Semptomlar

Kalp atışında ritim bozukluğu (aritmi) şu belirtilerle anlaşılabilir: Çarpıntı. Baş dönmesi ve fenalık hissi. Yavaş veya hızlı kalp atışı. Düzensiz nabız. Göğüste baskı hissi, ağrı veya sıkışma. Nefes darlığı. Terleme. Bayılma. Halsizlik ve yorgunluk. Bu belirtiler varsa, kesin tanı, teşhis ve tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ritim bozukluğundan şüphelenildiğinde kullanılan bazı tanı yöntemleri: Elektrokardiyogram (EKG). Holter monitörü. Ekokardiyogram. Stres testi. Eğimli masa testi. Elektrofizyolojik test ve haritalama.

Ayakta ön kısım şişmesinin birkaç yaygın nedeni: Dolaşım sorunları: Venöz yetmezlik, varisler ve derin ven trombozu gibi durumlar, kanın kalbe dönüşünü engelleyerek ayaklarda şişmeye yol açabilir. İlaç yan etkileri: Bazı ilaçlar (örneğin, kortikosteroidler, tansiyon ve antidepresan ilaçlar) şişlik yapabilir. Yaralanma veya enfeksiyon: Ayak veya ayak bileği burkulması, kırık gibi travmalar ile selülit gibi enfeksiyonlar şişmeye neden olabilir. Hamilelik: Gebelik sırasında artan hormonlar ve dolaşım yükü ayak şişmesine yol açabilir. Yüksek tuz tüketimi: Fazla tuz, vücutta su tutulmasına ve şişliğe neden olabilir. Obezite ve aşırı kilo: Vücut ağırlığının artması, kan dolaşımını etkileyerek ayak şişmesine yol açabilir. Şişliğin nedenini doğru bir şekilde belirlemek ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Evet, dispne ve nefes darlığı aynı şeyi ifade eder. Dispne, tıbbi literatürde nefes darlığı olarak da adlandırılan ve bireyin nefes alırken zorluk çekmesiyle karakterize edilen bir durumdur.

Diyafram bozukluğunun belirtileri, bozukluğun türüne göre değişiklik gösterebilir. İşte bazı yaygın belirtiler: Doğumsal diyafram hernisi: Bebeklerde solunum sıkıntısı ve morarma. Edinilmiş veya travmatik diyafram hernisi: Zor ve hızlı nefes alma, siyanoz (ciltte mavimsi renk), taşikardi. Mide fıtığı: Mide ekşimesi, göğüs ağrısı, geğirme, ağızda acı tat, ağrılı yutkunma. Diyafragmatik tümör: Solunum zorluğu, düşük oksijen seviyesi, göğüs ve omuz ağrısı. Diyafram felci: Sırt üstü yatarken veya su içinde nefes darlığı. Teşhis için hekim, tıbbi öykü aldıktan sonra fizik muayene yapar ve akciğer röntgeni, bilgisayarlı tomografi, ultrason gibi tetkikler isteyebilir. Bu belirtilerden herhangi biri görüldüğünde, doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık profesyoneline danışılması önerilir.

"Kafada kufi" ifadesi, halk arasında veya popüler kültürde, "başkalarının anlayamadığı karmaşık düşünceler" veya "geometrik ve düzenli, ama çözmesi zor bir düşünce yapısı" anlamında kullanılır. Bu söylem, Kufi yazısının dışarıdan bakıldığında karışık ve zor okunur gibi görünmesine dair mecazi bir göndermedir. Kufi, aynı zamanda bazı Müslümanların namaz sırasında ya da günlük hayatta kafalarına taktıkları takke benzeri bir başlıktır.

Burun kanamasının (epistaksis) bazı nedenleri: Lokal nedenler: kuru hava; burun karıştırma veya sert sümkürme; buruna yabancı cisim sokulması; burun kırıkları ve travmalar; sinüzit ve üst solunum yolu enfeksiyonları; alerjik rinit; kan sulandırıcı ilaç kullanımı; burun içi eğrilikler (deviasyon). Sistemik nedenler: yüksek tansiyon; kalp ve damar hastalıkları; diyabet; pıhtılaşma bozuklukları; karaciğer hastalıkları; kan hastalıkları (lösemi, lenfoma vb.); alkol kullanımı; gebelik; hormonal problemler. Burun kanaması sık sık tekrarlıyorsa veya şiddetli ise bir doktora başvurulması önerilir.

Bebeklerde doktora gidilmesi gereken bazı durumlar: Ateş: Makattan 38 C ve üzeri, koltuk altından 38 C ve üzeri ateş. Kusma: Fışkırır tarzda, ishalle birlikte, ateşle beraber olan kusmalar. İshal: Anne sütü alan bebeklerde 6-7’den fazla, almayanlarda 3’den fazla sulu dışkılama. Öksürük: Ateşin eşlik etmesi, hırıltının artması, solunum kaslarında içe doğru çekilmeler. Huzursuzluk: Sürekli huzursuzluk, uyumama. Pişik: Pişik önleyici kremlere rağmen pişiğin şiddetlenmesi. Ağrı: Karın ağrısı, sırta, omuzlara ve alt ekstremiteye yayılan ağrı. Diğer durumlar: İdrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, yutma güçlüğü, dehidratasyon bulguları. Ayrıca, yüksek bir yerden düşme, yanıklar, boğaza yabancı cisim kaçması gibi acil yardım gerektiren durumlarda da vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

Effüzyon artımı, vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesinin artması anlamına gelir. Effüzyon; plevra, periton, perikard gibi vücut kavitelerinde sıvı birikimi şeklinde bir ödemdir. Effüzyon artımının bazı nedenleri: enfeksiyonlar; akciğer kanseri; bazı ilaçlar; pulmoner embolizm; kaburga kırığı; kalp yetmezlikleri; zatürree; böbrek veya karaciğer hastalığı. Effüzyon artışı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, eklemde su toplanması ve ağrı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

6 haftalık gebelikte halsizliğin bazı nedenleri: Hormon değişiklikleri: Özellikle progesteron seviyesindeki artış, kasları gevşeterek yorgunluk hissine yol açabilir. Kan hacminde artış: Bebek gelişimini desteklemek için vücuttaki kan hacmi artar, bu da dolaşım sisteminin daha fazla çalışmasına ve yorgunluğa neden olabilir. Metabolik değişiklikler: Gebelik sürecinde vücudun enerji ihtiyacı artar, bu da anne adayının daha fazla enerjiye ihtiyaç duymasına yol açar. Demir eksikliği (anemi): Gebelik sırasında anemi riski artar ve bu durum halsizlik ve yorgunluğun temel nedenlerinden biri olabilir. Psikolojik değişiklikler: Östrojen ve progesteron hormonlarının dalgalanması, anne adayında duygusallık, kaygı ve halsizliğe neden olabilir. Şiddetli ve sürekli halsizlik yaşanıyorsa, bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulmalıdır.

Anjiyoda damar tıkanıklığı olan bir hastanın üşüyüp üşümeyeceği hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, anjiyo işlemi sırasında hastanın genellikle bilinçli olduğu ve ağrı hissetmediği bilinmektedir. Anjiyo işlemi sırasında, damarlara yerleştirilen kateter nedeniyle vücutta bir sıcaklık hissi oluşabilir. Anjiyo işlemi hakkında daha fazla bilgi almak için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Alerjiden titremenin neden olduğuna dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, titremenin bazı nedenleri şunlardır: Soğuk hava. Ateş. Kaygı veya stres. Hipoglisemi (düşük kan şekeri). Alkol veya madde yoksunluğu. Hastalıklar. Travma veya şok. Kas yorgunluğu veya aşırı egzersiz. Titreme sorunu yaşayan bir kişinin, kesin nedenin belirlenmesi ve uygun tedavi için bir doktora başvurması önerilir.

Nefes alırken batma hissi için göğüs hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Hekim, gerekli gördüğü durumlarda EKG, göğüs grafisi, bilgisayarlı tomografi veya EKO gibi testler isteyebilir. Nefes alırken batma hissinin yanı sıra nefes darlığı, yüksek veya hafif ateş, balgamlı veya balgamsız öksürük gibi belirtiler de varsa bir doktora danışmak önemlidir. Nefes alırken batma hissinin nedeni kas ve iskelet sistemi sorunları, kalp ve damar hastalıkları, akciğer problemleri, stres, anksiyete, gastrointestinal problemler gibi farklı sağlık sorunları olabilir.

Tükürük eksikliğinin (kserostomi) yol açabileceği bazı durumlar şunlardır: Ağız kuruluğu. Diş çürüklerinde artış. Ağız kokusu. Tat alma duyusunda azalma. Yutma güçlüğü ve konuşma zorlukları. Sindirim problemleri. Tükürük eksikliği, ayrıca enfeksiyon ve çiğneme güçlüğü gibi sorunlara da yol açabilir. Tükürük üretiminde azalma gibi belirtiler yaşanıyorsa, bir uzmana danışılması önerilir.

Evet, kalp çarpıntısı uyku apnesi belirtisi olabilir. Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun durması veya nefes almanın geçici olarak kesilmesi ile karakterizedir. Uykudan kalp çarpıntısı ile uyanmak, genellikle vücudun adrenalin salınımı, düşük kan şekeri, aritmi veya kalp hastalıkları gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Uyku apnesi veya kalp çarpıntısı şüphesi durumunda bir doktora başvurulması önerilir.

"Şeker aşkı" terimiyle ilgili spesifik bir belirti listesi bulunmamaktadır. Ancak, genel olarak şeker hastalığının (diyabet) belirtileri şunlardır: Sık idrara çıkma. Aşırı susama. Açıklanamayan kilo kaybı. Yorgunluk ve halsizlik. Bulanık görme. Yaraların geç iyileşmesi. Cilt ve genital bölgede enfeksiyonlar. Bu belirtiler, diyabetin vücutta yarattığı kan şekeri dengesizliğinin göstergesidir. Kesin tanı ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Çok gaz yapan ayakların üşüyüp üşemeyeceği hakkında doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, ayak üşümesinin yaygın nedenleri arasında dolaşım bozuklukları, sinir hasarı, metabolik dengesizlikler ve soğuk hava gibi faktörler yer almaktadır. Dolaşım sorunları, yetersiz kan akışı nedeniyle ayakların üşümesine neden olabilir. Gaz yapma durumu ile ayak üşümesi arasında doğrudan bir bağlantı kurulamamıştır. Ayak üşümesi sürekli hale geliyorsa veya başka belirtilerle birlikte görülüyorsa bir doktora başvurulması önerilir.

Sol göğüs ızgarasının ısınmasının birkaç olası nedeni vardır: Gastrointestinal sistem sorunları. Kalp hastalıkları. Kas-iskelet sistemi problemleri. Hormonal değişiklikler. Bu belirtiler ciddi sağlık sorunlarının işareti olabileceğinden, kesin teşhis ve tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.

Daha düşük bir olasılık olmakla beraber, bazı kanser türleri soğuk terlemeye yol açabilir. Soğuk terlemeye neden olan kanser türlerinden bazıları şunlardır: Lösemi (kan kanseri). Akciğer kanseri. Soğuk terleme, birçok farklı sağlık sorununun belirtisi olabileceğinden, doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Küt küt kalp atışının nedenleri arasında şunlar bulunabilir: Stres ve anksiyete. Aşırı kafein veya nikotin tüketimi. Bazı ilaçların yan etkileri. Hormonal değişiklikler (örneğin, hamilelik veya adet öncesi dönem). Tiroid bozuklukları. Anemi. Yüksek ateş. Düşük kan şekeri. Kalp ritim bozuklukları (aritmi). Zehirli guatr. Kalp çarpıntısı uzun süre devam ederse veya diğer belirtilerle birlikte gelirse, tıbbi müdahale gerekebilir.

Göz çapaklanmasının kaç gün süreceği, çapaklanmanın nedenine bağlı olarak değişir. Normal çapaklanma: Uyanıldığında göz kenarlarında biriken kuru mukus genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Enfeksiyon veya iltihap kaynaklı çapaklanma: Bu durumda, viral konjonktivit genellikle reçeteli ilaçlara ihtiyaç duymadan kendiliğinden geçerken, bakteriyel konjonktivit antibiyotik göz damlası gerektirebilir ve iyileşme süreci birkaç günü bulabilir. Uzun süreli çapaklanma: Çapaklanma 2 günden uzun sürüyorsa veya sarı-yeşil akıntıya eşlik eden ağrı, ışık hassasiyeti, bulanık görme gibi belirtiler varsa, vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Göz çapaklanmasının nedeni ve süresi hakkında doğru bilgi almak için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.