• Buradasın

    Feminizm

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Mackinnon'a göre devlet nedir?

    MacKinnon'a göre devlet, kadınların ezilmişliği üzerine kurulmuştur. MacKinnon, devletin toplumsal cinsiyet hiyerarşisi içindeki rolünü incelemediğini ve bu nedenle kadınların çıkarlarını gözetmediğini savunur.

    İkinci cins ne anlatıyor?

    "İkinci Cins" (Le deuxième sexe) kitabı, Simone de Beauvoir tarafından 1949 yılında yazılmış ve kadınların toplumdaki ikincil konumunu ele almaktadır. Kitapta anlatılan ana konular şunlardır: Kadın Doğası: Beauvoir, kadınların doğuştan değil, sonradan kadın olduklarını savunur. Ötekilik: Kadınlar, erkekler tarafından "öteki" olarak tanımlanır ve bu durum onlara daha az değer verilmesine ve daha az fırsat sunulmasına neden olur. Ataerkil Toplum: Ataerkil toplumun kadınların ikincil konumuna yol açtığını ve erkeklerin iktidar ve ayrıcalık sahibi olduğunu vurgular. Kadın Özgürlüğü: Beauvoir, kadınların toplumsal cinsiyet normlarından kurtularak özgürleşebileceklerini öne sürer. Bu eser, feminist teori ve hareket için temel bir kitap olarak kabul edilir.

    Feminist film türü nedir?

    Feminist film türü, kadın deneyimlerini, toplumsal cinsiyet rollerini ve patriyarkal yapıya karşı eleştirileri merkeze alan bir anlatı biçimidir. Bu tür filmlerde genellikle: Kadın karakterler, sadece yan karakter olarak değil, kendi hikayelerinin merkezinde yer alır. Kadınların karmaşık, özerk ve derinlikli portreleri çizilir. Klişeler kırılarak kadınların eşitlikçi bir dünyada kurgulanması hedeflenir. Öne çıkan feminist filmler arasında "Vecide", "Persepolis", "Fried Green Tomatoes", "Suffragette" ve "The Hours" gibi yapımlar bulunmaktadır.

    Feministler patriyarkayı nasıl tanımlar?

    Feministler, patriyarkayı toplumda erkeklerin egemen olduğu, kadınların ise ikincil konumda kaldığı bir sistem olarak tanımlarlar. Bu sisteme göre: Erkekler, iş, ev, kamusal alan fark etmeksizin kadınlar ve LGBTİ+’lar üzerinde kontrol uygular. Toplumsal cinsiyet rolleri ve normları katı bir şekilde tanımlanır. Kadınlar, sosyal statü, gelir, eğitim ve fırsatlara erişim gibi alanlarda dezavantajlı konumda bulunur. Patriyarka, feminist hareketlerin temel eleştiri noktalarından biridir ve bu sistem, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi ile sorgulanmakta ve yavaş yavaş değişime uğramaktadır.

    Iron Jawed Angels ne anlatıyor?

    "Iron Jawed Angels" filmi, 1910'larda Amerika'daki kadın hakları mücadelesini konu almaktadır. Filmde, kadın hakları savunucuları Alice Paul ve Lucy Burns'ün hikayeleri anlatılmaktadır. Diğer önemli karakterler arasında Carrie Chapman Catt, Inez Milholland ve Ben Weissman bulunmaktadır.

    Aldatılan kadın ne hisseder kitap?

    Aldatılan kadınların duygularını ele alan bazı kitaplar şunlardır: "Kurtlarla Koşan Kadınlar" - Clarissa Pinkola Estés. "Kendine Ait Bir Oda" - Virginia Woolf. "Kadının Adı Yok" - Duygu Asena. "Aldatılan Kadının Kılavuzu" - İlhan Uçkan. Ayrıca, "Aldatan Kadınlar Anlatıyor" kitabı, kadınların aldatma deneyimlerini, nedenlerini ve sonuçlarını gerçek hikayelerle ele alır.

    Siyah feminizm nedir?

    Siyah feminizm, özellikle Afrikalı Amerikalı kadınların deneyimlerine odaklanan bir feminizm dalıdır. Bu hareket, ırkçılık, cinsiyet eşitsizliği ve sınıfçılık ile diğer sosyal kimlikler arasındaki kesişimselliği vurgular. Ayrıca, siyah feminizm terimi, beyaz feminist hareketin siyah kadınların sorunlarını genellikle göz ardı etmesine veya marjinalize etmesine bir tepki olarak da ortaya çıkmıştır.

    Wonder Woman'ın gerçek hikayesi filmi hangisi?

    Wonder Woman'ın gerçek hikayesini anlatan film, "Professor Marston and the Wonder Women" olarak bilinmektedir. Film, Wonder Woman karakterinin yaratıcısı Dr. William Moulton Marston'ın hayatını ve onun üç kadınla (Elizabeth Holloway Marston, Olive Byrne ve Margaret Sanger) birlikte geliştirdiği feminist ideolojiyi konu almaktadır.

    Dünyanın Sonundan Çok Da Bir Şey Beklemeyin ne anlatıyor?

    "Dünyanın Sonundan Çok Da Bir Şey Beklemeyin" (Do Not Expect Too Much from the End of the World) filmi, iki bölümden oluşan ve iki Angela'nın hikayesini anlatan bir feminist komedi olarak tanımlanmaktadır. Filmde, uykusuzluktan perişan film prodüksiyon asistanı Angela, çokuluslu bir şirket adına iş güvenliği konulu bir video çekmek için arabasıyla Bükreş sokaklarını arşınlamaktadır. Bu benzersiz film, sinema, kapitalizm, emek ve tarihi komik sürprizler ve absürt anlarla ele almaktadır.

    8 marta aid mahnılar nelerdir?

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne özel bazı şarkılar: Özlem Tekin - Dağları Deldim; Nil Karaibrahimgil - Pırlanta; Şebnem Ferah - Deli Kızım Uyan; Ajda Pekkan - Sana Ne Kime Ne; Sertab Erener - Bastırın Kızlar; SesVerSus - Kadınlar Günü Özel Potpuri; Pamela - Çok Güçlü Olmak Lazım; Sezen Aksu - Ünzile; Tanju Okan - Kadınım; Burcu Tatlıses - Olmazların Kızları. Ayrıca, Helen Reddy - I Am Woman, Beyoncé - Run the World (Girls), Joan Baez - Bread and Roses, Aretha Franklin - Respect gibi uluslararası şarkılar da bu temayı işlemektedir.

    Andree Michel feminizm nedir?

    Andrée Michel'e göre feminizm, "kadınların toplum içindeki rolünü ve haklarını genişletmeyi öngören bir doktrindir". Michel, 1970'lere gelindiğinde feminizmin tanımının yalnızca öğretiyi değil, eylemi de içermesi gerektiğini belirtmiştir. Feminizm, kadınların haksızlığı, biçareliği ve müsavatsızlığı kaldırarak yerine ahlakın, vicdanın muhakemesiyle yeni ve insani bir teşkilat kurmayı ve heyet-i içtimayilerde, ailelerde samimi bir muvazenet tesis etmeyi amaçlar.

    Elifege ne iş yapar?

    Elif Ege adında iki farklı kişi bulunmaktadır ve her birinin mesleği farklıdır: 1. Elif Ege (FeministBellek): Feminist ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüsüdür. 2. Elif Tuğçe İncedere: Show TV'nin "Gelin Evi" yarışmasında yer alan bir yarışmacıdır ve profesyonel olarak pilates eğitmenliği yapmaktadır.

    Feminist hikayesi ne anlatıyor?

    Feminist hikayeleri, genellikle kadınların toplumsal, siyasi ve bireysel haklarını ele alan, cinsiyet ayrımcılığına karşı duran ve kadın özgürleşmesini savunan konuları işler. Bu tür hikayelerde işlenen bazı temalar: Kadın dayanışması: Kadınlar arasındaki iktidar ilişkileri ve birlikte mücadele etme. Ataerkil toplumun eleştirisi: Erkek egemen düşünce yapısı ve cinsiyet temelli rollerin sorgulanması. Kişisel deneyimler: Kadınların yaşamlarındaki zorluklar, baskılar ve bu durumlarla başa çıkma yolları. Öne çıkan feminist hikayelerden bazıları: Memduh Şevket Esendal'ın "Feminist" hikayesi: Yabancı bir kelimenin anlamını bilmeyen memurların eleştirisi üzerinden kültürel donanımı ve bilgisizliği konu alır. Hatice Bilen Buğra'nın "Mal Sahibi" hikayesi: Kırsal kesimde yaşayan ve kocasının terk etmesiyle üç çocuğuyla geçim derdine düşen bir kadının hikayesi üzerinden kadının toplumdaki yerini ve ezilmişliğini anlatır.

    Feminist sağlık anlayışı nedir?

    Feminist sağlık anlayışı, kadınların sağlık sorunlarının değerlendirilmesinde biyolojik özelliklerin yanı sıra sosyal ve kültürel faktörleri de dikkate alan bir yaklaşımdır. Bu anlayışa göre: Kadının kendi sağlığı için en iyi kararı kendisi verebilir ve bu, temel bir insan hakkıdır. Aydınlatılmış onam tüm tıbbi tanı ve tedavi süreçlerinde gereklidir. Güçlendirme, kadınların kendi sağlıklarının savunucusu olabilmeleri için yeterli bilgi ve beceriye sahip olmaları anlamına gelir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve diğer baskı biçimleri, sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratır ve bu etkilerin azaltılması veya üstesinden gelinmesi için uygun bir yapı sunar. Ayrıca, feminist sağlık anlayışı, tıbbi modelin kadını sorunlu parçaları düzeltilmesi gereken bir nesne olarak görmesini eleştirir ve toplumsal modelin sakatlığın toplumsal inşasını vurgular.

    Virginia Woolf'un en iyi kitabı hangisi?

    Virginia Woolf'un en iyi kitabı konusunda kesin bir görüş yoktur, ancak bazı eserleri öne çıkmaktadır: 1. "Mrs. Dalloway" (1925). 2. "Deniz Feneri" (1927). 3. "Orlando: Bir Biyografi" (1928). 4. "Kendine Ait Bir Oda" (1929). 5. "Dalgalar" (1931).

    Adalete erişimin kolaylaştırılması için feminist ilkeler nelerdir?

    Adalete erişimin kolaylaştırılması için feminist ilkeler şunlardır: Ayrımcı yasaların ortadan kaldırılması. Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın önlenmesi. Adli yardımın genişletilmesi. Kadınların karar mekanizmalarına katılımı. Toplumsal cinsiyet farkındalığının artırılması. Erişilebilirlik ve farkındalık.

    Lana Del Rey Peppers ne anlatıyor?

    "Peppers" şarkısı Lana Del Rey tarafından, Tommy Genesis'in katılımıyla, dokuzuncu albümü "Did You Know That There's a Tunnel Under Ocean Blvd" için kaydedildi. Şarkının hikayesi şu temaları işliyor: - Basit zevklerin tadını çıkarmak: Dans etmek, müzik dinlemek ve sevdikleriyle vakit geçirmek gibi hayatın küçük mutluluklarını kutlamak. - Cesur ve korkusuz bir tutum: Şarkının nakaratında geçen "Hands on your knees, I'm Angelina Jolie" ifadesi, korkusuz feminizmi ve kendine güvenmeyi simgeliyor. - Risk almak: Şarkının sözlerinde, COVID-19'a rağmen sevgilisiyle öpüşmek ve çıplak dans etmek gibi cesur eylemler anlatılıyor. Ayrıca, Red Hot Chili Peppers'a yapılan gönderme, şarkının bu grubun müziğinden ilham aldığını gösteriyor.

    Simone De Beauvoir'ın en önemli kitabı nedir?

    Simone de Beauvoir'ın en önemli kitabı, 1949 yılında yazdığı "İkinci Cins" (Le Deuxième Sexe) adlı eseridir.

    Feminist adalet ilkeleri nelerdir?

    Feminist adalet ilkeleri, cinsiyet eşitliği ve kadın haklarına odaklanan bir perspektiften adalet kavramını ele alır. Bu ilkeler şunlardır: 1. Toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanması: Geleneksel cinsiyet rollerinin eleştirilmesi ve kadınların toplumdaki yerlerinin yeniden değerlendirilmesi. 2. Kadınların deneyimlerinin merkeze alınması: Ahlaki kararların ve hukuki düzenlemelerin kadınların yaşadığı gerçekliklere dayanması. 3. Eşit fırsatların sağlanması: Kadınların eğitim, istihdam ve siyasi alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip olması. 4. Ayrımcılığın ortadan kaldırılması: Cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılık ve şiddetin önlenmesi. 5. Pozitif ayrımcılık: Kadınların eşitliğini sağlamak için gerekli durumlarda pozitif ayrımcılık yapılması.

    Mrs. Dalloway ne anlatıyor?

    Mrs. Dalloway, Virginia Woolf'un 1925 yılında yayımlanan romanı, Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere'sinde kurgusal bir üst sınıf kadını olan Clarissa Dalloway'in hayatından bir günü anlatır. Romanda işlenen konular arasında feminizm, eşcinsellik, varoluşçuluk ve zihinsel problemler bulunur. Olay örgüsü, Clarissa'nın akşam vereceği parti için çiçek almak üzere dışarı çıkmasıyla başlar ve onun düşünceleri ile geçmiş ve günümüz arasında gidip gelen bir anlatımla devam eder.