Oksijen

Oksijen santrali, oksijenle zenginleştirilmiş havayı sürekli olarak sağlamak amacıyla tasarlanmış bir cihazdır. İşe yarar yönleri: - Tıbbi uygulamalar: Solunum rahatsızlığı olan hastalara yüksek saflıkta oksijen sağlar. - Endüstriyel uygulamalar: Kaynak, metal kesme ve kimyasal işleme gibi çeşitli endüstriyel işlemlerde kullanılır. - Laboratuvar uygulamaları: Gaz kromatografisi ve kütle spektrometrisi gibi hassas bilimsel deneyler için tutarlı bir oksijen kaynağı sağlar. Ayrıca, oksijen santralleri, şişelenmiş oksijene alternatif olarak daha uygun maliyetli ve çevre dostu bir çözüm sunar.

Oksijen tedavisi en fazla 48 saat boyunca %50'nin üzerinde konsantrasyonda verilmelidir. Ağır KOAH hastaları ise günde en az 15 saat oksijen kullanmak zorundadır.

H2O (su) molekülünün Lewis yapısı şu şekilde çizilir: 1. Toplam değerlik elektronlarının sayılması: Hidrojen (H) atomlarının her biri 1 değerlik elektronuna, oksijen (O) atomu ise 6 değerlik elektronuna sahiptir. 2. Merkez atomun belirlenmesi: Oksijen atomu, daha yüksek değerliğe sahip olduğu için merkez atom olarak seçilir. 3. Tek bağların çizilmesi: Oksijen atomu, her bir hidrojen atomuyla bir tek bağ oluşturur. 4. Kalan elektronların yerleştirilmesi: Oksijen atomunun etrafında, sekizli kuralını tamamlamak için iki yalnız çift elektron yerleştirilir. Sonuç olarak, H2O molekülünün Lewis yapısı, iki tek bağ ve iki yalnız çift elektronla çevrili bir oksijen atomunu gösterir.

Oksijen ve oksitleyici arasındaki fark şu şekildedir: - Oksijen, atmosferde bulunan ve yanma reaksiyonlarında yaygın olarak kullanılan bir oksitleyicidir. - Oksitleyici ise, oksidasyon reaksiyonuna neden olan ve başka maddelerin yanmasını başlatan veya hızlandıran bir kimyasaldır.

Oksijen ve azotun atmosferdeki oranları %78 ve %21 olarak belirlenmiştir çünkü bu oranlar, Dünya'nın doğal bileşiminin bir sonucudur. - Azotun atmosferde bu kadar fazla olmasının nedeni, doğada bulunan azot gazlarının sayısının fazla olması ve bu gazların uçucu olmasıdır. - Oksijenin oranı ise, organik bileşikler, atomlar ve kayalarla yaptığı reaksiyonlar sonucu su ve karbondioksit gibi dünyadaki yaşamın temelini oluşturan molekülleri oluşturduğu için bu şekildedir.

Bitkiler olmasaydı, dünya ve ekosistem büyük ölçüde değişirdi: 1. Oksijen üretimi durur: Bitkiler fotosentez yaparak oksijen üretir, bu da tüm canlıların solunumunu tehlikeye atar. 2. Ekosistem çöker: Bitkiler birçok hayvanın besin kaynağı olduğu için, besin zinciri bozulur. 3. Erozyon artar: Toprağı kökleriyle tutan bitkiler olmadığı için, toprak kaymaları ve erozyon artar. 4. Su döngüsü zarar görür: Bitkiler su döngüsüne katkıda bulunur, bu nedenle yağış düzeni bozulur ve iklim değişikliği hızlanır. 5. Yaşam neredeyse imkânsız hale gelir: Tüm bu olumsuz etkiler sonucunda, yaşamın devam etmesi neredeyse imkânsız olurdu.

O2 molekülünün mol ağırlığının 32 olmasının nedeni, oksijenin atom kütlesinin 16 olmasıdır. Çünkü bir oksijen molekülü gaz halindeyken, 2 atomu vardır ve bu 2 atomun toplam kütlesi 32 gramdır.

5 litrelik oksijen tüpünün dolum süresi, dolum işleminin hızına ve kullanılan ekipmana bağlı olarak değişir. Genellikle, medikal standartlara uygun ve güvenilir bir dolum işlemi birkaç dakika sürer. Oksijen tüplerinin kullanım süresi ise, tüpün doluluk durumu, oksijen akış hızı ve hastanın ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterir. Örneğin, 5 litrelik bir oksijen tüpü: 1 L/dk akış hızında kullanıldığında yaklaşık 5 saat dayanır. 2 L/dk akış hızında kullanıldığında yaklaşık 2,5 saat dayanır. 5 L/dk akış hızında kullanıldığında ise yaklaşık 1 saat dayanır.

FiO2 70, solunan oksijen fraksiyonunun %70 olduğunu ifade eder.

Ksenon (Xe), özellikle flor (F) ve oksijen (O) ile bileşik yapar. Bu bileşiklerden bazıları şunlardır: - Ksenon diflorür (XeF₂); - Ksenon tetraflorür (XeF₄); - Ksenon heksaflorür (XeF₆); - Ksenon tetraoksit (XeO₄).

Modern asansörlerde havalandırma sistemleri bulunduğu için oksijen bitmesi durumu çok nadirdir. Ancak, asansörün havalandırmasının çalışmaması, büyüklüğünün ve içindeki kişi sayısının fazla olması gibi durumlarda oksijen tükenebilir. Ortalama bir insan saatte yaklaşık 25 litre oksijen tükettiğinden, asansörde mahsur kalındığında oksijen yaklaşık 25 saat yetebilir. Asansörde mahsur kalındığında panik yapmamak ve acil durum butonunu kullanarak yardım çağırmak önemlidir.

Toplardamarda oksijen oranı düşük, karbondioksit oranı ise yüksektir.

Dalış basınç odasında veya silindirde oksijenin ayarlanması gereken önerilen maksimum basınç, 1,6 ata (atmosfer mutlak) olarak kabul edilir.

Ay'da su ve oksijen bulunmaktadır, ancak miktarları ve bulunabilirlikleri farklılık göstermektedir. Su: Ay'da su, kutuplardaki soğuk ve sürekli gölgede kalan kraterlerde buz halinde bulunmaktadır. Oksijen: Ay'da atmosfer olmadığı için nefes alınabilecek oksijen bulunmamaktadır.

Türkiye'de oksijen deposu olarak gösterilen şehirler arasında şunlar bulunmaktadır: 1. İstanbul Arıköy. 2. Kastamonu Ağlı. 3. Eskişehir Odunpazarı. 4. Çankırı. 5. Eskişehir - Hasanbey. 6. Kırşehir. 7. Ankara - Etimesgut. Ayrıca, Karabük de ülkenin oksijen deposu olarak kabul edilmektedir; çünkü yüzölçümüne düşen ormanlık alan bakımından birinci sıradadır ve "orman denizi" olarak adlandırılmaktadır.

Oksiglobin, köpeklerde anemi (düşük kırmızı kan hücresi sayısı) durumunda kanın oksijen içeriğini artırmak için kullanılan bir çözümdür. Bu ilaç, bovine haemoglobin glutamer-200 içerir ve aşağıdaki işlevleri yerine getirir: - kandaki hemoglobin miktarını artırır; - vücuttaki kan hacmini artırır; - arterlerdeki kanda taşınan oksijen miktarını artırarak anemi semptomlarını azaltır. Oksiglobin, sadece tek kullanımlık bir ilaçtır.

Mariana Çukuru'nun üstüne çıkmak, yüksek basınç ve düşük oksijen nedeniyle hayatta kalmak mümkün olmayan bir ortamla karşılaşmak anlamına gelir. Ayrıca, kirlilik de bir diğer önemli sorundur; Mariana Çukuru'nda metal ve plastik maddeler dahil olmak üzere birçok atık madde bulunmuştur.

2O, oksijen (O) elementinin iki atomlu (diatomik) formunun kimyasal formülüdür ve bu form, standart şartlar altında renksiz, kokusuz ve tatsız bir gaz olarak bulunur.

Sülfat ve sülfit aynı şeyler değildir, ancak her ikisi de kükürt ve oksijen atomlarından oluşan anyonlardır. Temel farkları oksijen sayılarında yatmaktadır: - Sülfat (SO₄²⁻), bir sülfür atomuna bağlı dört oksijen atomundan oluşur. - Sülfit (SO₃²⁻), bir sülfür atomuna bağlı üç oksijen atomundan oluşur.

Oksijen (O₂) 204 ifadesi, muhtemelen oksijen tüpleri veya oksijen gazı ile ilgili bir referansı işaret ediyor. Oksijenin bazı kullanım alanları: - Medikal amaçlar: Solunum problemi yaşayan hastalara oksijen tedavisi olarak verilir. - Endüstriyel kullanım: Metal işleme, kaynak ve kimya endüstrisinde önemli bir role sahiptir. - Yanma süreçleri: Enerji üretimi ve ısınma için gerekli olan yanma reaksiyonlarının gerçekleşmesini sağlar. - Uzay ve roket yakıtı: Roketlerde sıvı oksijen (LOX) yakıt olarak kullanılır. - Su arıtma: Atık suların arıtılmasında, mikroorganizmaların organik maddeleri ayrıştırmasını sağlar. Oksijenin tehlikeli kullanım alanları da vardır, yüksek konsantrasyonlarda yangın riskini artırabilir ve saf oksijen kapalı alanlarda tehlikeli olabilir.