• Buradasın

    Anthony Giddens modernliğin sonuçları ne anlatıyor?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Anthony Giddens'ın "Modernliğin Sonuçları" adlı kitabı, postmodern bir döneme geçildiğini reddetmesi ve modernliğin doğasını açığa çıkarmak için bir dizi yeni kavram geliştirmesiyle öne çıkar 45.
    Giddens'a göre, modernliğin temel parametreleri olan kapitalizm, endüstriyalizm ve ulus-devlet belirleyici önemini hâlâ sürdürmektedir 45. Ancak, risk, güven, zaman-uzam uzaklaşması, soyut uzmanlık sistemleri, küreselleşme ve ontolojik güvenlik gibi kavramlar üzerinden, modernliğe özgü kurumların insanların dünyayı ve kendilerini algılayış biçimlerini nasıl köklü ve geri dönüşsüz bir biçimde değiştirdiğini inceler 45.
    Giddens, modernliğin ötesine geçilmemiş olduğunu, onun radikalleşme evresinin yaşandığını belirtir 14. Modernlik, yapısal olarak küreselleştiricidir ve bu durumun, modernliğin düşünümsel karakterinin döngüselliğiyle birleşerek risk ve tehlikenin yeni bir yapıya büründüğü bir olaylar evreni oluşturduğunu savunur 4.

    Konuyla ilgili materyaller

    Anthony Giddens'in yapısalcılık anlayışı nedir?

    Anthony Giddens'in yapısalcılık anlayışı, yapı ve eylemi bir ikiliğin birbirini tamamlayıcı unsurları olarak görür. Giddens'in yapısalcılık anlayışının temel kavramları: Yapının ikiliği. Pratik bilinç. Modernlik. Giddens, sosyolojideki krizin, yapı ve eylem arasındaki ikicilikten kaynaklandığını belirtir ve bu krizi aşmak için yapılaşma teorisini geliştirmiştir.

    Modernleşme ve değerler kuramı nedir?

    Modernleşme ve değerler kuramı, modern toplumun doğuşunu ve değişim süreçlerini açıklamaya çalışan bir teoridir. Modernleşme, geleneksel toplum düzeninden kopuşu ve kentleşme, endüstrileşme, demokratikleşme gibi süreçleri ifade eder. Değerler kuramı ise, modern toplumun benimsediği değerlerin (laiklik, demokrasi, piyasa ekonomisi gibi) toplumsal dönüşümdeki rolünü inceler.

    Anthony Giddens neyi savunur?

    Anthony Giddens, yapılaşma kuramı ve modern toplumlar üzerindeki bütünsel görüşleriyle tanınır. Başlıca görüşleri: Yapı ve eylem ilişkisi: Giddens, yapı ve eylemi birbirinin zıddı olarak görmektense, onları birbirini tamamlayan unsurlar olarak görür. Modernite: Modernitenin artık klasik sanayi toplumlarından farklı, daha karmaşık ve küresel bir evreye geçtiğini savunur. Küreselleşme: Küreselleşmenin zaman ve mekânın geleneksel anlamlarını yitirmesine yol açtığını belirtir. Risk toplumu: Modern toplumların, teknolojik gelişmeler nedeniyle doğa olayları ve insan kaynaklı tehlikelerle baş etmek zorunda olduğunu ifade eder. Öz-üretim: Geleneksel kimlik kalıplarının çözüldüğünü ve bireyin sürekli kendini yeniden tanımlamak zorunda olduğunu savunur.

    Giddens'ın modernite teorisinin temel ilkeleri nelerdir?

    Anthony Giddens'ın modernite teorisinin temel ilkeleri şunlardır: Yüksek Modernite: Modernlik, klasik sanayi toplumlarından farklı olarak daha karmaşık ve küresel bir evreye geçmiştir. Sosyal Kurumların Sistemleşmesi: Sosyal kurumlar giderek daha çok sistemleşmiş ve bireyler bu sistemlerle daha derin etkileşim içine girmiştir. Zaman-Mekan İlişkilerinin Yeniden Yapılanması: Teknoloji sayesinde insanlar coğrafi olarak uzak olsalar da sosyal olarak çok daha yakın hale gelmiştir. Bireyin Kimliğini Yeniden İnşa Etmesi: Geleneksel kimlik kalıpları çözülürken, birey sürekli olarak kendini yeniden tanımlamak zorundadır. Refleksif Modernite: Bireyler hayatlarını geleneklere göre değil, bilgiye ve düşünmeye dayalı kararlarla yönlendirmeye başlamıştır. Modernitenin Çok Yönlü Ele Alınması: Modernite, kapitalizm, rasyonalizm ve sanayileşme gibi farklı yönlerden ele alınmalıdır.

    19. yüzyılda modernleşme ve karşıtları nelerdir?

    19. yüzyılda modernleşmenin bazı karşıtları ve modernleşme süreci şu şekilde özetlenebilir: Modernleşmenin Karşıtları: Muhafazakâr Düşünce: Muhafazakârlar, Fransız Devrimi'ne ve özellikle Rousseau'ya karşı çıkarak, Aydınlanmanın bireyi disipline edici kurumlardan özgürleştirmesine karşı çıkmışlardır. Modernleşme Süreci: Osmanlı'da Modernleşme: Osmanlı Devleti, 1770-1876 yılları arasında bir asırlık dönemde, askeri, idari ve siyasi sistemlerinde ıslahatlar ve reformlar gerçekleştirmiştir. Toplumsal Değişim: Modernleşme, ulaşım, haberleşme ve üretimde gelişmelere yol açarken, yetersiz altyapı nedeniyle salgın hastalıklar ve yaşam zorlukları da beraberinde getirmiştir. Islahatların Etkisi: 19. yüzyılda Osmanlı'da uygulamaya konulan reformlar, şehrin sosyal ve kültürel hayatında da değişikliklere yol açmış, geleneksel kültürel pratiklerin etkisi azalmıştır.

    Modernleşme Okulu neyi savunmaktadır?

    Modernleşme Okulu, toplumların modernleşme süreçlerini analiz ederken, bu süreçlerin evrensel olduğu ve tüm toplumların benzer aşamalardan geçeceği varsayımına dayanır. Modernleşme Okulunun temel görüşleri: Ekonomik modernleşme: İşin uzmanlaşması, kaynakların başarıyı ölçüt alarak dağıtılması, pazarın genişlemesi, kentleşme ve hareketlilik. Siyasal modernleşme: Geleneksel elit gruplarının gücünün zayıflaması ve demokrasiye kayması. Kültürel modernleşme: Eğitimin yaygınlaşması, laikleşme, ulus-üstü kimliklerin gelişmesi. Modernleşme Okulu, Batı dünyasının modernleşme anlayışını diğer toplumlara da uygulanabilir kılmaya çalışır. Ancak, bu yaklaşımın Batı merkezli olduğu ve gelişmekte olan toplumların tarihsel, kültürel bağlamlarını göz ardı ettiği yönünde eleştiriler bulunmaktadır.

    Modernite ve sonuçları kitabı ne anlatıyor?

    Anthony Giddens'ın "Modernliğin Sonuçları" adlı kitabı, modernliğin doğasını açığa çıkarmak için yeni kavramlar geliştirerek modernliğin sonuçlarını ele alır. Kitapta işlenen bazı konular: Modernliğin düşünümselliği: Bireylerin kimliklerini soyut sistemler içindeki stratejiler ve seçenekler arasında yapılandırması. Risk, güven ve tehlike: Modern toplumda bu kavramların iç içe geçmesi. Soyut uzmanlık sistemleri: Modern kurumların sunduğu zaman-uzam uzaklaşması ve güvenlik. Küreselleşme: Modernliğin dünya üzerindeki etkileri. Ontolojik güvenlik: Bireylerin kendini gerçekleştirme ve dünyaya karşı savunma mekanizmaları. Giddens, modernliğin radikalleşip evrenselleştiği bir dönemde yaşandığını ve bu sürecin hem fırsatlar hem de global riskler barındırdığını belirtir.