Saygı

Engellilere saygı göstermenin bazı nedenleri: İnsan hakları: Engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek, engellilerin onurunu güçlendirmek insanlığın sorumluluğudur. Toplumsal eşitlik: Engellilere saygı, toplumsal eşitliğin ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunur. Bireysel ihtiyaçlar: Engellilerin maddi ve manevi ihtiyaçlarını sorunsuzca karşılama, yeteneklerini değerlendirebilme hakkı vardır. Anlayış ve iletişim: Engelliler, farklı engel türleri ve dereceleri nedeniyle özel saygı ve iletişim gerektirir. Toplumsal duyarlılık: Engellilere yönelik toplumsal duyarlılık, sürdürülebilir bir toplum için gereklidir.

Hayır, Dizipal'de Saygı 3. sezon bulunmamaktadır. Nejat İşler'in sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaya göre, Ercüment Çözer karakterine hayat veren oyuncu, bu karaktere veda ettiğini belirtmiş ve dolayısıyla Saygı dizisinin 3. sezonunun olmayacağı netleşmiştir.

65 yaş üstü kadınların davranışları, fiziksel, zihinsel ve kişilik açısından bazı değişimlere tabidir. Fiziksel değişimler: Dokular elastikiyetini kaybeder, organ bozuklukları ortaya çıkabilir. Zihinsel değişimler: Düşünme ve öğrenme yetilerinde yavaşlama, dikkatsizlik görülebilir. Kişilik değişimleri: Yeni durumlara uyum sağlama ve yeni düşünceleri kabul etme esnekliği azalır, ilişkilerde daha seçici olunur. Ayrıca, 65 yaş üstü kadınlar ekonomik olarak genellikle eşlerine veya çocuklarına bağımlı olabilir ve bu durum, sosyal hayattan uzaklaşmalarına yol açabilir. Depresyon ve kaygı gibi ruhsal sorunlar, bu yaş grubundaki kadınlarda sıkça görülebilir.

Türk kültüründe sevgi ve saygı şu şekillerde gösterilir: Bayramlaşma ve el öpme: Bayramlarda büyüklerin elleri öpülerek bayramlaşılır, bu bir saygı gösterisi olarak kabul edilir. Baş eğme: Özellikle yaşlılara karşı gösterilen saygının bir parçası olarak baş eğilir. Dua ve iyi dilekler: Bayramlaşma sırasında genellikle dua edilir ve küçükler, büyüklerinden hem dünya hem de ahiret için hayır duası alır. Selamlaşma: Türkler, bir ortama girdiklerinde veya biriyle karşılaştıklarında "Selamünaleyküm" diyerek selam verir, karşılığında ise "Aleyküm selam" cevabı alınır. Büyüklere saygı, küçüklere şefkat: Türk ailelerinde büyüklere saygı, küçüklere şefkat ve merhamet duyulması önemli görgü kurallarındandır. Misafirperverlik: Misafirliğe gidilen evdeki eşyalara izin alınmadan dokunulmaz ve giderken mutlaka ev sahibine "bize de buyurun" denir. Ayrıca, Türk kültüründe empati kurarak sevgi, saygı, hoşgörü ve dostluğun önemli olduğu düşünülür.

Saygı 2. sezon Ercüment'in hikayesi, toplumdaki yozlaşmaya karşı kendi adaletini sağlamaya çalışan Ercüment Çözer'in, Helen ve Savaş adlı iki gençle karşılaşmasını konu alır. Özetle Ercüment'in hikayesi: Helen ile yeni bir hayat: Ercüment'in himayesine giren Helen, yeni bir hayata başlar. Savaş'ın peşine düşme: Helen, Ercüment'ten gizli olarak Savaş'ın peşine düşer. İntikam planı: Savaş ise Ercüment'ten intikam almak için plan yapar. Yeni karakterler ve olaylar: Eski bir mahkumun ve idealist bir savcının dahil olmasıyla olaylar beklenmedik bir hal alır. 2. sezonun bazı yeni karakterleri: Selim Hacıoğlu (Sarp Akkaya); Arya Şahin (Damla Sönmez).

Bir ilişkide green flag (yeşil bayrak) şu şekilde anlaşılabilir: Açık ve dürüst iletişim. Karşılıklı saygı. Destekleyici tutum. Güven ve sadakat. Bireyselliğe saygı. Ortak değerler. Zaman ayırma. Bu özellikler, ilişkinin sağlıklı ve başarılı olma olasılığını gösterir. Ancak, her ilişkinin dinamikleri farklıdır ve green flag olarak kabul edilen davranışlar, çiftler arasında değişebilir. Eğer bir ilişkide sıkça red flag (kırmızı bayrak) görülüyorsa, bu durum göz ardı edilmemeli ve gerekli adımlar atılmalıdır. İlişkilerde bayrakları belirlemek için bir uzmana danışmak faydalı olabilir.

Bir ortamda saygı görmemek durumunda yapılabilecekler: Sınır koymak: Kendi sınırlarınızı belirleyin ve başkalarının sınırlarına saygı gösterin. Duyguları ifade etmek: Rahatsızlıkları ve duyguları açıkça dile getirin, sorunları biriktirmeyin. Özgüven geliştirmek: Kendine olan güven, başkalarına da güven yansıtmayı sağlar. Hayır demek: Kendi değerinizin farkında olun ve gerektiğinde "hayır" diyin. Eleştirilere karşı sakin kalmak: Eleştirileri kişisel algılamayın ve her olumsuz ifadeye cevap vermek zorunda hissetmeyin. Tek başına zaman geçirmek: Yalnızlığın tadını çıkarmak, güçlü hissetmeyi sağlar. Prensiplere sahip çıkmak: Durumdan duruma değişen bir karakter sergilemek, saygı kaybına yol açabilir. Eğer saygı duyulmama durumu devam ederse, bir uzmana danışmak faydalı olabilir.

Engelli bireylere karşı şu şekilde bir tutum sergilenmelidir: Eşit ve saygılı muamele: Engelli bireylere, diğer insanlara nasıl davranılıyorsa öyle davranılmalıdır. İzin almadan yardım etmeme: Engelli bireyin yardıma ihtiyacı olup olmadığı kontrol edilmeli, yardım teklif etmeden önce izin alınmalıdır. Fiziksel temasa dikkat etme: Engelli bireylerin tekerlekli sandalye veya koltuk değneği gibi yardımcı araçlarına dokunulmamalıdır. Yönelerek konuşma: İletişim, engelli bireye yönlendirilerek kurulmalıdır. Ön yargısız olma: Engelli bireyler, neyi yapıp yapamayacaklarına en iyi kendileri karar verebilirler. Olumlu iletişim: Acıma veya küçümseme içeren ifadelerden kaçınılmalıdır. Dinleme: Engelli bireylerin kendilerini ifade etmeleri için beklenmeli, anlaşılmadığında anlamış gibi yapılmamalıdır.

Cenazenin omuzlarda taşınmasının bazı nedenleri: Saygı ve hürmet: Cenazeyi omuzlar üzerinde taşımak, ölen kişiye gösterilen büyük bir saygı ve tâzim nişânesidir. Dini gereklilik: İslam inancına göre, cenazenin omuzlarda taşınması sünnettir ve bu süreçte sessiz ve edepli davranmak gereklidir. Sevap ve fazilet: Cenazeyi taşımak, özellikle 4 kişi tarafından taşındığında, büyük bir sevap ve fazilet olarak kabul edilir. Cenazenin omuzlarda taşınması, genellikle zaruret olmadıkça iki kişiyle yapılmaz.

Saygı ile ilgili bazı atasözleri ve deyimler: Atasözleri: Su küçüğün, söz büyüğün. Öpülecek el ısırılmaz. Eli boşa ağa uyur derler, eli doluya ağa buyur derler. Köpek bile yal yediği kaba pislemez. Ulular köprü olsa, basıp geçme. Deyimler: Saygı beslemek. Başımın üstünde yeri var. Başımla beraber. Hatırı sayılır.

Saygı dizisinin ikinci sezonunda Ercüment Çözer'in himayesi altına giren Helen, yeni bir hayata başlar ve Savaş'ın peşine düşer. Ayrıca, eski bir mahkumun ve idealist bir savcının hikayeye dahil olmasıyla olaylar beklenmedik bir hal alır. İkinci sezon, 24 Eylül 2021'de BluTV'de yayınlanmıştır.

"Su küçüğün, söz büyüğün" atasözü, büyüklere saygı gösterilmesi ve küçüklerin korunması gerektiği davranışlarına yöneliktir. Bu atasözünde, bir toplumda büyüklerin konuşması, küçüklerin ise onları dinlemesi gerektiği; ancak su içme sırasını küçüklerin büyüklere vermesi gerektiği, ancak büyüklerin bunu kabul etmemesi gerektiği anlatılmaktadır. Ayrıca, temel bir ihtiyaç olan suyun önce küçüğe verilmesi gerektiği, konuşmaya ise ilk önce büyüklerin başlaması gerektiği vurgulanmaktadır.

Annelerin ayaklarının altı, bazı kültürlerde ve söylemlerde "cennetin kokusu" veya "cennetin müjdecisi" olarak görüldüğü için öpülür. Bu düşünce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir konuşmasında da yer almıştır. Bu tür ifadeler, kişisel inançlara ve kültürel yorumlara dayanmaktadır.

Yaşlılar için söylenebilecek bazı sözler: "Yaşlılık, kısa mesafelerin ne kadar uzun olduğunu görme vakti". "Yaşlılık, yorgun bir bedende saklanan çelik gibi bir iradedir çoğu zaman". "Yaş da sevgi gibidir, saklanamaz". "Gençliğinde bilgi ağacı dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz". "Doğum günün kutlu olsun, [isim]! Umarım pastanı alıp yersin!". "Bugün keyif aldığın her güzel şeyi hak ediyorsun çünkü hayatını çalışkan bir [isim] olarak yaşadın". "Sana taş atanlar olabilir. Önemli olan, sana atılan taşları biriktirip kendi kaleni kurmaktır". Ayrıca, Jackson Brown'un "Hoş bir biçimde yaşlanmanın sırrı, yeni insanlar tanıma ve yeni şeyler görme coşkusunu asla kaybetmemektir" sözü de yaşlılar için anlamlı olabilir.

Evet, Ercüment Çözer, "Saygı: Bir Ercüment Çözer Dizisi"nin 2. sezonunda yer almaktadır. Başrolünde Nejat İşler'in yer aldığı dizinin 2. sezonu, 24 Eylül 2021'de yayınlanmıştır.

İhtiram, Arapça kökenli bir kelime olup "saygı" anlamına gelir. Bazı ihtiram ifadeleri: İhtiram birliği: Saygı birliği. İhtiram duruşu: Saygı duruşu. İhtiram kıtası: Askerî tören birliği. İhtirâmat: Saygılar, hürmetler (özellikle mektuplaşmalarda kullanılır). İhtiramkâr: Saygılı, hürmetkâr.

"Saygılarımla" ve "en derin saygılarımla" ifadeleri farklı durumlarda kullanılır: "Saygılarımla", genel ve resmi yazışmalarda kullanılan bir bitiş ifadesidir. "En derin saygılarımla" ise daha samimi ve özel durumlarda, örneğin bir kişiye derin bir hürmet ifade etmek gerektiğinde tercih edilir. Örneğin, bir kitabın iç kapağına yazılan notlarda veya bir kişiye yönelik çok saygılı bir mesajda "en derin saygılarımla" ifadesi uygun olabilir.

"Saygı" dizisinin 1. sezonunun 3. bölümünde, Kılıç Timi, bir intihar bombacısının saldırısını engellemek için harekete geçer. Ayrıca, bu bölümde Ercüment Çözer, ekranda iki maskeli kişi görür ve onların peşine düşer. Bölümün tam özeti hakkında bilgi bulunamadı.

Öğretmene "hocam" veya "öğretmenim" şeklinde hitap edilmesi, kişinin eğitim seviyesine ve duruma göre değişir: İlkokul ve ortaokulda genellikle "öğretmenim" denir. Üniversitede ise "hocam" şeklinde hitap edilir. Dini görevliler için de "hoca" kelimesi kullanılır.

Kayınpedere "baba" denmesinin nedeni, Türk gelenek ve göreneklerinde bu şekilde bir hitap şeklinin yaygın olmasıdır. İslam dini açısından ise, kayınpedere "baba" denmesinin bir mahsuru olmadığı, bu durumun örften kaynaklandığı ve dinen uygun görüldüğü belirtilmiştir.