EskiDönemler

İlk kılıç, M.Ö. 3000 yılında Mısır ve Mezopotamya'da ortaya çıkmıştır. Bu dönemde yapılan kılıçlar, genellikle bronz gibi metallerden yapılmaktaydı.

Çavuşin köyünün tarihi binlerce yıla dayanmaktadır. Köyün bilinen tarihi, Roma, Bizans (Doğu Roma), Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar uzanmaktadır. Köyün adı, 1522 yılı kayıtlarında "Çavuşini" olarak geçmektedir. Günümüzde Çavuşin, Kapadokya Bölgesi'nde yer alan en eski tarihi geçmişe sahip köylerden birisidir.

İlk tarih kitabının ne zaman yazıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bilinen en eski düzenli tarih yazımı Antik Yunan'da ortaya çıkmıştır. Herodotos'un "Tarihler" adlı eseri, MÖ 484-425 yılları arasında yazılmış olup, ilk eleştirel tarih çalışması olarak kabul edilir. Sima Qian'ın "Shiji" (Büyük Tarihçinin Kayıtları) adlı çalışması ise MÖ 100 civarında yazılmış ve ilk profesyonel Çin tarihyazımı örneği olarak öne çıkmaktadır. Tarihin ilk yazılı metinlerinin ise Sümerler tarafından MÖ 3500 civarında yazıldığı düşünülmektedir.

Çömlekçiliğin ilk örnekleri, M.Ö. 7000'li yıllara dayanan Neolitik döneme aittir. Bu dönemde çömlekler, sargı-dolama usulü ile elde şekillendiriliyor ve pişirim genellikle açık ateşte yapılıyordu. Çömlekçi çarkının kullanımı ise M.Ö. 3000 yılında başlamış, bu sayede toprağa çarkta şekil verilmeye başlanmıştır. Anadolu'da çarklı çömlekçiliğe ait ilk bulgular, Kayseri yakınlarındaki Alişar, Boğazköy ve Truva'da ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise Eskişehir, İzmir, Manisa, Bilecik, Nevşehir, Bursa, Balıkesir, Menemen, Kütahya, Konya, Diyarbakır, Adapazarı ve Avanos gibi birçok bölgede çömlekçilik faaliyetleri devam etmektedir.

Fenikelilerin üç harfi şunlardır: 1. Aleph (ʼ א) - Öküz. 2. Beth (b ב) - Ev. 3. Gimel (g ג) - Deve. Bu harfler, Fenike alfabesinin temel harflerindendir ve her biri bir sesi temsil eder.

Hasanoğlan heykelciği, yaklaşık olarak MÖ 3. bin yılın sonlarında veya 2. bin yılın başlarında yapılmıştır. Bu tarih, heykelciğin bulunduğu yer olan Hasanoğlan'ın, Ankara'nın Elmadağ ilçesine bağlı olduğu ve 1951 yılında keşfedildiği bilgisiyle de doğrulanmaktadır.

Eski Çağ, insanlık tarihinin başlangıcından erken dönem Orta Çağ'a kadar uzanan zaman dilimindeki belirgin kültürel ve siyasi olayları konu alır. Eski Çağ'ın bazı özellikleri: Yazının bulunması: Eski Çağ, yazının bulunuşuyla başlar ve bu nedenle Yunan-Roma döneminden daha eskiyi kapsar. Kent uygarlığının oluşması: Kalıcı etkiler arasında kent uygarlığının oluşması yer alır. Devlet kavramı: Devlet kavramı ve teşkilatının gelişmesi. Zihinsel kültür: Güçlü bir zihinsel kültürün ortaya çıkması. Eski Çağ, "Eski Doğu" ve "Eski Batı" olarak iki grupta incelenir.

Türklerin en eski tarihi, MÖ 3000 yıllarına kadar indirilebilmektedir. Bazı tarihçilere göre, Türklerin başlangıcı olarak kabul edilen olaylar şunlardır: Koyun yetiştiriciliğine başlama: Türkleri oluşturacak insan topluluklarının MÖ 6000'lerde koyun yetiştiriciliğine başladığı düşünülmektedir. Afanasiyevo ve Andronovo kültürleri: Türklerin atalarının MÖ 2500 ile MÖ 1700 yılları arasındaki Afanasiyevo kültürü ile ortaya çıktığı ve MÖ 1700 ile MÖ 1200 yılları arasındaki Andronovo kültürü ile devam ettiği savunulur. Diğer bir görüşe göre ise, Türklerin tarih sahnesine ilk çıktıkları düşünülen bölge, günümüzde Hakasya, Rusya sınırları içerisindedir.

Tarih öncesi demir çağı, demirin çeşitli alet ve silah yapımında esas malzeme olarak kullanıldığı bir arkeolojik devirdir. Demir Çağı, genellikle Bronz Çağı'nın ardından gelir ve demir aletlerin ve silahların üretiminde bir artışla karakterize edilir. Demir Çağı'nın bazı özellikleri: Tarımın gelişmesi. Yerleşik toplumlar. Toplumsal değişim. Ticaret ağlarının genişlemesi. Demir Çağı, farklı bölgelerde farklı zaman dilimlerini içerebilir.

Eskiden tuvalet yerine kullanılan bazı şeyler: Taşınabilir tuvaletler: Antik Yunan ve Roma'da seramik veya metal kaplar kullanılırdı. Doğal malzemeler: Kar, taşlar, tahta çubuklar, deniz kabukları ve bitkiler. Paçavralar: Erken Amerika ve Avrupa'da insanlar, tuvalet sonrası kendilerini silmek için eski bez parçaları kullanıyorlardı. Su: Hindistan, Afrika ve Arap ülkelerinde insanlar geleneksel olarak su ile temizleniyordu. Çin'de toplu tuvalet kağıdı üretimi on dördüncü yüzyılda başladı, ancak Batı dünyasında tuvalet kağıdı 1800'lerin ortalarında yaygınlaştı.

Dikiş dikmenin ilk ne zaman bulunduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, dikişin tarihi insanlığın tarihi kadar eski kabul edilir. İlk dikiş izlerine yaklaşık 25.000 ila 30.000 yıl önce rastlanmıştır. Dikiş makineleri ise ilk olarak 18. yüzyılın sonlarında İngiltere'de icat edilmiştir.

Eski çağlarda cerrahi, genellikle basit ve ilkel yöntemlerle yapılırdı. Bazı örnekler: Trepanasyon: Epilepsi, kafa travması veya şiddetli migren gibi durumlarda, kötü ruhu serbest bırakmak için kafatasında delik açma işlemi. Amputasyon: Yaralı uzvun kesilmesi. Kırık ve çıkık tedavileri: Apse drenajı, kırık ve yanık tedavileri gibi işlemler. Sihir ve büyü uygulamaları: Hastalıkların doğaüstü güçlerden kaynaklandığına inanıldığı için sihir ve büyü gibi uygulamalar da yapılırdı. Eski çağlarda öne çıkan medeniyetlerde cerrahi: Mısır: Temizlik ve hijyene önem verilirdi, koterizasyon yaygındı. Yunanistan: Hipokrat'ın "Cerrahi Üzerine" adlı eserinde cerrahi teknikler ve tedavi basamakları anlatılmıştır. Roma: Cerrahi, özellikle savaş yaralanmalarının tedavisinde gelişmiştir.

Yazının bulunmasından önceki döneme Tarih Öncesi Çağlar denir. Bu çağlar, kullanılan aletlerin materyallerine göre sınıflandırılır: Taş Devri: Kaba Taş (Paleolitik), Yontma Taş (Mezolitik), Cilalı Taş (Neolitik). Maden Devri: Bakır (Kalkolitik), Tunç, Demir.

Eğrigöz'ün tarihi M.Ö. 2300'lere kadar uzanmaktadır. Eğrigöz ismi yazılı kaynaklarda ilk defa 1181 tarihli Anna Komini'nin "Aleksiad" adlı eserinde geçmiştir. Eğrigöz, 1924 yılında Cumhuriyetle beraber Emet kasabası tarafından ilçe merkezi yapılmış ve Eğrigöz köy olarak günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir. Bu bilgilere göre, Eğrigöz'ün yaklaşık 2500 yıllık bir tarihi vardır.

Eski uygarlıklarda sayılar çeşitli yöntemlerle modellenmiştir: Antik Mısır: Sayılar, hiyerogliflerle ifade edilmiştir. Sümerler: Sayı sistemi altmışlık (60) tabanlıdır. Mayalar: Yirmilik sayı sistemi kullanmışlardır. Ayrıca, eski uygarlıklarda sayılar, çetele çubukları, tahtaya çentik atma veya iplere düğüm atma gibi yöntemlerle de kaydedilmiştir.

İlk ambalajın ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, ilk paketler antik çağlarda doğal malzemelerle yapılmıştır. Bu malzemeler arasında saz sepetler, şarap tulumları, ahşap sandıklar, çanak çömlek vazolar, seramik amforalar, ahşap fıçılar ve dokuma çantalar bulunur. İlk ambalaj malzemesi olarak kağıdın kullanımı ise Çin'de MÖ birinci veya ikinci yüzyılda görülmüştür.

Eski taş aletler, çakmak taşı, obsidyen ve kuvars gibi doğal malzemeler kullanılarak, yontma ve sürtme gibi basit teknolojilerle yapılmıştır. Oldowan ve Aşölyen teknolojileri, Paleolitik dönemde kullanılan en eski taş alet teknolojileridir. Orta Paleolitik dönemde, insanlar hazır çekirdek tekniği gibi daha sofistike yöntemler geliştirmiştir. Üst Paleolitik dönemde, taş işçiliği en büyük gelişimine ulaşmış, yontma teknolojisinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Ayrıca, kemik, boynuz, lif, deri ve ahşap gibi organik malzemeler de alet yapımında kullanılmıştır.

Tarihteki en eski sanatçı olarak Enheduanna kabul edilir.

Mitos, Eski Yunan dilinde "söz" veya "öykü" anlamına gelir. Felsefe, psikoloji, sosyoloji ve mantık terimi olarak ise mitos, tanrıların tarihçesini, dünyanın yaratılışını, tanrıların hayatlarını ve tabiatüstü varlıkları anlatan, inanç ve duygulara dayanan eski dönemlere ait masallardır. Ayrıca, bir edebiyat terimi olarak mitos, tarih öncesi dönemleriyle ilgili tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanların yaşamlarını ve serüvenlerini anlatan, bir toplumun inançlarını, duygularını ve eğilimlerini dolaylı bir biçimde yansıtan efsanedir.

Hammurabi Kanunları, MÖ 1760 yılı civarında Babil Kralı Hammurabi tarafından yazdırılmış, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı yasalarından biridir. Bazı önemli maddeler: Suç ve ceza: Bir adam başka birini cinayetle suçlarsa ve bunu kanıtlayamazsa, kendisi idam edilir. Yalancı şahitlik: Bir kimse bir davada yalancı şahitlik yaparsa veya verdiği şahitliği ispat etmezse, ölüm cezasına çarptırılır. Mülkiyet: Bir kimse, tanık veya yazılı bir anlaşma olmadan başka bir adamın oğlundan veya kölesinden bir şey satın alırsa, hırsız sayılır ve ölümle cezalandırılır. Tarım: Havaların kötü gitmesi nedeniyle ürün yok olursa, zarar toprağı işleyene aittir. Aile hukuku: Bir adam, kendisine çocuk vermeyen karısını boşamak isterse, ona çeyizini ve başlık parasını geri verir. Hammurabi Kanunları, "göz karşılığında göz" ilkesiyle tanınır ve dönemin ceza anlayışının temelini oluşturur.