Anjiyo

Anjiyo sırasında hasta uyutulmaz.

Kalp anjiyosu (anjiyo), genel olarak güvenli bir işlem olarak kabul edilir. Anjiyonun olası riskleri şunlardır: - Giriş yapılan damara zarar verme; - Böbrek fonksiyonlarında geçici bozulma; - Alerjik reaksiyonlar; - Kalp krizi veya felç geçirme riski; - İşlem bölgesinde enfeksiyon veya kanama. Bu risklerin olasılığı oldukça düşüktür ve uzman bir doktor tarafından yapıldığında minimum seviyeye indirilir. Anjiyo öncesi ve sonrası dikkat edilmesi gerekenler hakkında doktordan detaylı bilgi almak önemlidir.

Anjiyo işleminin riski %1'in altındadır. Ancak, her cerrahi müdahalede olduğu gibi anjiyo da bazı riskler taşır: - Kanama: İşlem yapılan bölgede kanama riski bulunur. - Enfeksiyon: Cerrahi müdahaleden sonra enfeksiyon gelişebilir. - Alerjik reaksiyonlar: Enjekte edilen kontrast maddeye karşı alerjik reaksiyonlar oluşabilir. - Damar hasarı: Damar içerisine yerleştirilen kateter, bazen damar duvarına zarar verebilir. - Kalp krizi veya inme: Nadiren de olsa bu tür ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.

Anjiyo işleminde tıkanmış veya daralmış damarlar açılır. Bu damarlar arasında: - Kalp damarları (koroner arterler); - Beyin damarları; - Böbrek damarları; - Akciğer damarları; - Kol ve bacak damarları (periferik damarlar) yer alır.

Anjiyo sonrası stent takılması, damar tıkanıklığı tespit edildiğinde aynı gün gerçekleştirilebilir. Bu işlem, özellikle kalp krizi geçiren hastalarda veya anjiyo sırasında çok kritik bir darlık belirlenen durumlarda uygulanır.

Anjiyo sonrası kalp krizi riski %1-5 arasında değişmektedir.

Anjiyo sonrası kasıkta morarma ve siyahlık, genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır: 1. Damar Yaralanması: Anjiyo işlemi sırasında damarın zarar görmesi, kanın dışarı sızmasına ve morarmaya neden olabilir. 2. Kanama: İşlem sonrası kanama, kasık bölgesinde hematom (kan birikintisi) oluşumuna yol açabilir. 3. Kan Pıhtılaşma Bozuklukları: Hastanın kan pıhtılaşma mekanizmasında bir sorun varsa, morarma durumu daha belirgin hale gelebilir. 4. İşlem Sonrası Aktivite: Hastanın yeterince dinlenmemesi veya aşırı aktivite göstermesi, kanama riskini artırabilir. Bu belirtiler genellikle geçici olup, birkaç hafta içinde kendiliğinden geçer.

Karbondioksit gazı, anjioda kontrast maddeye alternatif olarak kullanılır. Bunun birkaç nedeni vardır: 1. Alerjik reaksiyonların önlenmesi: Karbondioksit, iyot bazlı kontrast maddelere alerjisi olan hastalarda güvenli bir seçenektir. 2. Böbrek hasarının azaltılması: Anjio sırasında kullanılan kontrast maddeler böbrek hasarına yol açabilir, ancak karbondioksit bu riski ortadan kaldırır. 3. Minimal invazivlik: Karbondioksit anjiyografisi, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan damarları görüntüleme imkanı sunar.

Anjiyo sonrası halsizlik ve iştahsızlık birkaç nedenden kaynaklanabilir: 1. Anestezi Etkisi: Anjiyo genellikle lokal anestezi altında yapılır ve bu da işlem sonrası geçici bir halsizlik hissine neden olabilir. 2. Fiziksel Stres: Anjiyo işlemi vücutta fiziksel bir stres yaratır ve bu da yorgunluk hissini artırabilir. 3. Kan Basıncındaki Değişiklikler: Anjiyo sırasında kan basıncı dalgalanmaları meydana gelebilir, bu da iştahsızlık ve halsizliğe yol açabilir. 4. İyileşme Süreci: Vücudun anjiyo sonrası iyileşme süreci enerji kaybına neden olabilir. Bu belirtiler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçer.

Pulmoner anjiyo işlemi yaklaşık 20-30 dakika sürer.

Yalancı pozitif anjiyo, anjiyo sonuçlarının şüpheli olması veya yanlış yorumlanması durumunda ortaya çıkabilir. Bunun nedenleri arasında: Kullanılan kontrast maddeye karşı alerji: Hastalarda kızarıklık ve kaşıntı gibi hafif alerjik reaksiyonlar görülebilir. Eko sırasında kalp kasında düzensizlik: Bu durum, anjiyo sonuçlarının yanlış değerlendirilmesine yol açabilir. Efor testi sonucunun pozitif çıkması: Yanlış pozitif sonuçlar, anjiyonun yalancı pozitif olarak değerlendirilmesine neden olabilir. Anjiyonun doğruluğu ve güvenilirliği, deneyimli bir kardiyolog tarafından yapıldığında artar.

Anjiyo işlemi genellikle 30-60 dakika sürer.

Sanal anjiyoda yalancı pozitiflik, testin kalp damarlarında bir sorun olduğunu yanlış bir şekilde göstermesi durumunu ifade eder. Bu durum, özellikle kalp hızı yeterince düşürülmeden yapılan çekimlerde yanılma payının artması nedeniyle ortaya çıkabilir. Sanal anjiyonun doğruluk oranı genellikle %80-90 arasında olup, kesin tanı için klasik anjiyo gerekebilir.

Koroner BT anjiyo ile aşağıdaki hastalıkların teşhisi konulabilir: 1. Koroner arter hastalığı: Kalp damarlarında daralma veya tıkanıklık. 2. Doğuştan yapısal kalp bozuklukları: Kalp damarlarındaki anomaliler. 3. Kalp zarı problemleri: Perikardit gibi durumlar. 4. Kalp kapakçıkları sorunları: Kapak hastalıkları ve protez kapak sorunları. 5. Pulmoner emboli ve derin ven trombozu: Damar içi pıhtılar ve tıkanıklıklar. Bu yöntem ayrıca aort anevrizması ve diğer damar hastalıklarının teşhisinde de kullanılır.

Anjiyoda kullanılan kan sulandırıcılar, antikoagülanlar ve antiplatelet ilaçlar olarak ikiye ayrılır. Antikoagülanlar arasında en yaygın olanlar şunlardır: - Heparin: Anjiyo öncesi genellikle düşük moleküler ağırlıklı heparin (LMWH) veya unfractionated heparin (UFH) kullanılır. - Warfarin: Uzun süreli antikoagülasyon tedavisi gerektiren hastalarda tercih edilir. - Dabigatran: Bazı hastalarda alternatif bir antikoagülan olarak kullanılabilir. - Rivaroksaban ve Apiksaban: Doğrudan faktör Xa inhibitörleri olarak görev yapar. Antiplatelet ilaçlar ise genellikle aspirin ve klopidogrel gibi ilaçları içerir ve anjiyo öncesi stent yerleştirme işlemleri için önemlidir. Anjiyo öncesi kullanılacak kan sulandırıcıların seçimi, hastanın durumuna ve yapılacak işleme bağlı olarak değişir. Bu nedenle, kesin bilgi için bir doktora danışmak gereklidir.

Tamamlayıcı sağlık sigortası, sanal anjiyo (koroner anjiyografi) hizmetini kapsar.

Buerger hastalığında anjiyo, periferik damar traşlama ve balonlama amacıyla yapılır. Bu işlem, anjiografi yöntemiyle gerçekleştirilir ve tıkalı olan damarların açılması için uygulanır.

Kalp krizi geçirenler, el bileğinden yapılan anjiyo sonrası genellikle 1 gün içinde taburcu olabilirler. Ancak, taburcu olma süresi, yapılan tedaviye, hastanın genel sağlık durumuna ve komplikasyonların varlığına göre değişebilir. Taburcu olduktan sonra da doktorun önerdiği yaşam tarzı değişikliklerine uyulması, kontrollerin aksatılmaması ve ilaçların düzenli kullanılması önemlidir.

Anjiyo olan kişinin soğuk havada dışarı çıkıp çıkamayacağı, anjiyonun türüne ve doktorun önerilerine bağlı olarak değişir. - Bilekten anjiyo olan kişiler, genellikle daha hızlı toparlandıkları için soğuk havada dışarı çıkabilirler. - Kasıktan anjiyo olan kişilerin ise 24-48 saat boyunca ayağa kalkmaları veya oturmaları yasaktır. Bu süre zarfında uzanarak ve ayağını hareket ettirmeden dinlenmeleri gerekir, bu nedenle soğuk havada dışarı çıkmaları önerilmez. Her durumda, anjiyo sonrası doktorun talimatlarına uymak önemlidir.

BiPlan anjiyografi işlemi, ortalama 30 dakika ile 1 saat arasında sürer.