Edebiyat

Kızıl Nehirler serisi, Jean-Christophe Grange tarafından yazılmış iki kitaptan oluşmaktadır. Serinin kitapları: 1. Kızıl Nehirler; 2. Son Av.

Tevfik Fikret'in en ünlü şiirlerinden biri "Sis" adlı eseridir. Ayrıca, "Hân-ı Yağma" (Yağma Sofrası) ve "Tarih-i Kadîm" (Kadim Tarih) şiirleri de oldukça bilinir.

Cüceler, ortalama olarak 250-300 yıl yaşarlar. Ancak, 240 yaşına ulaştıklarında yaşlanma süreçleri hızlanır ve fiziksel durumları kötüleşir. Bu bilgiler, kurgusal cüce ırkları (örneğin, Yüzüklerin Efendisi'ndeki cüceler) için geçerlidir. Gerçek hayatta cücelik, genetik bir durum olup, yaşam süresi üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur. İnsanlarda cücelik, doğuştan veya bazı hastalıklar nedeniyle ortaya çıkabilir ve yaşam süresi genellikle normal popülasyonla aynıdır.

Pelesenk kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir. Pelesenk yağı, gül ağacından buhar damıtılması ile elde edilen bir bitkisel yağdır. Pelesenk yağının bazı faydaları: Ruh halini düzeltme, sinirleri yatıştırma ve depresyon belirtilerini hafifletme. Ağrıları hafifletme. Antiseptik etki gösterme. Deodorant olarak kullanılabilme. Cinsel isteği artırma. Hafızayı güçlendirme. Cildi gençleştirme ve nemlendirme. Sindirim sistemine faydaları (mideyi rahatlatmak, sindirimi kolaylaştırmak, gaz giderici etki). Pelesenk kelimesi ayrıca, bir kelimenin veya ifadenin tekrar tekrar söylenmesi, tekrarlanması veya yinelenmesi anlamına gelir.

Aşık İhsani, 21 Nisan 2009 tarihinde Diyarbakır'da beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetmiştir. 17 Nisan 2009'da evinde yapılan belgesel çekimleri sırasında aşırı heyecan nedeniyle fenalaşan Aşık İhsani, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi Servisi'ne yatırılmış ve yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmıştır.

"Zamanda Bir Kesit" (Time Cut), modern bir lise son sınıf öğrencisi ve amatör bir mucit olan Lucy'nin tesadüfen bulduğu bir zaman makinesiyle 2003 yılına gitmesini konu alır. Lucy, bu dönemde kız kardeşinin gizemli bir seri katil tarafından öldürüldüğünü öğrenir. Film, Lucy'nin 2003 yılına uyum sağlarken, ailesini ve kasabasını kurtarmanın yollarını ararken, seri katili durdurmak için gösterdiği çabaları anlatır.

"Karanfil kokuyor cigaram" dizesi, Ahmed Arif'in "Haberin Var mı Taş Duvar?" adlı şiirinden bir bölümdür. Şiirin tamamı şu şekildedir: > Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere, Yastığım, ranzam, zincirim, Uğrunda ölümlere gidip geldiğim Zulamdaki mahzun resim. Görüşmecim yeşil soğan göndermiş Karanfil kokuyor cigaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin.

Şiirde ahenk unsurları şunlardır: Ölçü (Vezin). Kafiye (Uyak). Redif. Aliterasyon. Asonans. Kelime Tekrarları. Ayrıca, şairin duyguları ve yeteneği de ahenk oluşturmada önemli bir rol oynar.

Şiirde ahenk unsurları şunlardır: Ölçü (Vezin). Kafiye (Uyak). Redif. Aliterasyon. Asonans. Kelime Tekrarları. Ayrıca, şairin duyguları ve yeteneği de ahenk oluşturmada önemli bir rol oynar.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi'nin iyi olup olmadığı, kişisel beklentiler ve deneyimlere bağlıdır. Bazı olumlu özellikler: Akademik kadro: Çoğu hocasını kendi yetiştirmiş olması ve alanında önde gelen isimlerden oluşması. Eğitim: Derslerin keyifli geçmesi ve profesörlerin derslere girmesi. Etkinlikler: Fakültede sık sık konferanslar, söyleşiler ve kulüp etkinlikleri düzenlenmesi. Bazı olumsuz özellikler: Öğrenci işleri: Öğrenci işlerinin öğrencilere karşı tutumunun kibar ve güler yüzlü olmaması. Erişim: Yemekhanelere ve ana binaya girişlerde zorluklar yaşanması. Genel olarak, İÜ Edebiyat Fakültesi, edebiyat eğitimi almak için Türkiye'deki en iyi yerlerden biri olarak değerlendirilmektedir.

William Golding'in "Sineklerin Tanrısı" adlı romanı, insanın içindeki kötülük ve medeniyetle vahşilik arasındaki çatışma temalarını işler. Romanın bazı temel mesajları: İnsanın Doğasındaki Kötülük: Golding, tüm insanların içinde hem iyilik hem de kötülük olduğunu, bu içgüdülerin gelişim dönemindeki sosyal referanslara bağlı olarak ortaya çıktığını savunur. Medeniyet ve Vahşilik: Eser, medeniyet kurallarının olmadığı bir ortamda insanların ilkel dürtülerine nasıl teslim olduklarını ve bunun sonuçlarını gösterir. Liderlik Mücadelesi: Kitap, liderlik savaşının insanın doğal yapısında olduğunu ve bu mücadelede dost kazanma ile düşman kaybetme yöntemlerinin uygulandığını anlatır. Korku ve Din: Çocukların korkularından beslenen bir din oluşumu ve bu dinin ritüelleri ele alınır. Golding, II. Dünya Savaşı'nın vahşetine tanıklık ederek yazdığı bu eserde, başlıca insanın doğası ve içinden gelen kötülüğü sorgulamıştır.

Orhan Kemal'in "Gurbet Kuşları" adlı romanı ve 1964 yapımı filmi, göçmen işçilerin yaşamlarına, toplumsal adaletsizliklere ve bireylerin zorluklarına odaklanır. Eserde ele alınan bazı konular: Göç ve değişim: Anadolu'dan büyük şehirlere göçün getirdiği dönüşüm ve bu süreçte yaşanan zorluklar. Toplumsal dışlanmışlık: Göçmenlerin yeni toplumda karşılaştıkları ayrımcılık ve dışlanmışlık. Kültürel çatışmalar: Geleneksel değerlerin büyük şehirde kaosa yol açması. Ekonomik sıkıntılar: Göçmen işçilerin yaşadığı ekonomik zorluklar. Aile içi çatışmalar: Göçün aile yapısında yarattığı değişiklikler ve kopuşlar.

Ahmet Refik Altınay, Türkçü bir akıma mensuptur. Osmanlı tarihine dair görüşleri, devrin milliyetçilik akımıyla uyumlu bir biçimde Türkçü olarak değerlendirilmektedir.

"Dil-hun olurum yâd-ı cemâlinle senin ben" eseri, Bimen Şen tarafından bestelenmiş ve Mehmet Hafîd Bey'e ait güfteye sahiptir. Ayrıca, "Dilhun" adında, Erim Mert Dursun tarafından yazılmış bir öykü kitabı da bulunmaktadır.

Yedi Meşalecilerden şiir yazmayan tek kişi Kenan Hulusi Koray'dır. Yedi Meşaleciler topluluğunun tek hikâye yazarı olan Kenan Hulusi Koray, şiir yerine mensur şiir, deneme, eleştiri ve röportaj gibi yazı türleriyle ilgilenmiştir.

Mahmut Makal, köy edebiyatı akımının öncüsü ve temsilcisidir. 1950 yılında yayımlanan "Bizim Köy" adlı eseri, Türk edebiyatında köy edebiyatı akımının başlangıcı olarak kabul edilir.

Zorro karakterinin gerçek hikayesi, 19. yüzyılda ABD'de yaşanan "Altına Hücum" döneminde şehir eşkıyası olan Meksikalı Joaquim Murieta'dan esinlenilerek oluşturulmuştur. Zorro, 1919 yılında Johnston McCulley tarafından "The Curse of Capistrano" adlı hikaye ile yaratılmış hayalî bir karakterdir. Zorro'nun romandaki gerçek adı Don Diego de la Vega'dır ve kendisi de zengin bir toprak sahibinin oğludur.

Osmanlı döneminde kaşmer, mizahi öyküler anlatarak etrafındaki kişileri güldüren, soytarı olarak nitelendirilen kişilere denirdi. Ayrıca, kaşmerlerin görevi, sağdan soldan dinledikleri hikayeleri değiştirerek ve mizahi unsurlarla bezeyerek padişaha veya krala anlatmaktı. Kaşmer kelimesi, aynı zamanda "kaşları bitişik olan kimse" anlamında da kullanılır.

"Çökertme'den Çıktım da Halil'im" türküsü, Halil Efe ve Çakır Güssüm adlı karakterler için yazılmıştır. Halil Efe, Van'dan Bodrum'a göç eden bir ailenin oğludur. Türkü, Halil Efe ve Çakır Güssüm'ün kaçaklık sırasında Çökertme'de (günümüzde Yalıkavak) karşılaşmalarını ve Halil Efe'nin yakalanışını anlatır.

"Odam Kireç Tutmuyor" türküsünün hikayesi, aşık olan bir gencin sevdiğine kavuşamaması ve sevdiği kişinin başka biriyle evlenmesi üzerine yaşadığı acıyı anlatır. Türkü, Eskişehir yöresine aittir ve söz yazarı Satı Yeşildir. Bunun yanı sıra, "Odam Kireç Tutmuyor" ifadesi, Ceza'nın şarkısında bir metafor olarak kullanılarak, bireyin ruh halinin dağınıklığını ve içsel huzursuzluğunu vurgulamak için de ele alınmıştır.