Hz.Muhammed

Hz. Muhammed'in, Bizans İmparatoru Heraklius'a mektup göndermesinin nedeni, onu İslam dinine davet etmektir. Mektupta, İslam'ı kabul etmesinin kendisi ve tebaası için kurtuluş olacağı, Allah'ın değerini iki kat artıracağı, aksi takdirde tebaasının günahının onun üzerine yükleneceği ifade edilmektedir. Ayrıca, İncil'de Hz. Muhammed'in Tanrı'nın elçisi olarak yer aldığı ve Hz. İsa tarafından müjdelendiği belirtilmektedir.

"Hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik" ifadesi, Kur'an'da geçen ve peygamberlerin gönderiliş amaçlarından birini ifade eden bir cümledir. Bu cümlenin geçtiği bazı ayetler şunlardır: Bakara Suresi 119. ayet. Fâtır Suresi 24. ayet. Peygamberlerin müjdeleyici olarak gönderilişi, insanlara Allah'ın rahmetini ve cennetini bildirmeyi; uyarıcı olarak gönderilişi ise insanları günahlardan ve azabından sakındırmayı ifade eder.

Hadis, Arapça bir kelime olup "söz", "haber", "yeni şey" anlamlarına gelir. Terim olarak Hz. Peygamber'in söz, fiil, takrir ve ahlaki özelliklerini ifade eder. Ayrıca, sahabe ve tabiun sözleri de hadis kavramına dahil edilebilir.

"Güçlü insan, öfkesine hâkim olandır" sözü, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) aittir. Bu söz, Müslim'in "Birr" kitabında, 107. hadis olarak geçmektedir.

Kevser havuzundan içecek olanlar, İslam inancına göre salih müminlerdir. Kevser havuzundan yararlanamayacak olanlar ise, dinin vecibelerini yerine getirmeyen, inanç yönünden zayıf olan ve İslam'a inanmayan kişilerdir.

Hz. Hatice, Muhammed ile evlendiğinde 40 yaşındaydı.

Kasîde-i Bürde, Kâ'b bin Züheyr'in Hz. Peygamber'i hicveden şiirler söylemesi ve daha sonra bu tavrından pişmanlık duyarak Hz. Peygamber'in huzuruna gidip af dilemesi üzerine yazılmıştır. Kâ'b bin Züheyr, Hz. Peygamber'in huzurunda okuduğu kasidede, onun üstün ahlaki vasıflarını ve getirdiği tevhid mesajının değerini anlatmıştır.

Bi'set senesi, Hz. Muhammed'in peygamber olarak görevlendirildiği 610 yılını ifade eder. Bi'set senesinden önceki dönem "bi'set öncesi", sonraki dönem ise "bi'set sonrası" olarak adlandırılır.

Dünyanın en adaletli insanı olarak kabul edilen bazı kişiler şunlardır: Hz. Muhammed. Hz. Ömer. Nuşirevan. Adaletli insan algısı kişisel yorumlara göre değişebileceğinden, bu konuda kesin bir yanıt vermek zordur.

Muallim Miraç, gerçek bir kişi değildir. Miraç, İslam inancına göre Hz. Muhammed'in yaşadığı bir olaydır. Miraç hadisesi, bi'setin 10. senesinde, hicretten 18 ay önce gerçekleşmiştir. Özetle: - Tarih: Bi'setin 10. senesi, hicretten 18 ay önce. - Olay: Hz. Muhammed'in Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya ve kainatın ötesine yolculuğu.

Hüzün Yılı olarak bilinen, Miladi 620 yılına denk gelen peygamberliğin onuncu senesinde, İslam peygamberi Muhammed'in iki yakını vefat etmiştir: Amcası Ebu Talib. İlk eşi Hatice.

Hz. Muhammed'in Bizans İmparatoru Heraklius'a gönderdiği mektupta şu ifadeler yer almaktadır: > "Bağışlayıcı ve affedici Tanrı adına, onun sadık kulu ve elçisi Muhammed'den, Romalıların büyük hükümdarı Heraklius'a: Hakikat yolunu izleyene selam olsun! Eklemek isterim ki, seni bir bütün olarak İslam'a davet ediyorum. İslam'ı kabul et ki felah bulasın. İslam'ı kabul et ki, Allah değerini iki kat artırsın. Ama eğer kaçınırsan, tebaanın günahı da senin üzerine yüklenecektir. Ve siz Kitab-ı Mukaddes'in insanları, sizinle bizim aramızda aynı olan söze doğru geliniz; ki biz ancak Allah'a taparız. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayız ve aramızda kimse kimseyi, Allah'ın dışında sahip edinemez." Mektubun devamı, Kuran'dan Al-i İmran suresinin 64. ayetiyle devam etmektedir. Mektubun orijinalinin şu anda Amman'da Kral Hüseyin Camii Müzesi'nde sergilendiği belirtilmektedir.

"Muhammed: Allah'ın Elçisi" filmi, Hz. Muhammed'in 12 yaşına kadar olan çocukluk dönemini ve bu dönemde Mekke'de yaşanan olayları anlatır. Filmde, Kureyşlilerin Müslümanları Mekke dışında yaşamaya mahkum ettikleri boykot yılları, Hz. Muhammed'in doğumu, fil hadisesi ve Hz. Muhammed'in bir tepede bulunan, pencerelerinden nurlar taşan evine doğru yürüyen Ebu Talip'in hikayesi işlenir. Ayrıca, filmde senaryo gereği eklenmiş, sahih kaynaklarda bulunmayan bazı detaylar da yer alır.

Dinde otorite, farklı bağlamlarda farklı kişilere işaret edebilir: Tanrı: Dinde en yüce otorite olarak kabul edilir. Peygamberler: Tanrı'nın vahyettiklerini halka duyurur ve bu vahiylere uygun eylemlerde bulunmak zorundadır. Ulema ve meşayih: Dini, dini ilimleri ve irfanı temsil eden alimler ve manevi önderlerdir. Ümera (yöneticiler): Kamu sorunlarının çözümünde yetki sahibi olan, reis ve yargıç gibi otoriteleri temsil eden kişilerdir. Ayrıca, "dinin otoritesi" ifadesi, dinin kendisi, vahiy ve sünnet gibi unsurları da kapsar.

9. sınıf tarih ders kitabının 126. sayfası, farklı yayınevlerine göre çeşitli içerikler barındırabilir. Meb Yayınları: Bu yayınevine ait kitapta, sayfa 126'da "Boy", "Töre" ve "Kut" gibi terimler açıklanmış, ayrıca Türkiye'nin coğrafi bir ad olarak hangi bölgeler için kullanıldığı, Türklerin savaşlarda uyguladığı taktikler ve Türklerdeki egemenlik anlayışının sonuçları gibi konular ele alınmıştır. Biryay Yayınları: Bu yayınevine ait kitapta ise, Hz. Muhammed'in peygamberlikten vazgeçmesini isteyenlere karşı verdiği cevap değerlendirilmektedir. Daha fazla bilgi için ilgili yayınevine ait ders kitabı veya kaynaklardaki bağlamın incelenmesi önerilir.

"Can yakan, canının yanacağı günü beklesin" sözü, Hz. Muhammed'e atfedilmektedir. Ancak, bu sözün bir hadis olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Hilyelerde genellikle şu özellikler anlatılır: Fiziksel özellikler: Hz. Muhammed'in yüzü, gözü, boyu, bosu, yürüyüşü ve hareketleri tasvir edilir. Ruhi portre: Bazı eserlerde peygamberin ruhi yapısıyla ilgili özelliklere de yer verilir. Huyu ve davranışları: Cömertliği, ikram sahibi olması, şefkati, merhameti, gerektiğinde cesareti ve yumuşak huyluluğu gibi ahlaki özellikleri anlatılır. Ayrıca, zamanla diğer peygamberler, dört halife, din ve tarikat büyükleri için de hilyeler yazılmıştır.

Veda Tepesi, İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir çünkü Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) Medine'ye hicreti ve Tebük Gazvesi dönüşü sırasında sahabeler tarafından karşılandığı yerdir. Veda Tepesi'nin önemli olmasının bazı sebepleri: Hicret Sırasında Karşılama: Medineli ensar, Peygamber Efendimiz'i bu tepede karşılamış ve "Taleal Bedru Aleyna" (Ay doğdu üzerimize veda tepelerinden) dizelerini burada söylemiştir. Tebük Gazvesi Dönüşü: Tebük Gazvesi'nden dönen ordu, Medine'ye dönerken bu tepede karşılanmıştır. Ayrıca, Cahiliye döneminde, Medine'den taşraya gitmek isteyenler buradan uğurlandığı için tepeye "Uğurlama Tepesi" anlamına gelen Seniyyetü'l-Veda ismi verilmiştir.

"Dünyamı düzelt ki o benim geçim kaynağım olsun" ifadesi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.s.) Müslim, "Zikir", 71 numaralı hadisinde geçen bir duadan bir bölümdür. Bu duanın tamamı şu şekildedir: > "Allah’ım! Dinimi güzelce yaşat ki o benim güvencemdir. Dünyamı düzelt ki o benim geçim kaynağımdır. Ahiretimi hazırla ki o benim son durağımdır. Hayatımda her türlü hayrı ziyadesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her türlü şerlerden muhafaza eyle". Bu duada geçen "dünyamı düzelt" ifadesi, kişinin hayatını düzene sokma, geçim kaynaklarını artırma ve dünyevi işlerini yoluna koyma isteğini ifade edebilir.

9. sınıf tarih ders kitabı sayfa 121'de genellikle "Eski Çağ'dan bir medeniyet seçme ve bu medeniyetin aileye ve kadına verdiği değeri analiz etme" etkinliği yer alır. Örneğin, Meb Yayınları'na ait 9. sınıf tarih ders kitabında, sayfa 121'de şu sorular bulunur: İncelenen kaynaklardan hareketle Eski Çağ'dan bir medeniyet seçme. Seçilen medeniyetin aileye ve kadına verdiği değeri "Görüyorum, Düşünüyorum, Merak Ediyorum" (GDM) tablosunda analiz etme ve bunu arkadaşlarla paylaşma. Seçilen medeniyette yaşama durumunda yaşamı sürdürme biçimini ve gerekçelerini açıklama. Ayrıca, Ekoyay Yayınları'na ait 9. sınıf tarih ders kitabında sayfa 121'de, Hz. Muhammed'in kişisel özellikleriyle ilgili metinler ve bu metinlerin altına hoşgörü, güvenilirlik, doğruluk, adalet ve kararlılık gibi özelliklerin yazılması etkinliği yer alır.