Hz.Muhammed

Ravza-i Mutahhara'daki sütunların bazı hikayeleri: Muhallaka (Mushaf) Sütunu: Hz. Muhammed'in minber yapılmadan önce dayandığı hurma kütüğünün yerindedir. Kur‘a (Âişe) Sütunu: Hz. Muhammed'in kıble değişikliğinden sonra on gün namaz kılıp bilinen mihrabına geçtiği yerdir. Tövbe (Ebû Lübâbe) Sütunu: Ebû Lübâbe, Kureyza oğullarının muhasarası sırasında teslim olmanın ölüm anlamına geleceğini söylemiş, pişman olup tövbe ederek kendisini bir direğe bağlamış ve altı gün bağlı kalmıştır. Üstüvânetü’s-Serîr Sütunu: Hz. Muhammed'in itikâfa girdiğinde üzerinde istirahat ettiği hurma yaprağından yapılmış yaygı veya yataktan dolayı bu adı almıştır. Muhâfız Sütunu: Hz. Ali'nin Hz. Muhammed'i korumak için yanında oturup onu gözetlediği yerdedir. Bu sütunların yerleri, Hz. Muhammed zamanındaki hurma ağaçları sökülerek değiştirilmiş, ancak hiçbir zaman taşınmamıştır.

11 Ocak Dünya Affetme Günü, Hz. Muhammed'in 11 Ocak 630 tarihinde Mekke'nin fethi sırasında sergilediği affetme erdemini anmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Mekke'nin fethi sırasında, daha önce Peygamber'e ve Müslümanlara eziyet eden insanlar, mağlup ve zelil bir halde Hz. Muhammed'in önüne gelmiş, O'nun her türlü cezasına razı olduklarını belirtmişlerdi. Bu olayın yaşandığı 11 Ocak günü, affetme sünnetini hatırlamak için seçilebilecek en güzel günlerden biri olarak kabul edilmiştir. 11 Ocak Dünya Affetme Günü, ilk olarak 2014 yılında Kahramanmaraş'ta kutlanmaya başlanmış, daha sonra Türkiye'nin farklı bölgelerine ve zamanla tüm dünyaya yayılmıştır.

Hayır, Halime Hatun ve Süveybe aynı kişi değildir. Halime Hatun, Sa'd kabilesine mensup olup, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v) oğlu Abdullah ile birlikte emzirmiştir. Süveybe ise, Ebu Leheb'in cariyesidir ve Peygamber Efendimiz'i, amcası Hamza'yı ve ileride ashâbının önde gelenlerinden olacak olan Ebû Seleme'yi emzirmiştir.

Yazıcıoğlu Muhammediye, İslam'ı ve Müslümanlığı, okurun duygu dünyasına hitap ederek Hz. Peygamber sevgisi üzerine inşa edip öğreten ve sevdiren edebi bir metindir. Eserde ele alınan bazı konular: tevhid ve naatler; kâinatın yaratılışı; Hz. Muhammed'in hayatı, mucizeleri ve vefatına kadar geçen olaylar; cennet, cehennem ve ahiret ahvali; Kur'an-ı Kerim'in vasıfları, bazı surelerin tefsiri ve hadislerin şerhi; ibadet ve cihada teşvik. Ayrıca, eserde Hz. Fâtıma, Hulefâ-yi Râşidîn ve Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'in vefatlarıyla ilgili mersiyeler de yer alır.

Davetin yaygınlaşma döneminde yaşanan bazı olaylar şunlardır: Açık davetin başlaması. Safa Tepesi'nde halka seslenmesi. Taif'e gidiş. Akabe Biatları. Hicret. Müşriklerin tepkileri.

Miraciye, İslam edebiyat ve sanatlarında Hz. Muhammed'in miracını konu alan eserlerin genel adıdır. Miraciye türündeki bazı eserler: Abdülvasi Çelebi: Halil-name mesnevisinde yer alan örnek. İzzet Molla, Nahifi, Nev’izade Atayi, Sabit: Önemli divan edebiyatı temsilcileri. Nâyî Osman Dede: Bestelenmiş en uzun dînî mûsikî eseri olarak bilinir. Abdullah Azmi Yaman: Cumhuriyet Dönemi'nden bir örnek. Miraciyyelerde, Kuran-ı Kerim'de Miraç hadisesinin geçtiği “Necm” ve “İsra” surelerinden bazı ayetlerin meallerine sıkça yer verilir.

Peygamber Efendimize sevgi ve saygı ile ilgili bazı şiirler: Naçizane Tilmiz'in "Peygamber(s.a.v) Sevgisi" Şiiri: > "Zalimler yaparlardı sana çok eziyyet > Allah indinde, verilmiş sana, tüm meziyyet > Çünkü diyordun cahildirler, ya Rab hidayet et > Ey şefkat gönüllü ya RESULELLAH > Sen geldin sen, sen ya RESULELLAH > Onun içindir zikrimiz, hep elhamdulillah". Yaman Dede'nin Şiiri: > "Susuz kalsam, yanan çöllerde can versem elem duymam > Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlarda nem duymam > Alevler yağsa göklerden ve ben messeylesem duymam > Cemalinle ferahnak et ki yandım ya Rasûlallâh". Muhammed Es’ad Erbilî Hazretleri'nin Naatı: > "Tecellâ-yı cemâlinden habîbim nev-bahâr âteş! > Gül âteş, bülbül âteş, sünbül âteş, hâk ü hâr âteş! > Şuâ’-ı âfitâbındır yakan bil-cümle uşşâkı; > Dil âteş, sîne âteş, hem dü çeşm-i eşk-bâr âteş!". Fuzûlî'nin "Su Kasidesi": > "Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlâre su > Kim bu denlû dûtuşan odlâre kılmaz çâre su > Suya virsün bağbân gülzârı zahmet çekmesün > Bir gül açılmaz yüzün tek virse bin gülzâre su". Bu şiirler, Peygamber Efendimize duyulan sevgi, aşk ve hayranlığı ifade etmektedir.

Bi'r-i Maûne olayı, Hicret'in dördüncü yılında, Uhud Savaşı'ndan dört ay sonra gerçekleşmiştir. Medine'ye gelen Beni Âmir kabilesi reisi Ebû Berâ, Hz. Peygamber'den kabilesini İslam'a davet etmesi için muallimler istedi. Kırk veya yetmiş kişiden oluşan sahabeler, İslam'ı ve Kur'an-ı Kerim'i oldukça iyi bilen Ashâb-ı Suffe'den oluşuyordu. Ebû Berâ'nın yeğeni Âmir b. Tufeyl, Hz. Peygamber'in göndermiş olduğu mektubu bile okumadan mürşidlerin etrafını büyük bir ordu ile kuşattı. Mürşidler, "Allah'ım! Resulü'ne durumumuzu haber verecek senden başkasını bulamıyoruz, selamımızı ona sen ulaştır. Allah'ım! Rasülün vasıtasıyla kavmimize haber ver ki; biz Rabbimiz'e kavuştuk. Rabbimiz bizden hoşnud oldu ve bizi de hoşnud kıldı" diyerek hallerini Allah'a arzettiler ve insafsız düşman kılıçlarıyla Rablerine kavuştular. Bu olay, Hz. Peygamber'i derinden üzdü; bir ay boyunca namazlarında katillere beddua etti.

631 ve 632 yıllarında yaşanan bazı önemli olaylar şunlardır: 631 yılı olayları: Tebük Seferi. Hz. Ebubekir'in hac emirliği. 632 yılı olayları: Veda Haccı ve Veda Hutbesi. Hz. Ebu Bekir'in ilk halife seçilmesi. Hz. Muhammed'in ölümü.

"İlim Çin'de bile olsa gidiniz" sözünün kimin tarafından söylendiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre bu söz, Hz. Muhammed'e atfedilmektedir. Diğer bir görüşe göre ise bu söz, Mustafa Kemal Atatürk'e atfedilmektedir. Ayrıca, bu sözün Konfüçyüs'e ait olduğu da belirtilmektedir.

Ahzâb Suresi 40. ayet, Hz. Muhammed'in evlatlığı Zeyd'in boşadığı kadınla evlenmesi olayı üzerine inmiştir. Bu ayet, aynı zamanda münafıkların Câhiliye âdet ve duygularını canlandırma teşebbüslerine de bir cevap niteliğindedir. Ahzâb Suresi, Medine'de hicrî beşinci yılın sonlarında inmiştir ve 73 ayetten oluşur.

Hayber Kalesi, Hz. Muhammed (s.a.v) komutasındaki Müslüman ordusu tarafından fethedilmiştir. Hayber'in fethi, Hicretin 7. senesi Muharrem ayı sonlarında, miladi 628 yılında gerçekleşmiştir.

Veladet Bahri, Süleyman Çelebi'nin yazdığı Mevlid-i Şerif'te yer alan ve Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan bölümdür. Bu bölüm, aruzun fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla yazılmıştır. Veladet Bahri'nin bazı beyitleri şunlardır: "Âmine hâtun Muhammed ânesi Ol sadeften doğdu ol dür dânesi Çünkî Abdullah'tan oldu hâmile Vakt erişdi hefte vü eyyam ile Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn". "Sûsadım gâyet harâretden katî Sundular bir câm dolusu şerbeti Şerbeti sunduk tâbânâ hûriler Bûnu sana verdi Allâh dediler Kardan ak idi ve hem soğuk idi Lezzeti dâhi şekerde yok idi".

Siyer dersinden çıkabilecek bazı soru türleri: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile ilgili sorular: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in doğum tarihi. Peygamberimizin bir gece Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksaya yaptığı yolculuğun adı. Peygamberimizin dayısının adı. Peygamberimizin hicretten önce Medine’nin adının ne olduğu. Önemli olaylar ve savaşlar ile ilgili sorular: İlk Cuma namazının nerede kılındığı. Hudeybiye, Hayber, Hendek ve Tebuk savaşlarının ne zaman olduğu. Seriyye ve gazve kavramları. Kavram ve terimler ile ilgili sorular: Asr-ı Saadet'in ne anlama geldiği. Ehli Beyt'in kim olduğu. Sikaye, imare, rifade ve hicabe gibi kavramların anlamları. Bu sorular, siyer derslerinde sıkça karşılaşılan örneklerdir.

Refîk-i a'lâ, "en iyi" veya "en yüksek refik" anlamına gelir. Bu terim, aşağıdaki anlamlara da gelebilir: Yüce dost: Peygamber Efendimiz (s.a.v.), vefatından önce bu ifadeyle Allah’ı kastetmiştir. Peygamberler, evliyâ, şehidler ve sâlih kimselerin ruhlarının bulunduğu yer: Mümin öldükten sonra ruhu, Refîk-i a'lâda bulunur. Yüksek makamlar: Allah'tan korkan takvâ sahipleri için, başkalarının ortak olmayacağı üstün makamlar vardır ve bu makamlar Refîk-i a'lâ'da yer alır.

"Güzel bir söz ile korunun" ifadesi, Buhârî, Edeb 34, Zekât 10, Rikak 51, Tevhîd 36; Müslim, Zekât 66-70 hadislerinde geçen bir ifadedir. Bu hadislerde, ahirette Allah'ın huzurunda hesaba çekileceği ve bu durumda kişinin sağına, soluna ve önüne baktığında cehennemden başka bir şey göremeyeceği, bu yüzden bir hurmanın yarısı ile de olsa kendini cehennem ateşinden koruması gerektiği, bunu bulamayanın ise güzel bir söz ile kendisini koruması gerektiği ifade edilir. Bu sözden kasıt, nasihat ve talimat gibi şeran ibadet sayılan sözlerdir. Ayrıca, "güzel bir söz ile korunun" ifadesi, doğa bekçiyle değil, sevgiyle korunur atasözüyle de ilişkilendirilebilir.

Semure ağacı, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) çok sevdiği bir ağaç olarak bilinir. Semure ağacı ile ilgili bazı olaylar: Hudeybiye Biati: Hz. Muhammed, hicretin 6. yılında Zilkade ayında Mekke’ye giderken Hudeybiye'de bir Semure ağacı altında ashabı ile biat gerçekleştirmiştir. Bedir Savaşı: Medine yıllarında, Hz. Muhammed'in ordusuyla Bedir Savaşı'na giderken Vadi-yi Akîk’te bir Semure ağacı altında dinlendiği rivayet edilir. Tebük Seferi: Tebük Seferi'ne giderken 8 farklı yerde mola verilmiş ve bu molaların hepsi Semure ağacı olan alanlar olmuştur. Dü‘sûr Olayı: Bir seferinde, düşman askeri Dü‘sûr, Hz. Muhammed'in kılıcını bir Semure ağacının dalına asmış ve Hz. Muhammed'e meydan okumuştur. Ancak Hz. Muhammed'in "Allah" demesi üzerine kılıç düşmüştür. Semure ağacı, çölde erozyona karşı koyan, toprağı koruyan ve çevresindeki havanın yumuşamasını sağlayan bir ağaçtır.

Topkapı Sarayı'nda ayak izi resminin nerede olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, sarayın bölümleri hakkında bilgi verilebilir: Birinci Avlu (Alay Meydanı). İkinci Avlu (Divan Meydanı). Üçüncü Avlu (Enderûn Avlusu). Dördüncü Avlu. Topkapı Sarayı, İstanbul'un Fatih ilçesindeki Tarihi Yarımada bölgesinde, Ayasofya ve Sultanahmet Camii'nin yakınında yer alır.

"Seven sevdiğine sevdiğini söylesin" hadisi, Hz. Muhammed'e atfedilmektedir. Bu hadis, farklı rivayetlerle şu şekilde aktarılmıştır: Enes b. Mâlik'in rivayetine göre, Hz. Peygamber'in huzurunda bir adam, bir kişiyi sevdiğini söylemiş, bunun üzerine Hz. Peygamber "Sevdiğini ona bildirdin mi?" diye sormuş, adam "Hayır" deyince Hz. Peygamber "Bildir" buyurmuştur. Mikdam b. Mâdikerib'in rivayetine göre, Hz. Peygamber "Biriniz kardeşini Allah için seviyorsa, ona sevdiğini söylesin" buyurmuştur. Bu hadis, karşılıklı sevginin artacağına işaret eder ve bunu tavsiye eder.

"Ya hayır konuş ya da sus" sözü, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) aittir. Bu söz, Buhârî, Edeb 31, 85, Rikak 23 numaralı hadislerde geçmektedir.