Akciğer

Akciğerde biriken sıvının rengi, çeşitli hastalıklara bağlı olarak değişiklik gösterebilir: Şeffaf veya sarımsı renk, genellikle normal bir durumu ifade eder ve plevral sıvının sağlıklı olduğunu gösterir. Kırmızı veya pembe renk, kanama veya kanama ile ilişkili bir durumun varlığını gösterir ve genellikle pulmoner emboli veya akciğer kanseri ile ilişkilidir. Beyaz veya bulanık renk, plevral efüzyon veya enfeksiyonun varlığını gösterebilir ve zatürre veya tüberküloz ile ilişkilidir. Yeşil renk, enfeksiyon veya iltihaplanma belirtisi olabilir ve bakteriyel enfeksiyonları işaret eder. Siyah renk, kişinin kömür tozu ve benzeri maddelerin yoğun olarak bulunduğu alanlarda çalışması veya uzun süreler geçirmesi sonucu ortaya çıkar. Sıvının rengi, teşhis ve tedavi sürecinde önemli bir ipucu sağlar, bu nedenle bir uzmana danışmak gereklidir.

Lingual segment, sol akciğerin üst lobunun bir parçası olan bir lobül benzeri çıkıntıdır. Bu segment, iki bronkopulmoner bölüme ayrılır: üst ve alt lingüler segmentler.

Akciğer ve böbreğin yapısı şu şekildedir: Akciğer: - Yapısı: Süngerimsi, elastik bir organdır ve göğüs kafesinin içinde yer alır. - Yüzeyi: Plevra adı verilen çift katlı seröz bir zarla kaplıdır. - Loblar: Sağ akciğer üç lobdan (üst, orta, alt), sol akciğer ise iki lobdan oluşur. - Fonksiyon: Havada bulunan oksijeni vücuda alır ve vücuttaki karbondioksiti dışarı atar. Böbrek: - Yapısı: Fasulye biçiminde, karın boşluğunun arkasında belin iki yanında yer alan organlardır. - Boyutları: Yaklaşık 11-12 cm boyunda, 6-7 cm eninde ve 4 cm derinliğindedir. - Kapsül: Dış yüzeyi ince fakat sağlam bir bağ dokudan yapılmış bir kapsülle sarılıdır. - Fonksiyon: Kan içindeki atık maddeleri süzerek idrarı oluşturur ve vücudun sıvı dengesini düzenler.

Kalp ve akciğere takılan cihaza "kalp-akciğer makinesi" veya "kardiyopulmoner baypas" denir.

Akciğerde "skuamöz" ifadesi, akciğerlerin içini kaplayan düz hücrelerde başlayan bir kanser türünü ifade eder. Skuamöz hücreler, mikroskop altında bakıldığında balık pulları gibi görünürler ve mide, bağırsaklar, akciğerler, mesane ve böbrekler gibi birçok organı kaplarlar.

Sağ akciğer alt lobda pnömoni ile uyumlu infiltratif dansite artışları ve fokal konsolidasyon alanları izlenmesi, akciğer dokusunun belirli bölgelerinde enfeksiyon, iltihap veya diğer patolojik süreçler sonucu oluşan anormal yoğunlaşmayı ifade eder. Bu durum, pnömoninin (zatürre) bir belirtisi olabilir ve aşağıdaki anlamlara gelebilir: - İnfiltratif dansite artışları: Akciğer alveollerinin sıvı, iltihap hücreleri veya diğer patolojik materyallerle dolması sonucu hava içeriğinin azalması. - Fokal konsolidasyon: Akciğerin bir lobunun tamamını tutan veya bronşların komşuluğundaki alveolleri yamalı olarak etkileyen konsolidasyon. Kesin tanı ve uygun tedavi için bir sağlık profesyoneline danışılması önemlidir.

Akciğer metastazı, kan tahlillerinde C-Reaktif Protein (CRP) ve tümör belirteçleri gibi değerlerin yüksek çıkmasıyla belli olabilir. Ayrıca, tam kan sayımı (hemogram) da akciğer kanserinin erken belirtilerini tespit etmede kullanılabilir; ancak kesin tanı için radyolojik görüntüleme ve biyopsi gibi yöntemler gereklidir.

Amfizematöz terimi, akciğerlerdeki hava keseciklerinin (alveol) hasar görmesi ve genişlemesi sonucu ortaya çıkan amfizem hastalığını ifade eder. Amfizem, kronik bir akciğer rahatsızlığı olup, solunum yetmezliğine yol açabilir.

PA akciğer grafisinde konsolidasyon, akciğerlerin hava içeren yapılarının (alveol ve küçük hava yolları) sıvı birikmesi nedeniyle havalanmasının azalması durumunu ifade eder. Bu durum, genellikle enfeksiyon, enfarkt, sarkoidoz gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanır.

Pnömonide görülen radyolojik bulgular, göğüs röntgeni üzerinde şu şekilde ortaya çıkar: 1. Lobar Pnömoni: Bir veya daha fazla akciğer lobunu etkileyen, geniş çaplı opasite (koyu alanlar) ile karakterizedir. 2. Bronkopnömoni: Dağınık, düzensiz ve çok sayıda küçük opasite odakları ile görülür. 3. İnterstisyel Pnömoni: Akciğerin interstisyel dokusunda belirginleşen opasiteler izlenir. Diğer radyolojik bulgular arasında plevral sıvı, kavitasyon ve hava bronkogramı da yer alabilir. Radyolojik bulgular, pnömoninin türüne ve etkenine göre değişiklik gösterebilir.

Kardiyopulmoner terimi, kalp ve akciğerlerle ilgili anlamına gelir. Kardiyopulmoner rehabilitasyon ise, kalp-damar hastalıkları ve akciğer hastalıklarına yönelik uygulanan bir tedavi yöntemidir.

Akciğer filmi ve göğüs filmi aynı şeyi ifade eder. Bu film, toraks (göğüs bölgesi) bölgesindeki sağlık durumunu incelemek için yapılan radyolojik bir görüntüleme testidir.

Akciğer kitle ameliyatı genellikle 3 ila 5 saat arasında sürer. Ancak bu süre, hastanın sağlık durumu, kitlenin büyüklüğü ve ameliyatın karmaşıklığı gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.

"Sol perihiler primer lezyon rezidüsü demarke olmamaktadır" ifadesi, sol akciğerin hilus bölgesinde (perihiler) birincil bir lezyonun kalıntılarının belirgin olmadığını ifade eder. Bu, lezyonun sınırlarının net bir şekilde ayırt edilemediği ve teşhisin zorlaştığı anlamına gelebilir.

Küçük kan dolaşımı, kalp ile akciğer arasında gerçekleşir.

Sol pulmoner arter alt lob posterior segmentine giden subsegmental dallarda emboli ile uyumlu dolum defektleri ifadesi, bilgisayarlı tomografi anjiyografi (BT anjiyografi) incelemesinde sol akciğer alt lobunda pulmoner emboli (PE) bulgularının tespit edilmesi anlamına gelir. Bu durum, pulmoner arterin segmental ve subsegmental dallarında trombüs (pıhtı) varlığını ve buna bağlı olarak akciğer perfüzyonunun bozulduğunu gösterir.

Plevra zarı (akciğer zarı), göğüs boşluğunda bulunur.

Evet, akciğer röntgeni devlet hastanelerinde çekilebilir.

Akciğer filminin temiz çıkmasına rağmen doktorun tekrar film istemesi, bazı durumlarda daha kesin bir teşhis koymak veya zaman içindeki değişiklikleri gözlemlemek için gerekebilir. Bu, önceki filmlerle karşılaştırmalı analiz yapmak ve hasta hakkında diğer klinik bilgileri değerlendirmek amacıyla yapılır.

Akciğerde skar (yara izi) her zaman tehlikeli değildir, ancak durumun ciddiyeti skarın boyutuna ve nedenine bağlıdır. Küçük ve lokalize skarlar genellikle ciddi sağlık sorunlarına yol açmaz ve özel bir tedavi gerektirmez. Tehlikeli durumlar arasında akciğer fibrozisi gibi daha ciddi hastalıklar yer alır ve bu durumlarda akciğer nakli gerekebilir. Herhangi bir belirti ortaya çıktığında bir doktora başvurulması önemlidir, çünkü erken teşhis tedavi şansını artırır.