Arkeoloji

Kurgan, Orta Asya ve Doğu Avrupa'da yığma tepe veya höyük şeklinde bulunan, genellikle tahtadan yapılmış mezarları içeren bir tümülüs (gömü yeri) türüdür. Kurgan kelimesi, Eski Türkçe'de "korumak" kelimesine eştir ve bu kelime ilk kez Orhun Yazıtları'nda görülmüştür. Kurganlar, Eneolitik, Tunç, Demir, Antik ve Orta Çağ dönemlerinde inşa edilmiştir ve hala bazı Güney Sibirya ve Orta Asya halkları tarafından geleneksel olarak inşa edilmeye devam edilmektedir. Kurgan kelimesi, TDK'ya göre iki anlama gelir: 1. İlk Çağ'da mezarların üzerine toprak yığılıp yapılan küçük tepe. 2. Tepe biçiminde mezar.

Baf'ın meşhur olan bazı özellikleri şunlardır: Antik kalıntılar ve tarihi yerler: Baf, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan antik kentleriyle ünlüdür. Mitolojik efsaneler: Baf, mitolojik efsanelerle de anılır; örneğin, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'in doğduğu yer olarak bilinir. Doğal güzellikler: Coral Sahili ve Adonis Şelalesi gibi doğal alanlar, Baf'ın doğal güzelliklerini yansıtır. Kültürel zenginlikler: Baf Kalesi, Agios Neofytos Manastırı ve Baf Arkeoloji Müzesi gibi yerler, şehrin kültürel dokusunu oluşturur. Plajlar: Lara Plajı gibi incecik kumlu ve turkuaz deniziyle ünlü plajlar, Baf'ın sahil havasını simgeler.

Buz Adam Ötzi, sol omzuna saplanan ve hayati bir damarını kopartan bir ok nedeniyle ölmüştür. Ötzi'nin ölüm zamanı ve yeri, 1991 yılında Avusturya-İtalya sınırında Alp Dağları’nda keşfedilen cesedinin incelenmesiyle belirlenmiştir. Ötzi'nin ölüm şekli, 2017 yılında dedektif Alexander Horn'un yönettiği bir soruşturma sonucunda cinayete hükmedilmiştir. Ancak, cinayetin kesin nedeni ve faili hala belirsizdir.

Esra Bilgiç, lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nde tamamlamıştır. İkinci üniversite eğitimini Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde almış, üçüncü üniversite olarak ise Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde eğitimine devam etmektedir.

Anadolu'nun avcı ve toplayıcı insanlar tarafından yerleşim yeri olarak tercih edilmesinin bazı nedenleri: Zengin doğal kaynaklar: Bölgedeki ormanlık alanlar, av hayvanları ve çeşitli bitki örtüsü, yiyecek bulma açısından ideal koşullar sunuyordu. Su kaynakları: Su kaynaklarının varlığı, içme suyu temini ve tarım için gerekli olan sulama imkanlarını sağlıyordu. Coğrafi çeşitlilik: Dağlar, vadiler ve düz araziler, avcılık ve toplayıcılıkla uğraşan topluluklar için çeşitli yaşam alanları sunuyordu. Besin kaynaklarının bolluğu: Bölgenin zengin biyolojik çeşitliliği, besin kaynaklarının bolluğu anlamına geliyordu.

Apollon Tapınağı, Antik Yunan ve Roma uygarlığına aittir. Antik Yunan dönemi: Tapınağın yapımına MÖ 8. yüzyılda başlanmış ve MÖ 560 yılında tapınak olarak kullanılmaya başlanmıştır. Roma dönemi: MS 2. yüzyılda tapınak, önemli bir kehanet ve dini merkez olarak varlığını sürdürmüştür. Ayrıca, Side'de bulunan ve Roma döneminde inşa edilen bir Apollon Tapınağı da vardır.

Anadolu'da ilk yerleşim yerlerinde beslenmeye bazı örnekler: Tarım ürünleri: Buğday, arpa, nohut, mercimek gibi tahıllar yetiştirilmiş ve tüketilmiştir. Hayvansal gıdalar: Koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlardan süt, peynir, et gibi ürünler elde edilmiştir. Doğal toplanabilir gıdalar: Fındık, ceviz, yabani meyve ve sebzeler toplanmıştır. Balıkçılık: Su kaynaklarının yakınındaki topluluklarda balık önemli bir besin kaynağı olmuştur. Avcılık: Geyik, tavşan, yaban domuzu gibi hayvanlar avlanmıştır. Tahıl işleme: Taş değirmenler kullanılarak buğday un haline getirilip ekmek yapılmıştır.

Firavun'un cesedi, 3000 yıl boyunca korunmuştur.

Türkiye'nin en büyük arkeoloji müzesi, Adana Arkeoloji Müzesi'dir. Adana'da, 18 Mayıs 2017'de ziyarete açılan Adana Arkeoloji Müzesi, 68 bin 400 metrekarelik hizmet alanıyla Türkiye'nin en büyük müze kompleksi olma özelliğini taşımaktadır.

Babiller, günümüzde Irak'ın sınırları içinde yer almaktadır. Babil, Mezopotamya'da, bugünkü Irak'ın El Hilla şehri yakınlarında kurulmuştur.

Dalyan Kral Mezarları'nın hangi krala ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Bu mezarlar, Kaunos Antik Kenti'nin eski krallarına ait olduğuna inanılan görkemli yapılar olarak kabul edilir. Bazı kaynaklarda, en sağdaki mezarın Perslerin veya Büyük İskender'in istilası nedeniyle yarım kaldığı belirtilmektedir. Mezarların yüksekte olmasının nedeni, Antik Çağ'da insanların tanrıya yakın olma inancı olarak açıklanmıştır.

Büklükkale, Hitit Uygarlığı'na aittir.

Dikilitaş, Antik Mısır uygarlığına aittir. Antik Mısır'da dikilitaşlar, ilk olarak MÖ 2649 – MÖ 2150 yılları arasında "tekhenu" ismiyle ortaya çıkmıştır. İstanbul'da bulunan ve "Theodosius Sütunu" veya "Dikilitaş" olarak bilinen anıt ise aslen MÖ 357 yılında Mısır'da yaptırılmış, daha sonra farklı dönemlerde İstanbul'a taşınmıştır.

2004 yapımı "Büyü" filmi, Anadolu'nun ücra köşesindeki lanetli olduğuna inanılan bir köye araştırma yapmak için giden bir grup arkeoloğun başına gelenleri anlatıyor. Köy halkı, kız çocuklarının uğursuzluğuna inandıkları için yedi yüz yıl önce tüm kız çocuklarını öldürüp toprağa gömmüştür.

Karabiga'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihî ve kültürel zenginlik: M.Ö. 7. yüzyılda Milet kolonisi olarak kurulan ve "Priapos" adıyla bilinen tarihi kalıntılar burada yer alır. Doğal güzellikler: Marmara Denizi kıyısında yer alan Karabiga, sahilleri, balıkçı tekneleri ve şirin limanıyla dikkat çeker. Ulaşım ve konum: Çanakkale ve Biga'ya yakın olması, deniz yolu ile yük ve yolcu taşımacılığı için uygun bir konumdadır. Ekonomik faaliyetler: Balıkçılık, çiftçilik, hayvancılık ve sanayi (özellikle tersane ve demir-çelik sanayi) alanlarında ekonomik faaliyetler yürütülür. Festivaller: Her yıl Temmuz ayında düzenlenen Priapos Deniz Festivali ile tanıtım sağlanır.

M.Ö. 10.000 filmi, uzak bir dağ kabilesinde yaşayan genç avcı D’Leh’in, sevdiği kadın Evolet’in gizemli bir savaşçı grup tarafından kaçırılması üzerine, onu kurtarmak için çıktığı yolculuğu anlatıyor. D’Leh ve beraberindeki avcı grubu, yolculukları sırasında kılıç dişli kaplanlar ve diğer tarih öncesi yırtıcılarla mücadele eder. Film, 2008 yılında Roland Emmerich tarafından yönetilmiştir.

Türkiye'de 400'ün üzerinde batık gemi bulunmaktadır. Bu batıklardan bazıları: İzmir Körfezi: Yaklaşık 8 adet batık tespit edilmiştir. Çanakkale Bölgesi ve Marmara Denizi: Birçok savaş gemisi batığı bulunmaktadır. Antalya Kumluca Açıkları: Geç Helenistik - erken Roma dönemine ait, 2000 yıllık bir batık keşfedilmiştir.

Nemrut Dağı'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihi ve kültürel değer: Nemrut Dağı, Kommagene Krallığı'na ait devasa heykeller ve anıt mezarlarıyla dikkat çeker. UNESCO Dünya Mirası: 1987 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Doğal güzellik: Gün doğumu ve gün batımı manzaraları ile ünlüdür. Konumu: Toros Dağları'nın doğusundaki en yüksek noktalardan biridir ve Adıyaman'ın Kahta ilçesinde yer alır. Koruma altında: 1988 yılında Nemrut Dağı Milli Parkı ile koruma altına alınmıştır.

İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarımadası'na ve Afganistan'a kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde yer alan medeniyetlere ait eserler sergilenmektedir. Müzede sergilenen bazı medeniyetler ve bunlara ait eserlere örnekler: Mezopotamya: Balawat Kapıları, Siloam Yazıtı. Eski Mısır: Mumyalar, Eski Mısır uzunluk ölçüsü olan "kübit". Antik Yunan ve Roma: Heykeller, lahitler, sütunlar. Anadolu: Troya Hazineleri, sfenksler. Urartu: Urartu eserleri. Ayrıca, müzede Türk çini ve seramik örneklerinin sergilendiği bir Çinili Köşk Müzesi ve Eski Şark Eserleri Müzesi de bulunmaktadır.

Arsemia Antik Kenti'nin önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihi ve kültürel zenginlik: Arsemia, Kommagene Krallığı'nın yazlık başkenti ve yönetsel merkezi olarak, Doğu ile Batı kültürünü sentezleme çabasının bir yansıması olarak kabul edilir. Anadolu'nun en uzun Grekçe yazıtı: Kentte, kendi çağına ait, Anadolu'nun en uzun Grekçe yazıtı bulunmaktadır. Önemli kalıntılar: Tören yolunda yer alan tanrı ve kral kabartmaları ile Kral I. Antiochos'un babası I. Mithridates'in mezar tapınağı ve sarayı gibi önemli kalıntılar içerir. Stratejik konum: Ticaret yollarının kesişim noktasında yer alması, Arsemia'nın ekonomik ve kültürel canlılığını artırmıştır. Arkeolojik önem: 1953 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkan heykeller, yazıtlar ve diğer arkeolojik bulgular, bölgenin tarihi hakkında önemli bilgiler sunar.