Okyanus

Okyanuslar, birçok önemli işlevi yerine getiren hayati ekosistemlerdir. İşte bazıları: Ekolojik işlevler. İklimsel işlevler. Ekonomik işlevler. Doğal afetlerin önlenmesi.

Denizlerin altındaki karanlık ifadesi, derin denizlerin ve okyanusların 200 metre ve daha derinlerinde ışığın neredeyse tamamen yok olmasını ifade eder. Denizlerdeki dalgalar ise, farklı yoğunluktaki su katmanları arasında meydana gelen iç dalgalar olarak adlandırılır.

Tetis ve Paleotetis, jeolojik zamanlarda farklı dönemlerde var olan okyanuslardır. - Tetis Okyanusu veya Tetis Denizi, Paleozoik-Mezozoik-Erken Tersiyer dönemlerinde Gondvana ve Lavrasya arasında batı-doğu yönünde uzanan eski bir okyanustur. - Paleotetis, Tetis Denizi'nin Permiyen'de açılıp Trias sonunda kapanan bölümünü ifade eder.

Okyanusa dalmak, uzaya çıkmaktan daha zor kabul edilir. Bunun nedenleri arasında okyanusun derinliklerine inildikçe karşılaşılan yüksek basınç, karanlık ve neredeyse hiç görüş mesafesi olmaması ile aşırı soğuk sıcaklık bulunur. Uzaya çıkmada ise teleskop yardımıyla her şey görülebildiğinden ve yapısal kusurlar daha az riskli olduğundan işler daha kolaydır.

Okyanusta hayatta kalma hikayesi anlatan bazı filmler şunlardır: 1. "Life of Pi" (Pi'nin Yaşamı). 2. "The Perfect Storm" (Kusursuz Fırtına). 3. "In the Heart of the Sea" (Denizin Ortasında). 4. "Cast Away" (Yeni Hayat).

Kara deniz şeytanı (Melanocetus), okyanusun 200 ila 2000 metre derinliklerinde yaşar. Ayrıca, tropikal ve ılıman bölgelerde, özellikle Atlantik, Hint ve Pasifik Okyanusları'nın kıyı bölgelerinde de görülebilir.

Soğuk su akıntıları, kutup bölgelerinden tropikal bölgelere doğru hareket eden okyanus akıntılarıdır. İşte bazı önemli soğuk su akıntıları: 1. California Current (Kaliforniya Akıntısı): Kuzey Pasifik Okyanusu'nda, Kaliforniya kıyısından aşağıya doğru akan soğuk bir akıntıdır. 2. Benguela Current (Benguela Akıntısı): Güney Atlantik Okyanusu'nda, Namibya ve Angola kıyılarından aşağıya doğru hareket eden soğuk bir akıntıdır. 3. Humboldt Current (Humboldt Akıntısı): Güney Amerika'nın batı kıyısında, Peru ve Şili boyunca uzanan soğuk bir akıntıdır. 4. Labrador Soğuk Su Akıntısı: Labrador Denizi'nin batı kıyısı boyunca güney yönüne akan soğuk su akıntısıdır. 5. Kanarya Akıntısı: Atlantik Okyanusu'nda, Kanarya Adaları yakınlarında görülen soğuk bir akıntıdır.

Pasifik kelimesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Pasifik Okyanusu: Dünya'nın en büyük okyanusu olup, Asya, Avustralya, Kuzey ve Güney Amerika arasındaki geniş su kütlesini kapsar. 2. Pasifik Holding: Çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren bir holdingdir. Gayrimenkul, uluslararası lojistik, teknoloji, enerji ve madencilik gibi alanlarda yatırımları bulunmaktadır.

Deniz kedileri, tüm okyanuslarda, Arktik Okyanusu'ndan tropik bölgelere ve Antarktika altlarına kadar geniş bir coğrafyada yaşar. Genellikle 200 ila 2000 metre derinliklerde, maksimum 3000 metreye kadar bulunurlar.

Okyanusun en derin yerlerine gidilmemesinin birkaç nedeni vardır: 1. Yüksek Basınç: Okyanusun derinliklerine inildikçe basınç artar ve bu, en küçük bir yapısal kusurun bile felakete yol açabileceği kadar yüksektir. 2. Karanlık ve Görüş Mesafesinin Sıfır Olması: Derin okyanuslarda güneş ışığı ulaşmaz ve neredeyse hiç görüş mesafesi yoktur. 3. Aşırı Soğuk Sıcaklıklar: Okyanusun en derin noktaları donma noktasının hemen üzerinde sıcaklıklara sahiptir. 4. Maliyet: Derin deniz araştırmaları için gerekli teknoloji ve ekipmanların maliyeti oldukça yüksektir.

Gel-git genliği en fazla okyanus kıyılarında görülür.

Güney Kutbu, Kuzey Kutbu'ndan daha soğuktur. Bunun nedeni, Güney Kutbu'nun bir kara parçası olması ve kalın bir buz tabakasıyla kaplı olmasıdır, bu da onu daha karasal ve soğuk yapar.

Gelgit genliği, suların kabarma ve alçalması arasındaki seviye farkını ifade eder. Bu fark, iç denizlerde 30 cm, kenar denizlerde 80-120 cm ve okyanus ortalarında 60-80 cm arasında değişir.

Tsunami dalgaları, açık okyanusta saatte 800 kilometre hıza ulaşabilir ve bu da yaklaşık olarak 500 kilometre karelik bir alanı kaplayabilir. Ancak, kıyıya yaklaştıkça dalga hızı düşerken yüksekliği artar ve 30 metre yüksekliğe ulaşabilir.

Kıyı selleri en çok okyanus kıyılarında görülür.

Mariana Çukuru, Büyük Okyanus'ta, iki büyük okyanus levhasının çarpışması sonucu oluşmuştur.

Tetis Okyanusu, Karbonifer döneminde kapandı.

Titanic'in keşfi, ünlü Amerikalı oşinograf Dr. Robert Ballard tarafından 1 Eylül 1985'te gerçekleştirildi. Ballard, Argo adlı insansız bir denizaltı kullanarak, Atlantik Okyanusu'nun iki mil altında geminin enkazını buldu. Daha önce de Titanic'i bulmak için çeşitli girişimler olmuştu, ancak Ballard'dan önce kimse başarılı olamamıştı.

Okyanusların en derin yerlerinin korkutucu olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Zifiri Karanlık: Okyanusun 200 metre aşağısı "alacakaranlık bölgesi" olarak bilinir ve buraya dışarıdan hiçbir ışık ulaşmaz. 2. Devasa ve Tehlikeli Dalgalar: Rogue waves olarak bilinen devasa dalgalar, beklenmedik yerlerden çıkarak gemiler için büyük tehlike oluşturur. 3. Gizemli Canlılar: Okyanusun derinliklerinde, insanlara zararsız gibi görünen ancak korkutucu olabilen denizanaları ve derin deniz ejderhası balıkları gibi ürkütücü yaratıklar yaşar. 4. Basınç ve Çevre Koşulları: Mariana Çukuru gibi en derin noktalarda basınç, yeryüzündeki basınca göre yaklaşık 1000 kat daha fazladır ve bu koşullar deniz tabanına ve etrafındaki canlılara zarar verebilir.

Okyanusların insan hayatı üzerindeki etkileri şunlardır: 1. İklim ve Hava Koşulları: Okyanus iklimi, ılıman kışlar ve serin yazlar ile karakterizedir, bu da tarımsal üretimi ve su kaynaklarının yeterliliğini etkiler. 2. Ekonomik Faaliyetler: Balıkçılık ve turizm gibi sektörler, okyanusların bulunduğu bölgelerde önemli ekonomik kaynaklardır. 3. Sağlık: Okyanuslar, solunum sistemi üzerinde olumlu etkiler yaratabilir, ancak yüksek nem oranı bazı kişilerde astım gibi rahatsızlıkları tetikleyebilir. 4. Çevresel Etkiler: Okyanus akıntıları ve hava sistemleri, fırtına ve kasırga gibi doğal afetlerin sıklığını ve şiddetini etkileyebilir. 5. Biyoçeşitlilik: Deniz canlıları, yeni ilaçların ve biyoteknolojilerin geliştirilmesine ilham verir.