürlüklerine teslim edilecektir. 5. Ödüllendirme: Yarışmada dereceye giren öğrenciler ödüllendirilebilir. Örnek bir yarışma için Prof. Dr. Fuat Sezgin Fen Lisesi'nin "Atatürk’ü Anlamak" temalı şiir yarışması yönergesi incelenebilir.

"Baktığın benim, gördüğün sensin" sözü, Mevlana'ya atfedilmektedir. Ayrıca, bu söz "Hu" adlı tiyatro oyununun sloganı olarak da kullanılmaktadır.

"İnsan, insan derler idi" dizeleri, Muhyiddin Abdal tarafından yazılmıştır. Bu dizeler, Fazıl Say tarafından bestelenerek "İnsan insan" adıyla bir şarkıya dönüştürülmüştür.

Türk edebiyatında ilk şarkı örneği, Nail-i Kadim'e aittir. Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı olarak bilinen Nail-i Kadim, 1666 yılında vefat etmiş ve 11 şarkı yazmıştır.

"Biraz Kül Biraz Duman" şiiri, Ümit Yaşar Oğuzcan'a aittir. Ayrıca, bu isimde farklı şairler tarafından yazılmış şiirler de bulunmaktadır, örneğin Ozan Efe'nin bir şiiri de bu adı taşımaktadır.

Dilaver Cebeci'nin "Sitare" şiirinin konusu, bir adamın "Sitare" adında bir kadına olan derin duygularıdır. Şiirde, kadının güzelliği ve çekiciliği anlatılırken aynı zamanda şairin ona olan hayranlığı ve aşkı birçok sembol ve metaforla ifade edilir. Ayrıca, şairin geçmişe ve kendi iç dünyasına olan yolculuğu da anlatılır. Şiirde, kadının yaşadığı acılar ve onun güzelliği bir arada sunularak, onun karmaşık bir varlık olduğu ve derinlikli bir kişiliğe sahip olduğu vurgulanır. "Sitare" şiirinin bir diğer konusu da, Farsça bir isim olan "sitare"nin (yıldız) gökyüzünün en parlak yıldızı olması ve bir sesleniş, uzakta birine hitap şekli olarak kullanılmasıdır.

Amatör şiir, genellikle edebi bir eğitim almamış bireyler tarafından yazılan ve sanatsal ifadenin ön planda olduğu eserlerdir. Amatör şiirlerin bazı özellikleri şunlardır: Yaratıcılık: Sıradan kelimelerle sıradışı duygu ve düşünceler üretilir. Özgünlük: Belirli kurallara bağlı kalınmaz, özgür bir yazım şekli vardır. Deneysel yaklaşımlar: Geleneksel biçim ve yapılar bir kenara bırakılır, farklı tarzlar ve formlar denenir. Duygu yüksekliği: Yazarın içsel dünyasını ve duygularını yansıtmak konusunda etkilidir. Amatör şairler, toplumsal sorunlara da değinebilir ve bu sayede toplumsal bilinçlenmeyi artırabilir. Amatör şiirler, sosyal medya ve benzeri dijital platformlar aracılığıyla geniş bir kitleye ulaşabilir.

Şiirin dört temel özelliği şunlardır: 1. Ölçü ve uyak: Şiirde sözcüklerin belli bir düzen ve ahenk içinde kullanılması önemlidir. 2. İmge ve sembol: Şiirde somut nesneler veya olaylar aracılığıyla soyut kavramlar ifade edilir. 3. Duygu ve düşünce: Şiir, şairin iç dünyasını, duygularını ve düşüncelerini yansıtır. 4. Yoğunluk ve özlülük: Şiirde az sözcükle çok şey anlatma sanatı esastır.

Erdem Bayazıt'ın "Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" şiiri, Türkiye'deki çeşitli toplumsal kesimlerin yaşamlarından kesitler sunar. Şiirde ele alınan bazı konular: Şehit haberleri: Okul dönüşü bir trafik kazasında can veren çocuklar, genç kızların yüreğinden alınan karanlık. Genç aşıklar: Dolmuşta yorgun şoförler için bestelenmiş bir şarkıdan bir kelimenin genç aşıkların içine düşmesi. Tarım işçileri: Tarla kenarlarında çalışan, çıplak ayakları yumuşak topraklara batan ırgat çocukları. Köy delikanlıları: İncir çekirdeği meselelerle birbirlerini vuran, kan ter içinde yayla yollarında olan delikanlılar. Kenar mahalle çocukları: Bir sıcak somun için bulvarlara dökülen çocuklar. Kadınlar: Akdeniz gibi geniş yürekli, Afrika gibi sıcak soluklu kadınlar. İsyan ve direniş: İsyan şiirleri, tank gibi geçen kelimeler, harpteki harfler. Alınlar: Vatan coğrafyası olan alınlar. Şiir, tüm bu toplumsal kesimlerin üzerine sevda sözleri söylemeyi ve kardeşliği vurgular.