EskiDiller

Eski Mısır dili, Mısır dilinin bir gelişim evresini yansıtan, Eski Krallık (MÖ 2707-2216) dönemi yazıtları ve tabut metinlerinde karşılaşılan bir antik dildir. Bu dilde günümüze ulaşan metinler, o dönemde Mısır'da konuşulan dilden ziyade, o dönemin yazılı kültürünü yansıtır ve muhtemelen konuşulan dil ile arasında ciddi farklar bulunur. Eski Mısır dili, zamanla yerini Orta Mısırca'ya bırakmıştır. Eski Mısır diline yönelik bilimsel araştırmalar 19. yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır.

Sanskritçe, Tamilceden daha eski bir dildir. Sanskritçe, kökeni 3.000 yıl öncesine dayanan ve Vedik dönemde (MÖ 1500 civarı) altın çağını yaşamış bir dildir. Eski Hindistan'da konuşulan dillerle ilgili bilgi bulunamamıştır. Dünyanın en eski dilleri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır ve bu konu tartışmalıdır.

Eski tanrıların dili olarak adlandırılan bir dil bulunmamaktadır. Ancak, mitolojik hikayelerde tanrıların dili, bir toplumun değerlerini, inançlarını ve dünya görüşünü yansıtan bir iletişim biçimi olarak ele alınır. Ayrıca, mistik anlayışlara göre, Tanrı tarafından verilmiş olan harfler, evrenin bir kopyası olarak kabul edilir ve bu harflerden oluşan dil, nesne, olay ve kavramları yansıtmaya yarar. Bu konular, bilimsel olarak kanıtlanmış gerçekler değil, mitolojik ve mistik inanç sistemleridir.

Frig dili, Hint-Avrupa dil ailesine aittir ve özellikle Yunanca ile benzerlik göstermektedir. Frig dilinde, Hititçe ve İslav dillerinden de kelimeler bulunduğu belirtilmektedir.

"Sümer Hafızoğulları" ifadesinin hangi dilde olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, Sümerler tarafından geliştirilen ve tarihte bilinen ilk yazılı dil olan yazı sistemi, çivi yazısı olarak adlandırılır. Sümerce, ölü diller arasında kendine benzeyen ikinci bir dil bugüne kadar tespit edilememiş, yaşayan diller arasında ise tam bir akrabası belirlenememiş bir dildir.

Azari, Kuzeybatı İran dillerine mensup olduğuna inanılan ölü bir dildir. Bu dil, İran'ın kuzeybatısında, Azerbaycan bölgesinde, Türklerin bölgeye hakim olmasından önce konuşulmaktaydı. Günümüzde, İran Azerbaycanı'nda bazı İran lehçeleri konuşulsa da, Azari'nin doğrudan bir devamı olan bir dil bulunmamaktadır.

Kıpti dilinde "anne" kelimesi ⲙⲁⲁⲩ, ⲙⲁⲩ veya ⲙⲏⲧⲏⲣ olarak ifade edilir.

Süryanice ve Aramice aynı dil değildir, ancak tarihsel ve kültürel bağlamda birbirleriyle ilişkilidirler. Aramice, Sâmî (Semitik) dil ailesinin Kuzeybatı grubuna ait bir dildir. Her iki dil de farklı alfabeler ile yazılır; Süryaniler Süryani alfabesi, Museviler ise İbrani alfabesi kullanır.

Rumların eski dili, Pontus Rumcası olarak da bilinen Rumcadır. Pontus Rumcası, Hint-Avrupa dil ailesinin Helenik diller kolunun Attika-İon grubuna bağlı olarak sınıflandırılır.

Udi dilinin yok olmasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Tehlike Altında Olması: Udi dili, UNESCO tarafından "ciddi tehlike" altında olarak sınıflandırılmıştır. 2. Konuşur Sayısının Azalması: Dil, günümüzde sadece Azerbaycan, Rusya, Gürcistan ve Ermenistan'da sınırlı sayıda insan tarafından konuşulmaktadır. 3. Kültürel ve Sosyal Faktörler: Dilin kullanımı, baskın diğer diller (örneğin, Rusça ve Azerice) karşısında gerilemiştir. 4. Tarihsel Süreç: Eski Udi dilinin, 700 yılından sonra herhangi bir amaç için kullanılmayı bıraktığı düşünülmektedir.

Eski Almanca ve Fransızca aynı değildir. Almanca, Hint-Avrupa dil ailesine ait bir Batı Cermen dilidir. Ancak, tarih boyunca Latince, İtalyanca ve Fransızca, Almanca kelime dağarcığını zenginleştirmiştir.

Eski dilde şifa kelimesi, "hastalıktan iyi olma, iyileşme, kurtulma" anlamlarına gelir. Ayrıca, Osmanlıca dönemde şifa kelimesi; ruhsal, manevi ve zihinsel iyileşmeyi de ifade ederdi; ilahi bir lütufla gelen iyileşmeyi temsil ederdi; dua, Kur’an ayetleri veya dualarla gelen manevi tedavi olarak tanımlanırdı. Divan edebiyatında ise şifa kelimesi, sevgilinin bakışı, sözü ya da varlığı gibi mecazi anlamlarda da kullanılırdı.

Kai kelimesi, farklı dillerde çeşitli anlamlara sahiptir: Yunanca ve Kıpti dilinde "kai" bir bağlaç olup "ve" anlamına gelir. Japonca'da "kai" kelimesi "açık", "kurtuluş", "kat", "kere", "sefer" anlamlarına gelir. Hawaii dilinde Kai, bir isimdir. İngilizce kökenli Kai ismi, "deniz" veya "okyanus" anlamına gelebilir.

İlk dilin hangisi olduğu konusunda kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır. Bazı görüşler şu şekildedir: Güneş-Dil Kuramı: Bu kurama göre, Türkçenin bilinen ilk dil olabileceği öne sürülmüştür. Yansıma Kuramı: Bu kurama göre, ilk insanlar doğadaki sesleri taklit ederek ilkel bir dil oluşturmuşlardır. Ünlemler Teorisi: İlk dilin, insanların duygusal durumlarında çıkardığı nidalardan ortaya çıktığı düşünülmektedir. Birliktelik Teorisi: İnsanların birlikte iş yapma ihtiyacı nedeniyle ortak bir anlaşma üzerinden ilk dillerin oluştuğu öne sürülmektedir. Ayrıca, bilimsel araştırmalar dilin kökeninin insanlık tarihinin en eski dönemlerine kadar uzandığını göstermektedir. Ancak, dilin tam olarak ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı hala bir gizem olarak kalmaktadır.

İlk dilin hangisi olduğu konusunda kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır. Bazı görüşler şu şekildedir: Güneş-Dil Kuramı: Bu kurama göre, Türkçenin bilinen ilk dil olabileceği öne sürülmüştür. Yansıma Kuramı: Bu kurama göre, ilk insanlar doğadaki sesleri taklit ederek ilkel bir dil oluşturmuşlardır. Ünlemler Teorisi: İlk dilin, insanların duygusal durumlarında çıkardığı nidalardan ortaya çıktığı düşünülmektedir. Birliktelik Teorisi: İnsanların birlikte iş yapma ihtiyacı nedeniyle ortak bir anlaşma üzerinden ilk dillerin oluştuğu öne sürülmektedir. Ayrıca, bilimsel araştırmalar dilin kökeninin insanlık tarihinin en eski dönemlerine kadar uzandığını göstermektedir. Ancak, dilin tam olarak ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı hala bir gizem olarak kalmaktadır.

Eski Fransızca, Latince ve Keltçe ile benzerlik göstermektedir. Latince: Eski Fransızca, Latince'nin bir türevi olup, Roma İmparatorluğu'nun bölgeye getirdiği dilin yerel lehçelerle karışmasıyla oluşmuştur. Keltçe: Özellikle kırsal kesimlerde Keltçe etkisi devam etmiş ve bazı Keltçe kelimeler Fransızcaya geçmiştir.

Eski dilde "memleket" kelimesi, "bir devletin toprağı, ülke" anlamına gelir.

Sümerce ve Akadca aynı dil değildir, ancak tarihsel olarak bağlantılı dillerdir. Sümerce, M.Ö. 3100-3400 yılları arasında antik Mezopotamya'da kullanılan ve tarihin ilk yazılı dillerinden biri olarak kabul edilen bir dildir. Akadca ise M.Ö. 24. yüzyılda ortaya çıkmış, Sami ailesine mensup bir dildir ve Sümerce'nin ardından Mezopotamya'da yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

"Skiyo" kelimesi, Tocharian B dilinde kullanılmaktadır.

Runik alfabe, Eski Cermen dilleri olan Viking ve Angıl dillerine aittir.