• Buradasın

    Mülkiyet tespit davasında tanık nasıl dinlenir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Mülkiyet tespit davasında tanıkların dinlenmesi şu şekilde gerçekleşir:
    1. Tanık Listesinin Sunulması: Taraflardan biri, tanıklarını mahkemeye bildirmek zorundadır 34. Bu listede tanıkların adı, soyadı ve tebligata uygun adresleri yer almalıdır 34.
    2. Mahkemeye Çağrı: Tanıklar, mahkeme tarafından belirlenen bir tarihte duruşmaya çağrılır 4.
    3. Yemin Etme: Tanıklar, mahkemeye gerçeği söyleyeceklerine dair yemin ederler 4.
    4. İfade Alma: Tanıklar, dava konusu olayla ilgili bildiklerini detaylı bir şekilde anlatırlar 45. Bu sırada avukatlar, tanıklara sorular yöneltebilirler 5.
    5. Tutanaklara Geçirme: Tanıkların ifadeleri, mahkeme tutanaklarına geçirilir ve bu tutanaklar davanın delilleri arasında yer alır 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Mahkemede tanık olarak dinlenen kişi ne yapmalı?

    Mahkemede tanık olarak dinlenen kişi, aşağıdaki adımları izlemelidir: 1. Duruşmaya Katılmak: Tanık, çağrıldığı gün ve saatte duruşmada hazır bulunmalıdır. 2. Kimlik Tespiti: Tanıktan adı, soyadı, doğum tarihi, mesleği ve adresi gibi bilgiler istenir. 3. Yemin Etmek: Tanığa yemin ettirilir. Yemin sırasında, gerçeğe aykırı beyanda bulunmanın suç olduğu hatırlatılır. 4. Bildiklerini Anlatmak: Tanıktan, tanıklık edeceği konularla ilgili bildiklerini açıklaması istenir ve sözü kesilmeden dinlenir. 5. Sorulara Yanıt Vermek: Hakim veya avukatlar, tanığa ifade ettiği konuların açıklanması veya tamamlanması için sorular yöneltebilir. 6. Mahkeme Salonunu Terk Etmemek: Tanık, hakim izin vermeden salonu terk edemez. Tanık, bilmediği bir konuda tanıklık yapmak zorunda değildir ve bu durumu mahkemeye bildirebilir.

    Tanık beyanı hükme esas alınır mı?

    Tanık beyanı, tek başına hükme esas alınmaz. Tanık beyanı, hukuk sistemimizde takdiri delil niteliğinde olup, diğer delillerle desteklendiğinde tam bir ispat gücüne kavuşur. Ayrıca, tanık ile taraflar arasındaki akrabalık veya iş ilişkisi gibi yakınlıklar, tanık beyanının geçersizliği sonucunu doğurmaz. Tanık beyanlarının hükme esas alınabilmesi için, aşağıdaki koşulların sağlanması gereklidir: Duruşmada dinlenmesi. Diğer delillerle desteklenmesi.

    Bilgi sahibi tanıklar nasıl dinlenir?

    Bilgi sahibi tanıklar, kolluk birimleri tarafından şu şekilde dinlenir: Kimlik tespiti: Tanığın adı, soyadı, yaşı, işi, yerleşim yeri gibi bilgiler sorulur. Haklarının hatırlatılması: Gerçeği söylemesinin önemi, yalan tanıklık durumunda cezalandırılacağı, yemin edeceği ve mahkeme izni olmadan salonu terk edemeyeceği anlatılır. İfade alma: Tanıktan, tanıklık edeceği konulara ilişkin bildiklerini söylemesi istenir ve sözü kesilmez. Soru sorma: Tanıklık edilen konuları aydınlatmak veya tamamlamak için sorular yöneltilir. Yazılı not kullanımı: Tanık, yazılı notlar kullanamaz, ancak hatırlama zorluğu yaşarsa yazılarına bakmasına izin verilebilir. Kolluk görevlilerinin, bilgi sahibi tanıkları yemin ettirerek dinlemesi gerekmez; bu yetki, Cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından kullanılır.

    Tanık gösterme örnekleri nelerdir?

    Tanık gösterme örnekleri: "Atatürk bu konuda 'Hayattaki en hakiki mürşit ilimdir' diyor". "Jean-Paul Sartre şunu söyler, 'İnsanlar bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için yazardır'". "Ünlü bir sosyolog, 'Tarım devrimi ile ortaya güçlü ve kötü bir insan çıktı' şeklinde cümle kurmaktadır". "Orhan Veli Kanık, bu konuda nasıl hareket edilmesi gerektiğini şu sözleriyle ortaya koymuştur: 'Dili, her zaman, her yerde düşünmemiz gerekir. Bir takvim yaprağında, bir sokak ilanında dile karşı sorumlu olduğumuzu hatırımızdan çıkarmamalıyız. Binlerce insan tarafından okunacak bozuk bir cümlenin, birçok kişinin aklını çelebileceğini unutmamalıyız. Sağlam bir dile ancak böyle ulaşabiliriz'". Tanık göstermede, üçüncü kişilerin sözleri olduğu gibi alınır ve tırnak içinde gösterilir.

    Hangi hallerde tanık dinlenmeden karar verilir?

    Tanık dinlenmeden karar verilmesi, belirli hukuki gerekçelerin varlığı durumunda mümkündür: 1. Tanık listesinin süresinde bildirilmemesi: Taraflar, tanık listesini yasal süre içinde bildirmemişse, tanıkların dinlenmemesi kararı verilebilir. 2. Yeterli bilgiye ulaşılmış olması: Mahkeme, birkaç tanığı dinledikten sonra, uyuşmazlığın esasına dair yeterli derece bilgi elde ettiğine kanaat getirirse, geri kalan tanıkların dinlenmesine gerek kalmadığına karar verebilir. 3. Davanın uzatılması niyeti: Mahkemenin, tanık sayısını şişirerek davayı uzatma amacı güttüğünü tespit etmesi durumunda, bazı tanıkların dinlenmemesi kararı alınabilir. Her durumda, tanıkların dinlenmemesi kararı gerekçelendirilmelidir, aksi takdirde adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş sayılır.

    Mülkiyetin tespiti davası şartları nelerdir?

    Mülkiyetin tespiti davası şartları şunlardır: 1. Muhdesatın Davacı Tarafından Yapılmış Olması: Muhdesat, davacının kendi çabası ve masraflarıyla yapılmış olmalıdır. 2. Taşınmazın Başkasına Ait Olması: Muhdesatın bulunduğu taşınmaz başkasına ait olmalıdır. 3. Zilyetlik veya Fiili Tasarruf İddiası: Davacı, bu muhdesat üzerinde zilyetlik veya fiili tasarruf iddiasında bulunmalıdır. 4. Güncel Hukuki Yarar: Davacının, davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. 5. Maddi Vakıalar Tek Başına Konu Olamaz: Maddi vakıalar (olaylar ve olgular) tek başlarına tespit davasının konusu olamaz. Ayrıca, tapuya kayıtlı bir taşınmazın olması zorunlu değildir, ancak tapulu taşınmazlarda tapu kaydı en önemli delil olarak değerlendirilir.

    Mülkiyet tespiti davasında mahkeme nasıl karar verir?

    Mülkiyet tespiti davasında mahkeme, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verir. Bunun için mahkeme, tarafların iddialarını ve delillerini değerlendirir. Bilirkişi, muhdesatın ne zaman ve kim tarafından yapıldığını, niteliğini ve değerini belirler. Eğer güncel hukuki yarar mevcutsa ve iddia kanıtlanırsa, mahkeme muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğine karar verir. Ancak, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ayrıca, muhdesatın aidiyeti bir tespit davası olduğundan, karar kesinleşmeden icraya konamaz.