MedeniHukuk

Psikiyatri hastası, belirli şartlar altında boşanma davası açabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 165. maddesine göre, eşlerden biri akıl hastası olup da bu durum diğer eş için ortak hayatı çekilmez hale getirirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla boşanma davası açılabilir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır: Akıl hastalığının sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi gerekmektedir. Hastalığın tedavisinin mümkün olmaması şarttır. Boşanma davası, akıl hastası olmayan eş tarafından açılmalıdır.

Mecelle'nin 1851 madde olmasının nedeni, bu kanunun İslami özel hukuk kurallarını (medeni hukuk) sistematik bir şekilde derlemesidir. Mecelle, bir mukaddime (giriş) ve 16 kitaptan oluşmaktadır.

"İspat yükü müddeiye aittir" ifadesi, Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesine göre, hak iddiasında bulunan tarafın, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlü olması anlamına gelir.

Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 463, aşağıdaki hallerde vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da iznini gerekli kılar: 1. Vesayet altındaki kişinin evlat edinmesi veya evlât edinilmesi. 2. Vesayet altındaki kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması. 3. Bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması. 4. Ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması. 5. Mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması. 6. Küçüğün ergin kılınması. 7. Vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması.

Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 215 şu şekildedir: "Eşlerden birinin açık veya örtülü olarak mallarının yönetimini diğer eşe bırakması hâlinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça vekâlet hükümleri uygulanır".

Hukukta üç temel fark şunlardır: 1. Kamu Hukuku ve Özel Hukuk: Kamu hukuku, devlet ile bireyler arasındaki ilişkileri düzenlerken, özel hukuk bireyler arasındaki ilişkileri düzenler. 2. Ceza Hukuku ve Medeni Hukuk: Ceza hukuku, suçlarla ilgilenir ve suçluların cezalandırılmasını amaçlar; medeni hukuk ise iki vatandaş tarafı arasındaki anlaşmazlıklarla ilgilenir ve tazminat gibi konuları kapsar. 3. Karar ve Yargı Kararı: Karar, genel anlamda bir uyuşmazlığı çözmek amacıyla verilen sonuçları ifade ederken, yargı kararı mahkemeler tarafından verilen ve hukuki bağlayıcılığı olan kararlardır.

TMK 701 maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun Elbirliği Mülkiyeti başlıklı bölümünü düzenler. Bu maddeye göre, kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.

Evliliğin kararını eşler birlikte verir.

"Tek evli" ifadesi, "tek eşli" anlamına gelir.

İyi niyet ilkesi, hukukta bireylerin hukuki ilişkilerde dürüstlük ve güven kurallarına uygun davranma yükümlülüğünü ifade eder. Bu ilke, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir: "Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz". İyi niyet ilkesinin bazı unsurları şunlardır: - Samimiyet: Tarafların hukuki işlem veya ilişkide samimi ve dürüst davranması gerekir. - Makul beklenti: Karşı tarafın söz veya davranışlarına güvenerek hareket eden kişinin beklentisinin makul ve haklı olması gerekir. - Bilgi ve bilinç durumu: Kişinin, hukuki işlemle ilgili gerekli bilgiye sahip olması ve bilinçli hareket etmesi beklenir. İyi niyet ilkesi, medeni hukuk, borçlar hukuku, ticaret hukuku ve idare hukuku gibi hukukun birçok alanında uygulanır.

Miras sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu'nun 545. maddesi kapsamında düzenlenmiştir.

Evet, kusurlu olan eş de boşanma davası açabilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, eşlerden her biri, evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunda boşanma davası açma hakkına sahiptir. Ancak, eğer davalı eşin de az da olsa kusuru varsa, davacının daha ağır kusurlu olduğu itirazında bulunması mümkündür.

TMK 1007 maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun Tapu Sicili başlıklı dördüncü kitabının üçüncü kısmının ikinci bölümünde yer almaktadır. Maddesinin içeriği şu şekildedir: "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür".

Dul kadının ölen eşinin soyadını kullanması, belirli koşullar altında mümkündür. Türk Medeni Kanunu'na göre, kocası ölen kadın, yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalıp soyadını taşımaya devam eder. Bunun yanı sıra, kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati olduğunu ve bu durumun kocaya bir zarar vermeyeceğini ispatlaması durumunda, hakim tarafından eski eşinin soyadını taşıma izni verilebilir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması durumunda, kimin kusurlu olduğu hakim tarafından somut olayın koşullarına göre değerlendirilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, eşlerden her biri kusurlu olsa dahi boşanma davası açabilir.

Evet, eşin madde bağımlısı olması boşanma sebebi olarak değerlendirilebilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, madde bağımlılığı doğrudan boşanma sebebi olarak sayılmamakla birlikte, "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" maddesi kapsamında boşanma davası açılabilir. Ayrıca, madde bağımlılığı "hayatın kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış" ve "haysiyetsiz hayat sürme" gibi diğer boşanma gerekçeleriyle de ilişkilendirilebilir.

Mirasçı, Türk Medeni Kanunu'nun 510. maddesinde belirtilen iki durumda mirastan çıkarılabilir: 1. Ağır suç işleme: Mirasçı, miras bırakana veya onun yakınlarına karşı ağır bir suç işlemişse. 2. Aile hukukundan doğan yükümlülükleri ihmal etme: Mirasçı, miras bırakana veya aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini ciddi ölçüde ihmal etmişse. Mirastan çıkarma işleminin geçerli olabilmesi için, mirasbırakanın vasiyetnamesinde veya miras sözleşmesinde çıkarma sebebini açıkça belirtmesi gereklidir.

İspat yükü, bazı durumlarda ters çevrilebilir. Genel olarak, bir iddiada bulunan taraf, bu iddiasını dayandırdığı olguları ispatlamakla yükümlüdür. Örneğin, iş hukukunda, zayıf tarafın korunması amacıyla işverenin, işçiye karşı bazı durumlarda ispat yükümlülüğü altına girdiği istisnai durumlar bulunmaktadır.

Kocanın borçları ifadesi, genellikle evlilik birliği içinde yapılan borçlar bağlamında değerlendirilir. Kocanın borçlarından diğer eşin sorumluluğu ise sınırlıdır: eşin kişisel borçları genellikle diğer eşin sorumluluğunda değildir. Boşanma sürecinde borçların paylaşımı, anlaşmalı boşanma protokolünde veya mahkeme kararıyla belirlenir.

Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemeleri arasındaki temel farklar şunlardır: Görev Alanı: Asliye Hukuk Mahkemesi: Medeni hukuk, konut, ticaret, aile, miras ve sözleşmeler gibi özel hukuk ilişkilerinden doğan davaları görür. Asliye Ceza Mahkemesi: Ceza hukuku çerçevesinde suç teşkil eden olaylara ilişkin davaları görür. Yargılama Süreci: Asliye Hukuk Mahkemesi: Genellikle daha karmaşık ve uzun süreçler içerir. Asliye Ceza Mahkemesi: Daha basit ve orta dereceli suçlarla ilgilendiği için yargılama süreçleri genellikle daha hızlı ve kısa olur. Hâkim Sayısı: Asliye Hukuk Mahkemesi: Tek hâkimlidir. Asliye Ceza Mahkemesi: Tek hâkimli mahkemelerdir. Örnek Suçlar: Asliye Hukuk Mahkemesi: Alacak, mülkiyet, sözleşme ihlali, icra, iflas, boşanma, miras gibi davalar. Asliye Ceza Mahkemesi: Hırsızlık, dolandırıcılık, yaralamalı suçlar gibi davalar.