Atasözleri

"Topal tuttuğunu kör öpüyor" ifadesi, "kör tuttuğunu topal yakaladığını öper" deyiminin yanlış yazılmış veya anlaşılmış bir versiyonu olabilir. Kör tuttuğunu öper deyimi, bir kişinin eksik ya da yanlış bilgiye dayalı olarak bir şeyi aşırı şekilde savunmasını ifade eder. Kör tuttuğunu topal yakaladığını öper deyimi ise, herkesin gücünü nispetinde elinden geleni yapması durumunu anlatan bir söz olarak kullanılabilir. Bu deyimlerin tam anlamıyla ilgili daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: Ekşi Sözlük: "Kör tuttuğunu topal yakaladığını" ifadesinin açıklaması. Abisbilisim.com: "Kör tuttuğunu öper" deyiminin kökeni ve kullanımı. Konyapostasi.com.tr: Deyimle ilgili bir makale.

Umut ile ilgili üç atasözü: 1. Çıkmadık candan umut kesilmez: Ölümcül hastanın canı çıkıncaya değin iyileşeceğinden umut kesilmez. 2. Umut fakirin (garibin) ekmeğidir: Yoksullar, kısa süre sonra bolluğa, rahata kavuşma umudu içinde yaşarlar. 3. Umut ile yaşayan açlıktan ölür: Hiçbir çaba sarf etmeden, sadece umut ederek yaşayan kişi, genellikle hiçbir şey kazanamaz.

"Devletli oğul olsa ocağının korudur" atasözü, devletli bir oğulun ailenin ve ocağın koruyucusu olduğunu ifade eder. Bu atasözü, aynı zamanda "Devletli oğul çıksa okluğunun okudur. Devletsiz oğul çıksa ocağının körüdür" şeklinde de bilinir. Atasözünün tam hali ve anlamı şu şekildedir: > "Devletli oğul çıksa okluğunun okudur. Devletsiz oğul çıksa ocağının körüdür. Oğul dahi neylesin baba ölüp mal kalmasa. Baba malından ne fayda başta devlet olmassa". Bu söz, devlet sahibi olmanın önemini ve devletsiz bir kişinin ailesinin koruyucusu olamayacağını vurgular.

Sonradan görme deyimi, sonradan zenginleşerek gösteriş, kibarlık, övünme gibi davranışlarda bulunan kimse anlamına gelir. Türk Dil Kurumu'na göre, "sonradan görme" ayrıca "sonradan görmüş" anlamında sıfat olarak da kullanılabilir.

"At beslenende, kuş seslenende, kız istenende güzeldir" atasözü, at bakımlı olduğunda satılmalı, kız da güzelliği geçmeden evlendirilmelidir anlamına gelir.

"Gülmesini bilmeyen dükkan açmasın" sözü, ünlü yazar Dale Carnegie'ye atfedilmektedir. Ancak, bu söz aynı zamanda bir Çin atasözü olarak da bilinmektedir.

"Misafirlik üç gündür, misafir umduğunu yer" atasözünün devamı şu şekildedir: "Misafirlik üç gündür, bundan fazlası sadakadır". Bu atasözü, bir yerde üç günden fazla kalınmasının ev sahibi için sıkıntı verici olacağını ve bu durumun misafir için de rahatsız edici hale geleceğini ifade eder.

Yüzsüz insan için kullanılabilecek bazı atasözleri: Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme yüzsüz edersin. Yüzünü bulan yüzsüz, astarını da ister. Yüz versen yüzsüz astarını da ister.

"Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni" atasözü, namert ve güvenilmez insanların sunduğu kolaylıkları kabul etmek yerine zorluklara göğüs germeyi öğütler. Bu sözün sahibi kesin olarak bilinmemekle birlikte, birkaç farklı isimle ilişkilendirilmiştir: Kanuni Sultan Süleyman. Evliya Çelebi. Fuzûlî. Anonim. Atasözünün anlamı şu şekilde açıklanabilir: Namert. Sıkıntıya katlanmak. Ayrıca, "yatma tilki gölgesinde, yesin aslan seni" kısmıyla kurnaz ve çıkarcı birine sığınmanın, gerçek bir tehlikeyle karşı karşıya kalmaktan daha büyük bir hata olabileceği ifade edilir.

"Kazan kazana kara demiş" atasözü, hatalı davranışları ve kusurlu yanları olan kişinin, kendi eksikliğini görmezden gelerek benzer durumda olan başka kişilerin eksikliğini kınaması anlamına gelir. Bu atasözü, sorumluluğu başkalarına yükleyen ve kendi hatalarını inkar eden kişileri eleştirmek için kullanılır.

Deyim ve atasözleri ile ilgili resimlerin nasıl yapılacağına dair bazı adımlar: 1. Atasözü veya deyim seçimi. 2. Anlamın anlaşılması. 3. Resim oluşturma. 4. Sunum. Ayrıca, Pinterest ve Behance gibi platformlarda deyim ve atasözleri ile ilgili resim örnekleri ve projeleri bulabilirsiniz. İlkokuldokumanlari.com sitesinde ise resimlendirilmiş deyim kartları PDF olarak indirilebilir.

"Aslan yatağında tilki yatar" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "yatan aslandan, gezen tilki yeğdir" atasözü, tembel olup hiçbir şey yapmadan oturan insanların, çalışan ve geçimini sağlamak için uğraşan güçsüz insanlardan daha değersiz olduğunu ifade eder. Bu atasözünde geçen "tilki" genellikle kurnazlık ve çeviklikle, "aslan" ise güç ve kudretle özdeşleştirilir.

"Yola ekmek banmak" ifadesinin anlamına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "ekmeğe/yemeğe ekmek banmak" deyimlerinin anlamları şu şekildedir: Ekmeğe ekmek banmak. Yemeğe ekmek banmak. Ayrıca, "ekmeği tuza banmak" deyimi, fakirliğe ve yoksulluğa sıkıntılarla tahammül etmek anlamına gelir. Rüya tabirleri bilimsel temellere dayanmaz.

"Angaralıyık Allah'ın adamıyık" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "Adanalıyık Allah'ın adamıyık" sözü, Adanalıların birlik ve beraberlik duygusunu güçlendiren, geçmişlerine bağlılıklarını ifade eden bir kimlik sembolüdür. Bu söz, I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Cephesi'nde Adanalı askerlerin gösterdiği kahramanlık ve fedakârlığın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. "Adanalıyık Allah'ın adamıyık" sözü, zamanla efsaneleşmiş ve Adanalılar için bir gurur kaynağı haline gelmiştir.

İsrafla ilgili bazı özlü sözler: "İsraf etmeyin; yaşamı, zamanı, sevgiyi, saygıyı ve en çok da iyi niyeti". "Kendine lüzumlu olmayan şeyleri satın alırsan, çok geçmeden muhtaç olduğun lüzumlu şeyleri satarsın". "İktisat, az şeyi çoğaltır, israf çok şeyi azaltır". "Bir ırmaktan abdest alırken bile, suyu israf etmeyiniz". "Tutumlu olan, muhtaç olmaz". "Ey Ademoğulları, her mescit yanında ziynetlerinizi takının. Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez".

"Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar" atasözü, yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinebileceğini ifade eder. Ayrıca, atasözünün "güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın bir yöneteni vardır" şeklinde ikinci bir anlamı da vardır.

"Kışın işi, yazın yemişi bol olur" atasözü, her mevsimin kendine özgü özellikleri ve getirileri olduğunu, doğru zamanda doğru işlerin yapılmasının önemini vurgular. Yazın çalışıp, kışın rahat etmeyi ifade eder.

"Surete aldanan hakikati ıskalar" sözü, dış görünüşe bakıp yargılayan kişinin asıl gerçeği göremeyeceği anlamına gelir. Bu söz, aynı zamanda derin bir felsefi uyarı olarak da değerlendirilebilir: Gerçeği arıyorsan, görünenin ötesine geçmelisin. Bu sözün bazı örnekleri: Truva Savaşı’nda, Yunanlar tahta atı hediye olarak sunmuş, Troya halkı da bu surete kanarak onu şehre almıştır. Shakespeare’in “Othello” oyununda Othello, İago’nun sözlerine inanarak sevgili eşi Desdemona’nın sadakatsiz olduğuna kanaat getirir.

"Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü" atasözü, daha önce iyi bir durumda olan kişinin bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunmasını anlatmak için kullanılır. Bu atasözü, Osmanlı döneminde sarayda görev yapan ve güzel, süslü kıyafetler giyen kişilerin görevlerinden düşüp halk arasında yaşamaya başladıklarında, kış günü bile beyaz elbise giymelerine ithafen söylenmiştir. Atasözünün kim tarafından söylendiğine dair bir bilgi bulunamamıştır.

Çiftçilikle ilgili bazı özlü sözler: "Kılıçla ülke alanlar, sabanla ülke alanlara karşı yenilmeye mahkûmdurlar." (Atatürk). "Milli ekonominin temeli tarımdır." (Atatürk). "Bir çiftçinin yağmur duası gibi, Tanrı’dan gözyaşları diledim." (Goethe). "Çiftçinin işi bitmez; yalnız yağmurda, karda, bir de arifede, bayramda dinlenir." (Yusuf Atılgan). "Gerçek çiftçi; ürününü göremeyeceği halde, toprağını eken adamdır." (Cicero).