CezaMuhakemesi

Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde vekillik, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 21. maddesine göre, bir hâkim veya mahkemenin yetkili olmasa bile yargı çevresi içerisinde gerekli işlemleri yapmaya başlamasıyla birlikte başlar.

CMK'da ölçülülük, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesinde düzenlenen tutuklama tedbirinin ancak soruşturma konusu eylemin ağırlığı ve bu eyleme karşılık verilecek ceza ile ölçülü (orantılı) olması durumunda uygulanabileceğini ifade eder. Bu ilke, Anayasa'nın 13. maddesi uyarınca, temel hak ve özgürlüklere getirilen her türlü sınırlamanın ölçülü olmasını gerektirir.

CMK 178 — Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 178. maddesi: > Çağrılması reddedilen tanığın ve uzman kişinin doğrudan mahkemeye getirilmesi: > > (1) Mahkeme başkanı veya hâkim, sanığın veya katılanın gösterdiği tanık veya uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılan o kişileri mahkemeye getirebilir. > > (Ek cümle: 7070 S.K m.4 - 1.2.2018) “Ancak, davayı uzatmak amacıyla yapılan talepler reddedilir”.

Yüz yüze yargılama ilkesi, ceza muhakemesinde her zaman uygulanır. Ayrıca, tanıkların doğrudan mahkemede dinlenmesi de yüz yüze yargılama ilkesinin bir gereğidir.

Adli tıp raporu ve adli muayene raporu kavramları birbirine yakın olsa da aynı şeyi ifade etmezler. Adli tıp raporu, adli tıp uzmanı tarafından yapılan muayene sonucu verilen, yaralanmanın değerlendirilmesi ve derecelendirilmesini içeren rapordur. Adli muayene raporu ise, meydana gelen olay sonucu kişinin fiziksel durumunun değerlendirildiği ve resmi olarak tutanak altına alındığı rapordur.

Yargılamanın yenilenmesinde zamanaşımı yoktur. Bu nedenle, yasal koşulların oluşması durumunda yenileme talebi her zaman öne sürülebilir.

Gerçeklerin ortaya çıkma süresi, komplo teorileri bağlamında Dr. David Grimes'in geliştirdiği formüle göre, komploya dahil olan kişilerin sayısıyla ilişkilidir. Formüle göre: - 125'ten az kişi komploya dahilse, gerçeğin ortaya çıkması 100 yıl sürebilir. - 2 bin 521 kişi dahil olduğunda, komplo 5 yıl içinde ortaya çıkar. Ayrıca, ceza muhakemesi sürecinde soruşturmanın süresi, delillerin toplanması, ifade alma, adli kontrol ve tutukluluk halleri gibi unsurlara bağlı olarak değişir ve genellikle kısa sürer.

Sanık lehine olan delilleri, Cumhuriyet savcısı toplar. Bu görev, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 160. maddesi uyarınca, savcının maddi gerçeği araştırma ve adil bir yargılama yapma yükümlülüğünün bir parçasıdır.

Avukatların soruşturma dosyasını görememe nedeni, soruşturma aşamasının gizli olmasıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 157. maddesine göre, soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir ve bu gizliliği korumak, adli süreçlerin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve tanıkların veya şüphelilerin etkilenmemesi açısından önemlidir. Ancak, avukatlar, müdafi veya vekil olduklarına dair görevlendirme yazısı veya vekâletname ibraz etmeleri durumunda soruşturma dosyasını inceleyebilirler.

6763 sayılı kanun, "Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" olarak bilinir. Bu kanun ile yapılan bazı değişiklikler şunlardır: Uzlaştırma Kapsamının Genişletilmesi: Uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, takibi şikayete bağlı olan ve etkin pişmanlık hükümleri kapsamına giren suçlar da uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Çocuklar İçin Uzlaşma: Suça sürüklenen çocuklar açısından uzlaştırmanın kapsamı genişletilmiştir. Duruşmaların Yeri: Sanık veya mağdur sayısının fazlalığı veya güvenlik gibi nedenlerle duruşmaların adliye dışında, örneğin bir cezaevinin yerleşkesinde yapılmasına imkan tanınmıştır. Kaçaklık Tanımı: Hakkındaki soruşturmayı sonuçsuz bırakmak için yurt içinde veya yurt dışında saklanan kişilerin de kaçak olarak kabul edilmesi esası getirilmiştir.

Cezaevi avukatı, soruşturma ve kovuşturma ile ilgili her türlü evrakı inceleyebilir. Bu evraklar arasında: beyanlar; tutanaklar; görüntü veya kamera kayıtları; raporlar; polis raporları; deliller; tanık ifadeleri. Avukatın dosya inceleme yetkisi, Avukatlık Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'ndan kaynaklanan mesleki bir haktır.

CMK madde 237 ve 238 ceza muhakemesinde kamu davasına katılma ile ilgili düzenlemeleri içerir: CMK madde 237: 1. Katılma Hakkı: Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler. 2. Kanun Yolu Muhakemesi: Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. CMK madde 238: 1. Katılma Usulü: Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. 2. Sorgulama: Duruşma sırasında şikayeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. 3. Cumhuriyet Savcısının Kararı: Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir.

Alenilik ilkesi, ceza muhakemesinin gizli değil, halka açık bir şekilde yürütülmesi anlamına gelir. Bu ilke, yargılamanın şeffaflığını sağlar ve tarafların ve toplumun denetimine açık bir ortamda yapılmasını öngörür.

CMK'da iki komisyon bulunmaktadır: 1. CMK ve Uzlaşma Komisyonu: Bu komisyon, ceza muhakemesi uygulamalarının daha sağlıklı ve koordineli bir şekilde yürütülmesi için kurulmuştur. 2. CMK Uygulama Servisi: Bu servis, müdafi ve vekil görevlendirmelerinin yapılması ve ilgili işlemlerin yürütülmesi amacıyla kurulmuştur.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı genellikle bir kişi için yalnızca bir kez uygulanabilir. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesine göre, denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlenirse, sanık hakkında tekrar HAGB kararı verilmesi mümkün değildir.

Masumiyet karinesi ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi, ceza muhakemesine hakim olan temel ilkelerdir. Masumiyet karinesine göre, suçluluğu mahkeme kararıyla kesinleşene kadar herkes masum kabul edilir. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi ise, sanığın bir suçtan cezalandırılabilmesi için suçun hiçbir şekilde şüpheye yer vermeyecek kesinlikte ispat edilmesi gerektiğini ifade eder.

Müdafi ve vekil arasındaki fark, temsil ettikleri kişilerin sıfatlarına göre belirlenir: - Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukattır. - Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi ceza muhakemesinde temsil eden avukattır.

İtirazın yapılma zamanı, duruma göre değişiklik gösterebilir: 1. Tutuklama Kararına İtiraz: Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre, tutuklama kararına itiraz, kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 2. İcra Takibine İtiraz: İcra takibine itiraz süresi, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren genellikle yedi gündür. 3. İtirazın İptali Davası: Bu davada, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde dava açılması gerekmektedir.

Evet, müdafi beyanda bulunabilir. Ceza muhakemesi sürecinde müdafi, sanığın savunmasını yapmak ve hukuki yardımda bulunmak amacıyla duruşmalara katılır ve beyanlarda bulunabilir.

CMK 170, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. maddesini ifade eder. Bu madde, kamu davasının açılması ile ilgilidir ve şu hükümleri içerir: 1. Kamu davasını açma görevi Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir. 2. Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenler. 3. İddianamede, şüphelinin kimliği, suç ve delillerin yanı sıra diğer ilgili bilgiler de yer alır. 4. İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin lehine ve aleyhine olan hususlar birlikte değerlendirilir. 5. Suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.