KitapAnalizi

Şermin Yaşar'ın "Abartma Tozu" kitabı, çocukların hayal gücüyle kurduğu abartılı ama anlamlı hikâyeleri konu alır. Kitabın anlatmak istedikleri arasında şunlar yer alır: Abartının hayal gücüne etkisi. Toplumsal sorunlar. Hayal gücü ve gerçeklik dengesi. Ebeveyn-çocuk iletişimi. Murat Menteş'in "Abartma Tozu" romanı ise modern toplumun içindeki absürt durumları, aşırıya kaçan hayaller ve beklentilerle birlikte ele alır.

"Halkların Şekillenişi, Yükseliş ve Düşüşleri" kitabı, Gumilev'in etnogenez kuramını ele almaktadır. Kitapta anlatılan konular arasında: - Etnosların oluşumu: Farklılaşma ve kaynaşma yoluyla, passioner itkilerle ortaya çıkması. - Yükseliş safhası: Thermapyle'de Leonidas, Roland ve Sergi Radonejsky gibi passionerlerin öne çıkması. - Akmatik safha: Etnosun yükselişinin durması ve yavaş yavaş inişe geçmesi. - Kırılma safhası: Sübpassioner tiplerin passioner bireylerin yerini alması ve ya etnosun yok olmasına ya da dıştan gelecek bir istila hareketinde hiçbir varlık gösterememesine yol açması. - Bakiye etnoslar: Etnosun dayanıklılığını sağlayan, yaşadığı bölgenin biyosenozun en üst tamamlayıcı halkası haline gelen uyumlu bireyler. Ayrıca, kitapta tarih, coğrafya ve biyoloji bilimlerinin kesişim noktasında yapılan bir inceleme ile bu süreçlerin tüm zamanlar ve mekânlar için geçerli olan sistematiği ortaya konulmaktadır.

"Sol Ayağım" kitabında zaman 1954 yılında geçmektedir. Mekan ise Dublin ve Fransa'da yaşanan olaylarla belirlenmiştir.

"Twilight" tablolarının her biri, serinin ana temalarını ve karakterlerini sembolik bir dille anlatır: 1. "Twilight" kapağı: İki elin tuttuğu kırmızı bir elma tasvir edilir. 2. "New Moon" kapağı: Ruffled bir tulip (katmerli lale) yer alır. 3. "Eclipse" kapağı: Yırtılmış kırmızı bir kurdele gösterilir. 4. "Breaking Dawn" kapağı: Bir satranç tahtası üzerinde beyaz bir kraliçe ve kırmızı bir piyon yer alır. "Midnight Sun" kapağı ise, Yunan mitolojisindeki Hades ve Persephone hikayesine atıfta bulunan, hayatı, yenilenmeyi ve evliliği simgeleyen bir pomegranate (nar) tasvir eder.

Prens, Antoine de Saint-Exupéry'nin "Küçük Prens" eserinde koyunu, gülünü bıraktığı için reddetti. Küçük Prens, değer görmediğini hissettiği ve daha derin bir bağ özlemiyle diğer gezegenleri keşfetmeye karar verdi.

Walter Lippmann'ın "Kamuoyu" adlı kitabı, insanların dünyayı doğrudan değil, kafalarındaki "sahte bir çevre" aracılığıyla tanıdıklarını ve bu nedenle siyasi muhakemelerde bulunurken yanılsamalara düştüklerini anlatır. Kitapta öne çıkan bazı konular şunlardır: - Kalıpyargılar (stereotipler): Lippmann, kalıpyargıların bireyin dünyayı anlamlandırma ve ifade etme aracı olduğunu, ancak genellikle önyargılı ve yanıltıcı olduğunu belirtir. - Medya etkisi: Kitle iletişim araçlarının, haberleri kendi menfaatlerine göre düzenleyerek halka sunduğunu ve bu durumun kamuoyunu manipüle ettiğini savunur. - Demokratik yönetim: Geleneksel demokratik kuramın, halkın ortak bir iradeye sahip olmasını sağlayamadığını ve bu nedenle politik seçkinlerin verileri toplayıp analiz eden bir "uzmanlar sınıfı" tarafından desteklenmesi gerektiğini önerir.

"Fatih-Harbiye" kitabı, Peyami Safa tarafından 1931 yılında yazılmış ve modern bir hayat ile geleneksel değerler arasındaki çatışmayı ele almaktadır. Roman, Neriman adlı karakterin hikayesini anlatır. Kitapta işlenen diğer temalar arasında yanlış batılılaşma, huzur ve sağlıklı bir ruh hali için kendine yabancılaşmamak gerektiği gibi bireysel ve sosyal konular yer alır.

Jean-Paul Sartre'ın "Heyecanlar Üzerine Bir Kuram Taslağı" kitabı, fenomenolojinin kurucusu sayılan Alman filozof Edmund Husserl'in etkisiyle geliştirdiği ruhbilim kuramının temel dayanaklarını ele alır. Kitapta, heyecan kavramı üzerinden insanın olgulara indirgenemeyecek ruh dünyasının büyüsüne işaret edilir.

Sezai Karakoç'un "Yitik Cennet" eseri, insanlığın varoluş serüvenini metafizik, tarih ve medeniyet ekseninde ele alır. Kitapta anlatılanlar: - Cennetin sekiz kapısı: Sekiz büyük peygamberin hayatı, cennetin sekiz kapısına benzetilir. - Tevhit medeniyeti: Bu mücadeleler üzerinden tevhit medeniyetinin doğuşu, gelişimi ve karşılaşacağı sorunlar değerlendirilir. - Son peygamber Hz. Muhammed: Hz. Muhammed ile ideal devlet, yani bulunmuş cennet, gerçekliğe dönüşür. Ana tema: İnsanlığın bir yandan cenneti kaybedişin hüznünü yaşarken, diğer yandan bu kaybın oluşturduğu özlemle cenneti yeniden inşa etme çabası.

Refik Erduran'ın "Kavşak: Dünyayı Kadınlar Kurtaracak" kitabı, dünyayı bekleyen belalardan kadınların sorumlu olduğunu ve artık direksiyona geçerek erkek egosunun vahşetini frenlemeleri gerektiğini anlatıyor. Hikaye, yaşamı iki süper maço erkeğin yollarıyla kesişen Demet'in serüvenini ve bu serüvenin umut verici bir sonuca ulaşmasını konu alıyor.

"Tünel" kitabının ana fikri, farklı eserlerde farklı şekillerde yorumlanmıştır: 1. Sait Faik Abasıyanık'ın "Tüneldeki Çocuk" hikayesi: Hikayenin ana fikri, yaşama mutluluğu olarak belirtilmiştir. 2. Ernesto Sábato'nun "Tünel" romanı: Bu eserde ana fikir, özdeşlik arayışı, aşk, tutku, şüphe ve cinayet gibi temaların işlenmesiyle, sıradanlığın ve sanatçı ruhunun birbirine karıştığı girdaplarda soluk soluğa bir yolculuğu anlatmaktır.

Keith Ansell-Pearson'un "Kusursuz Nihilist" kitabı, Nietzsche'nin politik düşüncesini ele almaktadır. Kitapta anlatılan konular şunlardır: - Nietzsche'nin temel kavramları: "Güç istemi", "ebedi dönüş", "üstinsan" ve "hınç ahlakı" gibi kavramların tartışılması. - Nietzsche'nin politik düşüncesi: Milliyetçiliğin reddi, ırkçı politikaların eleştirisi ve faşist düşüncenin analizi. - Çağdaş okumalar: Nietzsche'nin liberalizm ve sosyalizm hakkındaki görüşlerinin çağdaş liberal ve feminist düşüncelerle ilişkilendirilmesi. Ansell-Pearson, Nietzsche'yi yıkarak ve bozarak yeniden okumayı denemektedir.

"Bilimin Sınırları: Bilim Neyi, Ne Kadar, Nasıl Bilebilir?" kitabı, bilimin sınırlarına ilişkin üç temel meseleyi ele almaktadır: 1. Bilimcilik Görüşü: Kitabın ilk bölümünde, bilimin sınırlarını gerçekliğin sınırlarıyla özdeşleştiren ve anlamlı tüm soruların cevaplarına bilimsel yöntemle ulaşılabileceğini iddia eden bilimcilik görüşü tartışılmaktadır. 2. Bilimsel Teorilerin Doğruluğu: İkinci bölümde, bilimsel teorilerin gerçekliği ne kadar doğru tasvir ettiği, çağdaş analitik bilim felsefesindeki realist ve antirealist görüşlerin temel argümanları ekseninde incelenmektedir. 3. Sınır Çizme Problemi: Son bölümde ise, bilimsel iddiaları bilimsel olmayan iddialardan ayıran özellikler, yani "sınır çizme problemi" ele alınmaktadır. Yazar Berk Celayir, bu kitapta bilimin farklı bilgi edinme yolları içerisindeki konumunu tespit etmeye ve bilimsel bilginin kendine özgü niteliklerini ortaya çıkarmaya yönelik temel soruları analitik bir perspektifle ele almaktadır.

Kitap analizinde aşağıdaki unsurlar dikkate alınır: 1. Kitabın Başlığı ve Yazarı: Kitabın başlığı ve yazarın kimliği hakkında düşünceler ve başlığın içerikle ilişkisi. 2. Tema ve Mesaj: Kitabın ana teması ve yazarın iletmek istediği mesajlar. 3. Karakterler: Kitaptaki ana karakterlerin kimlikleri, kişilik özellikleri, davranışları ve motivasyonları. 4. Hikaye ve Yapı: Kitabın olay örgüsü, hikayenin nasıl ilerlediği ve yazarın hikayeyi hangi yapıda anlattığı. 5. Dil ve Üslup: Yazarın dil kullanımı, üslubu ve dikkat çeken cümleler veya benzetmeler. 6. Tarihsel ve Kültürel Bağlam: Kitabın geçtiği dönem ve kültürel bağlamın temayı nasıl etkilediği. 7. Eleştirel Değerlendirme: Kitabın güçlü ve zayıf yönleri, yazarın niyetlerinin kitapta nasıl yansıdığı ve genel izlenim.

Orhan Pamuk'un "Manzaradan Parçalar" kitabı, yazarın günlük hayatını, yolculuklarını, okuduklarını, duygularını ve hatıralarını anlatıyor. Kitapta işlenen konular arasında şunlar yer alıyor: - tıraş olmak ve asansöre binmek gibi günlük aktiviteler; - dünyayı çocuk gibi seyretmek; - deprem endişeleri; - trafik ve din; - eski yangınlar ve yıkımlar. Ayrıca, Pamuk'un babasının ölümü, siyasi dertleri, futbol oynarken veya romanlarını yazarken hissettiklerini de içeriyor.

"Rüzgârı Dizginleyen Çocuk" kitabında anlatıcının birinci kişi olmasının nedeni, hikayenin ana karakteri William Kamkwamba'nın kendi hayatını ve deneyimlerini doğrudan anlatmasıdır.

"Saatleri Ayarlama Enstitüsü" romanının sonunda, Halit Ayarcı bilinmeyen bir otomobil kazasında hayatını kaybeder. Bunun üzerine, enstitünün daimi bir feshetme komisyonu kurulur ve yönetim bölümünde çalışan kişiler işlerine geri döner.

Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig'in sonunda duaya yer vermektedir.

Carl Gustav Jung'un "Anılar, Düşler, Düşünceler" adlı kitabı, yazarın çocukluktan başlayarak kendi yaşamına dair düşüncelerini ve psikiyatri üzerine deneyimlerini anlatır. Kitapta ele alınan bazı konular: Jung'un karakteri: Küçük yaşta karakterinin ikiye bölünmüş olduğunu fark etmesi ve bu durumun psikiyatri yaklaşımındaki teorilerinin temelini oluşturması. Freud ile ilişkiler: Jung'un Freud'un "cinsellik" kavramına takıldığını düşünmesi ve Oedipus Kompleksi gibi teorilerdeki benzerlikler. İnsanın içsel yolculuğu: Yaş ilerledikçe kişinin içindeki gerçeği araması. Hristiyanlık: Jung'un çocukluktan itibaren ailesinden öğrendiği Hristiyanlık temaları ve yetişkinlik dönemindeki düşünceleri. 1. ve 2. Dünya Savaşları: Jung'un bu dönemlere dair düşünceleri. Kitap, Jung'un zihninin derinliklerine inmesini ve kendini objektif bir şekilde değerlendirmesini konu alır.

"Yuan Huan'ın Kulübesi" kitabı, teknoloji ve edebiyat ilişkisini sorgulayan ve eleştirel okumaya yönlendiren bir eserdir. Konusu: İlhami, oyun olsun diye girdiği bir telefon kulübesinin ahizesinden tuhaf hikâyeler dinlemeye başlar. Kitap, hikayelerin ölümsüzlüğüne vurgu yaparak, önemli konuları (tarih, adalet, vicdan vb.) ilgi çekici ve düşündürücü yönleriyle ele alır.