Jinekologiya

Adet süresinin uzun olması durumunda yapılan testler, altta yatan nedenin tespitine yöneliktir. Bu testlerden bazıları şunlardır: Kan Tahlilleri. Pap Smear Testi. Endometriyal Biyopsi. Ultrason. Histeroskopi veya Sonohisterografi. Testlerin kapsamı, hastanın durumuna ve doktorun değerlendirmesine göre değişebilir. Kesin teşhis ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Histeroskopik miyomektomi, rahmin iç tabakasına yakın yerleşmiş miyomların vajinal yoldan çıkarılması işlemidir. Bu yöntem, rahmin iç kısmında bulunan submüköz miyomlar için uygundur ve genellikle daha az invaziv bir yaklaşım olarak kabul edilir. İşlem sırasında vajinadan bir histeroskop (ince bir tüp ve kamera) yerleştirilir ve bu cihaz yardımıyla miyomlar dikkatlice çıkarılır. Riskleri arasında enfeksiyon, kanama, rahim delinmesi ve anesteziye bağlı reaksiyonlar yer alır. Histeroskopik miyomektomi hakkında daha detaylı bilgi almak için bir jinekolog veya uzman sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.

Agnucaston tablet, adet görme ile ilgili hastalıkların tedavisinde kullanılan bitkisel bir ilaçtır. Başlıca kullanım alanları: Adet görme düzensizlikleri. Adet öncesi şikayetler. Meme şişmesi ve meme ağrısı. Premenstrüel sendrom (PMS) belirtileri. Hormonal dengesizlikler. Agnucaston'un prolaktin seviyelerini azaltarak hormonal dengeyi sağladığı ve yumurtlama problemlerini destekleyebileceği belirtilmektedir. İlacı kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Rahimde sivilce gibi lezyonların oluşmasının birkaç nedeni vardır: 1. Hormonal Dengesizlikler: Adet döngüsü sırasında hormonal değişiklikler sivilce oluşumunu tetikleyebilir. 2. Stres: Psikolojik stres, vücutta hormon dengesizliğine yol açarak sivilce oluşumunu artırabilir. 3. Enfeksiyonlar: Bakteriyel veya mantar enfeksiyonları genital bölgede iltihaplanmaya neden olarak lezyonlara yol açabilir. 4. Kötü Hijyen: Yetersiz genital hijyen, ciltte bakteri birikmesine ve sivilce oluşumuna katkıda bulunabilir. 5. Yanlış Giyim: Dar giysiler veya sentetik malzemeler cildin hava almasını engelleyerek sivilce oluşumunu artırabilir. Bu belirtiler devam ederse veya kötüleşirse, bir jinekolog veya dermatologdan yardım almak önemlidir.

Adneksiyel kist, kadın üreme organlarının adneksial bölgelerinde (yumurtalık, fallop tüpü ve çevre dokular) meydana gelen kistlerdir. Adneksiyel kist türleri: Yumurtalık kistleri. Tüpal patolojiler. Belirtiler: karnın alt bölgesinde ağrı veya baskı hissi; düzensiz adet döngüleri; sindirim sorunları (şişkinlik, kabızlık); sık idrara çıkma veya idrar yapmada zorluk; cinsel ilişkide ağrı; nadir de olsa kanama. Adneksiyel kist tanısı, fizik muayene, ultrasonografi, kan testleri, MR veya BT taraması ve biyopsi ile konulur.

Düzenli adet gören kadınlar da miyom ameliyatı olabilirler. Eskiden adet döneminde ameliyat olmak sakıncalı görülse de, günümüzde jinekolojik ameliyatların günü belirlenirken regl olmayan bir dönemin tercih edilmesi daha doğru kabul edilmektedir. Ancak, özellikle laparoskopik miyom ameliyatında kanama genellikle fazla olduğu için, adetli dönemde ameliyat yapılması tercih edilmez.

Rahimde ele gelen sertlik ve şişlik, genellikle rahim içinde veya çevresinde anormal bir büyüme veya sıvı birikimi olduğunda meydana gelir. Bu durumun bazı olası nedenleri şunlardır: Myomlar: Rahim içinde veya çevresinde oluşan iyi huylu tümörler. Polipler: Rahim iç yüzeyinde oluşan küçük büyümeler. Endometriozis: Rahim iç tabakasının rahim dışında büyümesi. Sıvı birikimi: Rahim çevresinde asit gibi sıvı toplanması. Kanser: Rahim veya diğer jinekolojik kanserler. Bu belirtiler, erken teşhis ve tedavi için bir doktora başvurmayı gerektirir.

Kadın pelvik maketi, jinekolojik eğitimde kullanılan ve pelvik yapının anatomisini detaylı olarak gösteren bir öğretim aracıdır. Bu maketler genellikle aşağıdaki özelliklere sahiptir: - Anatomik doğruluk: İnsan vücudunun her parçası renkli detaylarla etiketlenmiştir. - Malzeme: Çevre dostu PVC gibi dayanıklı malzemelerden yapılmıştır. - Kullanım alanları: Doktorlar, fizyoterapistler, tıp öğrencileri ve anatomi uzmanları tarafından eğitim ve klinik çalışmalarda kullanılır.

Sarkma en çok ileri yaşlarda görülür, özellikle 60'lı ve 70'li yaşlardaki kadınlarda jinekolojik şikayetlerle başvurma sıklığı artar.

Kadınlarda adetten sonra sarı akıntı, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Hormonal Değişiklikler: Adet sonrası dönemde hormonal denge değişiklikleri, sarı akıntıya neden olabilir. 2. Enfeksiyonlar: Bakteriyel vajinoz, kandidiyazis (mantar enfeksiyonu) veya trikomonas gibi vajinal enfeksiyonlar sarı akıntıya yol açabilir. 3. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar: Klamidya, gonore gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar da sarı akıntıya sebep olabilir. 4. Diğer Tıbbi Durumlar: Ektopik gebelik, over kistleri, rahim ağzı kanseri veya rahim içi araç (RİA) kullanımı gibi durumlar da sarı akıntıya neden olabilir. Sarı akıntının normal olup olmadığını belirlemek için bir jinekologa danışmak önemlidir.

Am ucunda görülen beyaz şeyler farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Bunlar arasında: Mantar enfeksiyonu. Bakteriyel vajinoz. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar. Hormon değişiklikleri. Fiziksel travma. Hijyen sorunları. Bu tür durumlarda bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması önerilir.

Serklaj işlemi, rahim ağzının (serviks) gebelik sırasında zayıf veya açılmaya eğilimli olduğu durumlarda uygulanan cerrahi bir prosedürdür. İşlem genellikle şu adımlarla gerçekleştirilir: 1. Hazırlık: Hasta anestezi altında jinekolojik pozisyonda hazırlanır ve bölge antiseptik solüsyonlarla temizlenir. 2. Rahim Ağzına Dikiş Atılması: Vajina yoluyla rahim ağzına erişilir ve rahim ağzı kapalı tutmak için dikiş atılır. 3. İşlem Sonrası: İşlem genellikle 30-60 dakika sürer ve hasta aynı gün içinde taburcu olabilir. Serklaj işlemi genellikle gebeliğin 12-14. haftaları arasında yapılır, ancak bazı durumlarda daha ileri gebelik haftalarında da uygulanabilir.

Evet, hiçbir rahatsızlığı olmayan kadınlar da yılda en az bir kez jinekologa muayene olmalıdır.

Rahim ağzında yara (servikal erozyon) oluşumunun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Enfeksiyonlar: Human Papilloma Virüsü (HPV), klamidya, gonore gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve mantar enfeksiyonları rahim ağzı dokusunda iltihaplanmaya yol açabilir. 2. Hormonal Değişiklikler: Doğum kontrol hapı kullanımı, hamilelik veya ergenlik döneminde hormon seviyelerindeki değişimler rahim ağzında yaralara neden olabilir. 3. Mekanik ve Kimyasal Tahrişler: Vajinal duş, parfümlü hijyen ürünleri, spiral gibi vajinal araçlar ve sık yapılan jinekolojik muayeneler rahim ağzı dokusunda tahrişe ve hasara yol açabilir. 4. Travmatik Nedenler: Doğum sırasında serviksin aşırı gerilmesi veya yırtılması, düşük sonrası yapılan kürtaj işlemleri sırasında servikal dokunun zarar görmesi. Erken tanı ve tedavi, daha ciddi komplikasyonların önlenmesi için önemlidir. Kesin teşhis ve uygun tedavi yöntemi için bir jinekologa başvurulması önerilir.

Cerrahi vakum aspirasyonu, vakum cihazı yardımıyla rahim içindeki gebelik dokusunun çıkarılması işlemidir. Bu yöntem, genellikle cerrahi kürtaj olarak adlandırılır ve jinekolog tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir. Cerrahi vakum aspirasyonu, tıbbi, psikolojik ve sosyal yönleri olan karmaşık bir süreç olarak değerlendirilir.

Çatı muayenesinden sonra kahverengi akıntı, muayene sırasında rahim ağzındaki hücrelerin hafifçe tahriş olması veya küçük damarlardan sızan kanın oksitlenmesi nedeniyle oluşabilir. Bu durum genellikle kısa süreli ve hafif bir akıntı olup, birkaç gün içinde kendiliğinden geçer.

Rahimde kızarıklık ve yara oluşumunun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Enfeksiyonlar: Klamidya, gonore, trikomonaz gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar rahim ağzında tahrişe ve yaraya yol açabilir. 2. Hormonal Değişiklikler: Doğum kontrol hapları veya hamilelik gibi durumlar rahim ağzı hücrelerinin yapısını değiştirebilir. 3. Travma: Doğum sırasında rahim ağzının zedelenmesi veya sert cinsel ilişki yaralara neden olabilir. 4. Kronik Vajinal Enfeksiyonlar: Sürekli tekrarlayan enfeksiyonlar rahim ağzını zayıflatabilir. 5. Kimyasal Tahriş: Uygun olmayan hijyen ürünlerinin kullanımı veya vajinal duş rahim ağzını tahriş edebilir. Bu durumlar genellikle rutin jinekolojik muayene sırasında teşhis edilir ve tedavi gerektirir. Kesin tanı ve uygun tedavi için bir jinekoloğa başvurulması önemlidir.

Kadın doğum doktoruna sorulabilecek bazı sorular şunlardır: 1. Gebelik planlaması: Gebelik sürecinde nelere dikkat etmeliyim, hangi testler yapılmalı ve hangi vitamin takviyeleri kullanılmalı. 2. Doğum yöntemleri: Hangi doğum yöntemleri mevcuttur ve bana en uygun olan yöntem hangisidir. 3. Jinekolojik sağlık: Jinekolojik kanser taramaları hakkında bilgi alabilir miyim, menstrüel döngümdeki düzensizlikler normal midir. 4. Cinsel sağlık: Cinsel ilişki sırasında ağrı yaşarsam ne yapmalıyım, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan nasıl korunabilirim. 5. Menopoz: Menopoza girdiğimde karşılaşabileceğim değişiklikler nelerdir, hormon replasman tedavisi benim için uygun mudur. 6. Genel sağlık: Sağlıklı bir diyet ve egzersiz planı nasıl olmalıdır, sigara ve alkol kullanımının sağlığım üzerindeki etkileri nelerdir. Bu sorular, hastanın bireysel sağlık geçmişi ve ihtiyaçlarına göre değişebilir. Açık ve dürüst bir iletişim, hasta ve doktor arasında sağlıklı bir işbirliğini teşvik eder.

Laparoskopik dermoid kist ameliyatı, deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığında genellikle güvenli bir işlemdir. Olası riskler şunlardır: - Kistin tekrarlama ihtimali: Tam olarak çıkarılmadığında kistin tekrar oluşma olasılığı vardır. - Enfeksiyon ve kanama: Ameliyat bölgesinde enfeksiyon veya kanama meydana gelebilir. - Yumurtalık hasarı: Ameliyat sırasında yumurtalıkların zarar görmesi, erken menopoz ve gelecekte çocuk sahibi olma ihtimalini azaltabilir. Bu nedenle, dermoid kist ameliyatı, jinekolojik ameliyatlarda deneyimli bir uzman tarafından yapılmalıdır.

Vajinal akıntı çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir, bunlar arasında: 1. Hormonal değişimler: Ergenlik, yumurtlama dönemi, hamilelik ve menopoz gibi durumlarda hormon seviyelerindeki dalgalanmalar akıntıyı artırabilir. 2. Cinsel uyarılma: Cinsel ilişki öncesi ve sırasında doğal olarak akıntı salgılanır. 3. Enfeksiyonlar: Bakteriyel vajinoz, mantar enfeksiyonları ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar (gonore, klamidya, trikomonas) gibi enfeksiyonlar akıntının rengini, kokusunu ve kıvamını değiştirebilir. 4. Hijyen eksikliği: Vajinanın yeterince temizlenmemesi veya tahriş edici ürünlerin kullanımı enfeksiyon riskini artırabilir. 5. Beslenme alışkanlıkları: Aşırı şeker tüketimi mantar enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilirken, probiyotikler vajinal flora dengesini korumaya yardımcı olabilir. Anormal vajinal akıntı durumunda bir jinekoloğa başvurulması önerilir.