Hikaye

Ana karakterin en güçlü olduğu zaman, genellikle hikayenin dönüm noktalarında veya ana çatışmaların yaşandığı anlarda gerçekleşir. Örneğin, "Solo Leveling" animesinde ana karakter Jin-Woo, seviye atlama yeteneği kazandıktan sonra hızla ezici bir güce ulaşır ve bu, hikayenin erken bölümlerinde büyük bir hareket kazandırır. Ayrıca, "Maou 2099" animesinde ana karakter Veltol, çevrim içi takipçiler kazandıkça gücünü artırır ve eski görkemine kavuşma yolculuğuna çıkar. Bu tür hikayeler, ana karakterin gücünü ve potansiyelini en belirgin şekilde sergilediği anları içerir.

Amumu, "Hüzünlü Mumya" olarak bilinen bir League of Legends şampiyonudur. Amumu, bir arkadaş bulabilmek amacıyla tüm dünyayı dolaşmaktadır. Amumu hakkında anlatılan hikayelerden bazıları şunlardır: Hasta imparator. Zorba imparator. Yordle imparator. Amumu'nun hikayesi, farklı kaynaklarda çeşitli şekillerde anlatılmaktadır.

Sordum Sarı Çiçeğe hikayesi, Yunus Emre'nin bir menkıbesine dayanır. Tapduk Emre, dervişlerinden her birinin en güzel çiçeği bulup getirmesini ister. Çiçek, Yunus'a şöyle der: "Benim vaktim doldu, soldum, kuruyup gideceğim; beni kopar da bir dervişin elinde hayatım sona ersin". Bu hikaye, Yunus Emre'nin çiçeklerin dilini anlama yeteneğini ve manevi olgunluğunu simgeler.

"Umutların Yeşerdiği Yer" (Where Hope Grows, 2014), kişisel sorunları nedeniyle beyzbol kariyerine ara veren Calvin Campbell'in, bir marketin manav reyonunda çalışan down sendromlu Produce ile arkadaş olduktan sonra hayatının nasıl değiştiğini anlatır. Produce, Calvin'e inancın ve sevginin iyileştirici gücünü hatırlatır.

"Sürücü ve aşk hikayesi" olarak bahsedilen iki farklı hikaye bulunmaktadır: 1. Acıklı Aşk Hikayesi: Bu hikaye, bir erkek ve kızın motosikletle gece gezintisine çıkmaları ve erkeğin fren arızasını kıza belli etmeden ondan son kez sarılmasını ve sevdiğini söylemesini istemesi üzerine kuruludur. 2. "Gerçek Sevginin Peşinde Koşmak" adlı hikaye ise, Ali adlı bir adamın eşini aldatması ve eşinin onu affetmesi üzerine kuruludur.

Wild Seas (La passagère) filminin konusu, bir balıkçı çiftine, şiddetli bir fırtınanın ortasında genç bir çırağın katılmasını anlatır. Kırklı yaşlarında, çocuksuz bir balıkçı çifti olan Chiara ve Antoine, Maxence adında, zengin bir aileden gelen bir çırağı evlerine kabul ederler. Filmin yönetmeni Héloïse Pelloquet, atmosfer ve nuans kullanımıyla gerçekçi ve romantik bir anlatım sunar.

"The Shrine: Lanetli Orman", 2010 yapımı bir Kanada filmidir. Özeti: Gazeteciler, kaybolan turistler hakkında haber yapmak için Polonya'ya gider. Kasabalılar misafirperver değildir ve grubu ormandaki sisli bir bölgeden uzak tutmaya çalışır. Sis içine giren gazeteciler, bir heykel keşfeder ve bu keşiften sonra tuhaf olaylar yaşamaya başlar. Köydeki tarikatın, içine şeytan giren insanlarla savaştığı ortaya çıkar. Film, korku ve gerilim unsurlarını içermekte olup, finalindeki sürprizle dikkat çeker.

"Truva" (Troy) filmi, İlyada destanını konu alır. Özeti: Helen'in kocası Kral Menelaus, karısının Truvalılar tarafından ele geçirildiğini öğrenince kardeşi Agamemnon'dan yardım ister. Agamemnon, bu durumu güç elde etmek için bir fırsat olarak görür ve 50.000 Yunanlıyla Truva'ya savaş açar. Yunanlı kahraman Aşil'in de desteğiyle Yunanlılar, yenilmez görünen Truvalılarla savaşa girer. Truva savaşının anahtarı, sadece kendi onuru için savaşan efsanevi savaşçı Achilles'tir. Film, yönetmen Wolfgang Petersen'in bakış açısıyla bu mücadeleyi ve kaderin hikayesini anlatır.

"Keloğlan - Kayıp Bebek" çizgi filminin konusu şu şekildedir: Keloğlan ve arkadaşları nehirde yüzerken, nehirde sürüklenen bir sepet içindeki bebeği fark ederler. Ancak bebeğin garip güçleri vardır; her ağladığında iklimde ve çevrede tuhaf değişimler olmaktadır. Bebek, Uzun ve Huysuz tarafından bulunur ve onların da başına bebek yüzünden tuhaf olaylar gelir (dolu, deprem, sel vb.). Keloğlan, bebeği adımopterle anne-babasını aramaya başlar.

Cassiopeia'nın hikayesi iki farklı bağlamda ele alınabilir: Yunan Mitolojisi: Cassiopeia, Etiyopya kraliçesidir. League of Legends Evreni: Cassiopeia, Noxus'un soylu ailelerinden Du Couteau'da doğar. Ayrıca, 2021 Anneler Günü için hazırlanmış, Cassiopeia'nın hikayesini anlatan ücretsiz bir sesli hikaye de bulunmaktadır.

"Hikayeler Serisi" kapsamında farklı sayıda kitap içeren seriler bulunmaktadır: Parıltı Yayıncılık'ın "Hikayeler Serisi", 40 kitaptan oluşmaktadır. Küçük Hikayeler Serisi, 6 kitaptan oluşmaktadır. Değerli Hikayeler Serisi, 6 kitaptan oluşmaktadır. Ayrıca, "Hikayeler Serisi 2-3-4. Sınıflar İçin" adlı kutu, 30 kitaptan oluşmaktadır.

Gesi Bağları türküsünün hikayesi şu şekildedir: Anadolu’da anne babasıyla yaşayan bir genç kız, Kayseri’nin Gesi kasabasına gelin gider. Bu durum kızın içine kor gibi düşer, anne özlemi onu yakar, kavurur. Kocasının ilgisizliği, kayınvalidesinin zulümleri altında günler geçer gider. Annesinden hiç haber alamadığı için çok üzülmekte ve kahrolmaktadır. Annesinin vefat ettiğini öğrenen gelin, hüznünden ötürü ve bu vesile ile Gesi'nin nadide bağları içerisinde ağlaya ağlaya Gesi Bağları türküsünü dile getirir ve bu şekilde dolaşır durur. Gesi Bağları türküsünün 64 beyti derlenmiştir. Gesi Bağları türküsü, Ahmet Gazi Ayhan tarafından derlenerek TRT Repartuarına, Kayseri Merkez Gesi Kasabası Türküsü olarak geçmiştir. Gesi Bağları türküsü ve sözlerinin ne zaman yazıldığı konusunda çok çeşitli kaynaklar ve bilgiler bulunmaktadır. Gesi Bağları türküsü ve sözleri, Kayseri ili, Melikgazi ilçesi Gesi beldesi yöresine aittir.

Hekimoğlu'nun hikayesi gerçek bir olaya dayanmaktadır. Hekimoğlu, asıl adıyla Hekimoğlu İbrahim, Samsun, Niksar, Tokat, Fatsa, Ordu dağlarında hüküm sürmüş bir halk kahramanıdır.

Dev Kazanı'nın hikayesi, içinde çakıltaşları olan bir akarsunun, şelaleden düştüğü alanlarda oluşturduğu derin oyuğun, suyun burgaç hareketiyle çakıl taşı ve kumları hareketlendirip üzerinde bulunduğu kayayı aşındırmasıyla şekillenir. Dev Kazanının oluşumunda, şelalenin üst kısmındaki dirençli kayaçlar ve alt kısmında bulunan az dirençli kayaçların bulunması önemlidir. Bazı Dev Kazanı örnekleri: Akdeniz Bölgesi'nde Manavgat, Kurşunlu ve Düden şelaleleri; Doğu Anadolu Bölgesi'nde Tortum (Erzurum), Sera (Trabzon), Muradiye (Van). Ayrıca, Morvan Bölgesi'ndeki Gouloux Şelalesi de etkileyici Dev Kazanları ile bilinir.

Rafadan Tayfa'da dehliz, mahalleyi yıkımdan kurtarmak amacıyla yapılan maceranın bir parçası olarak yer alır. Hikayeye göre, bir inşaat firması, deprem güvenliği raporu alarak mahalledeki evlerin sağlamlığını kontrol etmek için gelir ve bu nedenle mahalledeki tüm evleri yıkmak ister.

Evet, katil arılar ve karıncalar gerçek hikayelere dayanmaktadır. Katil arılar, 1950'lerde Brezilya'da bal üretimini artırmak için yapılan bir deney sonucu ortaya çıkan Afrikanize Katil Arılar olarak bilinen arı türüyle ilgilidir. Karıncalarla ilgili hikaye ise, İsmail Hakkı Bursevi'nin "Ruhul Beyan" tefsirinde yer alan ve bir arının karıncayı küçümsemesi ve ardından başına gelen olayları anlatan bir kıssadır.

"Dilber'in Sekiz Günü", küçük bir Anadolu kasabasında yaşayan Dilber'in, çocukluğundan beri âşık olduğu Ali tarafından reddedilişi ve başka bir kadına yönelmesiyle başlayan bir hikâyeyi anlatır. Filmin işlediği bazı temalar: toplumsal baskılar; imkânsız aşk; kadının kaderi. Dilber, hayallerinin yıkılmasıyla derin bir üzüntü yaşar ve ona yıllardır büyük bir sevgiyle bağlı olan Zekeriya'nın evlenme teklifini kabul etmek zorunda kalır. Film, izleyiciye hem hüzünlü hem de düşündürücü bir deneyim sunar.

Umutsuzluk ile ilgili kısa bir hikaye: Altın, o kadar mutsuz ve halsiz hissediyordu ki kendini; biran boğulacak, nefesi kesilecek sandı. Saat sabahın dokuzunu geçiyordu. Altın, böyle bulutlu, kasvetli havaları oldum olası hiç sevmezdi. Altın, dipsiz ve aykırı düşünceleriyle yaşam ve ölüm çizgisinde bocalamaya devam etti.

"Kara Kedi", Edgar Allan Poe tarafından yazılmış bir kısa öyküdür. Hikayenin konusu: Anlatıcı, küçüklüğünden beri hayvansever olduğunu ve eşi ile birlikte birçok evcil hayvana sahip olduklarını anlatır. Pluto adındaki kedileri, anlatıcının alkolik olmasıyla sorunlar yaşamaya başlar. Bir gece, sarhoş olan anlatıcı, kediyi uzaklaştırmak isterken kedi onu ısırır. Anlatıcı, öfkeye kapılıp kedinin bir gözünü çıkarır. Kedi, sahibini görünce korkup kaçmaya başlar. Anlatıcı, kediyi bahçeye çıkarıp asarak öldürür. O gece, anlatıcının evinde esrarengiz bir yangın çıkar ve anlatıcı, eşiyle birlikte kaçmak zorunda kalır. Ertesi gün, geriye kalan tek duvarda, kedinin boynundan sarkan bir resim görür. Bir süre sonra, Pluto'ya benzeyen bir kedi bulur. Bu kedi de bir gözü yoktur, ancak göğsünde büyük bir beyaz leke vardır. Anlatıcı, kediyi eve götürür ama bir süre sonra ondan nefret etmeye ve korkmaya başlar. Bir gün, kedi adamın ayaklarına dolanır ve anlatıcı, baltayla kediyi öldürmeye çalışır. Karısı onu durdurunca, anlatıcı baltayı kadının kafasına saplar. Cesedi saklamak için duvarı yıkar ve polis, kadının cesedini ve başında oturan kediyi bulur. Hikayenin anlatıcısı, akıl sağlığının yerinde olmadığını ima eder. Öykü, 19 Ağustos 1843'te The Saturday Evening Post adlı gazetede yayımlanmıştır.

"Kara Kedi", Edgar Allan Poe tarafından yazılmış bir kısa öyküdür. Hikayenin konusu: Anlatıcı, küçüklüğünden beri hayvansever olduğunu ve eşi ile birlikte birçok evcil hayvana sahip olduklarını anlatır. Pluto adındaki kedileri, anlatıcının alkolik olmasıyla sorunlar yaşamaya başlar. Bir gece, sarhoş olan anlatıcı, kediyi uzaklaştırmak isterken kedi onu ısırır. Anlatıcı, öfkeye kapılıp kedinin bir gözünü çıkarır. Kedi, sahibini görünce korkup kaçmaya başlar. Anlatıcı, kediyi bahçeye çıkarıp asarak öldürür. O gece, anlatıcının evinde esrarengiz bir yangın çıkar ve anlatıcı, eşiyle birlikte kaçmak zorunda kalır. Ertesi gün, geriye kalan tek duvarda, kedinin boynundan sarkan bir resim görür. Bir süre sonra, Pluto'ya benzeyen bir kedi bulur. Bu kedi de bir gözü yoktur, ancak göğsünde büyük bir beyaz leke vardır. Anlatıcı, kediyi eve götürür ama bir süre sonra ondan nefret etmeye ve korkmaya başlar. Bir gün, kedi adamın ayaklarına dolanır ve anlatıcı, baltayla kediyi öldürmeye çalışır. Karısı onu durdurunca, anlatıcı baltayı kadının kafasına saplar. Cesedi saklamak için duvarı yıkar ve polis, kadının cesedini ve başında oturan kediyi bulur. Hikayenin anlatıcısı, akıl sağlığının yerinde olmadığını ima eder. Öykü, 19 Ağustos 1843'te The Saturday Evening Post adlı gazetede yayımlanmıştır.