CezaKanunu

C-46 ifadesi, Türk Ceza Kanunu'nun 46. maddesi kapsamında kullanıldığında, kişinin cezai ehliyetini elinden alan bir durumu ifade eder. Tedavi sonrası ise, hasta şifa bulduğunda hastaneden taburcu edilir ve durum, hastanın düzenli kontrollerinin yapılması için ilgili kuruma bildirilir.

TCK Madde 140 — 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması" başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre, kanunda belirtilen suçların işlenmesi durumunda tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.

Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140, 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "seçilme ehliyetinden" ibaresi iptal edilmiştir.

"Ancak koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanır" ifadesi, Türk Ceza Kanunu'nun 58. maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen suçlar için geçerlidir. Bu suçlar arasında cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve uyuşturucu ticareti gibi suçlar yer alır.

VK'da "46" ifadesi, Türk Ceza Kanunu'nun 46. maddesinde yer alan ve akıl sağlığı yerinde olmayanların cezai ehliyetlerinin bulunmadığını belirten bir niteleme olarak kullanılmaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/1. maddesi, taksirle yaralama suçunu düzenler. Buna göre, taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

TCK 219, Türk Ceza Kanunu'nun "Kamu Barışına Karşı Suçlar" bölümünde yer alan "Görev Sırasında Din Hizmetlerini Kötüye Kullanma" maddesini ifade eder. Bu maddeye göre: - Birinci fıkra: İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini görevliler, görevlerini yerine getirirken devlet idaresini, kanunları veya hükümet icraatını alenen kötülerlerse, bir aydan bir seneye kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılırlar. - İkinci fıkra: Bu sıfattan yararlanarak halkı kanunlara veya hükümet emirlerine karşı itaatsizliğe tahrik edenler, üç aydan iki seneye kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılırlar. Bu suç, şikayete tabi değildir ve savcılık resen harekete geçebilir.

Türk Ceza Kanunu'nun 64. maddesi, 12 Ekim 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Israrlı takip ve temas kurma kavramları, Türk Ceza Kanunu'nun 123/A maddesinde düzenlenen "ısrarlı takip suçu" kapsamında yer almaktadır. Israrlı takip, bir kişiyi fiziken veya iletişim araçlarıyla (bilişim ve haberleşme sistemleri) sürekli olarak takip ederek, bu kişinin üzerinde ciddi bir huzursuzluk yaratma veya güvenliğinden endişe duymasına neden olma eylemidir. Temas kurma ise, failin; mağdurun sosyal medya hesaplarını, telefonunu, e-maillerini veya üçüncü kimseleri kullanarak mağdura temasa geçmeye çalışması anlamına gelir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/4 maddesi, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörmektedir.

TCK 239 maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun "Ticari Sır, Bankacılık Sırrı veya Müşteri Sırrı Niteliğindeki Bilgi veya Belgelerin Açıklanması" başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre: 1. Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. 2. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de aynı ceza uygulanır. 3. Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. 4. Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

TCK 241 maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun "Tefecilik" suçunu düzenleyen maddesidir. Bu maddeye göre: - Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. - Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 71. maddesi, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı ceza kanunu ile birlikte yürürlüğe girmiştir.

2015 yılında Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yapılan bazı değişiklikler şunlardır: 1. Kişisel Veriler: TCK'nın 136. maddesinde kişisel verilerle ilgili suçların düzenlenmesi, suçta ve cezada kanunilik ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşınmış ve madde iptal edilmiştir. 2. Kadına Karşı Suçlar: Kadına karşı işlenen cinayetlerde ve diğer suçlarda cezalar artırılmış, kadına yönelik şiddet içeren suçların nitelikli hallere girmesi sağlanmıştır. 3. Takdiri İndirim Nedenleri: Takdiri indirim nedenleri daraltılmış, mahkemeyi etkilemeye yönelik davranışların indirim nedeni olarak dikkate alınmaması hükme bağlanmıştır. 4. Israrlı Takip Suçu: TCK'ya 123/A maddesi eklenerek ısrarlı takip suçu eklenmiştir. 5. Sağlık Çalışanlarına Karşı Suçlar: Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı işlenen kasten yaralama suçlarının tutuklama nedeni sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Anayasa Mahkemesi'nin 2013/151 sayılı kararı, 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 44. maddesinin (1) numaralı fıkrasının Anayasa'nın 17. maddesine aykırılığı iddiasıyla yapılan iptal başvurusuyla ilgilidir. Mahkeme, bu kuralın iptaline karar verilmesi istemini usulen uygun bulmayarak reddetmiştir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca düzenlenmiştir.

136/1 ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Matematiksel Hesaplama: 136'nın 1'e bölümü 136 olarak sonuçlanır. 2. Türk Ceza Kanunu (TCK) Maddesi: TCK'nın 136. maddesi, "Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" suçunu düzenler ve bu suçun cezası iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıdır.

TCK m. 94, Türk Ceza Kanunu'nun "İşkence" başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre: 1. Fıkra: Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir. 2. Fıkra: Suçun; - Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı, - Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla, İşlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. 3. Fıkra: Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. 4. Fıkra: Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. 5. Fıkra: Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada indirim yapılmaz. 6. Fıkra: Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.

TCK Madde 150, Türk Ceza Kanunu'nun "Daha Az Cezayı Gerektiren Hâl" başlıklı maddesidir ve iki fıkra halinde düzenlenmiştir: 1. Fıkra: Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması durumunda, sadece tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. 2. Fıkra: Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.

Cumhuriyet savcılığı, Türkiye'de 05.05.1926 tarihinde kabul edilen 825 sayılı "Ceza Kanununun Mevkii Mer'iyete Vaz'ına Müteallik Kanun" ile kurulmuştur.