• Buradasın

    İngilizce

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Hızlı ve öfkeli Tokyo hangi dilde?

    "Hızlı ve Öfkeli: Tokyo Yarışı" (The Fast and the Furious: Tokyo Drift) filmi İngilizce dilindedir.

    English teacher konusu nedir?

    "English Teacher" dizisinin konusu, Austin'de bir lisede görev yapan Evan Marquez adlı öğretmenin, öğrencileri ve velilerinin talepleri arasında bir denge kurmaya çalışırken yaşadığı günlük mücadelelerdir. 2013 yapımı "İngilizce Hocası" (The English Teacher) filminin konusu ise, İngilizce öğretmeni olan Linda Sinclair'in, eski bir öğrencisinin New York'tan dönüp Kingston'a yerleşmesiyle hayatının beklenmedik bir şekilde değişmesidir.

    Olağan şüpheliler neden altyazılı izlenir?

    "Olağan Şüpheliler" filmini altyazılı izlemenin nedeni, filmin orijinal dilinin İngilizce olması ve bu şekilde daha doğru ve orijinal bir deneyim sunmasıdır.

    İyi, Kötü ve Çirkin neden Türkçe konuşmuyor?

    "İyi, Kötü ve Çirkin" filminin Türkçe konuşmamasının nedeni, filmin orijinal dilinin İtalyanca ve İngilizce olmasıdır. Filmde, Clint Eastwood, Lee Van Cleef ve Eli Wallach gibi aktörler kendi anadillerinde performans göstermişlerdir.

    Stow Dul konusu nedir?

    "Stow Dul" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Stow: İngilizce'de "istif etmek", "yerleştirmek" anlamlarına gelir. 2. Dul: José Saramago'nun 1947 yılında kaleme aldığı ilk romanıdır. Dolayısıyla, "Stow Dul" ifadesinin doğrudan bir konusu yoktur; "stow" kelimesi bir eylemi, "Dul" ise bir romanı ifade eder.

    Yapay zekanın ingilizcesi AI mi?

    Evet, "yapay zeka"nın İngilizce karşılığı "AI" (Artificial Intelligence) kısaltmasıdır. Ayrıca, "yapay zeka" anlamına gelen "artificial intelligence" tam ifadesi de kullanılabilir.

    Muhteşem üçlünün diğer adı nedir?

    "Muhteşem üçlü" ifadesinin diğer adı, geometride "süper üçlü" veya "dik üçgendeki muhteşem üçlü" olarak bilinir. Ayrıca, 2019 yapımı bir Türk komedi filmi de "Muhteşem Üçlü" olarak adlandırılmıştır.

    İngilizce fenomen nasıl okunur?

    "Fenomen" kelimesi İngilizcede "phenomenon" olarak okunur. Seslendirmesi şu şekildedir: /f/ sesi "fish" kelimesindeki gibi; /ə/ sesi "above" kelimesindeki gibi; /n/ sesi "name" kelimesindeki gibi; /ɒ/ sesi "sock" kelimesindeki gibi; /m/ sesi "moon" kelimesindeki gibi; /ɪ/ sesi "ship" kelimesindeki gibi; /n/ sesi "name" kelimesindeki gibi; /ə/ sesi "above" kelimesindeki gibi; /n/ sesi "name" kelimesindeki gibi. Örnek kullanım: "This is a highly intriguing phenomenon that will likely be the subject of much research" (Bu, büyük olasılıkla çok araştırma konusu olacak olan oldukça ilgi çekici bir fenomendir).

    İngilizce kahvaltılık yiyecekler nasıl söylenir?

    İngilizce kahvaltılık yiyecekler şu şekilde adlandırılır: Breakfast cereal. Cornflakes. Honey. Jam. Muesli. Porridge. Toast. Ayrıca, kahvaltıda tüketilen diğer bazı yiyecekler: Bread. Cheese. Tomato. Olive. Egg. Butter. Omelette. Örnek cümleler: "Check out these delicious, energy-packed breakfast foods to start your day out right" (Güne başlamak için bu lezzetli, enerji dolu kahvaltılık yiyecekleri inceleyin). "I ate cheese, bread and honey today" (Bugün peynir, ekmek ve bal yedim).

    Luiss'te hangi dil konuşuluyor?

    Luiss Üniversitesi'nde İngilizce ve İtalyanca olmak üzere iki ana dil konuşulmaktadır. İngilizce programlar arasında "Economics and Business", "Politics, Philosophy and Economics" gibi bölümler bulunurken, İtalyanca eğitim veren programlar da mevcuttur.

    Moss ne anlama gelir?

    Moss kelimesi İngilizce'de "yosun" anlamına gelir. Ayrıca, "moss" kelimesinin diğer anlamları şunlardır: Bataklık; Liken. Bunun yanı sıra, "MOSS" kısaltması, "MIME Object Security Services" anlamına gelir.

    Nearest ne demek?

    "Nearest" kelimesi Türkçede "en yakın" anlamına gelir. Örnek kullanımlar: "The distance to the nearest houses is important" (En yakın evlere olan mesafe önemlidir). "Send local P.D. and have our nearest unit meet them" (Polisi ve en yakındaki birimimizi oraya yolla). "Choose your preferred country to locate your nearest distributor or partner" (En yakın distribütörü veya ortağı bulmak için tercih ettiğiniz ülkeyi seçin).

    Punishment ne demek?

    Punishment kelimesi Türkçede "ceza, cezalandırma" anlamına gelir. Ayrıca, "hırpalama" veya "eziyet" gibi anlamlar da taşır. Örnek cümleler: The punishment for murder is life imprisonment (Cinayetin cezası ömür boyu hapistir). He had to stay in his bedroom as a punishment for fighting (Kavga ettiği için ceza olarak odasında kalmak zorunda kaldı).

    Should ve can arasındaki fark nedir?

    Should ve can arasındaki temel farklar şunlardır: Kullanım Alanı: Can, yetenek, izin ve olasılık durumlarında kullanılır. Should, tavsiye, beklenti ve zorunluluk durumlarında kullanılır. Anlam: Can, genel olasılıkları ifade eder. Should, mantıksal beklentileri ve gereklilikleri belirtir. Kuvvet: Should, zorunluluğu biraz daha zayıf bir şekilde ifade eder. Soru ve Olumsuzluk: Can't, olanaksız durumları ifade ederken kullanılır. Should not (shouln't), olumsuz tavsiye veya zorunluluk durumlarında kullanılır.

    5sınıf ingilizce 6ünite kelimeleri nelerdir?

    5. sınıf İngilizce 6. ünite kelimeleri arasında şunlar yer alır: Film türleri: action (aksiyon), adventure (macera), animation (animasyon), comedy (komedi), documentary (belgesel), fantasy (fantezi), horror (korku), thriller (gerilim), science fiction (bilim kurgu), western (kovboy tarzı). Sıfatlar: boring (sıkıcı), bored ( canı sıkkın, sıkılmış), exciting (heyecan verici), interested (ilgili), enjoyable (eğlenceli), entertaining (eğlenceli), funny (komik), absurd (saçma), pleasant (güzel, hoş, zevkli), great (harika), friendly (arkadaşça), frightening (korkutucu), terrible (korkunç), honest (dürüst), helpful (yardımsever), beautiful (güzel), ugly (çirkin), strong (güçlü), brave (cesur). Diğer kelimeler: movie/film (film), type (tür), actor (erkek oyuncu), actress (kadın oyuncu), character (karakter), favourite (favori, en sevilen), cinema (sinema), theatre (sinema, tiyatro), ticket (bilet), watch (izlemek), about (hakkında), topic (konu), opinion (fikir), think (düşünmek), like/love (sevmek, çok sevmek), hate (nefret etmek), start (başlamak), finish (bitmek, bitirmek), be late (geç kalmak, gecikmek), hurry up (acele etmek), time (zaman, saat), day (gün), date (tarih).

    Accuse etmek ne demek?

    Accuse kelimesi, bir kişiyi ahlaki açıdan yanlış, yasadışı veya kaba bir davranışla suçlamak anlamına gelir. Örnek cümleler: "The mayor is accused of accepting bribes" (Belediye başkanı rüşvet almakla suçlanıyor). "He's been accused of robbery/murder" (O, soygun veya cinayetle suçlandı). "I didn't mean to accuse you. I was just upset" (Seni suçlamak istemedim, sadece çok üzüldüm).

    Alman dili edebiyatı okuyan ne kadar İngilizce bilir?

    Alman dili ve edebiyatı bölümünde İngilizce bilgisi, üniversitelerin eğitim politikalarına göre değişiklik gösterebilir. Bazı üniversitelerde İngilizce dersleri de bulunmakla birlikte, genel olarak bu bölümün öğretimi Almanca üzerinden yapılır. İngilizcenin ne kadar bilindiği, öğrencinin kişisel çabasına ve aldığı derslere bağlıdır. Ancak, bu bölümü tamamlayan kişilerin genellikle temel İngilizce bilgisine sahip olduğu söylenebilir. Daha detaylı bilgi için, tercih etmeyi düşündüğünüz üniversitenin web sitesini ziyaret etmeniz önerilir.

    Kardelen Topçu nerede öğretmenlik yapıyor?

    Kardelen Topçu, Bodrum Belediyesi Kadın Danışma Merkezi'nde psikolog olarak görev yapmaktadır ve burada yetişkinler ile çocuklara bireysel psikolojik danışma ve psikoterapi hizmetleri sunmaktadır. Öğretmenlik yaptığı bir kurum hakkında bilgi bulunamamıştır.

    Massive ne demek?

    Massive kelimesi Türkçede "muazzam", "büyük", "devasa" gibi anlamlara gelir. Bazı diğer anlamları: Şiddetli (deprem, kalp krizi vb.); İri yarı, irikıyım; Yekpare, masif; Toplu, kitlesel.

    Sweep ve swept arasındaki fark nedir?

    "Sweep" ve "swept" arasındaki fark, "swept"ın "sweep" fiilinin doğru geçmiş zaman ve ortaç formu olmasıdır. Sweep: "Süpürmek" veya "hızlıca hareket etmek" anlamlarına gelir. Swept: "Süpürüldü", "temizlendi" veya "ortadan kaldırıldı" gibi anlamlar taşır. Örnek cümleler: "She swept the floor with a broom" (Bir süpürge ile yeri süpürdü). "The wind swept across the plains" (Rüzgar ovaların üzerinden hızla geçti). "Sweeped" kullanımı, düzenli fiillerin geçmiş zaman kuralına aşırı genelleme yapılması sonucu ortaya çıkan bir hatadır; çünkü düzensiz fiiller, düzenli fiillerin aksine, genellikle "-ed" eki almaz.