Osmanlı

Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi, Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından 1385 yılında yaptırılmıştır. Bu padişah, Mardin'de hüküm süren son Artuklu sultanıdır.

Hanzade Sultan, Osmanlı Hanedanı üyesi olup, 32. Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz’in ve son halife Abdülmecid Efendi’nin torunu, Şehzade Ömer Faruk Efendi’nin kızıdır. Annesi ise 36. Osmanlı padişahı olan Sultan Vahdeddin’in kızı Sabiha Sultan’dır.

Yıldız Sarayı'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihî miras: Osmanlı İmparatorluğu'nun İstanbul'daki üçüncü yönetim merkezi olarak, devletin tarihinde önemli bir yer tutar. II. Abdülhamid dönemi: II. Abdülhamid'in 33 yıllık saltanatı boyunca hem ikametgâh hem de idari saray olarak kullanılması, saraya büyük bir önem kazandırmıştır. İmar faaliyetleri: II. Abdülhamid, saraya tiyatro, müze, kütüphane, eczane, hayvanat bahçesi gibi birçok yapı ilave ettirmiştir. Güvenlik: II. Abdülhamid, Dolmabahçe Sarayı'nda amcası Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilip öldürülmesine şahit olduğu için güvenliği daha kolay sağlanabilen Yıldız Sarayı'nı tercih etmiştir. Kritik olaylar: Sultan Vahdeddin döneminde, İstanbul’un işgaline şahitlik etmiş ve Mustafa Kemal Paşa’ya 9. Ordu Müfettişliği vazifesinin verildiği yer olmuştur.

Gazi Osman Paşa, 5 Nisan 1900 tarihinde 68 yaşındayken vefat etmiştir. Ölüm nedeni hakkında spesifik bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Gazi Osman Paşa'nın en büyük başarısı olarak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndaki Plevne Savunması gösterilmektedir. Gazi Osman Paşa, askeri kariyerinin yanı sıra, Saray içerisindeki siyasette de yer almış ve Sultan Abdülhamid'in yakın çevresinde bulunan önemli isimlerden biri olmuştur.

Lale Devri'nde matbaanın kurulmasının bazı nedenleri: Yenileşme ve çağın gerekliliklerine uyum: Batı'ya daha sıcak bakılan bu devirde, İbrahim Müteferrika gibi girişken insanları teşvik ederek yeniliklerin desteklenmesi. Bilgi birikimine ilgi: Devirde hâkim olan bilgi birikimine karşı büyük ilgi, matbaacılığın kabulünde rol oynamıştır. El yazmalarının yetersizliği: El yazmalarının küçük okuryazar kesimin ihtiyacını karşılamaya yetmemesi ve yangınlar ile isyanlardaki yağmalarda yazma eserlerin imha olması. Kitap tedarikinde zorluk: Medrese talebelerinin kitap tedarikinde zorlanması. Ayrıca, matbaanın kurulabilmesi için dönemin padişahı III. Ahmed, sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, şeyhülislam ve ulemaya raporlar sunularak matbaanın faydaları anlatılmış ve izin istenmiştir.

Osmanlı'da mezatların ne zaman yapıldığına dair bazı bilgiler şu şekildedir: Kırım Savaşı sonrası: 1854 yılında ilk belediye teşkilatı olan Şehremaneti'nin kurulmasından sonra mezat faaliyetleri başlamıştır. Cellat mezatları: Cellatlar tarafından, yılda bir veya iki kez, siyaseten katledilen soyluların veya üst düzey memurların eşyaları mezatta satışa çıkarılırdı. Ayrıca, Osmanlı döneminde mezatların genellikle aleniyet ve rekabet ilkesi doğrultusunda, dellal ve münadiler aracılığıyla ve belediye memurlarının teftişi altında yapıldığı belirtilmiştir.

Çelebi Mehmet'in üç eşi olmuştur. 1. Emine Hatun: Dulkadiroğulları Beyliği'nin beşinci hükümdarı olan Nasıreddin Mehmed Bey'in kızıdır. 2. Şeh-zade Kumru Hatun: Amasyalı bir Paşa'nın torunudur. 3. Ah-med Paşanın kızı Şehzade Hatun: Alderson'un iddialarına göre evlendiği düşünülmektedir, ancak bu evlilik tarihçiler tarafından doğrulanmamıştır.

Topkapı Hançeri, Sultan I. Mahmud tarafından İran Şahı Nadir Şah'a hediye edilmek üzere yaptırılmış, ancak Nadir Şah'ın Bağdat'ta vefatı nedeniyle hediye amacına ulaşamamıştır. Dolayısıyla, Topkapı Hançeri'nin "yok" olduğu bir durum söz konusu değildir; halen Topkapı Sarayı Müzesi'nde sergilenmektedir.

Gazi Osman Paşa, Plevne Savunması'nda 10 Aralık 1877'de 40.000 kişilik ordusuyla Vid Nehri'ni geçerken Rus-Rumen topçularının ateşiyle yaralanmış ve teslim olmak zorunda kalmıştır. Bu yenilgi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında meydana gelmiştir.

Kılıç Ali Paşa, Atatürk'ün sırdaşı, arkadaşı ve en büyük destekçilerinden biridir. Asıl adı Emrullahzâde Âsaf olan Kılıç Ali, 1919'dan 10 Kasım 1938'e kadar Atatürk'ün yanından hiç ayrılmamıştır. Kılıç Ali, 1923 yılında TBMM tarafından Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen ilk üç kişi arasında yer almıştır. Atatürk, Sivas Kongresi'ni basmaya çalışan Ali Galip'i dizginlemek üzere Kılıç Ali'yi Malatya'ya göndermiş, daha sonra onu Maraş-Antep Kuvâ-yı Milliye Kumandanlığı'na atamıştır. Kılıç Ali, 1920'de I. BMM'ye Antep milletvekili seçilmiş ve aynı yıl Ankara İstiklal Mahkemesi üyeliğine getirilmiştir. Türkiye İş Bankası'nın kurucu üyelerinden olan Kılıç Ali, 14 Temmuz 1971'de İstanbul'da vefat etmiştir.

I. Selim (Yavuz Sultan Selim), 25 Nisan 1512 - 21 Eylül 1520 tarihleri arasında toplam 8 yıl tahtta kalmıştır.

Osmanlı sanatına örnek olarak şunlar verilebilir: Mimari: Süleymaniye ve Selimiye camileri, Topkapı Sarayı, Edirnekapı Mihrimah Camii, Kadırga’daki Sokollu Camii. Çini ve seramik sanatı: İznik çinileri, Rüstem Paşa Camii’nin çinileri. Hat sanatı: Cami duvarları, saraylar ve resmi belgelerde kullanılan yazılar. Minyatür sanatı: Nakkaş Osman ve Levni gibi sanatçıların eserleri, Hünername ve Surname-i Hümayun. Tezhip ve ebru sanatı: Kitap süsleme ve kâğıt süsleme örnekleri. Dokumacılık: Antalya, Uşak, Gördes, Ladik gibi merkezlerde üretilen halılar ve kumaşlar.

Bucak halkının nereden geldiğine dair farklı görüşler bulunmaktadır. Oğuz Boyları: Bucak ve çevresinin Türkler tarafından ele geçirilmesinin 13. yüzyıl başlarında, Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı III. Kılıçarslan döneminde olduğu düşünülmektedir. Yörükler: Bucak, 17. yüzyılın başlarında, Melli-Girme bölgesinden gelen en az yüz hanelik bir Yörük grubu tarafından kurulmuştur. Bucak, Cumhuriyet döneminde nahiye statüsüne kavuşmuş, 1958 yılında ise ilçe olarak Burdur'a bağlanmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu, dünya tarihindeki en büyük imparatorluklardan biridir. Osmanlı'nın en geniş sınırlarında toprak alanı 5,2 milyon km² olarak belirtilmiştir. Ancak, "en büyük" unvanı, farklı kriterlere göre değişebilir. Örneğin, tarihin en geniş kara imparatorluğu unvanı, 24 milyon km² toprak alanına sahip olan Moğol İmparatorluğu'na aittir.

Osmanlı tuğrası, Osmanlı padişahlarının resmi imzası ve mührü olarak kullanılmış olup, siyasi otoritenin bir simgesi ve devletin resmi belgelerinde kullanılan bir damga olarak kabul edilir. Tuğranın bazı unsurları ve temsil ettikleri: Elif çizgisi: Padişahın ismini temsil eder. Kavisler: Padişahın babasının ismi ve unvanını içerir. Tuğ'lar: "Elif" harfi şeklinde yukarı doğru uzanan uzantılar, padişahın adaletini, yüceliğini ve Allah'a olan bağlılığını simgeler. Zülfe: Padişahın asaletini ve inceliğini temsil eder. Kollar: Padişahın otoritesini ve emirlerini temsil eder. Osmanlı tuğrası, ayrıca imparatorluğun gücünü, ihtişamını ve kültürel zenginliğini simgeler.

Jön Türklerin temel amacı, II. Abdülhamid'in baskıcı istibdat yönetimine son vererek meşrutiyeti yeniden ilan etmek ve yönetime bir meclisin dahil olmasını sağlamaktır. Jön Türkler, padişahlık rejimini tamamen reddetmek yerine, yönetime eşit bir meclisin dahil olduğu bir yönetim yapısını savunmuşlardır. Jön Türklerin diğer amaçları arasında: Eğitim reformları (eğitimin yaygınlaştırılması ve modernleştirilmesi); Batılılaşma (Osmanlı'nın Batılı devletlerle entegrasyonu ve Batı'nın siyasi ve sosyal yapılarının örnek alınması); Milliyetçilik (Osmanlı coğrafyasındaki farklı milletlerin haklarının korunarak devletin birliğinin sağlanması) yer alır.

Osmanlı Devleti'nde kadılar, medrese eğitimi almış ve hukuk bilgisi olan kişiler arasından devlet tarafından seçilirdi. Seçim süreci şu şekilde gerçekleşirdi: Adaylar, önce padişah huzurunda veya 18. yüzyıldan itibaren kazasker huzurunda sınava tabi tutulurlardı. Sınavı kazanan adaylar, kazaskerlik dairelerinden birine kayıt yaptırırdı. Adaylar, büyük bir merkezdeki kadı mahkemesinde stajyer olarak en az beş kişi olarak görev alırdı. Üç-beş yıllık staj ve bir yıllık asistanlıktan sonra, alt kademedeki kazalardan birine kadı olarak atanırlardı. Kadıların atanması ve terfi işlemleri, Anadolu ve Rumeli kazaskerlikleri tarafından yürütülürdü.

Kilitbahir Kalesi, stratejik konumu ve tarihi önemi nedeniyle oldukça önemlidir: Boğazın Güvenliği: Kale, Çanakkale Boğazı'nın en dar noktasında yer alarak, boğazın güvenliğini sağlamak ve düşman gemilerinin geçişini engellemek amacıyla inşa edilmiştir. Osmanlı Savunması: Osmanlı İmparatorluğu'nun deniz savunmasında kilit bir rol oynamıştır. Mimari Özgünlük: Üç yapraklı yonca şeklindeki planı ve üçgen biçimli kulesiyle Osmanlı askeri mimarisinin özgün örneklerinden biridir. Tarihi Miras: Kale, tarihi ve mimari özellikleriyle önemli bir kültürel miras olarak kabul edilir ve her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilir.

Koyunhisar Muharebesi, Osman Gazi döneminde, yani Osmanlı Beyliği'nin kuruluş döneminde gerçekleşmiştir. Bu muharebe, 27 Temmuz 1302 tarihinde Osmanlı Beyliği ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılmıştır. Dolayısıyla, Koyunhisar Muharebesi herhangi bir padişah döneminde yapılmamıştır, çünkü Osmanlı Devleti henüz padişahlık sistemine geçmemişti.

Kanal Cephesi'nde komutan Bahriye Nazırı Cemal Paşa'dır. Cemal Paşa, 27 Aralık 1914 tarihinde başlayan ve 26 Ekim 1918'e kadar süren Kanal Cephesi'nde Osmanlı ordusunun başında yer almıştır.