İnsanlık

İnsan neslinin kaç yıl sonra tükeneceği konusunda kesin bir tahmin yapmak mümkün değildir. Ancak, bazı tahminler şu şekildedir: J. Richard Gott'un Kıyamet Günü Argümanı. Global Challenges Foundation'ın tahmini. Oxford Üniversitesi Felsefe Profesörü Nick Bostrom'un tahmini. Bu tahminler, çeşitli doğal ve insan yapımı felaket risklerini dikkate almaktadır, ancak kesin bir tarih vermek için yeterli bilgi bulunmamaktadır.

Prometheus, tanrılardan ateşi, insanlığa yardım etmek ve onları güçlendirmek amacıyla çalmıştır. İnsanların zayıf ve savunmasız olduğunu gören Prometheus, Olympos Dağları'ndan Hephaistos ve Athena'nın atölyesinden ateşi çalmış ve bunu dereotu sapının oyuğuna saklayarak insanlığa yaşam mücadelesinde yardımcı olacak değerli bir hediye vermiştir. Ancak bu eylemi, Zeus’un öfkesini üzerine çekmiştir.

"Seres's Resolve: The Battle for Humanity", insanlığın geleceği için verilen bir savaşı konu alır. Hikaye, savaşla harap olmuş bir gelecekte, uzak bir kolonide kaynak yönetimi ile görevli basit bir yapay zeka olan Seres'in, bir uzaylı istilası sırasında sentience (bilinç) kazanmasıyla gelişir. Seres'in hem organik hem de sentetik kökenlerden gelen benzersiz bakış açısı, hem insanlarla hem de diğer yapay zekalarla empati kurmasını sağlar ve bu da onu insanlığın geleceği için verilen mücadelede birleştirici bir güç haline getirir.

Pierre Boulle'ün "Maymunlar Gezegeni" kitabı, evrimin insan lehine değil, maymunlar lehine geliştiği bir geleceği anlatarak insanın kibri ve hakimiyet duygusu üzerine düşünmeyi amaçlar. Kitapta, insanlığın çok uzak galaksilere yolculuk edebildiği bir dönemde, Dünya'dan yaklaşık 300 ışık yılı uzaklıktaki Soror gezegenine yapılan yolculuk anlatılır. Yazarın amacı, yapılan deneylerin sonucunda neler doğabileceğini göstermek ve modern insanın sorumluluğuna odaklanmak değil, insanın kaçınılmaz kaderine dikkat çekmektir.

"Ben Bir Anneyim" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. Gül Gölge Saygı'nın Programı: "Ben Bir Anneyim", Gül Gölge Saygı'nın Kanaltürk'te sunduğu bir programdır. Kitap: Kadriye Çiçek'in "Ben Bir Anneyim" adlı kitabı, doğum esnasında yapılan hatalı tıbbi müdahale nedeniyle yaşanan zorlukları ve bir annenin çocuğunu topluma kazandırma çabalarını anlatır. Film: 2019 yapımı "Ben Bir Anneyim" (I Am Mother) filmi, insanlığın yok oluşunun ardından dünyayı yeniden nüfuslandırmak için tasarlanmış bir robot tarafından yetiştirilen genç bir kızın hikayesini konu alır.

Agota Kristof'un "Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan" adlı üçlemesi, savaş, yıkım, göçmenlik, kimlik ve aidiyet gibi temaları işler. Üçlemenin konusu: Büyük Defter: II. Dünya Savaşı sırasında küçük bir Macar kasabasına sığınan ve anneannelerine emanet edilen ikizlerin, annelerinden ayrılıp hayata tutunma çabaları anlatılır. Kanıt: İkizlerden Claus'un sınırı geçip küçük şehri terk etmesi ve Lucas'ın, Mathias'a olan aşkını ve anneanneye olan bağlılığını anlatması işlenir. Üçüncü Yalan: On beş yaşında değil, dört yaşında birbirinden ayrılmak zorunda kalan iki kardeşin hikayesi, kimlik ve geçmiş sorgulamalarıyla ele alınır. Üçleme, gerçeklerle yüzleşmenin ağırlığını ve savaşın insanlar üzerindeki yıkıcı etkilerini yansıtır.

"Sana taşla vurana sen aşla vur" atasözü, iyilik yapmanın insanlığın kuralı olduğunu ifade eder. Bu atasözüne göre, kendisine kötülük eden veya sert davranan birine karşı yumuşak davranmak ve iyilik yapmak gerekir.

IO filmi, Dünya'nın neredeyse tamamen terk edildiği, büyük bir felaketin ardından hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Filmin konusu: Genç bir bilim insanı olan Sam, gezegeni kurtarmak için çabalarken, Micah ile gezegeni terk edip etmeme konusunda tartışır. İnsanların büyük bir kısmı, giderek daha zehirli hale gelen atmosferden kaçarak Jüpiter'in uydusu Io'ya koloni kurmak için yarışır. Sam, zor bir kararla karşı karşıyadır: İnsanlığın geri kalanına katılıp uzay kolonisine giden son araca binmek veya yeryüzünde kalıp gezegeni iyileştirmek. Film, post-apokaliptik bir hikaye sunarken, Dünya'nın güzelliklerini ve bu güzelliklere sahip çıkılmamasını ele alıyor.

İnsanlığın ilk dönemlerini konu alan bazı filmler: "Clash of the Titans" (1981). "Quest for Fire" (1981). "The Clan of the Cave Bear" (1986). "10,000 BC" (2008). "Apocalypto" (2006). "One Million Years B.C." (1966). "Ice Age" serisi (2002-2016). "İnsanlık Tarihinin İlk Günü" (The First Day of Human History). Ayrıca, "500 Years Before Christ" ve "First Peoples" gibi belgeseller de insanlığın ilk dönemlerini bilimsel verilerle ele alıyor.

Geleceğe yazılabilecek mesajlara şu örnekler verilebilir: Hedefler ve hayaller: Gelecekte gerçekleştirmek istenen hedefler ve hayallerin yazılması. Mevcut durum: Şu anki duyguların ve yaşananların aktarılması. Tavsiyeler: Gelecekteki kendine verilecek tavsiyelerin eklenmesi. Sorular: Mektubun sonuna gelecekteki kendine bir soru bırakılması. Değerler ve inançlar: Mevcut değerlerin ve inançların paylaşılması. Beceriler ve yetenekler: Mevcut beceriler ve yeteneklerin yazılması. Teşekkür: Şimdiki haline ve sevdiklerine teşekkür edilmesi. Gelecekteki kendine mesaj yazmak için "FutureMe" gibi uygulamalar veya Leadtime gibi zamanlama araçları kullanılabilir.

"El amor es un desastre natural" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Film Bağlamı: 2016 yapımı bir Rus televizyon filmi olan "El amor es un desastre natural", Irina'nın okul aşkıyla yaşadığı tesadüfi karşılaşmanın hayatını değiştirmesini ve sonrasında hamile kaldığını fark etmesini anlatır. 2. Şarkı Bağlamı: Tomahawk'un "Desastre Natural" şarkısı ise, insanlık ve doğa arasındaki karmaşık ilişkiyi ve doğal afetlerin hem literal hem de mecazi anlamlardaki yıkıcı etkilerini işler.

Bir insanın en önemli görevi, farklı görüşlere göre değişiklik gösterebilir. Bazı görüşlere göre insanın en önemli görevleri: Kulluk. İyiliği emretmek ve kötülükten vazgeçirmek. Adil şahitlik yapmak. Diğer bir görüşe göre ise insanın en temel görevi, elinden geldiğince iyiye taraf olmaktır. İnsanın en önemli görevinin ne olduğu konusunda kesin bir görüş birliği yoktur.

maNga'nın "Antroposen 001" albümü, insanlık ve doğa ilişkisini merkeze alarak, dünyadaki tüketim hazzı, çevre kirliliği, küresel ısınma, iklim değişikliği, salgın hastalıklar, savaş ve göç gibi küresel felaketleri ele alıyor. Grup, bu albümle distopik bir dünyanın kapılarını araladığını belirtiyor. Albümün çıkış tarihi, maNga'nın 14 Aralık 2004 yılında yayınladığı ilk albümleri "maNga +"nın 17. yılına denk geliyor.

Ademoğulları, ilk insan ve ilk peygamber olan Adem'in soyundan gelen tüm insanları ifade eder. Kuran'da, Ademoğulları için "beni âdeme" tabiri kullanılır ve bu, "Âdem yavruları", "Âdem çocukları" anlamlarına gelir. Nuh tufanından sonra ise bu tabir yerine "insan" tabiri kullanılmaya başlanmıştır.

"İstariciski" filmi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "Ağır İşçi" (A Working Man) filmi hakkında bilgi mevcuttur. Ağır İşçi, eski bir gizli operasyon ajanı olan Levon Cade'in, patronunun genç kızı Jenny'nin kaçırılmasıyla inşaat işçisi olarak yaşadığı huzurlu hayatın altüst olmasını konu alır.

Dünya insanı, milliyet, ırk, din, dil ayrımı gözetmeden, insanlığın ortak değerlerini ve evrensel bakış açısını benimsemiş kişiyi ifade eder. Dünya insanı olmanın bazı özellikleri: Seyahat etmek. Geniş düşünce bandına sahip olmak. Hoşgörü ve dayanışma. Dünya insanı olmak, milliyetçi değerlerden vazgeçmek anlamına gelmez; aksine, her toplum düzenine uyum sağlamayı ve onları anlamaya çalışmayı gerektirir.

Hayvanlara merhametli davranmak, İslam'da "rahmet" ve "şefkat" ilkeleriyle ilişkilidir. Bir hadis-i şerifte, "Siz yerdekilere merhamet edin ki, gökteki (melekler) de size merhamet etsin" buyrulmuştur. Bu nedenle, hayvanlara merhametli davranmak, hem dini bir sorumluluk hem de insani bir görev olarak kabul edilir.

2015 yapımı "İnsanlar" (Humans) adlı eser, farklı bağlamlarda farklı hikayeler anlatabilir: Roman: Matt Haig'in "İnsanlar" adlı romanı, aniden ortadan kaybolan ve insanlığa olan sevgisini yitiren Profesör Andrew Martin'in esrarengiz hayatını konu alır. Dizi: 2015 yapımı "İnsanlar" (Humans) adlı bilimkurgu dizisi, fütürist bir toplumda, insan benzeri robotların (synth'ler) insanlar tarafından nasıl giderek daha fazla güvenildiğini ve bu süreçte gelişen olayları anlatır. Belgesel: "İnsanlar" adlı belgesel, dünyanın farklı yerlerinden, her çeşit insanın gözünden insanlığın temel meselelerini ele alır.

Cormac McCarthy'nin "Yol" (The Road) romanı, kıyamet sonrası bir gelecekte, isimsiz bir felaketin ardından yok olan eski dünyanın kalıntıları arasında güneye, denize ulaşmaya çalışan bir baba ve oğlunun yolculuğunu anlatır. Romanda anlatılan bazı temalar: Merhamet ve umut: Yazar, maddi unsurların yok olduğu bir dünyada, merhamet ve umut gibi güçlü değerlere vurgu yapar. İnsan doğasının karanlık yüzü: İnsanların medeniyet yokluğunda ne kadar çabuk canileşip "hayvani" tavırlar sergileyebileceğini gösterir. Ebeveynlerin çocuklarına dair korkusu: Ebeveynlerin, çocuklarına dair temel korkuları ve sorumlulukları işlenir. Etik çıkmazlar: İyi ile kötünün anlamlarının birbirine karıştığı ve sınırların belirsizleştiği etik sorunlar ele alınır. McCarthy, bu eseriyle insanlığın, umut ve merhamet kavramları olmadan nasıl tehlike altında olabileceğini de ortaya koyar.

Yeryüzü, Allah tarafından insana emanet edilmiştir çünkü insan, canlılar içinde çevreyi en üst düzeyde algılayabilen varlıktır. İslam inancına göre, Allah doğayı ve göklerde ve yerde olan her şeyi insanın hizmetine vermiş, yeryüzünde emaneti yüklenen varlık olması sebebiyle de insanı sorumlu tutmuştur. Ayrıca, içinde yaşamın devam ettiği dünyada, hava, toprak ve su gibi doğal kaynaklar yalnız insanın değil, yeryüzündeki tüm canlıların ortak malıdır. Kur'an-ı Kerim'de, "Sakın yeryüzündeki düzeni bozma çünkü Allah bozgunculuk yapanları sevmez" ayetiyle çevrenin nasıl korunması gerektiği bildirilmiştir.