Okyanus

Evet, denizde 3 gün mahsur kalmak mümkündür. Harrison Okene'nin hikayesi, herhangi bir dalış ekipmanı olmadan denizin birkaç düzine metre altındaki bir römorkörün hava cebinde 3 gün mahsur kaldığını ve kurtulduğunu anlatır. Ayrıca, 29 Ağustos 1973 tarihinde, Atlantik Okyanusu'nun en dibinde, 480 metre derinlikte mahsur kalan Roger Mallison ve Roger Chapman'ın 3 gün boyunca soğukkanlılıkla hayatta kaldıkları bilinmektedir. Ancak, denizde mahsur kalmak son derece tehlikeli olup, profesyonel yardım ve ekipman olmadan denenmemesi gerekir.

Derin deniz, okyanusun yaklaşık 200 metre derinliğin altında kalan kısmıdır. Bu terim aynı zamanda denizlerin, geniş yer kaplayan ve derinliği 2000-6000 metre arasında değişen kesimleri için de kullanılır. Derin deniz, yüksek basınç, düşük sıcaklık ve tam karanlık ile karakterize edilir ve çok çeşitli, genellikle tam olarak anlaşılmamış organizmalara ev sahipliği yapar.

Okyanusta keşif yapmanın tehlikeli olmasının bazı nedenleri: Yüksek basınç: Okyanusun derinliklerine inildikçe basınç artar ve bu, yapısal kusurlara yol açarak felakete neden olabilir. Karanlık ortam: Derin okyanuslarda görüş mesafesi neredeyse yoktur. Aşırı soğuk sıcaklık: Okyanusun derin kısımları çok düşük sıcaklıklara sahiptir. Toksik kimyasallar: Deniz tabanındaki hidrotermal menfezlerden sıcak sıvılar fışkırır. Maliyet: Sonar teknolojisiyle donatılmış tekneler ve diğer keşif araçları çok yüksek masraflara yol açabilir.

Okyanuslarda kaç tane bilinmeyen canlı olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Bilim insanları, okyanuslarda 1 milyondan fazla bilinmeyen canlı türü olabileceğini tahmin etmektedir. 2024 yılı itibarıyla, 242.500 deniz canlısı türü tanımlanmıştır. Bilinmeyen canlıların çoğu, derin okyanuslar ve tropikal sığ denizler gibi en az araştırılmış yaşam alanlarında bulunmaktadır.

Bazı sıcak su akıntıları: Gulf Stream. Brezilya. Kuroşivo. Ayrıca, Hint Güney Ekvator Akıntısı’nın bir kolu, Afrika’nın doğu kıyısına yönelerek güneye doğru ilerler ve Mozambik Akıntısı adını alır.

Denizlerde kaç tane gizemli olay olduğu kesin olarak belirlenememiştir. Ancak, denizlerde yaşanan bazı gizemli olaylar şunlardır: Mariana Çukuru: 10.994 metre derinliğiyle dünyanın en derin noktası. Baltık Denizi Kalıntısı: Denizin 300 metre altında keşfedilen ve çeşitli komplo teorilerine konu olan şekil. Kaynağı açıklanamayan sesler: "The Bloop" ve "Julia" gibi sesler hala çözülememiştir. Aynı yıl kaybolan 4 denizaltı: 1968'de kaybolan ABD’nin Scorpion, Sovyetlerin K-129, Fransa’nın Minerve ve İsrail’in Dakar isimli denizaltıları. Atlantis: Kayıp su uygarlığı. Kraken: 1870'te yakalanan dev kalamar. Yonaguni Anıtı: Kim tarafından ve ne amaçla inşa edildiği belirlenemeyen yapılar. Şeytan Denizi: Bermuda Şeytan Üçgeni'nden sonra en çok kayıp verilen bölgelerden biri.

Okyanusların amacı, dünya üzerindeki yaşamın desteklenmesi ve ekosistemlerin dengelenmesidir. Okyanusların bazı amaçları: Ekolojik denge: Okyanuslar, çeşitli canlı türlerine ev sahipliği yapar ve besin zinciri sayesinde bu türlerin birbirini beslemesini sağlar. İklim düzenlemesi: Okyanuslar, güneş ışınlarını emerek ve su buharı oluşturarak buharlaşmaya neden olur, bu da iklimin dengelenmesine katkıda bulunur. Su döngüsü: Okyanuslar, su döngüsünün önemli bir bileşenidir; buharlaşan okyanus suları, bulut oluşumunu sağlar ve yağmur yağmasına yardımcı olur. Ekonomik önem: Okyanuslar, balıkçılık, deniz taşımacılığı, turizm ve enerji kaynakları gibi birçok sektör için önemlidir.

Denizdeki kare dalgalar, genellikle farklı hava sistemlerinden gelen dalgaların dik açıyla kesiştiği durumlarda görülür. Kare dalgaların görüldüğü durumlar: Tropikal fırtınalar. Rüzgar değişimleri. Akıntılar. Kare dalgalar, Île de Ré (Isle of Ré) gibi bölgelerde düzenli olarak görülebilir. Bu dalgalar nadir olarak kabul edilse de, herhangi bir deniz bölgesinde her zaman görülme olasılığı vardır.

Okyanusları korumak için yapılabilecek bazı şeyler: Plastik kullanımını azaltmak: Plastik pipetler ve market poşetleri yerine çevre dostu alternatifler tercih etmek. Geri dönüşüm yapmak: Plastik, cam gibi atıkları geri dönüşüm kutularına atmak. Enerji tüketimini azaltmak: Kısa mesafelerde toplu taşıma kullanmak, çevre dostu ürünler tercih etmek. Aşırı avlanmayı önlemek: Yerel balıkları tercih etmek ve ticari balıkçılık yöntemlerinden kaçınmak. Kirliliği engellemek: Atık suları ve yemek yağlarını lavaboya dökmemek, plaj temizliğine katılmak. Denizleri korumak için çalışan kuruluşlara destek olmak: Bu tür organizasyonlara maddi ve manevi destek sağlamak. Denizleri temiz tutmak: Deniz ve sahillere çöp atmamak. Birleşmiş Milletler, 2030 yılına kadar okyanusların %30’unu koruma altına almayı hedefleyen bir anlaşma yapmıştır.

Okyanusun önemli olmasının bazı nedenleri: Oksijen üretimi: Okyanus, özellikle fitoplankton sayesinde, dünyadaki oksijenin en az %50'sini üretir. İklim düzenlemesi: Okyanus, ısıyı emerek ve sıcak suları ekvatordan kutuplara taşıyarak iklimin düzenlenmesine yardımcı olur. Gıda kaynağı: Okyanus, özellikle balık olmak üzere, birçok insan için önemli bir protein kaynağıdır. Biyoçeşitlilik: Okyanus, çok sayıda canlıya ev sahipliği yapar ve milyonlarca tür henüz keşfedilmemiştir. Ekonomik kaynak: Dünya ticaretinin yaklaşık %90'ı deniz yoluyla yapılır ve okyanus, milyonlarca insana iş imkanı sağlar. Terapötik özellikler: Okyanusta yüzmek, sağlık açısından faydalı olabilir. Yenilenebilir enerji: Gelgit ve dalga enerjisi gibi okyanus, yenilenebilir enerji kaynakları sunar.

Tsunamilerde suyun kaç km derinliğe indiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, tsunamiler hakkında şu bilgiler değerlendirilebilir: Tsunamiler, genellikle okyanus veya deniz tabanında meydana gelen ani ve büyük ölçekli hareketlerin su kütlesini yerinden oynatmasıyla oluşur. Tsunamilerde iki dalga arasındaki mesafe 200 km'yi bulabilir. Derin okyanusta yaşanan tsunamilerde dalga yüksekliği sadece 30 santimetre ila 1 metre arasında olabilir. Tsunamiler, açık denizde çok hızlı yayılır, birbirinden çok uzak ve yükseklikleri az olduğu için aletsel ölçümler haricinde fark edilmezler. Deniz suyu ne kadar derinse dalgalar da o kadar hızlı hareket eder.

National Geographic'in denizaltıyla okyanus dibine iniş belgeseli olarak "James Cameron: Dünyanın Dibine Yolculuk" ve "Derin Denizler" öne çıkmaktadır. James Cameron: Dünyanın Dibine Yolculuk: Ünlü yönetmen James Cameron'ın Pasifik Okyanusu'ndaki Mariana Çukuru'na yaptığı dalışı konu alır. Derin Denizler: Okyanusun en derin noktalarını keşfetmek için yapılan dalışları ve denizaltı araştırmalarının zorluklarını anlatır.

Güney Okyanusu sularının mavi görünmesinin sebebi, güneş ışığının su molekülleriyle etkileşime girerek daha uzun dalga boylu ışıkları emmesi ve kısa dalga boylu mavi ışığın yayılmasıdır. Ayrıca, okyanus yüzeyi gökyüzünün rengini de yansıttığı için suyun rengi mavi görünür. Su kütlelerinin rengi, çözünen safsızlıklar ve askıda duran partiküller gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Gelgitin en yüksek olduğu yere "yüksek gelgit" veya "med" denir. Ayrıca, "bahar gelgiti" de kullanılabilir; bu terim, Ay'ın yeniay ve dolunay evrelerinde, Güneş ve Ay'ın çekim güçlerinin birleşmesiyle oluşan ve normalden daha yüksek gelgitleri ifade eder.

Okyanus tabanı, kıta kenarı ve derin deniz düzlüğü olmak üzere iki ana bölgeye ayrılır. Kıta kenarı, kıtasal şelf, şelfin kırılma noktası, yamaç ve yükselimleri içerir. Derin deniz düzlüğü, abisal düzlükler, derin deniz hendek ve dağlarını kapsar. Ayrıca, okyanus tabanı, Atlantik tipi pasif kıta kenarı ve Pasifik tipi aktif kıta kenarı olarak da farklı türlere ayrılabilir.

Güney Okyanusu'nun suyunun donmamasının birkaç nedeni vardır: Yüksek ısıl kapasite: Suyun yüksek ısıl kapasitesi, onun ortam sıcaklığında kalmasını ve donmamasını sağlar. Tuzluluk: Deniz suyu, içindeki tuz miktarı sebebiyle daha düşük sıcaklıklara dayanabilir. Sürekli hareket: Denizlerin sürekli hareket halinde olması, suyun karışmasını ve homojen bir sıcaklık dağılımına sahip olmasını sağlar. Güneş ışınları: Güneş ışınları, denizin yüzeyine vurduğunda suyun ısınmasını sağlar ve bu da donmayı önler.

"Sular Çekilince" belgeseli, okyanus sularının çekilmesiyle ortaya çıkan gizemli dünyaları ve batık şehirleri, gemi enkazlarını, doğal harikaları ve insan yapımı felaketleri araştırıyor. Belgeselde ele alınan bazı konular: Antik medeniyetlerin sırları: Atlantis ve diğer efsanevi yerler. Tarihî gemi enkazları: İkinci Dünya Savaşı kalıntıları, köle gemileri ve Amerikan Devrimi'nden kalma gemiler. Doğal felaketler: Pasifik Okyanusu'ndaki yıkıcı doğal afetler. Belgesel, yenilikçi teknolojiler ve nefes kesen fotoğraflarla bu sırları gün yüzüne çıkarıyor.

Bafa Gölü'nden Meksika'ya yılan balığı göçü şu şekilde gerçekleşir: 1. Üreme: Yılan balıkları, Bafa Gölü'nde üreme olgunluğuna eriştikten sonra, 7 bin kilometrelik bir yolculuğa çıkarlar. 2. Okyanus Geçişi: Göç, okyanusu aşarak başlar; yılan balıkları Cebelitarık Boğazı'ndan geçip Akdeniz'e, ardından Ege Denizi'ne ulaşır. 3. Tatlı Su Kaynağı: Ege Denizi'nde, tatlı suya duydukları içgüdüsel eğilimle, çayları ve nehirleri takip ederek Bafa Gölü'ne varırlar. 4. Üreme ve Ölüm: Bafa'da birkaç yıl geçirdikten sonra, ergin yılan balıkları doğdukları yer olan Meksika'nın Sargasso Körfezi'ne geri döner ve burada üredikten sonra ölürler. Yılan balıklarının göç sırasında yönlerini nasıl buldukları ve tersine göçleri nasıl yaptıkları hâlâ tam olarak bilinmemektedir.

Deniz dalgaları en çok okyanus ve deniz gibi büyük su kütlelerinde görülür. Dalgaların oluşmasında etkili olan faktörler arasında rüzgar, gelgit ve deniz tabanında meydana gelen depremler gibi olaylar yer alır. Ayrıca, kare dalgalar büyük ölçüde okyanuslarda görülür. Tsunamiler de deniz dalgalarıdır ve en çok Pasifik Okyanusu ve çevresinde görülür.

Bazı okyanus temizleme projelerinin hayata geçme tarihleri şu şekildedir: The Sea Cleaners Manta: 2024 yılında suya inmesi planlanmaktadır. Ocean Cleanup Sistemi 001: 2018 yılında San Francisco Koyu'nda test edilmeye başlanmıştır. Diğer projeler olan SeaClear ve The Ocean Cleanup'ın tam olarak ne zaman hayata geçeceği ise belirtilmemiştir. Projelerin tam olarak ne zaman tamamlanacağı, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir.