Patoloji

Paneth hücre hiperplazisi, normalde ince bağırsakta bulunan Paneth hücrelerinin, patolojik durumlarda kalın bağırsağın daha distal bölgelerinde (inen kolon, sigmoid ve rektum) artması durumudur. Bu durum, genellikle kronik inflamatuar bağırsak hastalıkları (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi) ile ilişkilidir ve kolonun iyileşmesi sırasında hasarlı hücrelerin yerine Paneth hücrelerinin geçmesi sonucu ortaya çıkar.

Sitolog ve patolog arasındaki temel fark, çalıştıkları örneklerin türünde ve inceleme yöntemlerindedir. - Sitolog, hücrelerin yapısını, fonksiyonlarını ve patolojik değişimlerini inceleyen bir bilim dalıdır. - Patolog ise hastalıkların nedenlerini, gelişimlerini, sonuçlarını ve dokusal değişimlerini inceleyen bir tıp dalıdır. Bu nedenle, sitolog tek tek hücreleri incelerken, patolog dokuları inceler.

Lamina propriya invazyonu, invazyon derinliğine göre 0-250 mm arasında değişir.

Metaplazi, bir hücre tipinin başka bir hücre tipine dönüşmesi durumudur. İntestinal metaplazi ise mide veya yemek borusundaki hücrelerin bağırsak tipi hücrelere dönüşmesi durumudur.

Mediastende vasküler patoloji, mediasten bölgesinde bulunan damarlarla ilgili hastalıkları ifade eder. Diğer mediastinal vasküler anormallikler şunlar olabilir: - Arter veya ven tümörleri: Tüm mediastinal kitlelerin yaklaşık %10'unu oluştururlar. - Pnömomediasten: Alveollerin aşırı gerilmesi ve rüptürü sonucu ortaya çıkar. Bu tür patolojilerin teşhisi genellikle bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi görüntüleme yöntemleriyle konur.

Tahta mape cam patoloji ifadesi, patoloji laboratuvarında kullanılan lam ve lamel gibi cam malzemeleri ifade ediyor olabilir. Patolojide lam, mikroskop altında incelenmek üzere doku kesitlerinin yerleştirildiği cam yüzeydir.

Atipik küçük asiner proliferasyon (ASAP), prostat kanseri şüphesiyle yapılan biyopsilerde, patologların kanser hücresi olup olmadığını kesin olarak belirleyemediği anormal yapıdaki oluşumları ifade eden bir terimdir. ASAP, prostat bezinde bazal hücre kaybı ve infiltratif patern gösteren, ancak yeterli sitolojik atipi içermeyen asiner grupları veya kantitatif olarak yetersiz glandları temsil eder. ASAP tespit edilen kişilerde prostat kanseri olma ihtimali yüksektir.

Testislerden birinin büyük olmasının birkaç nedeni olabilir: 1. Normal Anatomik Varyasyonlar: Genetik faktörler, hormonal etkileşimler ve bireysel gelişim süreçleri nedeniyle testis boyutları arasında doğal farklılıklar olabilir. 2. Patolojik Durumlar: - Testis Tümörleri: Kanserli büyümeler testis boyutunu artırabilir. - Hidrosel: Testis çevresinde sıvı birikimi testislerin büyümesine neden olabilir. - Varikosel: Testislerdeki damarların genişlemesi kan akışını etkileyerek büyümeye yol açabilir. - Enfeksiyonlar: Epididimit veya orşit gibi enfeksiyonlar iltihaplanmaya ve büyümeye neden olabilir. 3. Çevresel ve Yaşam Tarzı Etkileri: Beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite düzeyi ve stres hormonal dengeleri etkileyerek testis boyutlarında değişikliklere yol açabilir.

33. Patoloji Kongresi'nde yapılan bazı sunumlar şunlardır: Endometrial Küretajlarda Tanısal Yaklaşım. Endokrin Patoloji. Meme Kor (Tru-Cut) Biyopsi Materyaline Tanısal Yaklaşım ve Tanı Tuzakları. Genitoüriner Sistem Nöroendokrin Tümörlerinde Güncelleme. Mikozis Fungoides ve Kütane CD30 Pozitif Lenfoproliferatif Hastalıklara Klinikopatolojik Yaklaşım. Kongrede ayrıca kurslar, video mikroskopi oturumları, panel tartışmaları, sözlü ve poster sunumları da gerçekleştirildi. Daha fazla bilgiye patoloji2024.org.tr adresinden ulaşılabilir.

Servikal sitolojide ılımlı atipi, serviks mukozasında anormal hücrelerin tespit edilmesi ve bu hücrelerin yapı ve miktarının standart normların ötesine geçmesi anlamına gelir. Bu durum, tehlikeli bir patolojinin doğrudan bir göstergesi olmasa da, onkolojik hastalık riskinin artması hakkında bir işaret olabilir. Kesin teşhis ve değerlendirme için bir jinekolog ve patologla görüşmek gereklidir.

Touch imprint yöntemi, sitolojik materyalin incelemeye hazırlanması aşamasında kullanılır. Bu yöntem, tümörlerin genetik değişikliklerini analiz etmek için de uygulanabilir; örneğin, dokunun kesilme yüzeyinin sürgülere dokunarak imprintler oluşturulması şeklinde.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yerleşkesi'nde yer almaktadır. Adres: Kocamustafapaşa Caddesi No:53 Cerrahpaşa 34098 Fatih, İstanbul. İletişim bilgileri: +90 (212) 414 30 00 (genel telefon), +90 (212) 414 34 34 (hastane randevu).

İstanbul Üniversitesi'nde patoloji raporunun çıkma süresi, genel olarak 2-7 gün arasında değişmektedir.

Patolojiden gelen sonucun çıkma süresi standart değildir. Normalde TOBB ETÜ Hastanesi'nde patoloji raporları beş iş günü içinde çıkar. Bazı durumlarda ise raporlanma süreci 10 güne kadar uzayabilir.

Dermoid kist ve matür kistik teratom aynı şeyi ifade eder. Bu terim, germ hücrelerinden gelişen ve içinde çeşitli vücut dokuları (saç, yağ, diş, kıkırdak gibi) bulundurabilen kistleri tanımlar.

Villöz komponent terimi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: 1. Tıpta: Villöz komponent, genellikle kolon poliplerinde görülen ve polip yüzeyinin düzensiz olmasına neden olan ince uzantıları ifade eder. 2. Biyolojide: Villöz, bir yüzeyin veya yapının kılsı veya tüycüklü bir dokuya sahip olduğunu tanımlar ve bu terim, özellikle ince bağırsaktaki villus yapıları gibi biyolojik yapılarda kullanılır.

Mukoid dejenerasyon ve fibrinoid dejenerasyonun ortak özelliği, her iki durumun da bağ doku ve kan damarları duvarında gelişmesidir.

Endürasyon tıpta, bir doku veya organın herhangi bir nedenle yumuşaklığını kaybedip, normale göre daha katı veya sert bir şekil alması anlamına gelir.

Likefaksiyon nekrozu, lokal bakteri ve mantar enfeksiyonları sonucu görülen, enzimatik sindirimin gerçekleştiği bir nekroz türüdür. Bu tip nekrozda ölü hücreler tamamen sindirilir ve mikroskobik görüntü, doku tahminine imkân vermeyecek ölçüde zarar görür. Diğer likefaksiyon nekrozu özellikleri: - Genellikle merkezi sinir sisteminde hipoksik hücre ölümü sonucu oluşur. - Akut inflamasyonla birlikte olduğunda, oluşan sıvı madde krem sarısı renginde olup püy (irin) olarak adlandırılır.

Efüzyon ve eksüda, hastalık durumlarında vücut boşluklarında biriken sıvı türlerini ifade eder. Efüzyon, seröz boşluklarda (plevral, perikardiyal, peritoneal) anormal sıvı birikimidir. Transüda, düşük özgül ağırlığa sahip, protein konsantrasyonu düşük sıvıdır ve konjestif kalp yetmezliği, siroz, nefrotik sendrom gibi durumlarda görülür. Eksüda ise yüksek özgül ağırlığa sahip, inflamatuar hücre içeren ve yüksek protein konsantrasyonuna sahip sıvıdır.