• Buradasın

    Farabi erdemli devlette kimin yönetmesi gerektiğini savunur?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Farabi, erdemli devletin, hem filozof hem de dini özellikleri üzerinde taşıyabilen bir yönetici tarafından yönetilmesi gerektiğini savunur 3.
    Farabi'ye göre bu yönetici, aşağıdaki niteliklere sahip olmalıdır:
    • Bilge (hakîm) olması 12.
    • On iki niteliğe sahip olması (organlarının tam ve eksiksiz olması, her şeyi iyi kavrayabilen bir tabiata sahip olması, hafızasının kuvvetli olması, uyanık ve zeki olması, ılımlı mizaca sahip olması, yapılması gerekli gördüğü şey konusunda azimli ve kararlı olması) 14.
    • Önceki yöneticilerin kanun ve kurallarını bilip bellemesi 1.
    • Çıkarımlarda bulunabilmesi 1.
    • Kamu menfaatlerini gözeten hükümler verebilmesi 1.
    • Harp sanatının esaslı ve tali özelliklerini bilmesi 1.
    Farabi, böyle bir insanın varlığının son derece nadir olduğunu belirtir 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Aristo ve Farabi'nin devlet anlayışı nedir?

    Aristoteles ve Farabi'nin devlet anlayışları şu şekilde özetlenebilir: Aristoteles: İdeal devleti, orta sınıf yaşam biçimine sahip herkesin eşit haklara sahip olduğu bir yapı olarak tanımlar. İyi yönetim biçimleri olarak monarşi, aristokrasi ve cumhuriyeti görür, ancak bu yönetimlerin zamanla yozlaşarak kötü yönetimlere dönüşebileceğini belirtir. Devletin, halkın doğal yatkınlığını eğitimle geliştirmesi gerektiğini savunur. Farabi: İdeal devletinde, yönetimin ve yönetilenin Allah'a olan bağlılığına önem verir. Devleti, erdemli şehir ve erdemli olmayan şehirler olarak sınıflandırır; erdemli şehrin alim ve erdemli kişilerin bulunduğu, toplum üyelerinin birbirine yardım ettiği bir yapı olduğunu belirtir. Devletin işleyişinin, insan bedeninin işleyişine benzemesi gerektiğini, her organın kendi işini yapması gibi devlet kurumlarında da kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğunu savunur.

    Farabi ahlâkın kaynağı olarak neyi kabul eder?

    Farabi, ahlâkın kaynağı olarak akılı kabul eder. Ona göre insan, aklı sayesinde iyi ve kötünün bilgisine ulaşabilir ve ahlaki önermeleri oluşturabilir.

    Farabi devlet başkanı nasıl olmalı?

    Farabi'ye göre devlet başkanı (ilk başkan) şu özelliklere sahip olmalıdır: Fiziksel özellikler: Organları tam ve eksiksiz olmalı, her fiili kolayca gerçekleştirebilmelidir. Zeka ve anlayış: Kendisine söylenen her şeyi iyi anlamalı ve idrak etmelidir. Hafıza: Anladığı, gördüğü, duyduğu şeyleri zihninde tutabilmeli ve unutmamalıdır. Konuşma yeteneği: Güzel konuşma kabiliyetine sahip olmalıdır. Öğrenme sevgisi: Bilgi edinmeyi ve öğretmeyi sevmeli, kendini buna vermelidir. Adalet ve doğruluk: Doğru sözlü ve güvenilir olmalı, adaleti ve adalet ehlini sevmelidir. Azim ve irade: Azimli, kararlı ve korkusuz olmalıdır. Dünyevi zevklerden uzak durma: Yemek, içmek, zevk gibi şeylerden peşinden koşmamalıdır. Farabi, bu özelliklerin tek bir kişide toplanmasının zor olduğunun farkındadır.

    Farabi neden önemli sözleri?

    Farabi'nin önemli olmasının bazı nedenleri: İslam felsefesinin kurucusu olarak kabul edilmesi. Eserleri ve etkisi. Çeşitli alanlarda çalışmaları. Platon ve Aristo'nun düşüncelerinin batı dünyasında anlaşılması. Farabi'nin bazı önemli sözleri şunlardır: "Erdemlerin en büyüğü bilimdir". "İyi bir insan öldüğünde ona ağlamayın. Asıl onu kaybeden topluma ağlayın". "Yalancı bilge, kalp akçe gibidir". "Hiçbir şey kendi kendinin nedeni olamaz, çünkü nedenin kendisi oluşandan öncedir". "Düşünmek ruhun kendi kendisiyle konuşmasıdır".

    Farabi'nin hayatı ve eserleri nelerdir?

    Farabi'nin Hayatı: Doğum: 872 yılında Türkistan'ın Farab (Otrar) şehri yakınlarındaki Vesiç'te doğmuştur. Eğitim: İlk öğrenimini Farab ve Buhara’da tamamlamış, daha sonra Bağdat’ta yüksek öğrenimini sürdürmüştür. Seyahatler: Bağdat’ın yanı sıra Halep, Şam, Harran ve Buhara, Semerkant gibi önemli ilim merkezlerini ziyaret etmiştir. Meslekler: Kralın danışmanı olarak görev yapmış, öğretmenlik ve kadılık gibi işlerde bulunmuştur. Ölüm: 950 veya 951 yılında Şam’da vefat etmiştir. Farabi'nin Bazı Eserleri: Mantık ve Dil Felsefesi: "Kitabü’l-Hurûf", "el-Elfâẓü'l-müsta’mele fi'l-Mantık". Siyaset ve Toplum: "El-Medinetü’l-Fâzıla" (Erdemli Şehir), "Es-Siyâsetü’l-Medeniyye". Bilim ve Müzik: "Kitabü’l-Mûsiki el-Kebir" (Büyük Müzik Kitabı). Genel Eserler: "İhsaü’l-Ulum" (Bilimlerin Sayımı), "Fusûlü’l-Medenî". Farabi, Aristo'nun eserlerini Arapçaya çevirmiş ve bu eserlere şerhler yazmıştır.

    Farabi ahlak felsefesinde hangi yaklaşımı benimsemiştir?

    Fârâbî'nin ahlak felsefesinde benimsediği yaklaşım şu şekilde özetlenebilir: En yüksek iyi: Fârâbî'ye göre insan için en yüce iyilik, hem bu dünyada hem de ahirette gerçek mutluluğa ulaşmaktır. Erdemler: Fârâbî, erdemleri dört ana kategoriye ayırır: nazari erdemler, düşünme erdemleri, ahlaki erdemler ve işlek (ameli) sanatlar. Kendini gerçekleştirme: Fârâbî'nin ahlak kuramının özü, kişinin akıl ve ahlak alanında tam anlamıyla kendini gerçekleştirmesi ve tüm yeteneklerini mükemmelleştirmesi esasına dayanır. Metafizik ve mutluluk: Fârâbî'de mutluluk, metafizik bilgide saklıdır; maddeye bağlı ruhlar ölümsüz ve mutlu olmayacaktır. Fârâbî'nin yaklaşımı, Sokrates, Platon ve Aristoteles'in ahlaki eylemlerin nihai amacı olarak en yüksek iyiyi gösterme anlayışlarıyla benzerlik taşır.

    Farabi ve İbn Haldun'da siyaset kitabı ne anlatıyor?

    "Farabi ve İbn Haldun'da Siyaset" kitabı, Farabi ve İbn Haldun'un toplum ve siyaset anlayışlarını ele alır. Kitapta işlenen bazı konular: Farabi'nin felsefi yaklaşımının eksiklikleri ve İbn Haldun'un bu eksiklikleri giderme çabası. İbn Haldun'un toplumu sosyal bir bilimci olarak, gözlem ve tecrübelere dayanarak inceleme yöntemi. İki düşünür arasındaki görüş ayrılıklarının sadece siyasi olaylara yaklaşım tarzıyla sınırlı olmadığı. İbn Haldun'un, Farabi'nin felsefeye yüklediği işlevi yanlış ve yetersiz bulması. İbn Haldun'un İslam dünyasında "felsefenin sonunu" yöntemsel bazda ilan etmesi. İbn Haldun'un felsefeye yüklediği yeni ödevin Viyana Çevresi'nin yaklaşımıyla paralellik göstermesi, ancak İbn Haldun'un fiziksel olguculuk yerine tarihi-sosyal olguculuğu koyması.