• Buradasın

    Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü hangi kanuna tabi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'a tabidir 13.
    Bu kanun, mülkiyet hakkını tespit etmek üzere taşınmazların kadastro çalışmalarını planlamak, yürütmek, yenilenmesini ve güncellenmesini sağlamak, tapu sicillerini oluşturmak, arşivlenerek korunmasını sağlamak, harita yapmak, üretim standartlarını tespit etmek ve arşivlenmesini sağlamak gibi konuları düzenler 13.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Tapu ve kadastro Genel Müdürlüğü'nün görevleri nelerdir?

    Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bazı görevleri: Tapu işlemleri: Devletin sorumluluğu altındaki tapu sicillerinin tutulması, taşınmazlarla ilgili akitli ve akitsiz tapu işlemlerinin yapılması ve sicillerin denetlenmesi. Kadastro çalışmaları: Ülkenin kadastrosunu yapmak, tapu planlarının yenilenmesi ve güncellenmesi. Harita üretimi: Büyük ölçekli kadastral ve topografik haritaların üretilmesi için jeodezik altyapı, havadan fotoğraf alımı ve harita üretim hizmetlerinin yapılması veya yaptırılması. Coğrafi bilgi sistemleri: Mekansal bilgi sistemi altyapısının oluşturulması ve veri erişiminin sağlanması. Uluslararası işlemler: Yabancı uyruklu kişilerin tapu ve kadastro işlemlerinin yürütülmesi, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu kişilerin yurtdışındaki taşınmazlarının korunması. Aracılık faaliyetleri: Taşınmaza yönelik aracılık faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi.

    Tapu ve kadastro tüzüğü ne zaman yürürlüğe girdi?

    Tapu Sicili Tüzüğü, 22 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

    Kadastro Kanunu'na göre kadastroya tabi taşınmazlar nelerdir?

    Kadastro Kanunu'na göre kadastroya tabi taşınmazlar şunlardır: Tapuda kayıtlı taşınmazlar. Kamu malları. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar. İhya edilen taşınmazlar. Ayrıca, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi gereği, daha önce kadastrosu yapılmış yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz.

    Kadastro ve tapu aynı şey mi?

    Hayır, kadastro ve tapu aynı şey değildir. Tapu, bir arazinin bağımsız bölümünün sahibini gösteren, tapu sicil müdürlüğünce verilmiş, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi bir belgedir. Kadastro ise taşınmazların sınırlarını ve maliklerini belirleyip tapu siciline kayıt çalışmalarıdır.

    Kadastro ne iş yapar?

    Kadastro, arazi, arsa ve taşınmaz malların mülkiyeti, kullanımı, kaydedilmesi, değerlemesi ve haritalanması gibi konularla ilgilenir. Kadastro teknisyenlerinin bazı görevleri: Arazinin ölçümünü ve sınırlarını belirlemek. Haritasını çıkarmak ve tapu kayıtlarına işlemek. Çeşitli ölçüm aletleri ve cihazları kullanmak. Kadastro işlemleri, devlet tarafından yürütülür ve bu sayede toprak sahipleri, tapu kadastro sorgulama işlemleriyle mülkiyet bilgilerini öğrenebilirler.

    3402 sayılı Kadastro Kanununa göre kadastro ekibi kimlerden oluşur?

    3402 sayılı Kadastro Kanunu'na göre kadastro ekibi, en az iki kadastro teknisyeni, mahalle veya köy muhtarı ile üç bilirkişiden oluşur. Kadastro teknisyeni yerine kontrol memuru görevlendirilebilir. Muhtarın başka bir kadastro ekibi ile çalışması veya herhangi bir sebeple hazır bulunmaması halinde, yerine kanuni vekili katılır. Belediyesi olan yerlerde belediye meclisi, köylerde ise köy derneği tarafından en geç on beş gün içinde altı bilirkişi seçilir.

    Kadastro Kanunu 12/3 maddesi nedir?

    Kadastro Kanunu 12/3 maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasını ifade eder. Bu fıkra şu hükmü içerir: > "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." Anayasa Mahkemesi'nin 2009/31 E., 2011/77 K. ve 12.05.2011 T. sayılı kararı ile bu maddenin üçüncü fıkrasına eklenen "Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" cümlesi iptal edilmiştir. Mevcut durumda, on yıllık hak düşürücü sürenin dikkate alınması bakımından ikili bir durum yaratılmıştır: Özel hukuk kişilerinin hak talepleri on yıllık hak düşürücü süre yönüyle bir karşılık bulamazken, Devletin veya diğer kamu tüzel kişilerinin talepleri karşılık bulmaktadır.