Kalp

Kalpte mezokardiyak bölgede üfürüm, kalbin dinlenmesi sırasında mezokardiyak bölgede (kalbin orta bölgesinde) kanın akışının sesinin bir uğultu gibi duyulması anlamına gelir. Üfürümler, tamamen zararsız olabildiği gibi yaşamı tehdit edebilecek boyutta sorunlara da yol açabilir.

Kalbin kısımları ve bunların Latince ve Türkçe isimleri şunlardır: 1. Odacıklar: - Atrium dextrum (sağ kulakçık) - Atrium sinistrum (sol kulakçık) - Ventriculus dexter (sağ karıncık) - Ventriculus sinister (sol karıncık) 2. Kapakçıklar: - Valvula tricuspidalis (triküspid kapak) - Valvula bicuspidalis/mitralis (mitral kapak) - Valvula trunci pulmonalis - Valvula aortae 3. Damarlar: - Arteria coronaria (koroner arterler) 4. Tabakalar: - Pericardium, epicardium (dış tabaka) - Myocardium (orta tabaka) - Endocardium (iç tabaka)

Kalpte S1 ve S2 sesleri, kalp döngüsünün farklı evrelerinde duyulur: - S1 sesi, ventriküllerin kasılması sırasında mitral ve triküspit kapakların kapanmasıyla oluşur ve kalbin sistol fazına geçtiğini işaret eder. - S2 sesi, ventriküller kanı pompaladıktan sonra aort ve pulmoner kapakların kapanmasıyla meydana gelir ve kalbin diastol fazına geçtiğini, yani gevşeyip kanla dolduğunu gösterir.

Pulmoner kapak, kalbin sağ ventrikülü ile pulmoner atardamarı arasında bulunur.

Kalbin %20'si, dakikada yaklaşık 1,1 litre kan pompalar.

Komissürotomi tıpta iki şekilde kullanılan bir terimdir: 1. Kalp Komissürotomi: Kalp kapakçıklarının kenarları birbirine yapıştığında ve normal kan akışı engellendiğinde uygulanan cerrahi girişimdir. 2. Beyin Komissürotomi: Beynin iki yarıküresini birleştiren bağ dokusu lifleri olan komissürlerin kesilmesini veya çıkarılmasını içeren cerrahi prosedürdür.

Kalpte İAS ince ifadesi, İnteratriyal Septum (kalbin iki kulakçığını ayıran bölme) duvarının normalden biraz ince olduğunu ifade eder. Bu durum genellikle anormal bir kan geçişi veya delik gibi bir durumun görülmediğini gösterir ve genellikle endişe edilecek bir durum olarak değerlendirilmez. Ancak, kesin tanı ve tedavi için bir doktora danışmak önemlidir.

Vec terimi tıpta iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Ventrikül: Kalp ve beyin gibi organlarda boşluk olması durumunu ifade eder. 2. VEC (Vascular Endothelial Cells): Kan damarlarını kaplayan ve vasküler biyoloji ile homeostazda önemli rol oynayan özelleşmiş hücrelerdir.

Küçük dolaşım, kalbin sağ karıncığında başlar.

Sistol, kalp kasının kasılma evresine verilen addır.

PDA ve PLB düzensiz duvarlı terimleri farklı bağlamlarda kullanılmaktadır: 1. PDA (Patent Duktus Arteriyozus): Bu terim, doğumla birlikte kapanması gereken duktus arteriyozus adlı kan damarının açık kalması durumunu ifade eder. 2. PLB ise "Personal Locator Beacon" (Kişisel Konumlandırıcı Sinyal) kısaltmasıdır ve acil durumlarda arama kurtarma ekiplerine konum bilgisi ileten bir cihazdır.

Kardiyofarengeal neoplazm terimi, kalp ve boğaz bölgesinde oluşan anormal doku kitlelerini ifade eder. İyi huylu neoplazmlar genellikle yavaş büyür, çevre dokulara invazyon göstermez ve metastaz yapmazlar. Neoplazmların teşhisi genellikle fiziksel muayene, görüntüleme testleri ve biyopsi ile konulur.

Nserü terimi tıpta kullanılmamaktadır. Ancak, "NSR" ve "nötrofil" terimleri sıkça karşılaşılan tıbbi kavramlardır: 1. NSR (Normal Sinüs Ritmi): Elektrokardiyogram (EKG) ile kaydedilen, kalbin normal atışını ifade eder. 2. Nötrofil (NEU): Bağışıklık sistemine saldıran bakterilere karşı savaşan bir tür beyaz kan hücresidir.

Kalpte üç çeşit kas bulunur: 1. Düz Kaslar: İç organların yapısında yer alır ve istemsiz çalışır. 2. Kalp Kası (Miyokard): Kalbin ana kasıdır ve istemsiz kasılır, yapısı çizgili kasa benzer. 3. İskelet Kası: İskelete tutunur ve istemli olarak çalışır.

Miyokard Perfüzyon Sintigrafisi (MPS), kalpte şu durumları gösterir: 1. Koroner arter hastalığı (KAH) veya anjina pektoris gibi kalp hastalıklarının teşhisi. 2. Kalp kasının kan akışını ve oksijenlenmesini değerlendirerek, kalp krizinden sonra kalp kasının canlılığını tespit eder. 3. Göğüs ağrılarının kalp ile ilgili olup olmadığını ortaya çıkarır. 4. Bypass ameliyatı geçirmiş hastalarda tedaviye yanıtı değerlendirir. 5. Damar ile ilgili hastalıkları olan hastalarda ciddiyetin ne düzeyde olduğunu belirler. Bu test, radyoaktif bir madde kullanılarak yapılır ve iki aşamadan oluşur: egzersiz ve dinlenme sonrası kalbin görüntülenmesi.

Oskültasyonda duyulan sesler, incelenen vücut bölgesine göre değişiklik gösterir: 1. Kalp Sesleri: Kalp kapakçıklarının açılıp kapanması sırasında S1 ve S2 sesleri duyulur. 2. Akciğer Sesleri: Normal solunum sesleri (veziküler) ile ral, ronküs, plevral frotman ve wheezing gibi anormal sesler duyulabilir. 3. Bağırsak Sesleri: Peristaltizm (bağırsak hareketleri) seslerinin artması veya azalması, bağırsak tıkanıklığı hakkında bilgi verir. 4. Damar Sesleri: Kan akışının türbülanslı hâle geldiği yerlerde bruit adı verilen uğultu veya üfürüm benzeri sesler duyulabilir.

Swan-Ganz kateteri (ayrıca pulmoner arter kateteri olarak da bilinir), kalp ve kan damarlarındaki çeşitli parametreleri ölçmek için kullanılan özel bir tıbbi cihazdır. Bu kateterin kullanım amaçları: - Hemodinamik durumun izlenmesi: Kardiyovasküler performansın optimize edilmesi, özellikle kalp yetmezliği, kalp krizi, aritmiler veya pulmoner embolizm gibi durumlarda. - Tedaviye rehberlik etme: İntravenöz sıvı tedavisi, kalp ameliyatı sonrası bakım, şok ve ciddi yanıklar gibi durumlarda. - Basınç ölçümleri: Sağ atriyum, sağ ventrikül, pulmoner arter ve sol atriyumun dolum basıncının (pulmoner wedge basıncı) doğrudan ve eş zamanlı ölçümü.

Dolaşım sistemi, vücudumuzun oksijen ve besin maddelerini taşıyan, atık maddeleri ise uzaklaştıran hayati bir sistemdir. Dolaşım sistemini oluşturan temel organlar ve yapılar: 1. Kalp: Kaslardan oluşmuş bir pompa gibi çalışarak kanı vücuda pompalar. 2. Kan Damarları: Atardamarlar (arterler) oksijence zengin kanı kalpten dokulara iletir, toplardamarlar (venler) ise atık maddeler içeren kanı dokulardan kalbe geri taşır. 3. Kan: Plazma ve hücresel elemanlardan oluşur; alyuvarlar oksijen taşır, akyuvarlar bağışıklık sistemini destekler, trombositler ise kanı pıhtılaştırır. 4. Lenf Sistemi: Dokularda biriken fazla sıvıyı toplayarak kan dolaşımına geri kazandırır, bağışıklık hücrelerinin taşınmasında rol oynar. Dolaşım sistemi, vücut sıcaklığının düzenlenmesine ve hormonların taşınmasına da katkıda bulunur.

En ağır hastalıklar genellikle yaşamı tehdit eden ve uzun süreli tedavi gerektiren sağlık sorunlarıdır. Bu hastalıklar arasında şunlar sayılabilir: Kanser. Kalp hastalıkları. Beyin hastalıkları. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH). Multipl skleroz (MS). Ağır hastalıkların tedavisi, hastalığın türüne ve evresine bağlı olarak cerrahi müdahale, ilaç tedavisi ve rehabilitasyon gibi yöntemleri içerebilir.

Anasarca ve anazarka ödemin nedenleri arasında şunlar yer alır: Kalp yetmezliği. Böbrek fonksiyon bozuklukları. Karaciğer hastalıkları (örneğin, karaciğer sirozu). Protein eksikliği (malnütrisyon). Venöz staz (venöz akımda duraklama). Uzun süre hareketsiz kalma. Bazı ilaçların yan etkileri (örneğin, yüksek tansiyon ilaçları, kortikosteroidler). Enfeksiyonlar ve iltihaplanmalar. Anazarka ödem, genellikle tüm vücudu etkileyen ciddi sistemik rahatsızlıklarla ilişkilidir. Ödemin nedenini doğru bir şekilde belirlemek ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.