Mitoloji

Lilyum çiçeğinin hikayesi farklı mitolojik ve kültürel unsurlarla şekillenmiştir: Antik Yunan Mitolojisi: Yunan Tanrıçası Hera'nın göğsünden geldiğine inanılır ve bu nedenle doğum, annelik ve saflığı temsil eder. Antik Mısır: Lilyum, bereket ve doğurganlığı simgeleyen bir çiçek olarak kabul edilmiştir. Orta Çağ: Avrupa'da Hristiyanlığın sembolü haline gelmiş, birçok sanat eserinde Meryem Ana'yı temsil etmiştir. Doğu Kültürü: Asya'da şans ve refah getiren bir sembol olarak görülür; Japon kültüründe bereket ve uzun ömürle ilişkilendirilir. Lilyum, tarih boyunca saflık, masumiyet, kutsallık, zarafet ve gizem gibi anlamlarla da ilişkilendirilmiştir.

Titanların Savaşı (Titanomahia) Olimpos Tanrıları'nın zaferiyle sonuçlanmıştır. 10 yıllık savaşın sonunda Zeus ve diğer Olimpos Tanrıları, Titanları Tartarus adlı yeraltı hapishanesine hapsetmiştir.

Yerlilerin atası olarak farklı görüşler bulunmaktadır: Asya kökeni: Birçok araştırmacı, Amerikalı yerlilerin köklerinin Asya'ya dayandığını düşünmektedir. Avrupa kökeni: Bazı araştırmacılar ise yerlilerin atalarının Avrupa'da olabileceğini öne sürmektedir. Ön Türkler (Proto-Türk), Türkçe konuşan toplulukların ortak atasını kapsayan bir tanımdır ve yerlilerin atası olabileceği düşünülen topluluklardan biridir. Bu konuda kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Ağaç, bazı mitolojilerde ve sembolizmde evrenin merkezi olarak kabul edilir. Örneğin, Türk mitolojisinde Hayat Ağacı, evrenin merkezini oluşturur ve tüm varlıklar bu ağaç etrafında şekillenir. Ancak, bilimsel açıdan bakıldığında, evrenin merkezi yoktur.

Mitolojide boğa, farklı anlamlar ve sembolizmlerle temsil edilmiştir: Güç ve bereket: İlkel toplumlarda boğa, güç, gök gürlemesi, şimşek, bereket ve fırtınayı sembolize etmiştir. Yaratıcılık ve döllenme: Antik Yunan ve Antik Mısır'da boğa, tanrıların yaratıcı ve dölleyici yönünü simgelemiştir. Yeniden doğuş: Boğa, yeniden doğuşu ve başlangıcı simgelemiştir. Gök ve yer: Gök gürültüsü ve yağmurla ilişkilendirilmiş, gök ve yer arasındaki birleşmeyi temsil etmiştir. Takımyıldızı: Boğa, Taurus takımyıldızıyla özdeşleştirilmiştir. Mitolojide boğa, aynı zamanda erkek kahramanların sembolü olarak da kullanılmıştır. Bazı mitolojik örneklerde boğa: Gılgamış Destanı: Gök Boğası, tanrıça İştar tarafından Gılgamış'a saldırmak üzere gönderilmiştir. Dede Korkut Hikayeleri: Boğayı öldürmek, bir erginlenme ritüeli olarak kabul edilmiştir.

Shinigamiler, Japon mitolojisinde ve popüler kültüründe ölümle ilişkilendirilen ve insan yaşam süresini etkileme yetkisine sahip olduğu inanılan varlıklar oldukları için "ölüm tanrısı" olarak kabul edilirler. Shinigamilerin "ölüm tanrısı" olarak görülmesinin bazı nedenleri: Ölüme yönlendirme. Ruhların korunması. Yaşam ve ölümün değerini hatırlatma. Ayrıca, "shinigami" kelimesi, "shi" (ölüm) ve "kami" (tanrı) kelimelerinin birleşimiyle oluşmuştur.

Cem ismi, Farsça kökenli olup "toplanma, bir araya gelme" anlamına gelir. Cem isminin diğer anlamları arasında "güzellik", "cömert", "eli açık" ve "güneş" yer alır. Cem ismi, Alevilerin ve Bektaşilerin cemaatle birlikte yaptığı, ayrıntılı kurallara bağlanmış ibadet olan "cem" ile de ilişkilidir.

Antu, Sümer mitolojisinde yaratıcılık tanrıçasıdır. Saraswati ise Hint mitolojisinde bilgi, sanat, müzik, eğitim ve yaratıcılık tanrıçasıdır. Ayrıca, Hindu mitolojisinde Vishwakarma da yaratıcılığın ve inşanın tanrısı olarak kabul edilir.

Parthenope filmi, 1950'lerin Napoli'sinde doğan ve günümüze kadar uzanan karmaşık bir hayatı keşfeder. Konu özeti: 1950 yılında, Di Sangro ailesinin ikinci çocuğunun doğumunda, çocuğa Napoli şehrinden ilham alarak Parthenope adı verilir. 1968'de, Parthenope'nin adı çevresinde bir hayranlık oluşurken, abisi Raimondo ona karşı incestüel bir bağlılık hisseder. 1973'te, Raimondo, Parthenope ve Sandrino'yu Capri'ye gitmeye ikna eder. 1974'te, Parthenope'nin babası ve annesi, Raimondo'nun ölümünden onu sorumlu tutar. 1982'de, Parthenope artık bir araştırmacıdır ve intihar üzerine bir tez yazmak için yardım ister. Film, mitolojik bir figür olan Parthenope ile gerçek bir kadın arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır.

Anka kuşu, farklı kültürlerde çeşitli anlamlar taşır: Yeniden doğuş ve aydınlanma. Ölümsüzlük. Bereket. Sadakat, zarafet, hakkaniyet ve tekamül. İyi kalpli kız ifadesi hakkında bilgi bulunamadı. Anka kuşu ve iyi kalpli kız arasındaki ilişki hakkında spesifik bir bilgi de mevcut değildir.

Forseti, İskandinav mitolojisinde yer alan bir tanrıdır.

Ukulan-tojon (veya Ulu Toyon), Türk ve Altay mitolojisinde şu görevleri üstlenir: Kainatı yaratmak ve dünyayı idare etmek. İnsanlara yaratıcı gücü ve çocukları vermek. Yerin ve toprağın verimli olmasını sağlamak. Hayvanların çoğalmasını ve bolluğu temin etmek. Büyük efsane kahramanlarını ölümden kurtarmak. Şamanların koruyucusu olmak. Ayrıca, su tanrısı olarak suyun temizliğini ve balıkların korunmasını sağlar; suyu kirletenlere ve gölleri kurutanlara karşı öfke duyar ve onları cezalandırır.

Çoban değneği, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Efsanelerde: Çoban değneği, ermiş çobanların elinde bir keramet ve bereket aracı olarak kabul edilir. Bitki olarak: Çoban değneği (Verbascum thapsus), Scrophulariaceae familyasından bir bitki türüdür. Mecazi anlamda: "Çobanın değneği" ifadesi, sorun çözme yetisi yetersiz kalan bir durumu, değneğin havaya fırlatılması ve yere düşene kadar verilecek bir emrin sorunu çözeceği şeklinde tasvir eder. Bu, genellikle mantıksal ve zihinsel bir eleştiride kullanılır.

Ejderhaların dört ayaklı olarak çizilmesinin nedeni, kültürel farklılıklara ve mitolojik tasvirlere dayanmaktadır. Batı kültürlerinde ejderhalar, genellikle ateş üfleyebilen, devasa kanatları olan, zırh gibi sert deriye sahip, dört ayaklı yaratıklar olarak tasvir edilir. Doğu kültürlerinde ise ejderhalar, kanatsız, dört ayaklı, ortalamanın üzerinde zekaya sahip yılan gibi yaratıklar olarak tasvir edilir. Bu farklılıklar, ejderhaların farklı kültürlerde doğa olaylarını, yaşamı ve evreni anlama biçimlerine göre şekillenmiştir.

Abra ve Yutpa, Türk ve Altay mitolojisinde adları geçen yeraltı yılanlarıdır. Abra kelimesi "ab/ap/av" kökünden türemiştir. Yutpa kelimesi ise "yut/yud/ut/ud" kökünden türemiştir. Abra ve Yutpa, yeraltındaki büyük deniz (Tengiz)de yaşayan ve ejdere benzeyen devasa iki yılandır. Abra ve Yutpa, Erlik Han’ın sarayının bekçileri olarak da söylencelerde yer alırlar.

Hayır, dünya öküzün üstünde değildir. "Dünya öküzle balığın üstündedir" sözü, bir hadis olarak rivayet edilmiştir: Melekler: Öküz ve balık, dünyayı taşıyan iki meleği temsil eder; öküz ziraati, balık ise denizi ve avcılığı simgeler. Burçlar: Öküz ve balık, dünyanın hareket ettiği burçları ifade eder; dünya, güneş etrafında dönerken bu burçlardan geçer. Geçim kaynakları: On dört asır önce en önemli geçim kaynakları ziraat ve avcılıktı; bu nedenle bu kaynaklar öküz ve balıkla temsil edilmiştir.

Evet, Gaia ve Toprak Ana (Terra Mater) aynı varlıktır. Gaia, Yunan mitolojisinde yeryüzünün kozmik bir varlık olarak kişileştirilmiş halidir ve "Toprak Ana" olarak bilinir.

Sigiriya'da aslan olmasının nedeni, Sri Lanka'nın yerli Sinhalese hanedanı olan Moriya'yı yöneten 5. yüzyıl kralı I. Kashyapa'nın, Sigiriya kayasının tepesine bir saray inşa ettirmesidir. Aslan figürü, Sinhala geleneğinde kralların efsanevi atası ve kraliyet otoritesinin bir simgesi olarak kabul edilir. Ayrıca, "Sigiriya" kelimesi Seylanca ve Tamilce'de "aslan kayası" anlamına gelir.

Şahmeran'ın bir kuyruğu vardır. Bazı rivayetlerde Şahmeran'ın ölümü sonrası vücudu parçalara bölünür ve bu parçalardan biri kuyruk olarak tanımlanır. Ancak bu, Şahmeran'ın sahip olduğu kuyruk sayısını artırmaz, sadece ölüm sonrası dağılımını belirtir.

Teşup'un eşleri şunlardır: Hebat; Arinniti.