Duygular

İşte bazı gurbet sözleri: "Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde..." "Turnalardan haber verin, yari çok özledim ben." "Kendimiz dışında nereye koştuysak, gurbette kaldık." "Gurbet acı gelir sözlerime, dayanamaz oldum hasretine." "Bu dünya insana gurbettir, memleket isteyen Allah'a hicret etsin." "Söyleyin memleketten bir haber mi var? Yoksa yarin gözyaşları mı bu yağmurlar?" "Severken anlamıyoruz değeri, gidince biliyoruz kıymeti, hasret elde öğrendim sevgiyi, gurbet ellerde anladım değerini!" "Seni sensiz, senden uzakta yaşamak ne zormuş." "Gurbetlik ne uçsuz bucaksız mavi denizde olmak ne de bir çöl ortasında tek başına olmaktır." "Yoruldum artık gurbet ellerde, memleket hasreti yüreğimin ta derinlerinde."

Keder yerine kullanılabilecek bazı kelimeler: üzüntü; hüzün; acı; dert; elem; gam; tasa. Bu kelimeler, kederle benzer anlamlar taşıyan ve cümle içinde keder yerine kullanılabilen kelimelerdir.

OH-, hidroksil iyonunu ifade eder. Hidroksil molekülü, kovalent bağ ile bağlanmış hidrojen (H) ve oksijen (O) atomlarından oluşur. Ayrıca, OH- şu anlamlara da gelebilir: Kimya. Askeri. Hukuk. İngilizce. Amerika Birleşik Devletleri. Gözlem helikopteri. İfade. Ağrı ifadesi. Popüler müzik.

İngilizcede "yedi duygu" ifadesi, belirli bir kavram olarak tanımlanmamıştır. Ancak, İngilizce'de sıkça karşılaşılan bazı duygular şunlardır: Happy (Mutlu). Sad (Üzgün). Tired (Yorgun). Angry (Kızgın). Excited (Heyecanlı). Anxious (Endişeli). Content (Memnun). İngilizce duygular hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: openenglish.com.tr; novakid.com.tr; englishcentral.com.

Victor Hugo'nun "Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?" şiiri, insan duygularının karmaşıklığını ve geleneksel yargıları sorgulamayı anlatır. Şiirde ele alınan bazı temalar: Gözyaşı: Gözyaşının yalnızca acının değil, içsel zenginlik ve derin bir ruh haliyle de bağlantılı olabileceği vurgulanır. Sevgi: Fiziksel güzelliğin aşk için gerekli olmadığı, içsel güzelliklerin daha önemli olduğu belirtilir. Özlem: Özlemin, fiziksel mesafeden ziyade duygusal bir uzaklık olduğu ifade edilir. Geleneksel Kavramlar: "Ağlamak", "sevmek", "hasret", "hırsızlık" gibi kavramlar sorgulanır ve bunların her zaman geleneksel anlamıyla ifade edilmemesi gerektiği gösterilir. Şiir, duyguların dışa vurulma zorunluluğu olmadığını, bazen hislerin sessizce de yaşanabileceğini anlatır.

Hayır, haz ve zevk aynı şey değildir. Zevk, daha çok mutluluk, eğlence, coşku gibi spesifik zihinsel durumları içerir ve genellikle zihinsel bir süreç için kullanılır. Haz ise eylemlerden ve durumlardan anlık duyumsamaları ifade eder ve bedensel duyular için kullanılır. Örneğin, sanattan zevk alınabilir, ancak haz duyulur.

Hayır, haz ve zevk aynı şey değildir. Zevk, daha çok mutluluk, eğlence, coşku gibi spesifik zihinsel durumları içerir ve genellikle zihinsel bir süreç için kullanılır. Haz ise eylemlerden ve durumlardan anlık duyumsamaları ifade eder ve bedensel duyular için kullanılır. Örneğin, sanattan zevk alınabilir, ancak haz duyulur.

İnsanın gazabı, genellikle nefsin elem duyduğu kimseden öç almak isteme duygusuyla ilişkilendirilir. Gazap, akıl ve idrakin yerine heyecan, dürüstlüğün kaybı ve doğru olmayan davranışların ortaya çıkması anlamına gelir. İslam inancında ise gazap, Allah'a izafe edildiğinde, O'nun kulları arasındaki haksızlıklardan ötürü suçluyu cezalandırması olarak yorumlanır.

Equilibrium (İsyan), 21. yüzyılın ilk yıllarında patlak veren Üçüncü Dünya Savaşı'nın ardından totaliter rejimle yönetilen "Libria" adındaki bir ülkenin distopik yaşamını anlatır. Filmin temel konuları: Duyguların kontrolü: Toplumda barışı korumak adına Prozium adlı bir ilaç kullanılarak insanların duyguları kontrol altında tutulur. Sanatın ve kitapların yasaklanması: Duyguları tetikleyeceği için eski dünyaya ait tüm sanat eserleri ve kitaplar toplatılır. İsyan ve direniş: Ana karakter John Preston, Prozium kullanmayı unutunca duygularını fark eder ve çalıştığı rejime karşı isyan başlatır. Film, Sihirli Mermi Kuramı'na bir atıf yaparak, kitle iletişim araçlarının propaganda amaçlı kullanımını ve bunun bireyler üzerindeki etkisini ele alır.

Hayıflanmak, bir durum veya olay karşısında üzüntü, hayal kırıklığı veya memnuniyetsizlik duymak anlamına gelir. Türk Dil Kurumu'na göre hayıflanmak kelimesinin iki anlamı vardır: 1. İnsanın, bir durum ya da olay karşısında keyfinin kaçması, aşırı derecede üzülmesi. 2. Kaçırılan fırsatlar ya da yerine getirilmeyen şeyler için eseflenmek. Hayıflanmak, genellikle hayal edilen veya beklenen bir sonucun gerçekleşmemesi durumunda ortaya çıkan duygusal bir tepkidir. Hayıflanmak, kişinin içsel bir duygusal tepki olarak ortaya çıkabilir ancak aynı zamanda başkalarıyla da paylaşılabilir.

"O la la" ifadesi, Fransızca'da bir ünlem olarak kullanılır ve sürpriz, hayal kırıklığı, acıma, sıkıntı veya rahatsızlık gibi duyguları ifade edebilir. Ayrıca, "O la la" şu anlamlara da gelebilir: Azzaro'nun eski bir kadın kokusu. Back to the Future filmindeki bir Fransız porno dergisinin adı. Ece Seçkin'in bir şarkısı. Spiker nidası (örneğin, "süper gol, o la la").

Ümit Yaşar Oğuzcan'ın "Unutamıyorum" şiirinin konusu, şairin unutamadığı bir aşk, anı veya duygudur. Şiirde, aşkın unutulmaz etkileri ve bu etkilerin kişide yarattığı hüzün, özlem ve acı ele alınır. Şiirin teması, bireysel bir deneyimin ötesine geçerek genel bir insani deneyimi, duygusal bir yolculuğu temsil eder.

Ali Cabbar'ın neden ağladığına dair bilgi, Emir Can İğrek'in "Ali Cabbar" adlı şarkısının hikayesine dayanmaktadır. Bu hikayeye göre Ali Cabbar, Tekirdağ'da bir köyde yaşamaktadır ve babasıyla birlikte düğünlerde gırnata (klarnet) çalar. Ali Cabbar, sevdiği kızın evlendiğini görünce aşkından kahrolur ve askere gitmeye karar verir. Bu nedenle, Ali Cabbar'ın ağladığına dair bir bilgi bulunmamaktadır.

Rüyada başkasının gelinliğini görmek, genellikle hayra ve güzel gelişmelere işaret eder. Ancak rüyanın yorumu, gelinliği giyen kişinin durumu ve hareketlerine göre değişebilir. Rüya tabirleri bilimsel temellere dayanmaz.

Dedublüman şarkılarının kimin için yazıldığına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Dedublüman grubunun şarkılarının, grup üyelerinin kendi yaşamlarından yola çıkarak oluşturulduğu bilinmektedir. Grubun solisti, şarkı sözü yazarı ve bestecisi Mustafa Yavuz, bir söyleşide bu konuda şu sözleri dile getirmiştir: > "Biz eğlenceli şeyler de yapmak istiyoruz ama artık bir tarz oluştu. Dedublüman müziği diye bir şey var ve o mutlu bir müzik değil. O yüzden bu çizgide devam etme kararı aldık."

Ağlayan Çocuk tablosu, farklı bağlamlarda çeşitli şeyleri temsil edebilir: Popüler kültür ikonu. Lanetli tablo. Toplumsal sembol. Ayrıca, İsrail'in Tel Aviv kentindeki bir evde, kentsel dönüşüm nedeniyle buldozerlerin girdiği mahallede "semtimi yıkmayın" diyerek ağlayan bir çocuğu tasvir eden bir Ağlayan Çocuk resmi bulunmaktadır.

Kalple ilgili bazı özlü sözler: "Kalp denize benzer; fırtınaları, sakin zamanları ve taşkınlıkları vardır, bazen de derinliklerinde inciler gizlidir" (Heinrich Heine). "Kalbin, muhakemenin asla tanımadığı fikirleri vardır" (Blaise Pascal). "Fikir, kalpten aldığı hızla ilerler" (Confucius). "Kalp bir bahçe gibidir. Onda mutlaka bir şeyler bitecektir. O halde güzel şeyler ekin ki güzel şeyler bitsin" (Hz. Mevlana). "Kalp zaten atıyor, marifet ritmi değiştirebilende" (Can Yücel).

Şiirin amacı, duygu, düşünce ve hayallerin estetik bir şekilde ifade edilmesidir. Şiirin diğer amaçları arasında: Şairin iç dünyasını, duygularını ve düşüncelerini yansıtma; Toplumsal sorunları, siyasi olayları, insan davranışlarını veya ahlaki zaafları eleştirme (satirik şiir); Öğretici ve ahlaki değerleri aktarma (didaktik şiir) yer alır.

Haset, bir başkasının sahip olduğu maddi veya manevi değerleri kıskanarak, onların elinden çıkmasını istemek anlamına gelir. Haset kelimesi ayrıca "gıbta" anlamında da kullanılabilir. Haset, İslam dininde çirkin bir huy olarak görülür ve haram kılınmıştır.

Eskici, Refik Halid Karay'ın "Eskici" adlı öyküsünde, Hasan'ın ağlamasına üzüldüğü için ağlar. Öykünün başkişisi Hasan, Filistin gibi hiç bilmediği bir coğrafyada yaşamak zorunda kalmıştır. Eskici, işlediği bir suç nedeniyle "cehennemin bucağı" olarak gördüğü bu topraklara istemeyerek kaçmıştır. Ayrıca, Ekşi Sözlük'teki bir yoruma göre, eskiciler genellikle hüzünlü oldukları için ağlıyorlar olabilir.