Atasözleri

"Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur" atasözü, bir kişinin ya da bir toplumun, başkalarına zulmederek, haksızlık yaparak veya adaletsiz bir şekilde güç kazanması durumunda, elde ettiği bu başarıların veya kazançların uzun vadede sürdürülemeyeceğini ve nihayetinde kötü sonuçlar doğuracağını ifade eder. Bu atasözü aynı zamanda, zulümle kazanılan başarıların ya da güçlerin gerçek başarılar olmadığına, yalnızca geçici bir görünüş olduğuna dikkat çeker. Ayrıca, zulüm yapan kişi, toplumun öfkesini ve direnişini karşısında bulur. Sonuç olarak, zulümle elde edilen şeyler, gerçek başarı sayılmaz çünkü bu başarılar yalnızca başkalarına zarar vererek elde edilmiştir. Örnek kullanımlar: "O şirketin CEO’su herkese zulmediyor, ama unutma ki zulüm ile âbad olanın akıbeti berbat olur, sonunda o da düşer." "Sürekli başkalarına haksızlık yaparak yükselmek kolay olabilir ama unutma, zulüm ile âbad olanın akıbeti berbat olur." "Bir zamanlar çok güçlüydüler, ama zulümle iktidarlarını sürdürüyorlardı."

"İhmal edilen her şey ölür" sözü, sanatçı Hasan Kaçan'a aittir. Ayrıca, bu sözün İslami Sözler adlı Twitter hesabı tarafından da paylaşıldığı görülmektedir.

İtalyanların en ünlü sözü olarak birkaç atasözü öne çıkmaktadır: "Che sarà, sarà" (Olacak, olacaktır). "L’uccello mattiniero si becca il verme" (Erken kalkan kuş, kurtçuğu yakalar). "Meglio tardi che mai" (Geç olması hiç olmamasından iyidir). "Il tempo è denaro" (Vakit, nakittir). "Dagli amici mi guardi Dio, che dai nemici mi guardo io" (Beni dostlarımdan Tanrı’m korusun, düşmanlarımdan ben kendimi korurum). Ayrıca, "Il dolce far niente" (Hiçbir şey yapmanın tatlılığı) ve "Chi la dura, la vince" (Sabreden kazanır) gibi sözler de İtalyan kültüründe önemli yer tutar.

İnsanın doğduğu yer ile ilgili atasözü: "İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde". Bu atasözü, insanın geçimini sağladığı yeri yurt edindiğini, doğduğu yeri daha az önemli saydığını ifade eder.

Atasözleri, uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş, toplum tarafından benimsenmiş, öğüt verici nitelikte, anonim sözlerdir. Özdeyişler (vecizeler), bir düşünceyi kısa ve özlü bir şekilde anlatan, söyleyeninin ya da yazanın belli olduğu sözlerdir. Atasözü ve özdeyişlerin ortak özellikleri: Çok eski zamanlardan günümüze ulaştıkları için kimin tarafından söylendikleri belli değildir. Kısa ve özlü sözlerdir. Kalıplaşmış sözlerdir. Genellikle mecaz anlam taşırlar. Atasözü ve özdeyişler arasındaki farklar: Atasözleri cümle şeklindeyken, deyimler çoğunlukla söz grubu şeklindedir. Atasözleri tüm zamanlar için ve herkes için geçerlidir, deyimler ise anlık durumlar için ve sözü söyleyen kişi ya da kişiler için geçerlidir. Atasözleri topluma öğüt verirken, deyimler sadece içinde bulunulan durumları bildirir.

"Çekilip kabuğuna inci ol. Varsın derinden, seni nefesi yeten çıkarsın" sözü, sabır ve doğru zamanı beklemeyi ifade eder.

"Tüfek icat oldu mertlik bozuldu" sözü, halk kahramanı Köroğlu'na (Ruşen Ali) aittir.

"Ağaç yaşken eğilir" atasözü, çocukların küçük yaşlarda daha kolay eğitilebileceğini ifade eder. İşte bu atasözünün örnek cümle içinde kullanımına üç örnek: 1. "Aylin, 3 yaşındayken kendi başına dişlerini fırçalayabiliyordu, ne demişler ağaç yaşken eğilir." 2. "Ali, 2 yaşında dişini fırçalayabiliyordu, ağaç yaşken eğilir diye boşuna dememişler." 3. "Ahmet'in bu yaştan sonra değişmesini bekleme, ne demişler ağaç yaşken eğilir."

"Sen işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına" atasözü, başlanan bir işte her zaman zorluklarla karşılaşılacağı varsayılması gerektiğini, böylece hayal kırıklığına uğranmayacağını ve iyi sonuçlar alındığında sevinilebileceğini ifade eder. Eskiler, yeni başlanan bir işte zorluklar çıkabileceğini düşünerek buna göre hazırlık yapılması gerektiğini tavsiye ederler.

"Oğul babadan görmeyince sofra çekmez" atasözü, erkek çocuklarının babalarından öğrenmeleri gereken şeyler olduğunu ifade eder. Bu söz, aynı zamanda şu anlamlara da gelebilir: Oğul, babanın yerine geçenidir ve onun gözbebeğidir. Oğul, babasının ocağının korudur. Atasözü, genel olarak ebeveynlerin çocuklarına verdikleri eğitimin ve örnek olmanın önemini anlatır.

Deyim ve atasözlerinde resfebe oluşturmak için, kelimelerin alışılmış şekilleri dışında yazı, sembol veya resimlerle ifade edilmesi gerekir. Bazı örnekler: "Ağaç yaş iken eğilir." atasözü için, ağaç görseli, damla görseli, "iken" kelimesi ve eğik ağaç görseli yan yana getirilebilir. "Üzüm üzüme baka baka kararır." atasözü için, siyah renkli iki bağ üzümün birbirine bakması görseli kullanılabilir. "Damlaya damlaya göl olur." atasözü için, akan bir çeşme ve damla görselleri kullanılabilir. Resfebe oluştururken, renkler de ipucu olabilir, ancak bazen şaşırtma amacıyla da kullanılabilir. Resfebe örnekleri ve etkinlikleri için YouTube, Wordwall ve toligames gibi kaynaklar kullanılabilir.

"Fala inanma, falsız da kalma" atasözü, fal baktırmanın doğru olmadığını, falların aslı olmadığını ve dinen yasak olduğunu ifade eder. Bu atasözü, aynı zamanda kişinin oyalanmak ve yalan da olsa geleceği hakkında bir şeyler dinlemek isteğini hoş karşılamak gerektiğini anlatır.

"Bundan iyisi Şam'da kayısı" deyimi, bir şeyin çok iyi, mükemmel veya olabilecek en güzel hâlinde olduğunu anlatmak için kullanılır. Bu deyimin çıkış noktası, geçmişte Şam kentinin (bugünkü Suriye'nin başkenti) dünyaca meşhur kayısılarıyla ilgili olabilir. Örnek cümleler: "Her şey çok güzel olmuş, bundan iyisi Şam'da kayısı." "Bir reçel yapmışım, parmaklarını yersin. Yani bundan iyisi Şam'da kayısı." Ayrıca, bazı kaynaklara göre bu deyimin aslı "bundan iyisi sam dakayısı"dır.

Hayır, "İstikbal göklerdedir" sözü bir Çin atasözü değildir. Bu söz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. İlk kez 22 Haziran 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesinin “Hem Nalına Hem Mıhına” adlı köşesinde Abidin Daver tarafından dile getirilmiştir.

"Ekinler baş vermeden kör buzağı topallamazmış" atasözünde geçen kör buzağının topallamasının nedeni, kolay görünen bir işe başlandığında ve işin içine girildiğinde karşılaşılan zorluklar neticesinde sıkıntı yaşanması olarak açıklanır. Ayrıca, bu atasözü tarım geçmişine sahip toplumlarda, her şeyin bir zamanı ve olgunluğa ulaşması gerektiği anlamına da gelir. Kör buzağının topallaması ile ilgili bilimsel bir kanıt bulunamamıştır.

"Rahatınız bozulmasın diye hangi doğrudan vazgeçtiyseniz, o fiyata satıldınız demektir" sözü, Muhsin Yazıcıoğlu'na aittir.

"Eğer köpeğin sana havlamaya başladıysa onu başkaları besliyor demektir" sözü, köpeğin başka biri tarafından beslendiği ve bu nedenle sahibine havladığı anlamına gelir. Bu söz, Dr. Berra Doğaner tarafından Twitter'da paylaşılmıştır.

"Eyer bu gerçekse yer yerinden oynar" ifadesinin anlamına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "yer yerinden oynamak" deyimi, bir olayın toplumda büyük tedirginlik yaratmak, telaş, heyecan, gürültü ve kargaşa oluşturmak anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "Bu kaleyi de zapdedersek yer yerinden oynayacak, bizi kimse tutamayacak artık." "Mağazanın açılışında yer yerinden oynadı." "Dolar fırlayınca yer yerinden oynadı."

15 atasözü ve anlamları: 1. Acele işe şeytan karışır: Düşünüp taşınmadan yapılan işten iyi sonuç alınmaz. 2. Ateş düştüğü yeri yakar: Felaket en çok ilgili kişileri etkiler. 3. Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir şeyin değeri, ihtiyaç duyulduğunda anlaşılır. 4. Gülme komşuna, gelir başına: Başkalarının kötü durumuna gülmemek gerekir. 5. Lafla peynir gemisi yürümez: İcraat olmadan bir yere varılmaz. 6. Ne ekersen onu biçersin: Yaptığın işin karşılığını görürsün. 7. Terzi kendi söküğünü dikemez: İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar. 8. Denize düşen yılana sarılır: Zor durumda kalındığında, sevilmeyen kişilere bile başvurulur. 9. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Güzel sözlerle inat kırılabilir. 10. Her işin başı sağlık: Sağlık olmadan iş yapmak zordur. 11. İki karpuz bir koltuğa sığmaz: İnsan aynı anda iki önemli işi yapamaz. 12. Huy canın altındadır: İnsan doğuştan gelen özelliklerini değiştiremez. 13. İşleyen demir pas tutmaz: Çalışkan insanın zihni sürekli çalışır. 14. Misafir kısmeti ile gelir: Misafir girdiği eve bolluk getirir. 15. Akıl akıldan üstündür: Başkalarından akıl almak önemlidir.

"Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker" atasözü, kişinin kendi özünü veya asıl özelliklerini değiştirmiş gibi görünse de asla değişmeyeceği anlamına gelir. Bu atasözünün farklı versiyonları da vardır, örneğin: "Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker". "Pekmezi kaynatsam olur mu şeker, cinsini ...tiğim cinsine çeker".