Benzetme

Kapalı istiare, benzetme unsurlarından yalnızca "benzeyen"in (müşebbeh) kullanıldığı söz sanatıdır. Kapalı istiarede, benzetme anlamı kaybolmasın diye "benzetme yönü" de söylenir. Bazı kapalı istiare örnekleri: "Onun bende hissettirdiği acı kalbime saplandı". "Üst üste yaşadığı talihsizliklerden sonra hayatı alabora oldu". "Bu cennet yerinde insan kendisini çok mutlu hissediyor". "Yuvayı yapan dişi kuştur". "Boynu bükük buğdaylar, yağmur özlemiyle gökleri gözlüyorlardı".

Aslandan kaçanlara "kasvere" denir.

Esencılıs, Esenyurt ilçesine sosyal medyada yapılan bir benzetmedir. Bu benzetme, haber bültenlerinde de yer bulan, Esenyurt'un suçla anılan bir bölge olmasıyla, ABD'nin "çılgın hayatlar şehri" olarak bilinen Los Angeles'a gönderme yapar.

İngilizce'de benzetme (simile) yapmak için "like" veya "as" kelimeleri kullanılır. Bazı benzetme örnekleri: "As brave as a lion" (Bir aslan kadar cesur). "As cool as a cucumber" (Bir salatalık kadar serin). "As light as a feather" (Bir tüy kadar hafif). "My brother is as strong as an ox" (Kardeşim bir öküz kadar güçlüdür). "She sings like an angel" (O, bir melek gibi şarkı söylüyor). Metafor (metaphor) ise iki şeyi doğrudan karşılaştırarak birini diğerinin yerine koyar ve "like" veya "as" kelimeleri kullanılmaz. Bazı metafor örnekleri: "He is a shining star" (O, parlayan bir yıldızdır). "Time is a thief" (Zaman bir hırsızdır). "The world is a stage" (Dünya bir sahnedir). "She is a night owl" (O, bir gece kuşudur). "Life is a journey" (Hayat bir yolculuktur).

"Tuz kadar değerlisin" ifadesi, karşıdaki kişiye onsuz yapılamayacak kadar değer verildiğini ifade eder. Bu ifade, "seni tuz kadar seviyorum" deyimiyle ilişkilidir. Bu deyim, bir masaldan gelmektedir.

Karşılaştırma cümlelerinde "gibi" ve "kadar" şu durumlarda kullanılır: "Gibi", bir şeyin ya da bir kimsenin benzerliğini belirtmek için kullanılır. "Kadar", karşılaştırma, eşitlik, yaklaşıklık ve ölçü anlamlarını katar. Örnekler: "Televizyon da sinema kadar etkilidir". "Elif, Esma'ya göre daha kiloludur". "Vildan teyze de annem gibi konuşkan biri". "Ali kadar hızlı koşan birini görmedim!".

Türk edebiyatında en çok kullanılan edebi sanatlardan bazıları şunlardır: Benzetme (teşbih). Kişileştirme (teşhis). Abartma (mübalağa). Konuşturma (intak). Karşıtlık (tezat). Edebi sanatların kullanım sıklığı, metne ve yazarın tarzına göre değişiklik gösterebilir.

Emin Çölaşan'ın neden çömeldiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Emin Çölaşan'ın sağlık durumuyla ilgili bazı bilgiler mevcuttur. Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, 6 Ocak 2024'ten beri sağlık sorunları nedeniyle yazılarına ara vermiştir.

Duyu aktarımı ve kişileştirme aynı şey değildir. Duyu aktarımı, bir duyuyla algılanan kavramın, başka bir duyuyla algılanabilecek biçimde kullanılmasıdır. Kişileştirme ise, insan dışındaki varlıklara (dağ, ağaç, hayvan vb.) insana özgü niteliklerin aktarılmasını ifade eder.

"Armut dibine düşer" atasözünün hikayesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, atasözünün anlamı hakkında bilgi verilebilir. Türk Dil Kurumu'na göre, "Armut dibine düşer" atasözü; "kişiyi dünyaya getiren ve yetiştiren ebeveynleri kimse, çocuk da onlar gibi olur" anlamında kullanılır. Bu atasözü, armutun büyüdüğü, yeşerdiği ağacın dalından kopup dibine düşmesi, yuvarlanıp gitse bile doğduğu yerden fazla uzaklaşamaması ile açıklanır.

Benzetilen ve benzeyen, benzetme unsurlarındandır. Benzetilen, özellik bakımından daha üstün ve güçlü olan, kendisine benzetilen unsurdur. Benzetilen, özellik bakımından zayıf olan ve benzetilen unsurdur. Benzetilen ve benzeyeni bulmak için şu adımlar izlenebilir: 1. Cümlede "benzeyen, benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı" unsurlarını belirleyin. 2. "Benzeyen, benzetilene hangi açıdan, ne özellik bakımından benzetiliyor?" sorusunu sorun. 3. Alınan cevap, benzetme yönünü ifade eder. 4. Benzetme edatı olarak genellikle "gibi, kadar, sanki, güya, misal, andırmak" gibi kelimeler kullanılır. Örnek: "Cemre'nin altın gibi sarı saçları vardır" cümlesinde: Benzetilen: Altın. Benzetilen: Saçları. Benzetme yönü: Sarı. Benzetme edatı: Gibi.

Evet, zaman bir nehre benzetilmiştir. Bediüzzaman Said Nursi, zamanı akmakta olan bir nehire benzetmiştir. Ayrıca, zaman bir ip veya sinema şeridi olarak da tasvir edilmiştir.

Hücre zarına benzetme yapılan bazı örnekler şunlardır: Şehir surları. Deri. Ev duvarları.

Zamanın bir nehir gibi akması, zamanın durdurulamayan bir akış içinde olduğunu ve kendi ritminde devam ettiğini ifade eder. Bu ifade, aynı zamanda zamanın akışı ile ilgili bir yanılsama olduğunu da gösterebilir. Bu algı, anılarla ve beynin farklı duyulardan gelen verileri bir araya getirme süreciyle bağlantılı olabilir.

Yunus Emre, şiirlerinde hayvanları somutlama ve tasavvufi kavramları ifade etme amacıyla kullanmıştır. Somutlama açısından, soyut kavramların daha iyi anlaşılması için doğadaki unsurlar, iletişimde somut değerler olarak kullanılmıştır. Tasavvufi kavramları ifade etme bağlamında ise hayvanlar, insan davranışlarına yansıtılan kendi dünyalarına ait davranışlarıyla tasvir edilmiştir. Ayrıca, Yunus Emre'nin şiirlerinde hayvanlar, o dönemin sosyal hayatını yansıtan yabani ve olumsuz özellikleri olan varlıklar olarak da yer alır.

"Dağlar masmavi gökyüzüne yaslanmış devler gibi görünüyor" cümlesinde: Benzeyen varlık: Dağlar. Kendisine benzetilen varlık: Devler.

"Onu dün ziyaret etti, dedesi turp gibi sağlamdı" cümlesinde: - Benzeyen: Dede - Kendisine benzetilen: Turp Bu cümlede, dede, sağlamlığı nedeniyle turpa benzetilmiştir.

Avara kasnak, bir kayış tarafından çevrilen, tahrik eden ve tahrik edilen kasnaklar içinde güç aktarmayan, kayışın gerginliğini sağlayan kasnaktır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu terimi günlük dilde monoton, kendini tekrar eden, tatsız işler ve sözler için kullanır. Ayrıca, Erdoğan bu ifadeyi genellikle muhalefet için, özellikle CHP için, "işe yaramaz veya faydasız kişi veya iş" anlamında kullanır.

Temsili istiare, bir metnin bütününe yayılmış istiare olup, düşünce ve olaylar sembollerle anlatılır. Örnekler: Yahya Kemal'in "Sessiz Gemi" şiiri. Tevfik Fikret'in "Çınar" şiiri. Örnek cümle: > Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Bu cümlede "gemi" mecazi olarak "ölüm"ü temsil etmektedir.

Şiirin en önemli edebi sanatı olarak kabul edilebilecek bir sanat yoktur, çünkü şiirde birçok önemli edebi sanat bulunmaktadır. Şiirde önemli olan bazı edebi sanatlar şunlardır: İmge. Mecaz ve metafor. Edebî sanatlar. Şiirin önemi, kullanılan edebi sanatların bütününe ve bu sanatların sunuluş tarzına bağlıdır.