Anatomi

Yürek, hem fiziksel hem de duygusal anlamda çeşitli şeyleri temsil eder: Fiziksel olarak: Kan dolaşımının merkezi olan organı, kalbi ifade eder. Duygusal olarak: Sevgi, şefkat, cesaret, yiğitlik ve gönül gibi duyguları temsil eder. Sembolik olarak: İnsanın iç dünyasını, duygusal yoğunluğunu ve ruhsal durumunu simgeler. Kültürel olarak: Türk kültüründe cesaret, kararlılık ve güç simgesi olarak kabul edilir. Ayrıca, birçok deyim ve atasözünde kullanılan bir kavramdır.

Tasak kelimesi farklı anlamlara gelebilir: Lehçe'de: "tasak" kelimesi, "satır" anlamına gelir. Türkçe'de: "taşak" kelimesi, erkeklerde üreme organının altında bulunan ve sperm salgılama işlevi gören bezleri ifade eder. Ayrıca, "tasak" kelimesi, "chopper" veya "cleaver" gibi anlamlara da gelebilir.

Dolaşım sistemini oluşturan yapı ve organlar şunlardır: Kalp (kor). Kan damarları. Üç temel gruba ayrılır: Atardamarlar (arterler). Toplardamarlar (venler). Kılcal damarlar. Kan. Dört temel bileşenden oluşur: Plazma. Alyuvarlar. Akyuvarlar. Trombositler. Ayrıca dolaşım sistemi içinde lenfatik sistem de yer alır.

Tahnit işlemi, cesedin bozulmaması, çürüyüp kokmaması ve defnedilene kadar sağlıklı şekilde korunması için yapılır. Bu işlem, aynı zamanda hayvan cesetlerinin mumyalanması veya içinin doldurulması amacıyla da kullanılır. Tahnit, dini ve ahlaki değerlere aykırı olarak kabul edilmektedir. Tahnit işleminin yapıldığı bazı durumlar: Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşı. Lenin'in cesedi.

Tıpta absorbsiyon, bir maddenin emilmesi veya soğurulması anlamına gelir. Örneğin, besinlerin bağırsaklarda sindirilmesi ve emilmesi, absorbsiyona bir örnektir.

Laserasyon, tıpta "yırtılma" veya "yırtık" anlamına gelen Latince bir kelimedir. Laserasyon, vücut dokularının yırtılmasıyla oluşan yaralardır. Özellikle Adli Tıp alanında karşılaşılan bir terimdir. Laserasyon, travmatik bir yaralanma çeşididir. Laserasyon meydana gelen deride ağrı hissedilmesi en yaygın semptomdur. Küçük laserasyon yaraları birkaç gün içinde iyileşirken derin ve büyük laserasyon yaralarının iyileşmesi birkaç haftadan uzun sürebilmektedir. Laserasyon yaralarının derin ve ciddi boyutlarda olanları için tıbbi müdahale gerekmektedir.

Kalp kası, hayati öneme sahiptir çünkü kanı tüm vücuda pompalama işlevini üstlenmiştir. Bu kas sayesinde: Yaşamsal işlevler sürdürülür. Kan dolaşımı sağlanır. Enerji verimliliği yüksektir. Otomatik çalışma özelliği vardır. Kalp kasının sağlıklı olması, genel sağlık için vazgeçilmezdir.

Epitel doku, vücudun iç ve dış yüzeyini örten, araları çok sıkı olan epitel hücrelerinden oluşmuş, altlarında bazal lamina denilen bir tabaka bulunduran, özelleşmiş bir dokudur. Epitel dokusunun bazı özellikleri: Hücre çeşitliliği: Tek katlı veya çok katlı olabilir. İşlevsel çeşitlilik: Örtü veya salgı epiteli olarak görev yapabilir. Kan damarı bulundurmama: Kan damarı yoktur, bu yüzden difüzyon aracılığıyla beslenir. Yenilenme yeteneği: Bazal laminaya yakın hücreler sürekli mitoza girer. Hücre bağlantıları: Hücre yapışma molekülleri ve bağlantı birimleri ile bir arada tutulur. Epitel dokusunun bazı işlevleri: koruma; emilim; salgılama; yüzeyel madde taşınımı; gaz değişimi; uyarıların alınması; kasılma. Epitel dokusu, ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır.

Kalpteki üç kapakçık şunlardır: 1. Triküspit Kapak: Sağ kulakçık (atrium) ile sağ karıncık (ventriculus) arasında bulunur. 2. Pulmoner Kapak: Sağ karıncık ile akciğer atardamarı (pulmoner arter) arasındadır. 3. Mitral (Biküspit) Kapak: Sol kulakçık ile sol karıncık arasında yer alır. Kalpteki dördüncü kapakçık ise aort kapağı olup, sol karıncık ile aort arasında bulunur.

Kulak kanalında vestibular kanal ve timpanik kanal olmak üzere iki ana kanal bulunmaktadır. Vestibular kanal: İç kulakta yer alan ve denge duyusunu sağlayan yarım daire kanallarla ilişkilidir. Timpanik kanal: Kulak zarından gelen ses dalgalarını iç kulağa ileten bir yapıdır. Ayrıca, kulak kanalı (dış işitsel kanal veya dış akustik meatus olarak da bilinir), havadaki ses dalgalarını kulak zarına iletmekle görevlidir ve aynı zamanda kulak kiri (serumen) üretir.

Sarkom, bağ dokularında oluşan kötü huylu tümörlerdir ve vücudun çeşitli organlarında görülebilir. En sık görüldüğü organlar ve bölgeler: Kol ve bacaklar. Karın içi. Gövde ve gövde bölgeleri. Sarkomlar, kas, yağ, tendon, sinir, kan damarları ve bağ dokuları gibi yumuşak dokularda gelişebilir.

Kalp, göğüs boşluğunun merkezinde, iki akciğer arasında yer alır. Konumu: Önden bakıldığında, göğüs kemiği ve kaburgaların hemen arkasında bulunur. Arkada, omurgaya, yemek borusuna ve ana atardamar olan aorta komşudur. Alt kısmı diyafram kasının üzerine oturur. Duruşu: Genellikle kalbin solda olduğu düşünülse de, tam olarak öyle değildir.

Tıpta "urak" terimi, urachal olarak geçer ve urak ile ilgili anlamına gelir. Ayrıca, "urak" kelimesi eski Türkçe'de Orak, doğrayıcı, biçici anlamlarına gelir. Ulusal Rekabet Araştırmaları Kurumu'nun kısaltması olarak da "URAK" kullanılmaktadır.

Fibula, insan vücudu için önemli bir kemiktir çünkü: Bacak hareketlerine destek sağlar ve ayak bileğinin stabilitesini artırır. Bacağın dış kısmındaki kasların bağlantısını sağlar ve bu kasların ayağın dışa dönmesi, aşağı ve yukarı hareket etmesi gibi işlevlerini destekler. Yan hareketlerde ve hızlı yön değiştirmelerde bacakların koordinasyonunu sağlar. Yükün dağılımını destekler, ancak kendisi ağırlık taşıyan bir kemik değildir. Alt bacakta dolaşım ve sinir iletiminin güvenliğini temin eder.

Sperm, erkek üreme sistemi aracılığıyla üretilir. Spermin oluşum aşamaları şu şekildedir: Hormon üretimi. Seminifer tübüllerde üretim. Hücre bölünmesi ve değişimi. Epididimdeki gelişim. Boşalma sürecine kadar depolama. Spermin tam olarak nasıl oluştuğu ve nasıl yenilendiği pek çok erkeğin merak ettiği bir konudur. Sperm oluşumu hakkında daha fazla bilgi almak için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

İnsan vücudundaki bazı iç organlar: Kalp: Kanı damarlar aracılığıyla vücuda pompalar. Akciğerler: Havadaki oksijeni kana geçirir ve karbondioksiti vücuttan atar. Karaciğer: Kandaki maddeleri kontrol eder ve düzenler, zararlı maddeleri süzer. Böbrekler: Kandaki zararlı maddeleri ayırır ve idrar yoluyla dışarı atar. Mide: Besinleri sindirir ve mide sıvılarıyla parçalar. Bağırsaklar: İnce bağırsak besinleri emer, kalın bağırsak ise su emilimini gerçekleştirir ve katı dışkıyı vücuttan uzaklaştırır. Pankreas: Besinlerin sindirimini ve glukozun kanda dengeli tutulmasını sağlar. Beyin: Kasları kontrol eder, koordinasyonu sağlar, verileri algılar ve anlamlandırır, konuşmayı sağlar, hafızayı depolar ve düşünce ile duyguyu oluşturur. Omurilik: Beyinden gelen sinyallere geçitlik yapar, organların hareketlerini ve duyuların alınmasını kontrol eder, refleks hareketlerini yaptırır.

İnsan vücudundaki bazı iç organlar: Kalp: Kanı damarlar aracılığıyla vücuda pompalar. Akciğerler: Havadaki oksijeni kana geçirir ve karbondioksiti vücuttan atar. Karaciğer: Kandaki maddeleri kontrol eder ve düzenler, zararlı maddeleri süzer. Böbrekler: Kandaki zararlı maddeleri ayırır ve idrar yoluyla dışarı atar. Mide: Besinleri sindirir ve mide sıvılarıyla parçalar. Bağırsaklar: İnce bağırsak besinleri emer, kalın bağırsak ise su emilimini gerçekleştirir ve katı dışkıyı vücuttan uzaklaştırır. Pankreas: Besinlerin sindirimini ve glukozun kanda dengeli tutulmasını sağlar. Beyin: Kasları kontrol eder, koordinasyonu sağlar, verileri algılar ve anlamlandırır, konuşmayı sağlar, hafızayı depolar ve düşünce ile duyguyu oluşturur. Omurilik: Beyinden gelen sinyallere geçitlik yapar, organların hareketlerini ve duyuların alınmasını kontrol eder, refleks hareketlerini yaptırır.

Evet, "ven" ve "venler" aynı şeyi ifade eder. Ven, kanı kalbe taşıyan kan damarlarının genel adıdır.

Hayır, homeostaz ve hemostaz aynı şey değildir. Homeostaz, vücudun iç ortamının (örneğin, sıcaklık, kan şekeri) dengesini koruma sürecidir. Hemostaz ise, bir kan damarı yaralandığında kanamanın durmasını sağlayan süreçtir; kan pıhtısı oluşumunu içerir.

Kardiyovasküler ve kardiyolojik terimler genellikle aynı anlama gelir. Kardiyovasküler, kalp ve kan damarlarını etkileyen hastalıkları kapsayan genel bir terimdir. Kardiyolojik ise, kalp ve damar hastalıklarının teşhisi, tedavisi ve önlenmesi ile ilgilenen tıbbi uzmanlık alanı olan kardiyolojiyi ifade eder. Bu nedenle, kardiyovasküler ve kardiyolojik terimler genellikle birbirinin yerine kullanılabilir.