Anlam

Allak bullak etmek deyimi, TDK'ye göre üç farklı anlama sahiptir: 1. Kurulu düzeni bozmak, karmakarışık bir duruma getirmek." 2. Aklını, zihnini düşünemez duruma getirmek. 3. Bir yeri veya bir şeyi dağıtmak.

"Ben onun bir parçasıyım" ifadesi, kişisel ilişkilerde analojik veya hissi bir ifade olarak kullanılabilir. Ayrıca, "Ben kendimin bir parçasıyım" ifadesi, başkalarının doğrularına bağlı kalmamayı ve hayatı kendi kurallarına göre yaşamayı anlatan metaforik bir hikaye olarak da yorumlanabilir.

"Anlaşıldı" kelimesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Telsiz iletişiminde bir konfirmasyon sözüdür. Mecburi kabulleniş içeren bir ifade olarak iş hayatında kullanılabilir. Anlaşıldığı üzere, anlaşılma, anlaşılmak, benimsenmek, anlaşılmasını sağlamak, anlaşılmamak gibi anlamlara da gelebilir. Ayrıca, "anlaşıldı" kelimesi, İngilizce'de "understood", "agreed" ve "roger that" gibi ifadelerle eşdeğerdir.

"Çatal kazık yere batmaz" atasözü, bir işte birden fazla kişi söz sahibi olduğunda, yani çok başlılık olduğunda sorunun ortaya çıkacağını ifade eder. Bu durumda, her kafadan bir ses çıkar ve işler bir türlü ortaya gelemez; öylece kalır. Ayrıca, bu atasözü siyasette de kullanılır; koalisyona karşı olanlar, "Çatal kazık yere batmaz" diyerek tek parti iktidarını savunur. Atasözünün bir diğer anlamı da, çatallı bir kazığın toprağa çakılmasının mümkün olmamasıdır; bu, çok başlılığın başarıyı engellemesine benzetilir.

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "emir vermek" ifadesi, "buyurmak, buyruk vermek" anlamına gelir. Ayrıca, birine yapmasını istemek, bir işi veya görevi emretmek anlamına da gelir.

Examination kelimesi İngilizce'de "sınav", "muayene", "tetkik" gibi anlamlara gelir. Bazı kullanım örnekleri: Sınav: "They posted the examination results on the board" (Sınav sonuçlarını panoya astılar). Muayene: "The doctor ordered a full physical examination for the patient" (Doktor, hasta için tam bir fizik muayene talimatı verdi). Tetkik: "Dan performed a microscopic examination of the hair" (Dan, saçın mikroskobik incelemesini yaptı).

Suratını buruşturmak deyimi, yüzüne memnun olmadığını belirten bir anlam vermek anlamına gelir. Örnek cümleler: "Beğenip aldığımız ayakkabılara suratını buruşturmasına sinir oldum". "İşte ilmin, âlimin kıymeti bilinmeye başladı diye suratımı ekşittim" (Ömer Seyfettin). "Ben suratımı buruşturdukça, bir yaz öğlesinde yarı açık kalmış bir musluktan akarak ak mermer bir yalakta şarkı söyleyen serin bir su gibi gülsün o!" (Nazım Hikmet).

"Merhabaaaaa" ifadesi, genellikle samimi bir selamlaşma veya neşe dolu bir karşılama anlamına gelir. "Merhaba" kelimesi Arapça kökenli olup, "selam", "hoş geldiniz" veya "günaydın" anlamlarını taşır. Örnek kullanım: "Yeni bir yıldan kocaman bir MERHABAAAAA, A very Happy New Year from the UK" (Yeni yıldan kocaman bir merhaba, İngiltere'den çok mutlu yıllar).

Mücahit bulmacada alperen olarak yanıtlanır. Mücahit, kutsal sayılan bir ülkü, özellikle de İslam adına savaşan kişi anlamına gelir.

Müktesep, "kazanılmış" veya "edinilmiş" anlamına gelen bir sıfattır. Hukuk alanında yaygın olarak kullanılan bir terim olan müktesep hak ise, "kanun yoluyla kazanılmış hak" demektir. Müktesep kavramı, sosyal ve ekonomik bağlamlarda da önemli bir yere sahiptir. Günlük yaşamda ise müktesep kavramı, bireylerin sosyal ilişkilerinde kendini gösterir.

Çağrı isminin bazı özellikleri: Liderlik ve kararlılık: Çağrı ismi, liderlik ve kararlılık özelliklerini temsil eder. Dinamizm ve enerji: Dinamik ve enerjik bir yapıya sahiptirler. Bağımsızlık ve özgürlük: Bağımsızlık ve özgürlük arayışını yansıtır. İletişim becerileri: Etkili iletişim ve liderlik özelliklerini vurgular. Duyarlılık: Başkalarının ihtiyaçlarına duyarlı, anlayışlı ve yardımsever bir tutum sergileyebilirler. Çağrı isminin numerolojik değeri 46'dır ve bu, hazır cevap, akıllı ve güvenilir gibi özelliklerle ilişkilendirilir. Çağrı ismi, Türkçe kökenli olup "davet", "seslenme", "çağırma" anlamlarına gelir.

"Kulak kabartmak" deyiminin belirli bir hikayesi bulunmamaktadır. Bu deyim, belli etmemeye çalışarak dinlemek, kulak misafiri olmak anlamlarına gelir. Örnek cümle: "Çocuk kendisi hakkında gizlice konuşan arkadaşına kulak kabarttı".

Paragrafa "anlam" denmesinin nedeni, bir düşünceyi, bir duyguyu veya bir olayı tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilmiş cümleler topluluğundan oluşmasıdır. Paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler ve aynı anlamı sunar.

"Titizlikle aramak" ifadesi, bir şeyi detaylı ve özenli bir şekilde incelemek, araştırmak anlamına gelir. Örnek cümle: "Polis memurları, dünkü bomba saldırısının ardından enkazda titizlikle arama yapmaya devam etti".

Yetersiz, kısmen yeterli, oldukça yeterli ve tamamen yeterli ifadeleri, bir şeyin yeterlilik durumunu belirtmek için kullanılır: Yetersiz: İhtiyaçları karşılamayan, eksik olan. Kısmen yeterli: Az da olsa yeterli olan. Oldukça yeterli: Yeterli, ama tam olarak yeterli olmayan. Tamamen yeterli: İhtiyaçları tam olarak karşılayan, yeterli. Örnekler: "Bu küçük araba, sizi şehir içinde dolaşmaya yeter." (yeterli). "Polis kadının, kocasının ölümünün ardında olduğunu kanıtlamak için yeterli kanıtı var." (yeterli). "Müzakerelerin bu yılın sonunda tamamlanması planlanıyor, dolayısıyla ilerleme kaydetmek için hala yeterli zaman var." (yeterli).

"Bu görevimizi ifa etmek" ifadesi, bir görevi, yükümlülüğü, borcu ya da sorumluluğu yerine getirmek, tamamlamak, gerçekleştirmek anlamına gelir. İfa etmek, ayrıca "yapmak, yerine getirmek, gerçekleştirmek" anlamlarında da kullanılır. Örnek cümleler: "Sözleşmede belirtilen şartları ifa etmek zorundasınız." "Ödemenizi zamanında ifa etmelisiniz." "Görevini eksiksiz ifa etti."

Makineye saygı duymak ifadesi, genellikle saygı kavramının yanlış anlaşılması veya mizahi bir bağlamda kullanılması olarak değerlendirilebilir. Saygı, bir kişiye veya bir şeye karşı dikkatli, özenli ve ölçülü davranmayı gerektiren sevgi duygusu, hürmet ve ihtiram anlamına gelir. Makineye saygı duymak ifadesi, Ekşi Sözlük'te bir kullanıcının, makinelerin bozulabilir ve dayanıksız olduğu, insanlara kıyasla daha az değerli olduğu yönündeki mizahi yorumuyla gündeme gelmiştir. Bu nedenle, makineye saygı duymak ifadesi, gerçek bir anlamdan ziyade, bir espri veya yanlış anlama olarak değerlendirilmelidir.

Mülahazat, Arapça kökenli bir kelime olup "düşünceler" anlamına gelir. Ayrıca, evrak, defter vb. üzerinde düşünce ve görüşlerin yazılması için ayrılmış bölüm veya sütun anlamında da kullanılır. "Mülahazat hânesini açık bırakmak" ifadesi ise bir kişi veya durumu iyi, kötü vb. hükümlerle değerlendirmekte acele etmemek, zamanla ortaya çıkacak gelişmeleri beklemek anlamına gelir.

Mature kelimesi İngilizce'de "olgun", "ergin", "yetişkin" anlamlarına gelir. Ayrıca, "olgunlaşmak", "oldurmak", "tekamül etmek" gibi fiil anlamları da vardır. Örnek cümleler: "Mature students with non-standard qualifications will be considered on an individual basis" (Standart olmayan niteliklere sahip olgun öğrenciler bireysel olarak dikkate alınacaktır). "Tommy is mature enough to travel on his own" (Tommy kendi başına seyahat edebilecek kadar büyüdü). "Grain is harvested when it is mature" (Tahıl, olgun olduğunda hasat edilir).

"Biraz ileri gittim" ifadesi, söz ve davranışta ölçü dışına çıkmak, gereksiz ve aşırı bir davranışta bulunmak anlamına gelen "ileri gitmek" deyimiyle ilişkilidir. Ayrıca, "biraz ileri gitmek" ifadesi, "ilerlemek, gelişmek" anlamında da kullanılabilir. Örnek cümleler: "O saygısız adamın daha fazla ileri gitmesine fırsat verilmemelidir." "Haklısınız, ancak fazla ileri gidiyorsunuz." "Firma olarak hedefimiz bugünden de ileri gitmek." "Teknolojiye yatırım yapan ülkelerin daha ileri gittiğini görüyoruz."