Görgü

Âdâb-ı muâşeretin önemi: Toplum içinde uyum: İnsanların birbirleriyle uyum içinde yaşamasını sağlar. Nezaket ve görgü: Toplumda nezaket, terbiye ve görgü kurallarını belirler. İslam ahlakı: İslam ahlakının bir parçası olup, Kur'an ve sünnet çizgisinde yaşamayı teşvik eder. Evrensel değerler: Zamandan zamana, mekandan mekana değişmeyen evrensel hayat düsturlarını temsil eder. Edep ve muaşeretin önemi: İyi huylar: Edep, iyi huylar, güzel davranışlar ve her konuda haddini bilip sınırı aşmamak anlamına gelir. Sosyal yaşam: Sosyal yaşamda insanların kendisine davet olunan hayır, zarâfet, usluluk ve güzel ahlâkı temsil eder. Dini ölçü: İslam'a göre ahlâk âdâbının temel ölçüsünü Allah'ın koyduğu ölçüler belirler.

"Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış" atasözü, görgüsüz kişinin, görgülü kişinin yaptığını yapmaya kalkışırsa beceremeyeceği ve kendisinin doğal davranışını da yitirerek gülünç duruma düşeceği anlamına gelir. İnsanlar, büyüdükleri çevreden ilk eğitimlerini alırlar ve bu süreçte davranışları, bilgi ve becerileri şekillenir.

Çorba içerken tabağa eğilmemek, görgü kurallarına uygun bir davranış olarak kabul edilir. Ayrıca, çorbanın son damlalarını almak için tabağı eğmek yerine, kaşıkla nazikçe sıyırmak, çorbanın dibinin sıyrılmak için tabağın altının çizilmesini önler.

Nate Diaz, parmak işareti yaparak rakibine küfür ettiğini düşündüğünü ifade etmektedir. Diaz, 2016 yılında verdiği bir röportajda, "Orta parmağımı kaldırıp 'F--- you' (S--- seni) diyorum ve onlar sanki dövüşmüyormuşuz gibi davranıyorlar. Ayrıca, Diaz'ın dövüşler sırasında parmak işareti yapması, onun kışkırtıcı ve agresif bir dövüşçü olarak tanınmasına katkıda bulunmaktadır.

Fenni adab, bir iş veya sanata, bir hal veya davranışa özgü özel kuralları ve incelikleri ifade eden bir terimdir. Bu bağlamda, "adab" genel olarak dinî ve sosyal ilimlerde uyulması gereken görgü kurallarını ve ahlaki esasları kapsar.

Sosyal davranış kuralları altı ana kategoriye ayrılır: 1. Din kuralları. 2. Ahlak kuralları. 3. Örf ve adetler. 4. Görgü kuralları. 5. Hukuk kuralları. 6. Saygı ve nezaket kuralları. Bu kurallar, toplumun sağlıklı işleyişini, barış ve huzurunu sağlamak amacıyla çeşitli sosyal çevrelerde uygulanır.

El sıkışma çeşitleri ve anlamları şu şekilde incelenebilir: Eşit statüde tokalaşma: Dengeli ve güven veren bir el sıkışma türüdür. Üstünlük belirten tokalaşma: Avuç içleri yere bakar şekilde yapılan el sıkma şeklidir. Boyun eğen tokalaşma: Parmak uçlarının diğer kişinin avucuna bırakılarak yapılan el sıkma çeşididir. Sandviç tokalaşma: Kişinin bir eliyle tokalaşırken diğer eliyle de karşı tarafın elinin üstünü kapatarak tokalaşmasıdır. Sonradan görme tokalaşması: Elinin ucuyla sanki pis bir şey tutar gibi karşısındakinin parmak uçlarını hafifçe tutarak yapılan tokalaşma şeklidir. El sıkışma şekillerinin anlamları, kültürden kültüre farklılık gösterebilir.

Evet, âdâb-ı muâşeret ve adap aynı anlama gelir. Âdâb-ı muâşeret, "insana toplum içerisinde yaşamak için gerekli olan nezaket kurallarını öğreten, insani ilişkilerde uyulacak şekil ve ölçüleri ortaya koyan ve şahsı toplum içerisinde saygı ve hürmete layık kılan davranış şekilleri" olarak tanımlanır. Adap ise, "edep" kelimesinin çoğuludur ve iyi ahlâk, güzel terbiye, utanma, zarâfet, usluluk, insanlara kavlen ve fiilen güzel davranışta bulunmak gibi anlamlara gelir.

Görgülü ve görgüsüz arasındaki bazı farklar şunlardır: İletişim tarzı. Sosyal davranışlar. Toplumsal hassasiyet. Kişisel bakım ve temizlik. Kriz anlarındaki tepki. Genel hayat anlayışı.

Sofraya hep birlikte oturmak, sofra adabı ve görgü kuralları arasında yer alır. Bu kural, aynı zamanda ev sahibi veya ailenin büyüğüne göre ayarlama ilkesiyle de ilişkilidir; ev sahibi ya da davetteki en büyük kişi sofraya oturmadan masaya oturulmaz ve aynı şekilde ev sahibi ya da evin büyüğü sofradan kalkmadan masadan kalkılmaz.

Çin'de bazı görgü kuralları: Selamlaşma: Çinliler, özellikle yabancılarla tokalaşır veya hafif bir baş sallamayla, belki de belden değil omuzdan bir reveransla birbirlerini selamlarlar. Kartvizit Kullanımı: İş dünyasında çift taraflı kartvizit alışverişi yapılır, kart iki elle alınıp verilmelidir. Bedensel Temas: Yabancılar arasında sarılmak, omzunu okşamak veya öpmek gibi bedensel temaslar olumsuz algılanır. Yemek Adabı: Yemek çubuklarıyla yemek yerken tabak ağız yakınına tutulur, yemeğe başlamadan önce herkesin sofraya oturması ve ev sahiplerinin yemeğe başlaması beklenir. Mianzi Kültürü: İtibar ve saygınlığı temsil eden "mianzi" kültürüne göre, yaşlılara saygı göstermemek, davetleri geri çevirmek veya birinin yalanını yüzüne vurmak gibi davranışlar mianzi kaybına yol açar. Hediye Seçimi: Hediye olarak beyaz çiçekler hariç tutulur, çünkü beyaz ölüm rengi olarak kabul edilir. Çin'de görgü kuralları, Asya kültürünün kökenlerinden gelen gelenekleri içerir ve iş dünyası da dahil olmak üzere davranış kurallarına uyumu önemser.

Nezaket ve görgü kuralları animasyonu, bu kuralların eğlenceli ve görsel bir şekilde tanıtıldığı, genellikle eğitici amaçlı hazırlanan videolar olarak tanımlanabilir. Bu tür animasyonlar, YouTube gibi platformlarda bulunabilir. Örneğin, "Nezaket Kuralları Animasyon / Hayat Bilgisi" başlıklı bir video mevcuttur. Nezaket ve görgü kuralları, toplum içinde uyulması gereken, yazılı olmayan kurallardır ve saygı, anlayış gibi değerleri içerir.

El sıkışırken iki elin tutulmasının birkaç nedeni vardır: İçtenlik ve güven göstergesi: İki elle tokalaşma, karşıdaki kişiye iyi niyet ve güven duygusu göstermenin işareti olarak yorumlanır. Empati ve destek: Bu tür tokalaşmalar, kişinin karşısındaki insanı anlamak için çaba göstereceğine ve destek vermek istediğine işaret eder. Yakınlık ve samimiyet: İki elle tokalaşma, yakın arkadaşlar veya akrabalar arasında kabul edilebilir ve duygusal bağı güçlendirir. Ancak, bu tür bir tokalaşma yabancılarla yapıldığında yanlış anlaşılabilir ve çıkar beklentisi olarak görülebilir.

Görgü kurallarının yazılı ve sözlü kurallarından bazıları şunlardır: Yazılı kurallar: Kıyafet kurallarına uymak. Toplantılara tam zamanında gelmek. Telefonun çok gerekmedikçe kapalı veya sessiz konumda tutmak. Sözlü kurallar: Normal bir hızda konuşmak, ne çok hızlı ne çok yavaş. Konuşmayı bitirirken geçerli bir neden öne sürmek. İltifat ederken içten ve samimi olmak. Birini eleştirirken onun duygularını göz önünde bulundurmak ve özel olarak konuşmak. "Lütfen" ve "Teşekkür ederim" demeyi unutmamak. Öksürürken, aksırırken veya esnerken ağzı mendil, peçete veya elle kapatmak. "Sen" değil, "siz" diye hitap etmek. Özel meseleleri, başkalarının duyabileceği şekilde yüksek sesle ve kalabalık ortamlarda konuşmamak. İnsanların sık kullandığı yol, köprü gibi yerlerde beklenmemek ve oturulmamak. Yemekten önce ve sonra elleri mutlaka yıkamak. Masada iken asla dişleri karıştırmamak; çok gerekli ise lavaboya gitmek. Masadaki yiyecekleri, suyu vb. uzatırken önce sağına vermek. Ekmek ve su alırken, kendine almadan önce başkalarına teklif etmek. Konuklara hizmet etmek, hizmet etmemek.

2024-2025 eğitim öğretim yılında, 7. sınıfta Görgü Kuralları ve Nezaket dersi haftada 2 ders saati okutulmaktadır. Bu ders, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda seçmeli olarak alınabilir, ancak öğrenci bu dersi en fazla iki kez seçebilir.

Görgü kuralları ile ilgili hikaye örnekleri arasında şunlar sayılabilir: Hasan'ın Hikayesi. Selin'in Hikayesi. Karagöz'ün Hikayesi. Sırnaşık'ın Hikayesi.

Görgü ve nezaket arasındaki temel farklar şunlardır: Odak Noktası: Görgü, dışsal kurallara ve davranış biçimlerine odaklanır. Nezaket, bir kişinin içsel tutumunu ve başkalarına karşı duyduğu saygıyı ifade eder. Bireysel ve Toplumsal: Nezaket, genellikle bireysel ilişkilerde önemlidir. Görgü, toplumsal normlar ve sosyal etkileşimlerde ön plana çıkar. Örnekler: Nezaket: İnsanları ismiyle hitap etmek, başkalarına ilgi göstermek, teşekkür etmek. Görgü: Sofra adabına uymak, ziyaretlerde misafire uygun şekilde davranmak, iş yerinde uygun dil kullanmak.

Tokalaşırken parmak kaldırmak, bir toplulukta söz istemek için işaret parmağını açık bırakarak kapalı eli yukarı kaldırmak anlamına gelir. Ayrıca, olumlu oy vermek için el kaldırmak anlamında da kullanılır.

Ayak ayak üstüne atmanın ayıp olarak görülmesinin sebebi, kültür ve geleneklere dayanan bir saygı anlayışıdır. Türk kültüründe, büyüklerin karşısında ayak ayak üstüne atmak, karşıdaki kişi tarafından saygısızlık olarak görülür. Avrupa ülkelerinde ise bu hareket normal karşılanır. Ayrıca, bazı durumlarda ayak ayak üstüne atmak, bir dinlenme veya büyüklük alameti olarak da kabul edilebilir.

Yemek konusunda gösterişten uzak durma, sofra adabı kavramıyla ilgilidir. Sofra adabı, yemek yeme süreçlerinde davranışlarımızı yönlendiren kurallar bütünü olarak tanımlanabilir.