Bilinçdışı

Sürrealizm (gerçeküstücülük) bir çocuğa şu şekilde anlatılabilir: Rüyalar ve bilinçdışı. Otomatizm. Gerçek ile gerçeküstünün çarpışması. Simgelerin dansı. Absürtlük ve paradokslar. Sürrealizm, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve bireyin bilinçdışı dünyasını en saf haliyle ifade etmeyi hedefleyen bir sanat akımıdır.

Freud'a göre utanç ve hasetin kaynağı, kişiliğin gelişim evrelerindeki çatışmalar ve id, ego ve süperego arasındaki dengesizliklerdir. Utanç: 2-3,5 yaş arasındaki bağımsızlık ve sosyal kurallar arasındaki çatışmada, çocukların isteklerinin sürekli engellenmesi ve utandırılarak itaat etmeye zorlanması, utanç duygusunun gelişmesine yol açar. Haset: Freud'un kuramında haset ve imrenme gibi arzu ve dürtülerin varlığı savunulur, ancak bu dürtülerin kaynağı hakkında doğrudan bir açıklama yapılmaz. Freud'un kuramları, bilimsel yöntemlerle tam olarak kanıtlanamamıştır.

Carl Gustav Jung'un dönüşüm teorisi, bilinçdışı sembollerin psikolojik dönüşüm sürecindeki rolünü inceler. Jung'un dönüşüm teorisinin temel unsurları: Libidonun dönüşümü. Sembollerin işlevi. Kolektif bilinçdışı ve arketipler. Jung, dönüşüm sembollerini rüyalar, mitler ve folklor gibi çeşitli kaynaklardan yararlanarak analiz eder.

Derin psikolojik analiz, bireylerin bilinçli ve bilinçdışı düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını derinlemesine inceleyerek içsel dünyalarını anlamaya yardımcı olan bir yaklaşımdır. Bu analizde kullanılan bazı yöntemler şunlardır: Serbest çağrışım ve anlatım. Geçmiş deneyimlerin incelenmesi. Derin psikolojik analiz, duygusal dalgalanmalar, kendilik algısında karmaşa, ilişki sorunlarının kökenlerini anlama, özgüven problemleri ve kimlik çatışmaları gibi durumlarda faydalanılır. Ayrıca, psikoloji yazılarında derinlemesine analizler, bireylerin ve grupların karmaşık psikolojik durumlarını anlamada önemli bir rol oynar. Psikolojik analiz, bir uzman tarafından yapılmalıdır.

Carl Gustav Jung'a göre rüyalar, bilinç ve bilinçdışı arasında dengeleyici bir rol oynar ve birçok işlevi yerine getirir. Rüyaların yansıttığı bazı unsurlar şunlardır: Kişisel bilinçdışı. Kolektif bilinçdışı. Arzu, istek, korku ve gerçekler. Nevrozlar. Jung'a göre rüya analizi için tek bir rüya yeterli değildir, bir dizi rüya üzerinde çalışmak gerekir.

Derin psikoloji, insan zihninin bilinçdışı süreçlerini anlamaya ve açıklamaya odaklanarak, bireylerin iç dünyasını derinlemesine incelemeyi amaçlar. Bu alanın başlıca işlevleri şunlardır: 1. Terapötik Uygulamalar: Psikanaliz, analitik psikoloji ve bireysel psikoloji gibi yaklaşımlar aracılığıyla duygusal sorunların kökenine inmeyi hedefler. 2. İnsan Davranışlarının Anlaşılması: Bilinçli düşüncelerin ve davranışların altında yatan gizli motivasyonları, bastırılmış duyguları ve çatışmaları analiz ederek insan doğasına dair içgörüler sunar. 3. Toplumsal ve Bireysel Gelişim: Sanat, edebiyat ve mitoloji gibi alanlarda etkili olarak, bireylerin kendini gerçekleştirme ve toplumsal motivasyonlarını anlamalarına yardımcı olur. 4. Bilimsel Araştırmalar: Algı, hafıza, öğrenme, kişilik gelişimi gibi konuları araştırarak, psikolojinin temel ilgi alanlarına katkıda bulunur.

Bilinçdışına "bilinçdışı" denmesinin nedeni, bireyin bu süreçlerin farkında olmaması ve bilinçli denetim dışında otomatik olarak gerçekleşmesi durumudur.

"Subliminal: Bilinçdışınız Davranışlarınızı Nasıl Yönetir" kitabı 328 sayfadan oluşmaktadır.

Psikolojide dinamik yaklaşım, insan davranışını ve zihinsel süreçleri bilinçdışı motivasyonlar, içsel çatışmalar ve geçmiş deneyimler bağlamında inceleyen bir yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre, bireyin ruhsal yapısı dinamik bir yapıdadır ve bilinçdışı dürtüler, arzular ve bastırılmış anılar, bireyin davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini şekillendiren temel etmenler olarak kabul edilir. Dinamik psikolojinin temel prensipleri arasında duygusal farkındalık, tekrar eden davranış kalıplarının anlaşılması ve içsel çatışmaların çözümü yer alır.

Psikanalizde "fantazi", dürtü, arzu, duygu ve düşüncelerle ilgili imge-potansiyeli biçimindeki bilinçdışı yapı olarak tanımlanır.

Hep aynı tip insanlarla ilişki yaşamanın birkaç psikolojik nedeni olabilir: 1. Bilinçdışı Tanıdıklık Hissi: Freud'un psikanalitik kuramına göre, bilinçdışı geçmişte yaşanan deneyimlerin izlerini taşır ve bu deneyimler yetişkinlikte partner seçimlerini etkiler. 2. Bağlanma Stilleri: Çocukluk döneminde ebeveynlerle kurulan bağlar, yetişkinlikte ilişki kalıplarını belirler. 3. Duygusal İhtiyaçların Yansıması: Bireyler, kendi duygusal ihtiyaçlarını veya eksikliklerini yansıtan özellikleri partnerlerinde arayabilirler. 4. Kalıplar ve Bilinçdışı Eğilimler: İnsanlar bilinçdışı düzeyde kalıplara ve eğilimlere sahiptirler ve bu kalıplar, önceki ilişkilerden öğrenilen deneyimlerle de ilişkilendirilebilir. 5. Toplumsal Etkiler: Kültürel ve sosyal etiketler, insanların seçimlerini etkileyebilir ve belirli bir tip insanla ilişki kurmak, toplumsal kabul görmüş bir model olabilir. Bu döngüleri fark etmek ve üzerinde çalışmak için bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.

Dinamik psikoloji perspektifi, insan davranışını ve zihinsel süreçleri bilinçdışı motivasyonlar, içsel çatışmalar ve geçmiş deneyimler bağlamında inceleyen bir psikoloji yaklaşımıdır. Bu perspektife göre, bireyin ruhsal yapısı dinamik bir yapıdadır ve bilinçdışı dürtüler, arzular ve bastırılmış anılar, bireyin davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini şekillendiren temel etmenlerdendir. Dinamik psikolojinin temel prensipleri arasında duygusal farkındalık, tekrar eden davranış kalıplarının anlaşılması ve uyarıcı-organizma-tepki zinciri yer alır.

Psikolojide psikodinamik perspektif, bireyin zihinsel ve duygusal işleyişini anlamaya yönelik bir yaklaşımdır. Psikodinamik perspektifin temel özellikleri: Bilinçdışı süreçler. Erken yaşam deneyimleri. Savunma mekanizmaları. Psikodinamik perspektif, Sigmund Freud'un psikanalitik kuramından köken alır. Psikodinamik perspektif, terapi süreçlerinde de kullanılır; bireylerin bilinçdışı kalıpları ve geçmişteki travmaları fark etmelerine ve bunları işlemelerine yardımcı olur.