Enfeksiyonlar

Lökosit esteraz enzimi, idrar yolu enfeksiyonları gibi durumlarda yükselir. Bunun yanı sıra, lökosit esteraz seviyelerinin artış gösterebileceği diğer enfeksiyonlar şunlardır: - Akut apandisit; - Romatizmal hastalıklar; - Bazı kanser türleri. Lökosit esteraz testinin sonuçları, hastanın klinik durumu ile birlikte değerlendirilmelidir.

Kulak kaçışı (kulak tıkanıklığı) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Buşon (kulak kiri): Fazla kulak kiri kulak yolunu tamamen bloke ettiğinde kulak tıkanıklığı oluşur. 2. Üst solunum yolu enfeksiyonları: Soğuk algınlığı, nezle veya grip gibi enfeksiyonlar burun boşluğunda salgı artışı ve doku ödemine yol açarak orta kulağa da yansıyabilir. 3. Sinüzit: Sinüs boşluklarında iltihaplanma sonucu salgı artışı, östaki borusu üzerinden orta kulağa da yansıyarak kulak tıkanıklığına neden olabilir. 4. Alerjik rinit: Burun boşluğundaki dokuların alerjenlerin etkisiyle ödemlenmesi ve aşırı muköz salgı artışı kulak tıkanıklığına yol açabilir. 5. Kulağa su kaçması: Yüzme veya duş alma gibi durumlarda kulak yolunda su birikintisi ses geçirgenliğini azaltarak kulak tıkanıklığına neden olabilir. 6. Sigara dumanı: Burun boşluğu ve orta kulak bölgelerini tahriş ederek salgı artışına ve tıkanıklığa neden olabilir. 7. Orta kulak enfeksiyonları: Orta kulak dokularının bakteriyel veya viral etkenlerle enfekte olması sonucu ödem ve iltihaplı sıvı birikimine bağlı tıkanıklık gelişebilir. 8. Basınç değişiklikleri: Seyahat esnasında irtifanın hızlı değişmesi orta kulak iç basıncını ve kulak zarının gerginliğini farklılaştırarak kulak tıkanıklığına yol açabilir. Kulak tıkanıklığı devam ederse veya şiddetlenirse bir doktora başvurulması önerilir.

Bağışıklık, vücudu enfeksiyonlara yakalanma riskinden koruyan doğal bir savunma mekanizmasıdır.

En tehlikeli bakterilerin bazı ortak özellikleri şunlardır: 1. Patojenik Etkiler: İnsan, hayvan veya bitkilerde hastalık yapabilme yeteneğine sahiptirler. 2. Ciddi Enfeksiyonlar: Çeşitli enfeksiyonlara yol açarak sağlık sorunlarına neden olabilirler. 3. Toksin Üretimi: Toksin üreterek veya dokulara zarar vererek ciddi komplikasyonlara yol açabilirler. 4. Antibiyotik Direnci: Birçok durumda antibiyotiklere karşı direnç geliştirebilirler, bu da tedaviyi zorlaştırır. Bazı en tehlikeli bakteriler ve neden oldukları hastalıklar: - Escherichia coli (E. coli): Gıda kaynaklı hastalıklar, böbrek yetmezliği. - Salmonella: Salmonelloz, ateş, karın ağrısı, ishal. - Staphylococcus aureus: Cilt enfeksiyonları, zatürre, sepsis. - Clostridium botulinum: Botulizm, sinir sistemi hasarı, kas felçleri. - Mycobacterium tuberculosis: Tüberküloz, akciğer ve diğer organlarda enfeksiyon.

Süperenfeksiyon ve sekonder enfeksiyon arasındaki temel fark, enfeksiyonların ortaya çıkma zamanlaması ve nedenleridir. Süperenfeksiyon, daha önce vücutta bulunan ve kontrol altında tutulan bir patojenin, tedavi sırasında veya sonrasında yeniden aktif hale gelmesiyle ortaya çıkar. Sekonder enfeksiyon ise, mevcut bir enfeksiyondan sonra veya onunla aynı anda yeni bir enfeksiyonun gelişmesidir.

Anosminin (koku alma duyusunun kaybı) en sık nedenleri şunlardır: Üst solunum yolu enfeksiyonları (örneğin, soğuk algınlığı, grip, sinüzit). Burun içi tıkanıklıklar, polipler veya tümörler. Kafa travmaları ve sinir hasarları. Nörolojik hastalıklar (örneğin, Alzheimer, Parkinson). Kimyasal madde veya ilaçlara maruz kalma. Ayrıca, yaşlanma, sigara kullanımı ve hormonal dengesizlikler de anosmiye yol açabilir.

Spiramisin, makrolid grubuna ait bir antibiyotiktir ve çeşitli enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Başlıca kullanım alanları şunlardır: Toksoplazmoz: Özellikle hamile kadınlarda, anneden bebeğe geçişi önlemek amacıyla kullanılır. Kulak, burun, boğaz enfeksiyonları: Bronkopulmoner, kütanöz, ağız boşluğu, genital ve kemik enfeksiyonlarında etkilidir. Meningokok menenjitinin profilaksisi: Rifampisinin kontrendike olduğu durumlarda kullanılır. Romatizmal ateş nüksünün profilaksisi: Penisilin alerjisi olan hastalarda tercih edilir. Spiramisin, doktor reçetesi ile kullanılmalıdır ve dozaj, enfeksiyonun türüne ve şiddetine göre değişebilir.

Vaxoral, solunum yolunun tekrarlayan enfeksiyonlarında koruyucu olarak ve kronik bronşitin akut enfeksiyöz alevlenmelerinde ana tedaviye yardımcı olarak kullanılır. Ayrıca, akut solunum yolu enfeksiyonlarında da etkili olabilir.

Kremi kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır. Travazol krem genellikle cilt üzerindeki enfeksiyonların tedavisinde kullanılır ve şu durumlarda etkilidir: - mantar kaynaklı cilt sorunları; - eritrazma adı verilen cilt hastalığına yol açan mikroplar; - kaşıntı, kızarıklık ve yanma gibi cilt belirtileri; - derideki iltihaplanmayı önleyerek iyileşmeyi destekleme. Dolgit krem ise ağrı kesici ve iltihap giderici özelliklere sahiptir ve aşağıdaki durumlarda kullanılır: - kas ve eklem ağrıları; - sırt ve boyun ağrıları; - osteoartrit gibi kronik ağrılar.

Rahim ağzında yara (servikal erozyon) oluşumunun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Enfeksiyonlar: Human Papilloma Virüsü (HPV), klamidya, gonore gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve mantar enfeksiyonları rahim ağzı dokusunda iltihaplanmaya yol açabilir. 2. Hormonal Değişiklikler: Doğum kontrol hapı kullanımı, hamilelik veya ergenlik döneminde hormon seviyelerindeki değişimler rahim ağzında yaralara neden olabilir. 3. Mekanik ve Kimyasal Tahrişler: Vajinal duş, parfümlü hijyen ürünleri, spiral gibi vajinal araçlar ve sık yapılan jinekolojik muayeneler rahim ağzı dokusunda tahrişe ve hasara yol açabilir. 4. Travmatik Nedenler: Doğum sırasında serviksin aşırı gerilmesi veya yırtılması, düşük sonrası yapılan kürtaj işlemleri sırasında servikal dokunun zarar görmesi. Erken tanı ve tedavi, daha ciddi komplikasyonların önlenmesi için önemlidir. Kesin teşhis ve uygun tedavi yöntemi için bir jinekologa başvurulması önerilir.

Vajende "git gel" hissi, vajinal kuruluk veya vajinal enfeksiyon gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Vajinal kuruluk, menopoz, doğum kontrol hapları, emzirme dönemi veya bazı ilaçların yan etkileri gibi hormonal değişiklikler nedeniyle ortaya çıkabilir. Vajinal enfeksiyonlar ise mantar, bakteriyel vajinozis veya cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi durumlardan kaynaklanabilir ve genellikle kaşıntı, yanma ve kötü kokulu akıntı ile birlikte görülür. Bu tür şikayetlerde bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmak önemlidir.

Dalı büyüten hastalıklar şunlardır: 1. Enfeksiyonlar: Mononükleoz, HIV, tüberküloz ve endokardit gibi viral, bakteriyel ve paraziter enfeksiyonlar. 2. Karaciğer Hastalıkları: Kronik hepatit ve siroz gibi hastalıklar, karaciğerden ve dalaktan geçen kan damarlarında basınç oluşturabilir. 3. Kan Hastalıkları: Anemi, lösemi ve lenfoma gibi kan hastalıkları dalakta birikim ve büyümeye neden olabilir. 4. Bağışıklık Sistemi Bozuklukları: Romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklar dalak büyümesine yol açabilir. 5. Metabolik Bozukluklar: Niemann-Pick ve Gaucher hastalığı gibi kalıtsal metabolik bozukluklar dalakta büyümeye sebep olabilir. Bu durumlar dışında, dalak büyümesine yol açabilecek diğer nedenler arasında travmalar, kistler ve tümörler de bulunmaktadır.

Ertapenem aşağıdaki enfeksiyonların tedavisinde kullanılır: 1. Karın enfeksiyonları. 2. Cilt enfeksiyonları, diyabetik ayak enfeksiyonları dahil. 3. Toplum kökenli pnömoni. 4. Komplike idrar yolu enfeksiyonları, piyelonefrit dahil. 5. Akut pelvik enfeksiyonlar, septik abortus ve cerrahi sonrası jinekolojik enfeksiyonlar dahil. 6. Elektif kolorektal cerrahi sonrası cerrahi bölge enfeksiyonunun önlenmesi. Ertapenem, sadece doktor reçetesiyle kullanılmalıdır.

Her gün günlük ped kullanmak bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Zararları şunlardır: 1. Bakteriyel enfeksiyonlar: Günlük pedler, vajina ağzında bakteriyel enfeksiyonların oluşmasına neden olabilir. 2. Cilt tahrişi: Pedlerin altındaki yapışkan bant, cildin nefes almasını engelleyerek kızarıp tahriş olmasına yol açar. 3. Mantar hastalıkları: Nemli ve sıcak ortam, mantar enfeksiyonlarının yayılmasını kolaylaştırır. 4. Kimyasal içerikler: Bazı pedlerde bulunan kimyasallar, alerjik reaksiyonlara ve solunum sorunlarına neden olabilir. Öneriler: - Günlük pedler gün boyu kullanılmamalı, iki saatte bir değiştirilmelidir. - Yüzde 95 pamuktan yapılan pedler tercih edilmelidir.

Enfeksiyöz mononükleoz (EM) tanısı için çeşitli yöntemler kullanılır: 1. Fizik Muayene: Boyun lenf bezleri, boğaz, karın muayenesi yapılır ve ateş, boğaz ağrısı, lenf düğümlerinde şişlik gibi belirtiler değerlendirilir. 2. Kan Testleri: - Monospot Testi (Heterofil Antikor Testi): EBV enfeksiyonunu gösterir, hızlı sonuç verir. - Tam Kan Sayımı (CBC): Lökosit (beyaz kan hücreleri) artışı ve atipik lenfositler görülebilir. - Karaciğer Fonksiyon Testleri (AST, ALT): Hafif yükseklikler olabilir. - EBV Antikor Testleri (IgM ve IgG): Enfeksiyonun aktif veya geçirilmiş olduğunu belirler. 3. Ultrason: Karaciğer ve dalakta büyüme olup olmadığı kontrol edilir. Tanı, bu yöntemlerin kombinasyonuna dayanarak konulur ve bazen biyopsi gerekebilir.

Göz beyazı sararması (ikterus) tehlikeli olabilir, çünkü bu durum çeşitli sağlık sorunlarının belirtisi olabilir. Tehlikeli olabilecek nedenler arasında: - Karaciğer problemleri: Karaciğer hastalıkları bilirubin seviyelerinin yükselmesine ve göz beyazında sarılığa yol açabilir. - Göz enfeksiyonları: Konjonktivit gibi enfeksiyonlar iltihaplanma ve sararma ile sonuçlanabilir. - Anemi: Vücutta yeterli kırmızı kan hücresinin olmaması göz beyazında solgunluk ve sararma yapabilir. - Diyabet: Uzun süreli diyabet gözlerde çeşitli sorunlara yol açabilir. Tedavi yöntemleri, altta yatan nedene göre değişir ve bir göz doktoruna başvurmayı gerektirir.

Popoda su toplanması, tıbbi olarak "rektal akıntı" olarak adlandırılır ve çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Sindirim Sistemi Hastalıkları: İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS), inflamatuar bağırsak hastalıkları ve kronik diyare gibi durumlar, bağırsakların iltihaplanması veya aşırı aktivasyonu sonucu dışkının sıvı hale gelmesine yol açabilir. 2. Enfeksiyonlar: Viral, bakteriyel veya paraziter enfeksiyonlar, bağırsakların normal işleyişini bozarak sıvı dışkının oluşmasına neden olabilir. 3. Beslenme Alışkanlıkları: Aşırı lifli gıdalar, yağlı veya işlenmiş gıdalar ile süt ve süt ürünlerinin aşırı tüketimi, bağırsakların sıvı dışkı üretmesine neden olabilir. 4. İlaç Kullanımı: Antibiyotikler, antidiyabetik ilaçlar ve bağırsak hareketlerini artıran ilaçlar gibi bazı ilaçlar, sindirim sistemi üzerinde yan etkilere neden olarak su toplanmasına yol açabilir. 5. Stres ve Psikolojik Faktörler: Stres, bağırsakların işleyişini etkileyerek rektal akıntıya neden olabilir. Bu durum sürekli hale gelirse veya diğer belirtilerle birlikte görülüyorsa, bir sağlık uzmanına danışmak gerekmektedir.

Hamile kadınlar hayvanlardan çeşitli hastalıklar kapabilir. Bu hastalıklar, hayvanların taşıdığı parazitler veya bakteriler aracılığıyla bulaşır. Bazı riskli hayvan hastalıkları şunlardır: - Toksoplazmozis: Kedilerin dışkısı yoluyla bulaşan bir parazit enfeksiyonudur ve düşüklere, bebeğin beyninde hasarlara yol açabilir. - Listeriozis: Çiğ tavuk, sosisler ve yumuşak peynirlerde bulunan Listeria monocytogenes bakterisinin neden olduğu bir enfeksiyondur, hamilelikte ciddi komplikasyonlara neden olabilir. - Salmonellozis: Kümes hayvanlarından yayılan Salmonella bakterisinin yol açtığı enfeksiyon, ishal, karın ağrısı, kusma ve ateşe neden olabilir. - Kuduz: Hayvanların salyasında bulunan bir virüs tarafından bulaşan tehlikeli bir hastalıktır. Riskleri en aza indirmek için hayvanların düzenli veteriner kontrollerinden geçmesi, hijyen kurallarına uyulması ve hamilelik süresince bazı hayvan bakım görevlerinin başka birine devredilmesi önerilir.

Candida pnömonisi, Candida mantarının akciğerlerde enfeksiyona yol açması durumudur. Bu enfeksiyon, genellikle bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda, özellikle yoğun bakım ünitelerinde ve ameliyat sonrası dönemde ortaya çıkar. Belirtileri arasında öksürük, ateş, solunum sıkıntısı ve bazen hemoptizi bulunur. Tedavisi, antifungal ilaçlar ve destekleyici bakım yöntemlerini içerir.

Helmintiasis, veterinerlikte parazitik solucan enfeksiyonu anlamına gelir.