CezaHukuku

TCK 142/1-e, Türk Ceza Kanunu'nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendini ifade eder. Bu kapsama giren bazı eşya örnekleri: tarlalarda bırakılan tarım araçları; inşaat yerine yığılan malzeme; parkta veya sahil kenarında kullanım amaçlı muhafaza edilen kayıklar ve ağlar. Suçun oluşabilmesi için, eşyanın açıkta bırakılması yeterli olmayıp, hangi nedenle açıkta bırakıldığının ve âdet veya tahsis ya da kullanım gereği açıkta bırakılma şartlarının her somut olayda aranması gerekir.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 451. ve 452. maddeleri şu şekildedir: TCK 451. madde: "Ölüm, failin fiilinden evvel mevcut olup da failce bilinmeyen ahvalin birleşmesi veyahut failin iradesinden hariç ve gayrimelhuz esbabın inzimamı yüzünden vukua gelmiş ise ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasını müstelzim hallerde on beş seneden ve müebbet ve on beş seneden fazla ağır hapsi müstelzim hallerde on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası hükmolunur". TCK 452. madde: "Katil kastıyla olmayan darp ve cerh veya bir müessir fiilden telefi nefis husule gelmiş olursa fail, 448. maddede beyan olunan ahvalde sekiz, 449. maddede yazılı ahvalde on ve 450. maddede muharrer ahvalde on beş seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapse mahkum olur". Bu maddeler, öldürme kastı olmaksızın meydana gelen ölüm veya yaralanma durumlarında uygulanacak cezaları belirler.

Mahsup, "hesaplanmış" veya "hesaba geçirilmiş" anlamına gelen Arapça kökenli bir kelimedir. Mahsup etmek ise bir şeyi hesaba geçirmek, borcunu alacağından düşmek demektir. Bu terim, genellikle finansal ve muhasebe alanlarında, ayrıca ceza hukuku ve vergi uygulamalarında kullanılır. Örneğin, vergi dünyasında mahsup, ödenmesi gereken vergilerle önceden yapılan ödemelerin birbirine sayılması anlamına gelirken, ceza hukukunda bir tutukluluk süresinin cezadan düşürülmesi şeklinde kullanılır.

Savunma dilekçesinde meşru müdafaa, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 25. maddesi kapsamında ele alınır. Bu maddeye göre, "Gerek kendisine gerek başkasına yönelmiş haksız bir saldırıyı defetmek zorunda kalan kişi, bu fiilinden dolayı cezalandırılmaz". Meşru müdafaa savunmasının etkili olabilmesi için, saldırıya ve savunmaya ilişkin belirli şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir.

Evet, ceza adaleti yüksek lisans programlarında ceza hukuku dersi bulunmaktadır. Örneğin, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü'nün ceza adaleti yüksek lisans programında "Ceza Hukuku" adlı bir ders yer almaktadır. Ayrıca, adli bilimler yüksek lisans programına kayıtlı öğrencilerin de ceza adalet sistemini tanımaları ve ceza-adalet sistemine hakim olan temel ilkeleri kavramaları beklenir ve bu süreçte ceza hukuku ile ilgili dersler alırlar.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 217/A maddesi, 18 Ekim 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Murat Önok'un "Ceza Hukuku Özel Hükümler Pratik Çalışmaları" kitabının hangi baskısına dair bilgi bulunamadı. Ancak, "Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku" kitabının 2024 yılı Ekim ayında 22. baskısının yapıldığı bilinmektedir. Kitapla ilgili bazı satış siteleri: seckin.com.tr; yetkin.com.tr; legemyayinevi.com.

Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında kast ve taksir şu şekilde açıklanabilir: Kast. Doğrudan kast. Olası kast. Taksir. Basit taksir. Bilinçli taksir. Suçların tanımlandığı kanun hükümlerinde, suçun kast ile işleneceğinin belirtilmesi zorunlu olmamasına rağmen, bir suçun taksirle işlenebilmesi ancak düzenlendiği kanun metninde taksirle de işlenebileceğinin belirtildiği hallerde mümkün olabilir.

CMK'nın 239. maddesi, ceza muhakemesinde katılanın haklarını düzenler. Maddeye göre: Mağdur veya suçtan zarar gören, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, ısrarlı takip, kadına karşı kasten yaralama, işkence veya eziyet suçları ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda davaya katıldığında, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteyebilir. Mağdur veya suçtan zarar görenin çocuk, sağır ve dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede akıl hastası olması halinde avukat görevlendirilmesi için istem aranmaz; bu durumda avukat, re’sen görevlendirilir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) 87. madde kapsamında ağırlaştırıcı sebepler şunlardır: Duyu veya organ işlevinin zayıflaması veya yitirilmesi. Konuşma yeteneğinin kaybolması. Yüzde sabit iz oluşması. Yaşamının tehlikeye girmesi. Gebe bir kadına karşı işlenip çocuğunun vaktinden önce doğmasına veya düşmesine neden olması. İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesi. Çocuk yapma yeteneklerinin kaybolması. Yüzünde sürekli değişiklik meydana gelmesi. Bu durumların gerçekleşmesi halinde, TCK 87. maddeye göre belirlenen ceza artırılır.

Evet, adli kontrol kararı Yargıtay'da bozulabilir. Kovuşturma aşamasında adli kontrol kararına hükmedilmesini düzenleyen CMK m.110/3'e ve adli kontrol kararının kaldırılmasını düzenleyen CMK m.111/1'e göre, bu kararlar "görevli ve yetkili yargı mercileri" tarafından incelenebilir. Ayrıca, adli kontrol kararına itiraz edilmesi durumunda da Yargıtay devreye girebilir; örneğin, temyiz aşamasında esas hakkında karar verilirken adli kontrolün kaldırılmasına veya devamına karar verilebilir.

Arven Avukatlık Bürosu, Türkiye'nin birçok farklı şehrinde müvekkillerine geniş bir yelpazede hukuki danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Büronun faaliyet gösterdiği bazı alanlar: ceza hukuku; iş hukuku; aile hukuku; tazminat hukuku; gayrimenkul hukuku; şirket hukuku. Ayrıca, ticari davalar, fikri ve sınai mülkiyet hakları davaları gibi konularda da hizmet vermektedir. Büro, hizmetlerini Türkçe ve İngilizce olarak sunmaktadır.

Suçun işlendiği konusunda kuvvetli bir şüphe varsa, aşağıdaki sonuçlar doğabilir: Tutuklama. Adli kontrol. Arama. El koyma. Gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme. Bu kararlar, hakim veya mahkeme tarafından yasal prosedürlere uygun olarak verilir.

Hukukta makable şümul, bir yasanın kabul ediliş tarihinden önce gerçekleşmiş suçlara uygulanmamasını sağlayan bir hukuk kuralıdır. Yeni yasanın geçmişe uygulanması, ancak yasanın suçlu lehine olan veya söz konusu kişilere yeni haklar getiren maddelere söz konusu kişilerin talebi halinde mümkün olabilir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ceza hukuku, Fasıl 154 Ceza Yasası ve Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usul Yasası'na tabidir. Fasıl 154 Ceza Yasası, suçları ağır suçlar ve hafif suçlar olarak ikiye ayırır ve her bir suç için öngörülen cezaların yanı sıra suçun unsurlarını da belirler. Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usul Yasası, ceza davalarının usul ve esaslarını düzenler.

Kast MEB ifadesi, "kast" ve "MEB" kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir terim değildir. Kast, bir toplumda bireylerin doğuştan gelen veya ailelerinden devraldıkları sosyal statü veya sınıflandırma sistemini ifade eder. MEB ise "Milli Eğitim Bakanlığı"nın kısaltmasıdır. Eğer kast sistemi ile ilgili bir eğitim bağlamında bir terim arıyorsanız, daha fazla bilgi veya bağlam sağlanması gerekebilir.

Miranda hakları, Amerika Birleşik Devletleri sınırları içerisinde yaşayan herkesin sahip olduğu temel haklardır. Bu haklar şunlardır: Sessiz kalma hakkı. Avukat tutma hakkı. Bu haklar, 1966 yılında ABD Yüksek Mahkemesi’nin verdiği "Miranda Kararı" ile ortaya çıkmıştır.

46'lık ve 45'lik arasındaki fark, halk arasında kullanılan bir deyim olan "46'lık olmak" ile ilgilidir ve Türk Ceza Kanunu'nun 46. maddesiyle bağlantılıdır. 46'lık olmak, akıl sağlığı yerinde olmayan ve cezai ehliyeti bulunmayan kişiler için kullanılır. 45'lik, plakların dakikada 45 devir yaptığını belirten bir terimdir. Bu iki terim arasında doğrudan bir fiziksel veya teknik fark bulunmamaktadır.

Türk Ceza Kanunu (TCK) 203. madde, "mühür bozma" suçunu düzenler. Suçun tanımı: Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldırmak. Mührün konuluş amacına aykırı hareket etmek. Cezası: 6 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası. Suçun unsurları: Mühür, yetkili bir kurum tarafından usulüne uygun şekilde konulmuş olmalıdır. Suç, ancak kasten işlenebilir; taksirle (dikkatsizlik veya özensizlik sonucu) işlenmesi mümkün değildir.

Masumiyet karinesi, bir kişinin suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olmadıkça suçlu sayılmamasını ifade eder ve bu koruma, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder. Dolayısıyla, 25 yılı kapsayan bir süre için masumiyet karinesinin geçerli olması mümkün değildir. Masumiyet karinesi, sadece yargılama sürecini değil, aynı zamanda isnat anından itibaren ceza muhakemesinin tüm evrelerini kapsar. Ancak, bir kişinin 25 yıl boyunca sürekli olarak masum kabul edilmesi, hukuki ve pratik olarak mümkün değildir.