Atasözleri

Araştırma ve sorgulama ile ilgili bazı atasözleri: Üzümünü ye de bağını sorma. Dokuz ölç, bir biç. Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al. Soran yanılmamış. Ayrıca, araştırma ile ilgili bazı sözler: "Bir şeyi uzun zaman durmadan ararsanız, bir gün muhakkak aramadan bulursunuz" (Paul Burgel). "Araştırmacılık, herkesin daha önce gördüklerini görüp bunlardan kimsenin düşünmediklerini bulup çıkarmaktır" (Albert Szent Gyorgyi). "İnsanları incelemek, kitapları incelemekten daha lüzumludur" (François de La Rochefaucauld). "Araştırma, düşünmesini bilenlerin ilk ve son isteğidir" (Samuel Johnson).

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” sözü, atalarımıza ve büyüklerimize ait bir atasözüdür.

"Türkçenin Bekçileri Atalarım Ne Söylemiş" kitabıyla ilgili bazı sorular şunlardır: 1. Kitabın kahramanı olan çocuk ne satıyormuş? - Şerbet ve annesinin yaptığı çörekleri satıyormuş. 2. Çocuğun babasının adı nedir? - İsmail Çavuş. 3. Çocuğun en sevdiği yemek nedir? - Sütlü tarhana çorbası. 4. Kitapta geçen bir atasözü örneği nedir? - "Bıçak kendi sapını kesmez". 5. Kitapta, dilin doğru kullanımı ve radyonun dildeki önemi hakkında görüşleri paylaşılan usta isimlerden biri kimdir? - Halit Kıvanç.

Akşam ile ilgili bazı özlü sözler: "Akşam olunca hüzünle dolarım, ateşini bağrımda yakarım, özlemle gül gibi solarım, gülün ömrüyle değil sevdasıyla yaşarım". "Lütfen sabah kahvaltı vermeyeceğiniz, akşam masal anlatıp, öpmeyeceğiniz çocuğu dünyaya getirmeyin" (İlber Ortaylı). "Makamını kaybedersen üzülme. Güneş de her sabah doğar ve akşam batar" (Platon). "Akşamın huzurlu ve keyfin sonsuz olsun. İyi akşamlar kardeş". "Bir insan sabahleyin doğru yolda ise, akşam saatlerinde de öyle kalacak ve bundan pişman olmayacaktır" (Konfüçyüs).

Türkçe konuşma sınavında uygun olabilecek bazı atasözleri: "Taş yerinde ağırdır". "Sakla samanı, gelir zamanı". "Damlaya damlaya göl olur". "Acele işe şeytan karışır". Atasözü seçerken, gündelik hayatta sıkça kullanılan ve ilgi çekici bir örnek olmasına dikkat edilebilir.

Yuvayı dişi kuş yapar atasözü, bir ilişki başlarken veya bir yuva kurulurken bu temellerin atılmasında kadının ne kadar önemli bir rol aldığını ifade etmek için kullanılır. Bu atasözünün diğer anlamları şunlardır: Evin dışındaki işler erkekten, içindeki işler de genellikle kadından sorulur. Bir evin yönetimini, düzenini ve aile bireylerinin mutluluğunu, o evin kadını sağlar. Kadın bunları sağlamasa, ne evin düzeni, ne de aile bireylerinin mutluluğu kalır. Günümüz şartlarında kadınlar da çalışma hayatının içinde yer aldığından bu atasözü, kadınların tutumlu olması gerektiğini ifade etmek için söylenir.

Çiftçilikle ilgili bazı sözler: "Kılınç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima yenildi". "Köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları, verimli, modern, uygulamalı tarım merkezleri kurmak gereklidir". "Bende çiftçi olduğumdan biliyorum. Makinesiz tarım olmaz". "Türkiyenin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür". "Milli ekonominin temeli tarımdır". "Çiftçi, evini aldığında daha zengin değil daha fakir olur çünkü aslında ev onu almıştır" (Henry David Thoreau). "Çiftçi ne kadar akıllı, işinin ehli ve çalışkan olursa olsun, kış mevsiminde tarlasını yeşertemez" (Halil Cibran). "Çiftçi başarısız olursa herkes açlıktan ölecektir" (Amerikan atasözü). "Çiftçiler güneş batana kadar çalışmazlar, iş bitene kadar çalışırlar" (La Edri).

"Kör bile aynı kuyuya iki kez düşmez" veya "eşek bile bir düştüğü çukura, bir daha düşmez" atasözü, bir insanın yaptığı hatadan ders alması ve aynı hatayı tekrarlamaması anlamına gelir. Atasözünde geçen "eşek" kelimesi, insanların aksine hayvanların hafızasının güçlü olduğu ve kötü deneyimlerini unutmadıkları düşüncesini ifade eder.

"Sofranda bal varsa Bağdat'tan atlı gelir" sözü, misafirperverlik ve paylaşımın önemini vurgulayan bir atasözüdür. Bu sözün devamı şu şekildedir: Tezgâhın sağlam ise ipekler katlı gelir. Ateş düştüğü yeri yakar demişler. Ölü senin değilse helvası tatlı gelir. Bu atasözü, farklı yorumlarla da ele alınabilir; örneğin, bazı kaynaklarda geleneksel mutluluk ve kültürel zenginliği simgelediği belirtilmiştir.

20 tane tanık gösterme cümlesi: 1. Atatürk der ki: "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir". 2. Mevlana şöyle der: "Ne olursan ol, yine gel". 3. Yunus Emre şöyle demiştir: "Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz". 4. Cemil Meriç'e göre, "Kültür bir milletin hafızasıdır". 5. Şair Nazım Hikmet, "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür" diyerek özgürlüğü vurgular. 6. Ziya Gökalp'in ifadesiyle, "Millet, dil birliğiyle yaşar". 7. Ahmet Hamdi Tanpınar, "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"nde modernleşmeye dikkat çeker. 8. Sokrates, "Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez" der. 9. Voltaire, "Fikirlerinize katılmıyorum ama onları söyleme hakkınızı sonuna kadar savunurum" der. 10. Aristoteles'e göre, "İnsan politik bir hayvandır". 11. Shakespeare, "Olmak ya da olmamak" sözüyle kararsızlığı dile getirir. 12. Orhan Veli, "Bir de rakı şişesinde balık olsam" diyerek kaçışı anlatır. 13. Descartes, "Düşünüyorum, öyleyse varım" der. 14. Karacaoğlan, "İncecikten bir kar yağar, tozar Elif Elif diye" mısrası ile aşkı işler. 15. Emile Durkheim, dinin toplumu bir arada tuttuğunu savunur. 16. İbn Haldun, "Coğrafya kaderdir" diyerek çevresel koşullara dikkat çeker. 17. Farabi'ye göre, erdemli şehir insanla yükselir. 18. Confucius der ki: "İyiliği düşün, sevgiyle yaşa". 19. Cahit Zarifoğlu, "Çocuklar insandır, hem de en önemli insandır" diyerek çocuklara vurgu yapar. 20. Sabahattin Ali, "İçimde bitmeyen bir şey var" diyerek içsel huzursuzluğu anlatır.

"Acele işe şeytan karışır" ve "Acele giden ecele gider" ifadeleri farklı atasözleridir. "Acele işe şeytan karışır" atasözü, aceleyle yapılan işlerin yanlış veya hatalı olabileceğini, bu nedenle dikkatli ve planlı olmanın önemini vurgular. "Acele giden ecele gider" ifadesinin ise ne anlama geldiği kaynaklarda belirtilmemiştir. Dolayısıyla, bu iki ifade birbiriyle ilişkili değildir.

“Eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek” atasözü, Ziya Paşa'ya aittir.

Girit'in en meşhur sözü olarak "Açıklarda, şarap renkli denizde, bir ülke var ki, zengin olduğu kadar da güzel, dalgalar içinde yapayalnız, burası Girit'tir" ifadesi gösterilebilir. Ayrıca, Girit manileri de adanın kültürel bir simgesi olarak kabul edilir.

"Yeni testinin suyu soğuk olur" atasözü, her eşyanın yenisinin, kullanım sırasında eskisine göre daha verimli sonuçlar vereceğini ifade eder. Örneğin, yeni bir elektrik süpürgesi daha iyi süpürür, yeni bir ayakkabı daha konforlu ve sağlıklıdır.

"Her çok azdan olur" atasözü, çoğun temelinde az yattığını; önce az olanların, birikerek çoğu meydana getirdiğini ifade eder. Atasözünün tam anlamı şu şekildedir: "Çoğu elde etmek için azları biriktirmek gerekir".

"Arpa unundan aş olmaz" atasözü, kalitesiz malzeme ile kaliteli iş ortaya çıkmayacağını ifade eder. Aynı zamanda, "elti eltiye eş olmaz" ifadesiyle birlikte kullanıldığında, eltiler arasında uyumun zor olduğunu anlatır.

"Eden bulur, inleyen ölür" atasözü, bir durumun nasıl sonuçlanacağının olayın gidişatından belli olduğunu ifade eder. Bu atasözünün iki anlamı vardır: 1. İyilik ve kötülük: Birilerine kötülük yapmayı kural edinenler, yaptıkları kötülüğün cezasını eninde sonunda görürler; bu dünyada olmasa bile öbür dünyada. 2. Hastalık ve direnç: Direnç göstermeyen, kendini bırakan, inleyen ağır hasta ölür.

Bir anlık öfke ile ilgili bazı atasözleri: Öfke ile kalkan zararla oturur. Öfke gelir, göz kararır; öfke gider, yüz kızarır. Öfke baldan tatlıdır. Yavaş (yumuşak huylu) atın çiftesi (tekmesi) pek (yavuz) olur. Öfkeli dilencinin heybesi boş kalır.

"Can boğazdan geçer" atasözü, sağlıklı yaşamak için beslenmenin gerekli olduğunu ifade eder. Ayrıca, bu atasözü genellikle beslenmesine dikkat etmeyen veya az yemek yiyen kişileri uyarmak için kullanılır.

Eski çamlar bardak oldu bir atasözü değil, bir deyimdir. "Devir değişti, eski tutumların değeri kalmadı" anlamında kullanılır.