• Buradasın

    Atebetü'l-Hakayık ile Kutadgu Bilig arasındaki farklar nelerdir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Atebetü'l-Hakayık ve Kutadgu Bilig arasındaki bazı farklar şunlardır:
    • Yazılış Tarihi ve Dönemi: Kutadgu Bilig, 11. yüzyılda, İslamiyetin kabulünden sonra; Atabetü'l-Hakayık ise 12. yüzyılda yazılmıştır 24.
    • Yazar ve Kime Sunulduğu: Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacip tarafından Doğu Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han'a sunulmuştur 2. Atabetü'l-Hakayık'ın yazarı Edip Ahmet Yükneki'dir ve Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye edilmiştir 2.
    • Dil ve Üslup: Atabetü'l-Hakayık'ın dili daha sade, Kutadgu Bilig'in dili ise daha şairanedir 4. Atabetü'l-Hakayık'ta Arapça ve Farsça sözcükler gereğinden fazla kullanılmıştır 4.
    • Konu ve Amaç: Atabetü'l-Hakayık, din ve ahlak konularını işler ve didaktik (öğretici) bir eserdir 24. Kutadgu Bilig ise her iki dünyada da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermek amacıyla yazılmıştır 2.
    • Nazım Birimi: Her iki eser de beyitlerle yazılmıştır, ancak Kutadgu Bilig mesnevi tarzında, Atabetü'l-Hakayık ise aruz ölçüsüyle yazılmıştır 2.

    Konuyla ilgili materyaller

    İnalcık Kutadgu bilig için ne diyor?

    Halil İnalcık, Kutadgu Bilig için şunları söylemiştir: Kutadgu Bilig, İslam kültür dairesine girmiş olan Türk topluluklarında ve devletlerinde Orta Asya Türk kültürünün nasıl ve ne dereceye kadar devam ettiği meselesi konusunda en zengin hazinedir. Kutadgu Bilig’de açıklanan hususlar ile Hint-İran gelenekleri arasında birçok benzerlikler, hatta bazen aynilikler bulunmaktadır. Kutadgu Bilig’deki yönetim anlayışının ve yöneticilerde bulunması gereken niteliklerin çoğunlukla Türk siyaset anlayışını yansıttığı muhakkaktır. Kutadgu Bilig, Türk ve İran kanun ve siyasi hâkimiyet anlayışları arasında büyük farklar olduğunu gösterir. Kutadgu Bilig, Türk cihan hâkimiyeti mefkûresinin temel gayesinin, hiçbir zaman emperyalist bir düşünceyle, daha çok toprak, daha çok ganimet elde etmek olmadığını gösterir. Halil İnalcık’ın Kutadgu Bilig ile ilgili görüşlerine şu kaynaklardan ulaşılabilir: “Reşit Rahmeti Arat İçin”, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü yayını; “Kutadgu Bilig’de Türk ve İran Siyaset Nazariye ve Gelenekleri”, Ankara Üniversitesi Yayını.

    Kut'adgu bilig hangi vezinle yazılmıştır?

    Kutadgu Bilig, mesnevi (iki dizelik) tarzında ve fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl vezniyle yazılmıştır. Ayrıca, eserde kaside şeklinde kafiyelenmiş üç manzum parça bulunmaktadır. Eserde ayrıca, dörtlük şeklinde yazılmış birçok beyit (rubai) de bulunmaktadır ve bu dörtlükler de Şehname veznindedir.

    Atebetü'l-Hakayık neden yazıldı?

    Atabetü'l-Hakayık, Edip Ahmet Yükneki tarafından Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye edilmek amacıyla yazılmıştır. Ayrıca, dünyayı, tanrıyı ve insanı anlamanın yolunun bilimle mümkün olduğu fikri de işlenmiştir.

    Atabet'ül Hakayik neden önemli?

    Atabetü'l-Hakayık, önemli bir eserdir çünkü: İlk Türk yazılı eserlerinden biridir. Dini ve ahlaki bir eserdir. Didaktik (öğretici) bir eserdir. Arapça ve Farsça kelimeler içerir. Telmih (hatırlatma) sanatı kullanılır. Geçiş dönemi edebiyatı ürünüdür. Atabetü'l-Hakayık'ın en eski nüshası, İstanbul Ayasofya Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.

    Atabeti'l hakayik hangi döneme aittir?

    Atabetü'l-Hakayık, 12. yüzyılda, yani Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı (ilk İslamî ürünler) dönemine aittir. Eser, Edip Ahmet Yükneki tarafından Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye edilmiştir.

    Atabetül Hakayık ne anlatıyor?

    Atabetü'l-Hakayık, Edip Ahmet Yükneki tarafından 12. yüzyılda yazılmış, din ve ahlak konularını işleyen didaktik bir eserdir. Eserde, dünyayı, Allah'ı ve insanı anlamanın yolunun bilim olduğu vurgulanır. Eser, Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye edilmiştir. Atabetü'l-Hakayık, 40 beyit ve 101 dörtlükten oluşur ve aruz ve hece ölçüsüyle yazılmıştır.

    Kut'adgu bilig hangi devlet döneminde yazılmıştır?

    Kutadgu Bilig, 11. yüzyılda, Karahanlılar döneminde yazılmıştır. Eser, 1069-1070 yıllarında, Balasagunlu Yusuf Has Hacip tarafından, Doğu Karahanlı Devleti’nin hükümdarı Tabgaç Uluğ Buğra Kara Han adına kaleme alınmıştır.