Karar

Sayıştay Temyiz Kurulu'nun 20 Şubat 2019 tarih ve 45720 sayılı kararı, belediyeler ve bağlı idareleri ilgilendiren çeşitli konuları kapsamaktadır.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/3682 E. ve 2017/17115 K. sayılı kararı, kira bedelinin tespiti davasıyla ilgilidir. Özeti: - Davacı, davalı ile aralarında 01.06.2004 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu ve davalının ödediği kira bedelinin düşük kaldığını belirterek, aylık kira bedelinin 9.000,60 TL olarak tespitini istemiştir. - Mahkeme, davalının eski kiracı olması nedeniyle %10 hak ve nesafet indirimi yaparak aylık kira bedelini 8.437,50 TL olarak belirlemiştir. - Davalının itirazı üzerine yapılan incelemede, bilirkişi raporuna göre kira bedelinin hak ve nesafete uygun olarak belirlenmesi gerektiği, ancak ikinci kez indirim yapılarak kira bedelinin belirlenmesinin doğru olmadığı sonucuna varılmıştır. - Bu nedenle, mahkeme öncelikle bilirkişi kurulundan ek rapor alarak, taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği brüt kira bedelini belirlemeli ve daha sonra bu bedelden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek %10-20 oranında hakkaniyete uygun bir indirim yaparak kira bedelini tespit etmelidir.

Hükme karşı tavzih ve tamamlama talebi, mahkeme kararının düzeltilmesi ve açıklığa kavuşturulması için yapılan iki farklı işlemdir. 1. Tavzih Talebi: Bu talep, hükmün belirsiz veya çelişkili fıkraları olduğunda, gerçek anlamın ortaya çıkarılması amacıyla başvurulan yoldur. 2. Tamamlama Talebi: Nihai kararın verilmesinden sonra, yargılamada tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlar için tarafların ek karar talep etmesidir.

21/12/2024 tarihli ve 9285 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Davanın esası temyiz edilmezse, mahkeme kararı kesinleşmiş olur ve yargı yolu kapanır.

"Kararlarının bedelini ödemek" ifadesi, mahkeme kararlarının yerine getirilmesi veya hukuki yükümlülüklerin tamamlanması anlamına gelir. Ayrıca, bu ifade bir kusur veya tedbirsizliğin zararına uğramak anlamında da kullanılabilir.

Tashih kararı (hükmün tashihi), kanun yolu olarak açık değildir. Hükmün tashihi, mahkeme tarafından yapılan maddi hataların düzeltilmesi anlamına gelir ve bu düzeltme işlemi, kararı veren mahkeme tarafından resen veya taraflardan birinin talebi üzerine yapılabilir.

İ'lâmât kelimesi, bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi vesikalar; kararı bildiren belge anlamına gelir.

Kusursuz görüş ve kusursuz anlayış arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: 1. Kusursuz görüş: Belirli bir konuda tüm mevcut bilgilerin objektif bir şekilde analiz edilmesi sonucu elde edilen doğru bir karardır. 2. Kusursuz anlayış: Bir kişinin bir konuyu derinlemesine anladığı, doğru ve etkili bir şekilde değerlendirebildiği, kısa sürede soruları cevaplayabildiği ve gizlilikleri açabildiği bir yetenek ve zekâya sahip olması anlamına gelir.

Bay Tahmin programı, TV8 yönetiminin aldığı bir kararla yayından kaldırıldı. Programın neden kaldırıldığı hakkında spesifik bir gerekçe belirtilmemiştir.

Anayasa Mahkemesi'nin 2019/12190 sayılı kararı, 22.02.2022 tarihinde verilmiş ve Başvuru No: 2019/12190 olan İsmail Avcı başvurusuna ilişkindir. Başvuru, işçilik alacağının ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının, açılan davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına dayanmaktadır. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun mahkemeye erişim hakkının ihlali olduğuna karar vermiştir. Kararın tam metnine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: resmigazete.gov.tr; lexpera.com.tr; jurix.com.tr.

Mahkeme kararı, bir yargıç veya yargıçlar kurulu tarafından verilen resmi açıklama ve hükümdür. Ayrıntılı olarak, mahkeme kararı şu unsurları içerebilir: - tarafların iddia ve savunmalarının özeti; - toplanan deliller ve bu delillerin tartışılması; - sabit vakıalar ve bu vakıalardan çıkarılan sonuç; - hukuki sebepler.

Kesinleşen bir karar, kesinleşmeden değiştirilemez.

Ara karar, bir davanın görülmesi sırasında mahkemenin verdiği, davayı tamamen bitirmeyen ancak ilerlemesini ve yürütülmesini sağlayan kararlardır. Ara kararların bazı özellikleri: Geçici nitelik: Ara kararlar, davayı sonlandırmaz ve nihai bir çözüm getirmez. Uygulanabilirlik: Genellikle belirli bir durum veya konuyla sınırlıdır ve genel bir çözüm sunmazlar. İtiraz edilebilirlik: Bazı ara kararlara itiraz edilebilir, ancak her ara karar itiraz edilebilir nitelikte değildir. Ara karar türleri: Usule ilişkin ara kararlar: Yargılamanın düzgün işlemesini sağlar. Esasa ilişkin ara kararlar: Maddi hukuka ilişkin bazı meselelerin çözümüne yönelik kararlardır. Ara kararlar, yargılamanın hızlandırılmasına ve basitleştirilmesine katkı sunar.

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2016/739 Esas 2017/12239 Karar Sayılı İlamı, TMK, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Dernekler Kanunu ve Vakıflar Kanunu ile ilgili davalarda verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesinin artık Yargıtay Sekizinci Hukuk Dairesi tarafından yapılacağını karara bağlamıştır. Bu karar, 22 Aralık 2016 tarihinde Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından alınmıştır.

Y.2. Hukuk Dairesi 2006/22006 E. , 2007/1385 K. 07.02.2007 tarihli karar, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından 2006 yılında esas numarası 22006 olan bir dava için 2007 yılında karar numarası 1385 olarak verilmiştir ve 07 Şubat 2007 tarihinde kesinleşmiştir.

"Gerekçe" ve "gereği düşünülmek" ifadeleri farklı bağlamlarda yazılır: 1. Gerekçe: Bir kararın, hareketin veya görüşün nedenini açıklamak amacıyla yazılır. 2. "Gereği düşünülmek" ifadesi ise bir sorunu sonuçlandırmak için tutulacak yolu kararlaştırmak anlamında kullanılır.

Nihai karar ve kesin karar ifadeleri, farklı bağlamlarda kullanılsa da benzer anlamlar taşır. Nihai karar, genel olarak bir konuda alınan son kararı ifade eder. Kesin karar ise, aleyhine başvuru yapılacak hiçbir kanun yolu kalmayan kararları ifade eder.

Yargıtay kararları, olay ve olgularla sınırlı değildir. Yargıtay, bir kararın hukuka uygun olup olmadığını değerlendirirken sadece sunulan delilleri ve tanıkların ifadelerini değil, aynı zamanda mevcut içtihatları ve benzer davalarla ilgili kendi kararlarını da dikkate alır. Ayrıca, Yargıtay'ın temyiz incelemesinde maddi vaka denetimi yapması mümkün değildir; bu denetim sadece hukuki denetimle sınırlıdır.

HGK'nın 12. Hukuk Dairesinin 2015/7514 E. 2015/10173 K. sayılı kararının onanması, bu dairenin verdiği kararın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından onaylandığı anlamına gelir.