• Buradasın

    Yokluk ve butlanın Yargıtay kararları ile sınırlı mı?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Yokluk ve butlanın Yargıtay kararları ile sınırlı olmadığı söylenebilir.
    Yokluk ve butlan, hukuki işlemlerin baştan itibaren geçersiz olması ve sonradan geçerli hale getirilmesinin mümkün olmaması anlamına gelir 3. Bu geçersizlik hallerinin sebep ve konuları birbirinden farklıdır 3.
    Yokluk ve butlan yaptırımına tabi olan genel kurul kararları, TTK 447. maddede sayılan durumlarla sınırlı değildir 1. TTK 447'de açıkça sayılmayan ancak batıl kabul edilebilecek kararlara örnek olarak, alacaklılara zarar vermek amacıyla bütün aktiflerin satılmasını öngören kararlar veya akıl hastalığı olan bir kişinin yönetim kurulu üyesi olarak atanmasına ilişkin kararlar verilebilir 1.
    Ayrıca, yönetim kurulu kararları da yokluk ve butlan yaptırımlarına tabidir ve bu yaptırımların sebepleri TTK 391. maddede belirtilmiştir 5.
    Dolayısıyla, yokluk ve butlan sadece Yargıtay kararları ile sınırlı olmayıp, kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde belirlenen genel hükümler doğrultusunda da uygulanabilir.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Yargıtay kararları içtihat oluşturur mu?

    Evet, Yargıtay kararları içtihat oluşturur. Yargıtay, hukuk sistemimizin en üst temyiz mercii olup, mahkemelerin verdiği kararları inceleyerek emsal niteliğinde içtihatlar oluşturur.

    Yargıtay ilke kararı nasıl uygulanır?

    Yargıtay ilke kararları, iş hukuku ve ceza hukuku gibi çeşitli alanlarda uygulanır ve aşağıdaki şekillerde hayata geçirilir: 1. İş Hukuku: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin ilke kararları, iş hukuku uygulamalarında birliği sağlamak ve adil çözümler getirmek amacıyla kullanılır. 2. Ceza Hukuku: Yargıtay'a göre, şüpheden sanık yararlanır ilkesi, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi için mutlaka sanık yararına değerlendirilmelidir. 3. Yargı Etiği: Yargıtay Yargı Etiği İlkeleri, hâkimlerin ve yargı personelinin etik davranışlarını düzenler.

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/2-936 sayılı karar nedir?

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/2-936 sayılı karar, 2014/936 Esas ve 2016/597 Karar numaralı ilama atıfta bulunabilir. Kararın tam metnine şu platformlardan ulaşılabilir: avukatsitesi.com.tr; lexpera.com.tr.

    Yokluk ve butlan arasındaki fark nedir?

    Yokluk ve butlan arasındaki temel fark, hukuki işlemlerin geçerlilik durumlarıdır: Yokluk, bir hukuki işlemin kurucu unsurlarının eksik olması nedeniyle hiç doğmamış sayılmasıdır. Butlan, bir hukuki işlemin doğmuş ancak geçersiz olması durumudur. İki türü vardır: Mutlak butlan, kanunun emredici hükümlerine aykırılık gibi telafisi olmayan eksikliklerden kaynaklanır. Nisbi butlan, işlemin taraflarından birinin iradesi sakatlandığında söz konusu olur.

    Yargıtay içtihadı birleştirme kararı nasıl uygulanır?

    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları, benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar. Bu kararların uygulanması şu şekilde gerçekleşir: 1. Kararın Bildirimi: İçtihadı birleştirme kararlarının özeti, kararın verilmesini izleyen en kısa zamanda Adalet Bakanlığına bildirilir. 2. Duyuru: Adalet Bakanlığı, bu kararları bütün adliye mahkemelerine ve Cumhuriyet savcılıklarına gecikmeksizin duyurur. 3. Bağlayıcılık: Kararlar, diğer mahkemeler ile adli ve idari organlar üzerinde bağlayıcıdır. 4. Görüş Ayrılıklarının Giderilmesi: İçtihadı birleştirme kararları, daireler arasındaki görüş farklılıklarını gidererek uygulamada yeknesaklık sağlar.

    Yargıtay genel kurul kararlarının yokluk ve butlan yaptırımına tabi olduğunu kabul etmektedir.

    Yargıtay, genel kurul kararlarının yokluk ve butlan yaptırımına tabi olduğunu kabul etmektedir. Yokluk durumunda, genel kurul kararı hiç yapılmamış sayılır ve hukuk aleminde hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz. Butlan ise, genel kurul kararının kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olması halinde geçerlidir.

    Yargıtay hukuki dayanaktan yoksunluk nedir?

    Hukuki dayanaktan yoksunluk, bir başvurunun veya iddianın mevzuatta dayanağı olmaması durumunu ifade eder. Örneğin, bir sözleşmede kanunda olmayan bir ayni hakkın tanındığını iddia etmek, hukuki dayanaktan yoksun bir durum olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru incelemelerinde kullandığı "açıkça dayanaktan yoksunluk" kriteri de bu kavramla ilişkilidir.